ENGELLİ BİREYLERİN İŞGÜCÜ PİYASASINA KATILIM SİSTEMLERİ



     ENGELLİ BİREYLERİN İŞGÜCÜ PİYASASINA KATILIM SİSTEMLERİ

 

 

 

GRUNDTVIG 2 ÖĞRENME ORTAKLIĞI

 


ENGELLİ BİREYLERİN İŞGÜCÜ PİYASASINA KATILIM SİSTEMLERİ

PROJE RAPORU







                                                   Eylül, 2007





İÇİNDEKİLER


                                                                                                                                     Sayfa NO

Bilgilendirme …….……………………………………………………………………………3
1. Giriş…………………………………………………………………………………………4
2. Özürlülükle ilgili yasal düzenlemeler ……..……………………………………………….8
3. Mesleki eğitim, rehabilitasyon ve istihdam sistemleri…......................................................15
4. Uygulamalar ve iyi örnekler……..........................................................................................31
6. Anket sonuçları …….......................................... ………………………………………….53
7. Eğitim programı çerçevesi…… …….. ……………………………………………………61
8. Kapanış Notları.....................................................................................................................64

















Proje ekibi, projenin yürütülmesi sırasında desteklerini esirgemeyen herkese teşekkürlerini sunar. Projeye finansal destek sağlayan Avrupa Komisyonuna ve ortak ülkeledeki Ulusal Ajans yetkilerine özel teşekkürlerimizi bildirmekten onur duyarız.


İletişim kurabileceğiniz proje ortaklari iletişim bilgileri
İsim
Ülke
E-Posta
Betül Yalcin
Türkiye
Lucie Sedlackova
Çek Cumhuriyeti
Lucie.Sedlackova@na.mpsv.cz
Alan Petrie
İrlanda
alanpetrie@dsse.ie
Andrzej Kamlinski
Polonya
stow.wtz.d@wp.pl
Linda Luhse
Estonya
daycare@matti.ee
Esa Jukantupa
Finlandiya
esa.jukantupa@kauhava.fi








1. GİRİŞ
Proje, özürlü insanların iş gücü piyasasına entegrasyonunu sağlamaya yönelik sistemlere dair bilgi paylaşımı üzerinde odaklanmıştır. Projenin amacı, özürlü insanların üye ülkelerdeki işgücü piyasasına entegre edilmesine yönelik sistemlerin tanımlanması, bu sistemlerdeki sorunların tespit edilmesi, en iyi uygulamaların paylaşılması ve mesleki eğitimde rol oynayan profesyonellerin eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesidir. Öğrenim ortaklığı boyunca ülkelerden gelen kurumlar ülkelerindeki özürlülerle ilgili yasaları, özürlülerin mesleki eğitimi ve istihdamına yönelik sistemleri ve iyi uygulama örneklerini tanıtmışlardır. Bunların yanında özürlülerin mesleki eğitimi ve istihdamına yönelik sistemlerin sorunları da tartışılmıştır. İlk yılın ortak ülkelerinde bir anket araştırması yapılmıştır. Özürlülerin mesleki eğitimi ve istihdamı sürecinde rol oynayan profesyonellere, kapasitelerini yükseltmeye yönelik eğitim programları konusundaki ihtiyaç ve düşüncelerini öğrenmek amacıyla anketler verilmiştir. Anketin sonuçlarına göre eğitim programının çerçevesi hazırlanmıştır.
Bir toplantıda paylaşılan bu sonuçlara göre eğitim programının çerçevesi yapılandırılmıştır. Eğitim programına ek olarak final rapor, materyaller, ilgili okumalar ve sunumları içeren interaktif bir CD yayınlanmıştır. Projenin Final Raporunun projenin ortak dilinde basımı sağlanmıştır. Bu projenin sonuçlarını ve kazandırdığı deneyimler kullanılarak özürlülerin mesleki eğitim ve istihdamı sürecinde çalışan profesyonellerin kapasitelerini arttırmaya yönelik ikinci bir proje hazırlanabilecektir.
Çoğu aktivite ve bilgi paylaşımı ülkelerdeki ortaklarca yapılan toplantılarda gerçekleştirilmiştir. Toplantılar sırasında farklı kuruluşlar ziyaret edilmiş, böylelikle ilk elden bilgi erişimi sağlanmıştır. Proje süreci süresinde elde edilen materyal, fotoğraf ve ziyaret edilen yerler de projenin internet sitesinde yayınlanmıştır. (www.pwdemployment.com).
Proje konusundaki ilk fikir Prag'da 2004 yılında gerçekleşen ve Türkiye, İrlanda, Çek Cumhuriyeti ve Estonya'nın ilk kez bir araya geldiği iletişim semineri sırasında ortaya çıkmıştır. Daha sonra projenin ilk yıl başvurusu hazırlanmıştır. Başvuru, Litvanya'daki ortak dışında herkesçe onaylanmıştır. Projenin ilk yılındaki ortak ülkeler Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Polonya, İrlanda ve İspanya olmuştur. Ne yazık ki İspanya’daki proje ortağı ilk toplantıdan sonra projeden ayrılma kararı almıştır. Sağladıkları bilgi son rapora dâhil edilemeyecek kadar az olmuştur, fakat bilgilerin sunumu projenin internet sitesinde gösterilmiştir. Bir sonraki yıl yenileme başvurusu yapılmış ve başvuru Türkiye, İrlanda, Çek Cumhuriyeti, Polonya'nın yanı sıra Estonya ve Finlandiya'dan yeni katılan ortaklarca da onaylanmıştır.
Türkiye, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı koordinatör kurum olmuştur. Bu kurum Türkiye'de özürlüler alanında politika geliştirme ve özürlüler için eşit fırsatların yaygınlaştırılması konusunda sorumlu olan bir koordinasyon kuruluştur. İdare, kurumsal vizyonunu özürlülerin bağımsız bir hayat sürdürebilmeleri, sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlere eşit ve tam katılım sağlamaları, tüm bilgi ve kamu hizmetlerine erişim sağlayabilmeleri konusunda stratejiler ve özürlü politikaları geliştirmek şeklinde belirlemiştir. İdare, özürlülerle ilgili konularda ulusal ve uluslararası kurumlar arasında eşgüdüm ve işbirliği geliştirmek ve uluslararası alandaki gelişmeleri izlemekle sorumludur.
Kurulduğundan bu yana İdare, özürlülerle ilgili birçok önemli faaliyette önemli roller oynamaktadır. İdare daha çok özürlülerin istihdam oranının arttırılması üzerinde odaklanmıştır. Çünkü özürlü insanların %78'inin işgücünün dışında olduğu ve istihdam edilenlerinin büyük çoğunluğununda işyerlerinde uyumlaştırma problemleri yaşadığı bilinmektedir. Bu yüzden İdare ilerleyen yıllarda bu sorunların üstesinden gelinmesine önem vermektedir. Özürlüler İçin İstihdam Eylem Planı hazırlanmış ve 2005 yılı  "Özürlü İnsanlar İçin İstihdam Yılı" olarak ilan edilmiştir. Özürlüler Yasasının yayınlandığı 2005'ten bir yıl sonra İdare Özürlüler Yasasının maddelerinin uygulamada hayat bulması için 16 yeni yönetmeliğin hazırlanmasını koordine etmiş ve bu yasal düzenlemeler yayınlanmıştır.
Çek Cumhuriyeti Náchod İş Kurumu resmi istihdam hizmetinin bir parçasıdır. Bu kurum bölgesindeki istihdam işlerinden sorumludur. İş Kurumu farklı müşterilere farklı hizmetler sunmaktadır. İş Kurumu işsizlerle, işini kaybetme riski olanlarla, işverenlerle, okullarla ve eğitim kurumlarıyla, yerel otoritelerle ilgilenmektedir. Öte yanda işverenlere işe yerleştirme hizmetleri sunmaktadırlar. Aynı zamanda danışma ve eğitim hizmetleri de vermektedirler. Yeni iş pozisyonlarının açılmasını ve yerel istihdamı desteklemekte ve bunlar için çeşitli hibeler sağlayabilmektedirler.
İş Kurumu özellikle işgücü piyasasında sorun yaşayan özel gruplar üzerinde odaklanmaktadır. Bu gruplardan birisi de özürlü insanlardır. Bu insanlar için özel program ve olanaklar hazırlamaktadırlar. Bu müracaatçılar İş Kurumu'nun bilgileri ve kariyer danışma departmanından yararlanmaktadırlar. İş Kurumu aynı zamanda özürlüler için yeni iş pozisyonlarının yaratılmasını da destekleyebilmektedir. Bu insanlar için mesleki rehabilitasyon, özel eğitim, destekli bir iş ve özel eğitim sağlanması oldukça yeni bir imkandır.

İrlanda, Güney Dublin Destekli İstihdam Ltd. (DSSE) Ulusal Kalkınma Planı çerçevesinde Devlet Eğitim Ajansı FAS tarafından finanse edilmektedir. Bu kurum beş yıldır bu alanda faaliyet göstermektedir. Şirketin amacı özürlülerin genel istihdama erişimini sağlamak ve bu sürecin her aşmasında onlara destek sunmaktır. D.S.S.E Ltd. özürlü insanları kendi seçtikleri ve güçlerine, ilgi ve yeteneklerine uygun işe yerleştirilmesi için çalışır. DSSE her türlü özür grubuna yönelik çalışmalar yapar ve Avrupalı üyelerin eşitlik konusundaki yaklaşımlarını daha iyi anlama yolundaki fırsatları da severek kabul eder ve bu gruba sunulan istihdam standardının yükseltilmesi için AB sağlayıcılarıyla etkileşim içerisinde çalışmalarda bulunur. DSSE, kendisine FAS tarafından sevk edilen 18 yaş ve üstü insanlarla çalışır. 2004'te katılım oranı 183 olmuştur. DSSE bünyesinde 8 tam zamanlı İş Koçu, İdareden sorumlu bir kişi ve bir Koordinatör bulunmaktadır. Kurum aynı zamanda işverenler ve işveren grupları için özürlülük bilincini arttıracak eğitimler de sunar. DSSE destekli istihdamın her düzeyde yaygınlaştırılması konusunda etkin çalışmalarda bulunmaktadır.              
Polonya Özürlüler Derneği "Joy of Life" (Yaşma Sevinci), Bialystok bölgesinde yer alan 8000 nüfuslu küçük bir kasaba olan Dąrowa Białstocka'da bulunmaktadır. Merkez çoğunlukla zihinsel özürlü, Serebral Palsi'li ve Down Sendromu olan yetişkinlerden oluşan özürlü insanlar için ders dış eğitim (örgün eğitim) hizmetleriyle ilgilenmektedir. Dernek programında günlük 25 özürlü bireye hizmet verilmektedir. Merkezde rehabilitasyon ihtiyaçlarına göre hazırlanmış ayrı odalarda öğretmen gözetiminde 5 kişilik gruplar halinde sosyal ve mesleki rehabilitasyon konusunda hizmetler verilmektedir. Dernek bünyesinde özürlülerle ilgili çalışan 7 kişi vardır: psikolog, fizyoterapist, iş terapisi öğretmenleri ve hemşire. Programa göre, yemek yapmak, kişisel hijyen sağlamak ve işe gitme yeteneği kazanmak gibi yardım almadan iş yapabilme yetisi sağlayacak temel aktiviteler konusunda eğitim vermektedirler.  Merkezde aynı zamanda çeşitli terapi türleri uygulanmaktadır (Müzik terapisi, sanat terapisi ve basit sanatsal ve teknik işer ve rehabilitasyon egzersizleri). Merkezde bulunan özürlüler 18–40 yaşları arasındadır ve kasaba çevresinde geniş bir alanda yaşmaktadırlar. Merkeze, merkezin kendi arabasıyla ücretsiz olarak getirilmektedirler. Merkezin tüm faaliyet masrafları Hükümet Fonları tarafından karşılanmaktadır.
Finlandiya, Tuettu Tyollistyminen Ry. Destekli Eğitim Derneği özürlü insanların, özellikle zihinsel engeli olan insanların serbest iş gücü piyasasında destekli eğitim yöntemleri kullanılarak istihdamının yaygınlaştırılması amacıyla kurulmuştur. Dernek farklı müracaatçı grupları için eğitim sağlar ve bölge çapında destekli eğitim geliştiricisi olma görevini üstlenir. Zihinsel engeli olan insanlar için daha öğrenciyken bağımsız bir hayat sürdürme çalışmalarına başlamak çok önemlidir. Bu insanların aileleri de özürlü insanları bağımsız hayatlarında yönlendirirken rehberlik, destek ve deneyime ihtiyaç duyarlar. Uygulamalı eğitim sırasında özürlüler iş yerleştirme müdürü ya da meslek asistanının desteğiyle görevlerini ve işyerini öğrenirler. Meslek asistanı alanda yerleştirme müdürü ile birlikte çalışır. Görevi, 2–6 özürlü insana işyerinde yardımcı olmaktır. Sosyal ağ desteği de bireyin güçlenmesi ve serbest iş gücü piyasasında kalabilmesinde oldukça etkili olmaktadır. Amaç, normal hizmetleri kullanan bir işveren bulunmasıdır. Son zamanlarda bu insanlar meslek asistanlığı işine yoğunlaşmaya başlamıştırlar.
Estonya, MTÜ Viljandımaa Singel 1997'de kurulmuş ve özürlü insanlara günlük destek sağlayan gün içi bakım merkezi olarak çalışmaya başlamıştır. 2000 yılından bu yana gün içi bakımın yanı sıra psikiyatrik vakalar için psiko-sosyal rehabilitasyon hizmetleri, destekli hayat ve meslekler sunmaktadır. Psiko-sosyal rehabilitasyon, özürlü insanların topluma kazandırılmasını kapsar. Müracaatçılar 18-65 yaşarı arasındadırlar, yaş ortalaması insanların en çok çalıştığı dönem olan 30-45 yaş arasındadır. Merkezin amacı özürlü insanların iş bulmalarına yardım etmek ve onları bu sürecin farklı düzeylerinde desteklemektir, bu da mesleki rehabilitasyonun önemli bir parçasıdır. Merkez, özürlü insanlara eşit fırsatlar sunacak yapıları oluşturma ve özürlülere sunulan hizmetlerin geliştirilmesi konusunda çalışmalarda bulunmaktadır. Merkez 2005 yılında, destekli işyeri konusunda özel ihtiyaçları olan 14 insanı İstihdam Kurulu ile işbirliği yoluyla işe yerleştirmiş, 2006'da da 12 kişiyi serbest işgücü piyasasında istihdam etmiştir.










2. ÖZÜRLÜLÜKLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER
TÜRKİYE
Türkiye Özürlüler Yasası Temmuz 2005'te yürürlüğe girmiştir. Yasanın temel amaçları: özürlülüğün önlenmesi, sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenlik alanlarında karşılaşılan sorunların çözülmesi, özürlü insanların sosyal hayata katılımını önündeki engellerin kaldırılması yolunda önlemler alınması ve günlük yaşam faaliyetlerinde bağımsızlığın geliştirilmesidir. 
Yasa iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde özürlülükle ilgili tanımlar, özürlüler alanındaki temel prensipler ve özürlülere sunulan hizmetlerle ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Kalan kısmında da özürlülerle ilgili mevcut yasaların sorunlarını çözecek yeni düzenlemeler belirtilmiştir.
Yasa, özürlülüğün sınıflandırılması, bakım hizmetlerinin türleri, rehabilitasyon türleri, özürlülüğün erken teşhisi, iş ve meslek analizi, istihdam ve korumalı istihdam,  eğitim ve öğretim konularında çerçeveler çizen ve yönergeler veren maddelerden oluşmaktadır.
Bu yasada ilk ilk kez korumalı işyeri tanımı kullanılmış ve korumalı işyeri özellikle ileri derecede zihinsel engeli bulunan insanların istihdamı için benimsenmiştir. Bu yasa ile özürlü insanların mesleki sorumlulukları ilgili dernek ve kurumlara ve yerel idarelere yüklenmiştir. Yasa, kota gerekliliklerini yerine getirmeyen işverenlerden alınan para cezalarının alınması kolaylaştırmıştır. Yasada kamu istihdamı konusuyla ilgili bazı maddeler de bulunmaktadır.
Bu yasada bakım, bakım türleri ve bakım ihtiyaçları tanımlanmıştır. Sosyal güvencesi olmayan fakat bakıma ihtiyaç duyanlar da mali destek sistemine dahil edilmiştir. Yine bu yasayla değerlendirme kurullarınca özel eğitime ihtiyaç duydukları belirlenen bütün çocuklar destek sistemi kapsamına alınmıştır. Yüksek öğretim düzeyinde her üniversite kampusunda Özürlü Öğrenciler Danışma ve Koordinasyon Merkezleri kurulması öngörülmektedir. Bu merkezler üniversiteye devam eden özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim süreçlerinde destekleyecektir.  
 Yasa aynı zamanda ulaşılabilirlik konusuna da değinmektedir. Bütün kamu binaları, yollar, kaldırımlar, yaya geçitleri, rekreasyon alanları ve benzer sosyal ve kültürel altyapı alanları özürlü insanların erişebileceği duruma getirilmelidir.
Yasa, Büyükşehir belediyelerine ve belediyelere bazı sorumluluklar yüklemektedir. Belediyeler toplu taşma araçlarını özürlü insanların kullanabilmesi için gerekli önlemleri almakla ve özürlülerle ilgili konularda bilinç oluşturma, rehberlik ve danışa tesisleri sağlayacak "Özürlü Hizmet Birimleri" kurmakla yükümlüdür.
Yasanın yürürlüğe girmesinden bir sonraki yıl Yasa'nın beklenen hükümlerinin uygulamasının arttırılması için 16 yönetmelik yayınlanmıştır. Bu yönetmeliklerden özürlülerin istihdamıyla doğrudan ilgili olan iki yönetmelik bulunmaktadır. Özel Mesleki Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği ile mesleki rehabilitasyon merkezi açma konusunda ilk temel düzenlemeler yapılmıştır. Bu merkezlerin kurulma amacı özürlü insanların yeterliliklerini arttırarak istihdam edilme imkanlarını arttırarak ekonomik ve sosyal refahlarını sağlayacak hizmetler sunmaktır. İkincisi ise Korumalı İşyerleri Yönetmeliğidir. Bu yönetmeliğe göre korumalı işyeri, teknik ve mali yönden devlet tarafından desteklenen ve genel işgücü piyasasında yerleştirilmeleri zor olan özürlü insanlar için mesleki rehabilitasyon ve istihdam sağlamak için kurulan ve çalışma ortamının özel olarak düzenlendiği işyeri olarak tanımlanmıştır.
Özel eğitimle ilgili olarak 573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname  1997'de yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme özürlü bireylere sunulacak doğrudan ve dolaylı eğitim hizmetlerini tanımlamakta ve bu hizmetleri sunacak olan program, okul ve kurumları belirlemektedir. KHK’da belirtildiği gibi özürlü bireylerin erken müdahale, okul öncesi, ilköğretim, orta ve lise eğitim kurumları ve kaynaştırma eğitimi garanti altına alınmıştır. 
Özürlülerin istihdamı esas olarak kota/ceza sistemiyle sağlanır. Ayrıca özürlülerin istihdamıyla ilgili özel mevzuatlar vardır. 4857 Sayılı İş Kanunu, İş Kanununa dayalı olarak çıkarılan yönetmelik, Devlet Memurları Kanunu (657) ve Memurlar Kanununa dayalı olarak çıkarılan yönetmelikte hükümler ve maddeler vardır.
ÇEK CUMHURİYETİ
Özürlü insanlarla ilgili konularla ilgili yasalara bakıldığında, 435/2004 sayılı İstihdam Kanunu istihdam konularıyla ilgilenirken 155/1995 Maaş Sigorta Yasası diğer konuları düzenler.
Özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin eğitim kapasitelerine en uygun eğitim kurumlarına devam etmeleri yasalarla kabul edilmiştir. Öğrenciler hem kaynaştırma yoluyla eğitim yapan hem de özel sınıflarda eğitim görebilirler. Genel okul sistemlerinin gerekliliklerini karşılayamadıkları durumlarda gidebilecekleri özel okullar da bulunmaktadır. Destek için Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezleri bulunmaktadır ve bu merkezler çoğunlukla tanılama prosedürlerinden sorumludurlar. Özel Eğitim Merkezleri kaynaştırma yoluyla eğitim gören öğrenciler, öğretmenler ve aileler için kişisel destek sağlamaktadır.
Yasalara göre, yaşam kaliteleri engellenen insanların sınıflandırma dereceleri vardır. Tamamen özürlü insanlar, herhangi bir ekonomik faaliyette çalışma kapasitelerini en az %66 oranında kaybetmiş ve yalnızca belirli şartlar altında çalışabilen insanlardır. Kısmi özürlü insanlar, kapasitelerini en az %35 oranında kaybetmiş olan insanlardır. Özürleri ya da sağlık durumları genel yaşam standartlarını engellemektedir. Sağlık problemleri olan, uzun süreli bir hastalığı olan ve bu nedenle çalışma ve yeterlilik edinme konusundaki yetileri büyük ölçüde azalmış olan insanlardır. Özürlü insanlar iş gücü piyasasında daha yüksek derecede koruma altına alınmakta ve bazı vergi indirimlerinden yararlandırılmaktadırlar.
Bu insanlar aynı zamanda tam ve kısmi özürlü maaşı alabilmektedirler. Tam özürlü maaşı, gerekli sigorta sürecini tamamlamış olan ya da engeli işle ilgili bir yaralanma ya da hastalıktan kaynaklanan özürlülere verilir. Kısmi özürlü maaşı ise engeli iş ile ilgili bir yaralanma ya da hastalıktan kaynaklanan ve geliri belirli eşiklerin üzerinde olması dolayısıyla daha düşük bir maaş alacak olan özürlülere verilir.  
İşverenlerin de bazı yasal zorunlulukları vardır. Boş pozisyonları İş Kurumu'na bildirmek, özürlü insanlar için uygun işler yaratmak ve zorunlu kota doğrultusunda özürlüleri istihdam etmek bu sorumluluklarının başlıcalarıdır. Kota gereklilikleri özürlüleri işe almak, iş gücünün %50’ den fazlası özürlülerden oluşan işverenlerden ürün ve hizmet satın almak ya da devlet bütçesine her yıl vergi ödemek yoluyla yerine getirilir (ortalama aylık maaşın OAM %250'si).
İRLANDA
İrlanda Hükümeti, özürlülerin devlet sektöründe istihdam edilmeleri konusunda %3'lük bir hedef koymuştur. İstihdam Eşitliği Yasası 1999 yılının Ekim ayında hazırlanmıştır. Bu yasa istihdam alanında özürlülük, cinsiyet, medeni hal, cinsel tercih, din, yaş, ırk ve seyahat Seyahat Eden Toplum ekseninde yapılan ayrımcılığı yasadışı addetmiştir. Bu yasa işverenlere özürlü insanlarla ilgili ek görevler yüklemektedir. Bir işveren özürlü bir insanın ihtiyaçlarını "yeterince karşılamak" (reasonable accomodation) zorundadır. Bu yasayla, aşırı maliyetlere neden olmadığı sürece özürlülerin istihdama uyum sağlamasını kolaylaştırmak ve özürlülere yönelik ayrımcılığın etkilerini azaltmak ve yok etmek amacıyla önlemler alınması öngörülmüştür. Bu yasa Eşitlik Otoritesi tarafından uygulanmakta ve izlenmektedir. Eşitlik Otoritesi, İstihdamda Eşitlik Yasası çerçevesinde kurulan bir kurumdur ve eşitliği yaygınlaştırmak ve ayrımcılıkla savaşmakla görevlidir.
Ulusal Özürlüler Otoritesi (NDA) özürlü insanlara yönelik hizmetler için standart geliştirmek, izlemek ve özürlü politikasının oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur. NDA özürlülerle ilgili politika ve uygulamaların geliştirilmesi ve koordine edilmesine katkıda bulunur. Aynı zamanda program ve hizmetlerin uygulanmasını izler, eşitlik, katılım ve kapsayıcılığın yaygınlaştırılması için faaliyetlerde bulunur, uygulama kuralları hazırlar, araştırma yapar ve araştırma yapılması için görevlendirmelerde bulunur, bilgi toplar ve bunları dağıtır. Ulusal Eğitim ve İstihdam Otoritesi (FAS), işverenlere ve iş arayanlara eğitim yardımı yapar ve özürlüleri istihdam etmek isteyen insanlara geçici boş pozisyonlar da dahil tüm boş pozisyonları listelemek yoluyla fırsatlar sağlar. FAS aynı zamanda boş pozisyonlar açıldıkça bunlara uygun adayların belirlenmesine katkıda bulunabilmektedir.
İşte Güvenlik, Sağlık ve Refah Yasası, 1989, bütün çalışanların iş kazalarından ve meslek hastalıklarından korunmasını sağlamayı amaçlayan diğer yasal bir girişimdir. Yasada, özürlü insanlara sağlık ve güvenlik konularında eğitim verilmesi konusunda özel bir yer verilmiştir. Yasada belirtildiği gibi "işyeri özürlü insanlar dikkate alınarak düzenlenecektir". İnşaat Yönetmeliği, 2000, özürlü insanlar için ulaşılabilirliği arttırmak amacıyla değiştirilmiştir. Yeni bir binanın inşa edilmesi sırasında özürlü insanların dikkate alınmasını özellikle sağlamaktadır. Yönetmeliğin amacı geleceğin özürlü insanlar tarafından erişilebilir ve kullanılabilir şekilde planlanmasını sağlamaktır.
Özürlülerin Sosyal Refah Sistemi yoluyla yararlanacakları özel yasalar da vardır. Destekli istihdam hizmeti almaya uygun özürlüler uzun süreli özürlü maaşı alırlar. Üstelik özürlüler sosyal refah durumlarını etkilemeyecek şekilde haftada 16 saate kadar çalışabilmektedirler, fakat yaptıkları iş rehabilitasyon özelliği olan yarı zamanlı bir iş olmalıdır. 
POLONYA
Özürlü hakları Polonya Cumhuriyeti Anayasası, mesleki ve sosyal rehabilitasyon, özürlü insanların istihdamı, sosyal yardım ile ilgili yönetmelikler, istihdam ve işsizliğe yönelik karşı tedbirler, ulusal sağlık sigortası ve ulusal emeklilik sistemiyle korunmaktadır.  
Polonya Cumhuriyeti Anayasası'nda bütün insanların eşit olduğu ve resmi otoritelerce eşit muamele hakkına sahip olduğu belirtilmiştir ve politik, sosyal ve ekonomik hayatta herhangi bir nedenle ayrımcılık yapmak yasadışıdır.
Polonya 1997'de Özürlüler Şartı'nı kabul etmiştir. Bu şartta kamusal, sosyal, kültürel, sanatsal ve spor yaşamında ve turizm alanında özürlülerin ilgi ve ihtiyaçlarına göre tam katılımını sağlamaya yönelik hükümler de yer almaktadır. Yani özürlü insanlar sosyal hayata tam katılımlarını sağlayacak olan mal ve hizmetlere, sağlık hizmetlerine, erken teşhis, tıbbi rehabilitasyon ve eğitim, ve aynı zamanda engellerinin türü ve dercesine uygun sağlık hizmetlerine erişim hakkına sahiptirler. Bunlar ortopedik eşyalar, yardım araçları, rehabilitasyon donanımı, serbest iş piyasasında yeterlilik, eğitim ve imkanlarına göre iş bulma, mesleki danışma, kurumlardan yararlanma ve çalışmayı kapsar. Çevre ve bilgi erişilebilirliğini arttırıcı hükümler de bulunmaktadır.
Yasaya göre resmi otorite özürlüleri yaşam aktivitelerini yönetme, geçim sağlama, işe uyum sağlama ve sosyal iletişim konularında desteklemelidir. Yasada aynı zamanda özürlülerin rehabilitasyon ve istihdamı konusunda hükümler de bulunmaktadır. Bunun yanında yasa istihdam kurallarını düzenler, kendi işini kurma durumunda vergi desteği sağlanmasının ve korumalı işyerlerinin temelini oluşturur. Yasa aynı zamanda özürlü insanları istihdam eden şirketlere vergi indirimleri ve sübvansiyon gibi imkanlar sağlamıştır.
Öte yandan yasa özürlü insanlar adına görevleri ve hizmetlerin organizasyonunu tanımlar. İl İdareleri ve yerel toplumların sorumlulukları açıkça gösterilmiştir. Profesyonel Faaliyet Kurumu, ileri ya da orta derecede özürlü şeklinde sınıflandırılan özürlülerin istihdam edilmesi ve profesyonel ve sosyal rehabilitasyon yoluyla onları serbest sosyal çevredeki hayata hazırlamak amacıyla kurulmuştur. Bu yasa doğrultusunda özürlü insanların profesyonel ve sosyal rehabilitasyonu ve istihdamı düzenlenmiştir.
1 Mayıs 2004'ten bu yana Rehabilitasyon Yasası'nda yapılan değişiklikler olarak sunulan yeni yönetmelikler yürürlüktedir. Bu yönetmeliklere göre özürlü bir insanı istihdam eden bir işverene özürlü birine işte yardımcı olacak birini istihdam etme maliyeti Devlet Fonu'ndan geri ödenebilmektedir. Bu yardım, iletişim sağlamak yoluyla sağlanabileceği gibi özürlü çalışanın yapmakta zorlandığı işleri yapmak şeklinde de sağlanabilir.
ESTONYA
Özel ihtiyaçları olan insanlar için destek hizmetleri sağlamak genel sosyal sistemin bir parçasıdır.  Bu hizmetler sağlık hizmetleri, iş gücü piyasası kurul hizmetleri ve eğitim sistemi ile ilişkilidir. 1 Ekim 2007'den bu yana bu alanda düzenlemeler yapmak amacıyla iki yasa hazırlandı. İşsizlerin Sosyal Açıdan Korunması ve İşgücü Piyasası Hizmetleri Yasası yürürlüğe girdi. Bunun yanında İşsizlik Sigortası Yasası 1 Ocak 2002’de, İşgücü Piyasası Hizmetleri ve Yardım Yasası 1 Ocak 2006’da yürürlüğe girdi. İşgücü Piyasası Hizmetleri ve Yardım Yasası özürlülere işsizlik kaydı yaptırabilme ve iş gücü piyasası hizmetlerinde aktif olarak yer alabilme imkanı vermiştir.  Yasalar doğrultusunda özürlüler için dört yeni iş gücü piyasası hizmeti sunulmaktadır.
İşyerlerinin ve çalışma odalarının adaptasyonu: İşyeri ve ekipmanının özürlü bir insan için erişilebilir ve kullanılabilir olacak şekilde ayarlanması.
Ücretsiz kullanmak üzere temin edilen teknik araçlar: Eksikliği halinde özürlü insanın engeli nedeniyle kendisine verilen işleri yerine getiremeyeceği çalışmaya yardımcı teknoloji. İş gücü Piyasası Kurulu işverenle özürlü insanın işinde ihtiyaç duyduğu halde kullanabileceği teknik araçları ücretsiz vermek için anlaşma yapar.
İş mülakatında yardım: Engeli nedeniyle işvereniyle iş mülakatında iletişim kurmakta yardıma ihtiyaç duyan işsiz insanlara sunulan hizmettir.
Yardımcı bir insanla çalışmak: Mülakatında yardım: engeli nedeniyle işinde yardım ve yönergelere ihtiyaç duyan işsiz insanlara sunulan hizmettir. Bu hizmet, bir işveren işsiz bir özürlüyü belirtilmemiş bir dönem için istihdam edildiğinde sunulur.
Özürlü bir kişi bir işveren tarafından istihdam edildiğinde İşgücü Piyasası Kurulu, 30 000 EEK (2000€)’dan fazla olmamak kaydıyla  işyeri ve ekipman adaptasyon maliyetlerinin % 50'sini işverene öder.
İstihdam edilen bir özürlü, özürlülerin mesleki ve örgün eğitimini sürdürmeleri için kullanılan ileri eğitim ödeneği için başvurabilir. İleri eğitim ödeneği, ödeneğin ilk kısmının(640€) verilmesinden itibaren üç takvim yılı boyunca sosyal yardımların 24 katına kadar olan gerçek eğitim maliyetinin kısmen telafi edilmesi amacıyla verilir. Ödenek özürlü kişiye ödenir fakat aynı zamanda işveren için de yararlıdır. İşveren, özürlü bir insanı eğiterek çalışanının rekabet gücünü ve çalışma süresini de desteklemiş olur.
FİNLANDİYA
1351/2003 sayılı Sosyal İşletmeler Yasası özellikle özürlüler ve uzun süredir işsiz olan insanlar için sunulan fırsatların temelini oluşturmaktadır. Yasaya göre çalışanların en az %30'u özürlülerden ya da uzun süredir işsiz olan insanlardan oluşmalıdır. Sosyal işletme bütün çalışanlarına üretim düzeylerine bakılmaksızın eşit ödeme yapar. İstihdam otoriteleri ulusal bütçenin elverdiği sınırlar içerisinde sosyal işletmelerin kurulması ve işlemlerinin konsolidasyonu için destek sağlar.
Diğer önemli bir yasa da Ayrımcılık Yasasıdır (21/2004). Bu yasanın amacı eşitliği sağlamak, korumak ve ayrımcılığa uğrayan insanların yasa yoluyla korunmasını iyileştirmektir.  
Özürlü bir insan Özürlülere Yönelik Hizmet ve Yardımlar Yasası’nda (1987) öngörülen hizmet ve yardımlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bu yasa, özürlünün diğer bir yasa çerçevesinde yeterli ve uygun hizmet ile yardımdan yararlanamadığı durumlarda uygulanabilmektedir. Bu yasanın amacı özürlülerin diğer insanlarla eşit şartlar altında toplumun bir ferdi olarak yaşama ve hareket etme yeteneğini geliştirmektir. Yasanın diğer bir amacı da engellerin neden olduğu dezavantaj ve engellerin önlenmesi ile yok edilmesidir. Rehabilitasyon aynı zamanda Zihinsel Özürlüler İçin Özle Bakım Yasası’nca (1977) garanti altına alınan hizmetler arasında da yer almaktadır.
İstihdam Hizmetleri Yasası’nda (1993) özürlülerle ilgili şu noktalar üzerinde odaklanan aşağıdaki hükümler yer almaktadır: İşte tutma, özürlü bireylerin esas istihdama katılmalarını amaçlayan kaynaştırma uygulamaları, eğitim hizmetleri ve serbest iş gücü piyasası, hareketlendirmeyi teşvik eden gelir muhafazası, sübvansiyon yoluyla istihdama ikna etme.


















3. MESLEKİ EĞİTİM, REHABİLİTASYON VE İSTİHDAM SİSTEMLERİ
TÜRKİYE
Özürlü insanların eğitim hakkı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nca güvence altına alınmıştır.  Özürlü insanların eğitimine ilişkin birçok yasa ve mevzuat da mevcuttur. Özürlülerin mesleki eğitimini sağlayacak olan mesleki eğitim merkezleri, eğitim ve uygulama merkezleri ve çıraklık eğitim merkezleri bulunmaktadır.
Zihinsel Özürlülere Yönelik Mesleki Eğitim Kurumları temel yaşam becerilerini geliştirmek, özürlüleri topluma kazandırılması, iş hayatına ilişkin bilgi ve becerilerin toplanması amacını taşıyan iş okullarıdır. İş eğitim merkezleri temel yaşam becerilerini ve çeşitli iş becerilerini kazandırma amacı taşıyan örgün mesleki eğitim kurumlarıdır.  Marangozluk, galoş ve poşet gibi plastik üretimi, el sanatları, işyeri hizmetleri, tarımsal işler gibi çeşitli alanlarda iş eğitimi sunmaktadırlar.
İşitme Özürlüler Meslek Liseleri’nin temel yaklaşımı bu insanların normal okullarda normal akranlarıyla kaynaştırmalı eğitim görmelerini sağlamaktır. Kaynaştırmalı eğitimden yararlanamayanlar için çok programlı mesleki eğitim liseleri bulunmaktadır. Bu liselerde bilgisayar işlemleri, mobilya dekorasyonu, tesisat teknolojileri, inşaat, boyama, metal işleri, elektrik, muhasebe, tekstil-giyim dersleri sunulmaktadır.
Ortopedik Özürlüler Mesleki Eğitim Liseleri ortopedik engeli olan çocuklar genelde normal eğitim veren okullara devam etmektedirler.  Kaynaştırmalı eğitimden yararlanabilen ortopedik özürlü öğrenciler için muhasebe ve giyim bölümleri olan meslek liseleri bulunmaktadır.  Piyasada rağbet gören bilgisayar, elektronik, telekomünikasyon gibi yeni bölümlerin açılma ihtimali de bu okullarda bulunmaktadır.
Görme Özürlülerin Mesleki Eğitimi,  görme özürlü öğrenciler genellikle normal liseye devam etmektedirler (%90). Görme kaybı olan ve mesleki ve teknik liselere devam eden öğrenciler de vardır. Bu öğrenciler endüstri meslek liseleri, kız meslek liseleri (toplamı %6'sı), ticaret meslek liseleri (%3), sanat okulları (%1) gibi liselere devam etmektedirler. Lisans ve yüksek lisans derecelerinde görme özürlü öğrencilerin diğer özürlü gruplarına oranı daha fazladır. 
Otistik Çocuklar Eğitim Merkezleri ilköğretim düzeyinde olup, normal ilköğretim okullarında otistik çocuklar için özel sınıflar bulunmaktadır. Otistik çocuklar konusunda uzmanlaşmış özel merkezler de vardır.  Daha yüksek eğitim düzeylerinde otistik çocuklar için yeni kurulmuş iş eğitimi merkezleri vardır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Devlet Personel Başkanlığı özürlülerin istihdamından sorumlu başlıca kurumlardır.
İş Kanununa dayanılarak çıkartılan Özürlülerin İstihdamıyla İlgili Yönetmelik’te işyerinde 50 ya da daha fazla kişi çalıştıran işverenlerin toplam çalışan sayısının kamu sektöründe %4’ü, özel sektörde %3’ü oranında özürlü istihdam etme zorunluluğu vardır.  Bu kotayı yerine getirmeyen işverenlerin aylık bir ceza ödemeleri gerekmektedir. Cezanın miktarı 2007 yılında ayda 1.266 YTL’dir. Bu vergiler Para Cezaları Fonunda toplanmakta ve İş Kurumu tarafından özürlülerin mesleki eğitim, rehabilitasyon ve istihdamı üzerinde odaklanan projeler için kullanılmaktadır.
Para Cezaları Fonunun toplam değeri 2005 istatistiklerine göre 4.8 milyon YTL’dir. 2005 yılında 8958 özürlü bireyin mesleki eğitim almasını sağlayan 72 proje desteklenmiştir. Bu paranın kullanımı bir komisyon tarafından belirlenmektedir. Bu komisyon ilgili kamu kurumlarından, işveren ve çalışan derneklerinden ve özürlüler için çalışan derneklerden gelen temsilcilerden oluşmaktadır.
İstihdam sisteminde yüzde üç oranındaki yasal zorunluluktan fazla sayıda özürlüyü istihdam eden, kanunen zorunlu olmadığı halde özürlüleri istihdam eden ve çalışma gücü kaybı  %80’in üstünde olan özürlüleri istihdam eden işverenlere yönelik sübvansiyonlar bulunmaktadır.  Bu tür işverenler istihdam ettikleri her özürlü için sosyal sigorta primlerinde %50 oranında indirimle sübvanse edilirler.  Aradaki fark Devlet Hazinesi'nce ödenmektedir.
Özürlü insanlara yönelik sübvansiyonlar da vardır. İş gücü piyasasında aktif olan özürlüler vergi indirimlerinden yararlanırlar. İndirim oranı özrün derecesine göre değişmektedir.
Kota/ceza temelinde işleyen sisteme ek olarak kısa bir süre önce özürlülerin eğitimi ve istihdamıyla ilgili yeni sistemler de getirilmiştir. Bunlardan en önemlileri 2006’da kabul edilen ve özürlülerin eğitim, rehabilitasyon ve istihdamı ile doğrudan ilgisi olan iki yeni yönetmeliktir. Bunlardan ilki olan Özel Mesleki Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği Türkiye’de mesleki rehabilitasyon merkezlerinin açılması konusunda ilk düzenlemenin yapıldığı yönetmeliktir. Bu merkezlerin kurulmasındaki amaç, yeterliliklerini ve dolayısıyla işe alınma imkanlarını arttırarak özürlülerin ekonomik ve sosyal refahlarını geliştirecek hizmetler sağlamaktır. Yönetmeliğe göre mesleki rehabilitasyonu oluşturan bileşenler;  tıbbi rehabilitasyon, mesleki rehberlik, işe hazırlama, bir işe alınma ve iş değiştirme öncesi ya da mesleki gelişim eğitimi, işe yerleştirme ve istihdamın kolaylaştırılması ve özürlülerin iş gücü piyasasında aranan, ilgi ve becerilerine uygun işlerdeki sayılarının arttırılması amacıyla sürekli ve koordinasyon içinde gerçekleştirilecek takiptir. Bugüne dek yeterli ölçüde dikkat gösterilmemiş olan sosyal rehabilitasyon uygulamaları da yönetmelikteki yerlerini almıştır. Buna göre sosyal rehabilitasyon özürlülerin eve, merkeze ve sosyal çevrelerine adaptasyonunu desteklemek ve resmi/özel kurumlarla etkin iletişim içerisinde bulunmalarını sağlamak amacıyla gerçekleştirilecektir.
Korumalı İşyerleri Yönetmeliği ile normal iş gücü piyasasına girmesi zor olan özürlülere yönelik mesleki rehabilitasyon ve istihdam hizmetlerinin yapılandırılmasının yasal temeli oluşturulmuştur. Korumalı bir işyeri kurmanın şartları şöyledir: işyeri bir büyükşehir belediyesinin sınırları içerisinde faaliyet gösteriyorsa çalışan sayısının en az 30, bir belediyenin sınırları içerisinde faaliyet gösteriyorsa en az 15 olması; çalışanların %75'inin özürlü olması;  zihinsel, ruhsal-duygusal ve davranışsal özürlülerde %40 çalışma gücü kaybı, diğer özür gruplarında ise %60 çalışma gücü kaybı olması; çalışanların 15 yaşından büyük olmaları gerekmektedir.
Bu yönetmeliklerle resmi kurumlarca temin edilen mesleki rehabilitasyon hizmetlerini belediyelerin sağlaması zorunlu hale gelmiştir. Şu andan itibaren mesleki rehabilitasyondan yararlanmak isteyen özürlüler belediyeye başvurabilecek ve belediyenin yapacağı ödemeler sayesinde bu hizmetlerden yararlanabileceklerdir. Bu gelişmelerin özürlülerin eğitim, rehabilitasyon ve istihdamı konusunda yeni tartışma ve düzenlemeleri beraberinde getireceği umulmaktadır.
ÇEK CUMHURİYETİ
Mesleki eğitim, entegrasyon politikasına ve fırsat eşitliği ilkelerine göre sürdürülmektedir. Temel okullarda eğitim göremeyecek durumda olan insanlar özel okullarda eğitim görebilmektedir. Görme, işitme ve zihinsel engeli, dil ve konuşma bozukluğu, belirli öğrenim ve/veya davranış sorunları olan çocuklar, birden fazla engeli olan öğrenciler, otistik öğrenciler, uzun süreli hastane bakımına ihtiyaç duyan öğrenciler, kronik bir hastalığı olan çocuklar ve genç suçlular özel eğitim gruplarını oluşturmaktadır.
Özel okullarda sadece özürlü çocuklar için eğitim verilmekle kalınmayıp daha önce zorunlu eğitimlerini tamamlayamamış olan özürlü yetişkinlere de ders verilmektedir. Bu okullar tamamıyla resmi fonlardan mali destek almakta ve özel eğitim alanında yeni yöntem ve yaklaşımlar geliştirilmesine de katkıda bulunmaktadır. Bu okullar normal okul müfredatını takip etmektedir. Sadece zihinsel özürlü öğrencilere eğitim veren özel okullar özel olarak indirgenmiş bir müfredat takip etmektedirler. Normal derslere ek olarak hareket, yönlendirme, özel bilişim teknolojileri eğitimi de vermektedirler. Bu okullarda genellikle yatılı eğitim hizmeti verilmektedir.
3–6 yaş arası çocuklar için özel kreşler de vardır. Özel eğitim veren okullar dokuzuncu sınıfa kadar eğitim vermektedir.  Özel eğitim veren okullarda eğitim göremeyen çocuklar yardımcı okula devam edebilirler. Eğitimin ilerleyen düzeylerinde özel eğitim veren okulların 9. sınıfını başarıyla tamamlayan öğrencilerin eğitimlerini sağlayabilecekleri özel meslek okulları bulunmaktadır. Aşçılık ve dikiş gibi iş alanlarında iki ya da üç yıl eğitilirler. Uygulama okulları basit aktiviteler için bir ila üç yıl eğitim vermektedirler. Özel mesleki ortaokul ve özel teknik ortaokullar özürlülere eğitim hizmeti veren diğer okul türleridir.
Özürlülere yönelik hizmetler konusunda önemli rol oynayan diğer kurumlar Eğitimde Psikolojik Rehberlik Merkezleri'dir. Bu merkezler bir sonraki eğitim adımının belirlenmesi sırasındaki teşhis sürecine katkıda bulunurlar. Özel Eğitim Merkezleri aynı zamanda bireysel olarak entegre edilmiş öğrenciler, ebeveynler ve öğretmenlerine de hizmet sunmaktadırlar.
Özürlülere Yönelik Fırsatların Güçlendirilmesine İlişkin Ulusal Plan geliştirilmiştir. Bu Plan, bütünleşme politikasının hayata geçirilebilmesi için gerekli olan temel hedef, görev ve prensipleri içermektedir. Bu planın ilerleyişi her yıl hükümet ve Özürlüler Kurulu tarafından değerlendirilmektedir. Diğer bir amaç da özürlülerin tam rehabilitasyonuna ilişkin özel bir yasanın geliştirilmesidir.
Genel işsizlik oranı %7,8’dir ve bütün işsizlerin %11,9'u özürlülerden oluşmaktadır. Özürlüler iş gücü piyasasında mesleki rehabilitasyon, iş eğitimi, korumalı iş pozisyonu ve korumalı atölyeler yardımıyla desteklenmektedir. Özürlülerin istihdam edilme oranını arttırmak amacıyla işveren katkıları, zorunlu kota ve vergi tedbirleri uygulanmaktadır.
Mesleki Rehabilitasyon İş Kurumu bizzat kendisi diğer kurumlarla işbirliği içinde Mesleki Rehabilitasyon sağlayabilir ve bu konuda kontratlar yapabilir. Mesleki Rehabilitasyonun ayarlanması konusunda diğer kurumları görevlendirir ve bütün mesleki rehabilitasyonun tamamını sağlamak konusunda onlarla bir anlaşmaya varır.
Mesleki rehabilitasyon, özürlülere yönelik sürdürülebilir istihdamın gerçekleştirilmesi ve korunmasını amaçlayan bir faaliyettir. Genellikle yerel iş kurumunca verilir. Mesleki Rehabilitasyon masrafları İş Kurumu tarafından karşılanır. Mesleki Rehabilitasyon hizmetinden yararlanmak isteyenlerin herhangi bir İş Kurumunda iş arayan olarak kayıtlı olma zorunlulukları yoktur. Talebin temel ölçütü sağlık durumlarıdır. Tamamen özürlü, kısmi özürlü ya da sağlık açısından dezavantajlı kategorilerinden birinde yer almaları gerekmektedir. Mesleki rehabilitasyon türleri danışmanlık hizmeti, gelecekteki bir mesleğe hazırlık, istihdama hazırlık, yeniden eğitim kursları, istihdam konusunda daha iyi şartlar yaratılması ve kendi işini kurmak isteyen insanlar için daha kolay şartlar yaratılması şeklindedir.  
Korumalı işyeri işverenin çalışanlarının %60’ının özürlülerden oluştuğu çalışma birimidir. Korumalı işyeri kuran işverenlere özürlülerin ortalama aylık maaşının %800'ü ve ileri derecede özürlülerin ortalama aylık maaşının %1200’ü oranında katkı sağlanır.  Náchod bölgesinde 11 tesisi olan 8 korumalı işyeri bulunmaktadır.
Korumalı İş Pozisyonu işverenin özürlü bir insan için İş Kurum ile yazılı anlaşma yapmak suretiyle yarattığı pozisyondur. Anlaşmada belirtilen günden itibaren en az iki yıl boyunca sürdürülmelidir. Korumalı iş pozisyonu yaratan işverenlere özürlülerin ortalama aylık maaşının  maksimum  %800'ü ve ileri derecede özürlülerin ortalama aylık maaşının %1200’ü oranında katkı sağlanır. Náchod’da 2004 yılında üç işveren tarafından 11 korumalı iş pozisyonu (SWP) yaratılmıştır.
İşverene yapılan katkı çalışanlarının %50'den fazlası özürlü insanlardan oluşan işverenler, özürlüleri istihdam etmelerine destek olacak bir katkı alma hakkını kazanırlar. Katkı, ileri derecede özürlülerin ortalama aylık maaşının ayda %0,66’sı, özürlülerin ortalama aylık maaşının %0,33'ü oranında verilir. Geçen yıl bu katkı Náchod bölgesinde 14 işverene ödenmiştir.
Zorunlu Kota- 25 kişiden fazla çalışanı olan işverenler toplam çalışan sayısının % 4'ü oranında özürlüyü istihdam etmekle yükümlüdür. İşverenler zorunlu kotayı üç şekilde yerine getirebilirler. Özürlü vatandaşları istihdam eder, istihdam ettiği özürlü sayısı toplam çalışan sayısının %50'sinden fazla olan işverenlerden mal ve hizmet satın alır, ya da devlete (ortalama aylık maaşın %250'si oranında) vergi öderler.
İRLANDA
Mesleki Eğitim Fırsatları Planı -(VTOS)- işsiz yetişkinlere aldığı yardımları kaybetmeksizin tam zamanlı eğitime geri dönme fırsatı vermektedir.  Bu eğitimlere aday olabilmenin bazı ölçütleri vardır. Başvuru sahibi 21 yaşından büyük, en az altı aydır işsiz, en az altı aydır Sosyal Refah Yardım veya ödeneklerinden yararlanıyor ya da Tek Ebeveyn Ödeneği/Özürlü Yardımı alıyor olmalıdır.
İleri Eğitim ve Öğretim Ödülleri Konseyi – (F.E.T.A.C) –ileri eğitim ve öğretim sektörü için bir yeterlilik sistemi geliştirmekle yükümlüdür. Bu sistem, öğrenmenin en temel düzeyinden en ilerisine kadar devlet bünyesindeki var olan bütün ödülleri içeren 10 aşamalı Ulusal Yeterlilik Çerçevesi’nin genel gelişimi içinde yer almakta ve dünya çapında tanınmaktadır.
Şu anda FETAC’da Yetişkin ve Toplum Eğitim ve Öğretim Merkezleri, Yetişkin Okuma Yazma Merkezleri, Özel İhtiyaçları Olan Bireyler Öğretim Merkezleri, Toplum Eğitim Atölyeleri, Terk Sonrası Sertifika (PLC) (ikinci seviye sonrası eğitim) Merkezleri/İleri Eğitim Kolejleri, Orta/Kapsamlı Okullar ve Toplum Okulları/Kolejleri, Meslek Okulları, Mesleki Eğitim Fırsat Planları (VTOS), Gençlik Merkezleri, İşyeri Öğretim Merkezlerinden oluşan kayıtlı 1.300 İleri Eğitim Merkezi bulunmaktadır.
Önceki adı Ulusal Eğitim Geliştirme Kurumu (NTDI) olan Ulusal Öğretim Ağı (NLN İrlanda’nın en büyük sivil eğitim kurumudur. Kurum bünyesinde her yıl yaklaşık 4.500  öğrenciye hizmet veren, amacına uygun şekilde inşa edilmiş 50 eğitim ve istihdam tesisi bulunmaktadır. Kurumda çoğunluğu FETAC tarafında onaylanmış çeşitli dersler verilmektedir.
NLN’nin Mobil Eğitim Birimi amacına uygun şekilde inşa edilmiş, ucunda hidrolik olarak açıldığında gerçek boyutlardaki bir sınıf oluşturan bir uzatma mekanizması bulunan 40 fit uzunluğunda bir römorkördür. Bu Mobil Eğitim Birimi birçok yerden bağımsız olarak kullanılabilmektedir. Son teknoloji işitsel ve görsel ekipmanla ve internete erişimi olan bilgisayarlarla donatılmıştır. Birim havalandırmalı ve ısıtılmalıdır, aynı zamanda mutfak araç ve gereçleriyle donatılmıştır. 16 kişiye varan kapasiteye sahip olan Mobil Eğitim Birimi aynı zamanda ve elbette tekerlekli sandalyeyle erişilebilecek durumdadır. Ulusal Öğretim Ağı Mobil Birim'de kişisel ve sosyal gelişim, rekreasyon ve boş zaman aktiviteleri, iletişim becerileri/güven inşa etme, bilgisayar becerileri, yaratıcı becerileri bilgi erişimi, mesleki keşif ve iş deneyimi gibi alanlardan öğeler içeren Pathways adlı bir program çalıştırmaktadır.
İstihdam piyasası korkutucu derecede rekabet doludur. Vasıflı işgücüne olan talep artmakta ve bu da her boyutta ve her sektörden bütün İrlandalı şirketlerin toplumun tamamı için istihdam yaratma ve istihdamı sürdürme yolundaki ortak amacına ulaşmak için çok ve zekice çalışmadıkları anlamına gelir. Bu toplumda istihdamda cinsiyet, ırk ya da engel ekseninde herhangi bir istihdam engeli olmaması hedeflenmektedir.
Şirkete uygun çalışanlar istihdam etmek ve bu nedenle çalışana uygun şirketi bulmak çok önemlidir. Büyüme, çalışan sayısındaki artışla paralel gidecektir. İşe almaların eğitim, öğretim ve destek faktörlerinin birleşimi yoluyla gerçekleştirilmesinin zamanı gelmiştir. Çünkü destekli istihdama olanak sağlayan en iyi uygulama, oyun alanının bütün taraflar için eşit olmasını sağlayan uygulamadır.
Özürlüler Ulusal Otoritesi (NDA) tarafından hazırlanan Özürlüler ve Çalışma adındaki son rapor, özürlü insanların işsiz kalma ihtimallerinin özrü olmayanlara kıyasla iki buçuk kat kadar daha fazla olduğu gerçeğini açıkça göstermiştir.
İrlanda gelişen ve değişen iş çevresinde başarılı bir şekilde faaliyet göstermek istiyorsa, sanayi, büyük ya da küçük olsun, taze ve yenilikçi adımlar atmalı ve ekonomik büyümenin sürmesini sağlamalıdır. Topluma bütünleşme ve eşitlik kavramları devam eden sosyal ve ekonomik büyümeye giden yol olmalıdır. İrlanda’nın gerçekten gelişmesi isteniyorsa yetenek ve farklılıklara bakmaksızın herkes kendini geliştirmelidir.
Destekli İstihdam özürlü insanların serbest iş gücü piyasasında ücretli işlerde istihdam edilmesine olanak sağlayan bir kavramdır. Destekli İstihdam iş arayan özürlülere, işverenlerine ve çalışma arkadaşlarına destek sağlamaktadır. Verilen destek özürlü bireylerin karlı bir şekilde istihdam edilmelerini ve işlerinde kalabilmelerine imkan vermektedir. Fiziksel, duyusal, ya da entelektüel engelleri olan insanlar kadar ruh sağlığı sorunları yaşayan insanlar dahi Destekli Eğitim Modeli yardımıyla başarılı bir şekilde istihdam edilmişlerdir.
İş  Koçu/İstihdam Uzmanı bireyleri yapacakları işin türüyle ilgili bilinçli ve gerçekçi seçimler yapma konusunda destekler. Daha sonra iş koçu bireye, kendisine uygun bir iş belirleme ve işe başvurma sürecinde destek verir. İş koçu aynı zamanda yeni çalışanın becerikli bir eleman olmasını ve öyle kalması yolunda kendisine yardım eder. Bu aşamada, ilgili destek ve tavsiye çalışan özürlüye, işverene ve çalışma arkadaşlarına da açık olur. Çalışan işine ve işyerin uyum sağladıkça destek miktarı zaman içinde azaltılır, fakat iş koçu çıkabilecek herhangi bir sorunun çözümünde çalışana yardım olacak şekilde arka planda bekler.
Özürlü insanlar maaş kazanma fırsatını elde ederler, sosyalleşme ve yeni insanlarla tanışma ve işyerinde yeni şeyler öğrenme ve kendilerine olan güvenlerini arttırabilme şansları artar. İşvereninin elde edeceği faydalar, işe alım ve seçim aşamalarında ücretsiz danışmanlık ve destek hizmetlerinden yararlanmak şeklindedir. Finansal teşvikler hakkındaki bilgilere erişim imkanı mevcuttur. İş koçu tarafından ek eğitim sağlanabilmektedir.
Sağlık Kurulunca yürütülmesi planlanan, engellilerin bakım, eğitim ve istihdamına yönelik orijinal İrlanda modelinde gönüllü gruplar ve dini örgütler de yer almaktadır. Hizmetler geleneksel olarak fiziksel sağlık ve esenlik amacına yönelik olup istihdam çoğunlukla “korumalı işyerleri” vasıtasıyla sağlanmaktadır. “Birey odaklı yaklaşım” ve bunun temelini oluşturan ana ilkeler geleneksel bakım yaklaşımından bir tam istihdam piyasası modeline geçişi içermektedir. İrlanda’daki istihdam desteği şu anda çok geniş bir yelpazedeki özürlü nüfus grubunu kapsamaktadır. Modern taleplerin ve kişisel hedeflerin karşılanabilmesi amacıyla İrlanda’da daha önceden belirtilmiş olan Eşitlik Yasası, Sağlık ve Güvenlik Yasası, ve İstihdamda Eşitlik Yasalarını destekler nitelikte özel bir mevzuat yürürlüğe konmuştur. İrlanda Sosyal Yardım Sistemi kapsamındaki tüm özürlülük ödeme programları iki değerlendirme koşulunu içermektedir. Buna göre, kişinin sakatlık ya da hastalık nedeniyle herhangi bir işte çalışmayacak durumda olması ve bu durumunun bir doktor tarafından tıbbi olarak onaylanması gerekmektedir. Buradaki ana ilke geleneksel olarak bütüncül bakım yaklaşımından tam istihdam piyasası modeline geçişi sağlamaktır ve bunu gerçekleştirmek için İrlanda genelinde Destekli İstihdam sağlayıcılar olarak gelişmek ve büyümek üzere yasal olarak bağımsız nitelikteki 24 kuruluş tarafından desteklenmektedir.
İrlanda’daki işverenler bir takım teşvikler/ayrıcalıklardan yararlanma imkanına sahiptirler; Ücret Sübvansiyon Programı, verimlilik düzeyleri normal çalışanların %50 ila 80’i arasında olan özürlüleri istihdam eden işverenlere finansal teşvikler sunmaktadır. Bunun yanında, örneğin işitme özürlülere özel yangın alarm zilleri gibi donanımları kapsayan işyeri ekipman uyumluluk teşviki, iş görüşmesi tercüman teşviki (konuşma ya da dinleme tercümanı başına €106.68); kişisel okuyucu teşviki (en fazla 16 saat için saat başına €7.65); PRSI (ulusal sosyal güvenlik katkısı) muafiyet programı; işe dönüş karşılığı; iş girişimine dönüş karşılığı; özürlülük farkındalık eğitim programı destek programı; istihdam programı; iş koçları gibi destek kapsamında istihdam kalemleri bulunmaktadır.
POLONYA
Polonya’da mesleki eğitim genel okullarda ve özel amaçlı meslek okulları tarafından sağlanmaktadır. Ortaokulu bitiren hafif zihinsel özürlü öğrenciler genelde eğitimlerine ancak özel temel mesleki eğitim okullarında devam edebilmektedirler. Son yıllara kadar, orta ve ileri derecede zihinsel özürlü öğrencilere yönelik belirgin bir ortaöğrenim kavramı söz konusu olmamıştır. 1 Eylül 2004 tarihi itibariyle, orta ve ileri derecede zihinsel özürlü (ya da çoklu özre sahip) öğrencileri iş yaşamına hazırlayan üç yıllık özel okullar faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu okullara devam eden öğrencilere piyasa becerilerini belgeleyen bir sertifika verilmektedir. Özel amaçlı temel mesleki eğitim okullarında eğitim esas olarak genel eğitim ile aynı program üzerinden yürütülmektedir. Sınıf büyüklükleri 10 ila 16 öğrenci arasında değişmekte ve öğretmenler özel niteliklere sahip olup eğitim programı öğrencilerin yetenek ve ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmiştir. Bununla birlikte, özel amaçlı temel mesleki eğitim okulları yeterli kaynak yatırımı yapmamakta, oldukça yetersiz öğretim teknikleri uygulamakta ve artık ihtiyaç duyulmayan ve piyasada karşılık bulmayan eğitim tekniklerine odaklanmaktadır.
Polonya’da zihinsel özürlü öğrencilerin okuldan istihdam ortamına geçiş aşamasındaki özel ihtiyaçlarına yanıt verecek herhangi bir özel düzenleme mevcut değildir. Eğitim Sistemi Yasası, tüm eğitim kurumlarına öğrencilerini gelecekteki meslek ve eğitim tercihlerinde doğru karar vermeye hazırlama yükümlülüğünü getirmektedir. Zihinsel özürlü öğrenciler için bu hazırlık safhası Psikolojik–Eğitim Danışmanlık Merkezleri ve Özel Pedagojik–Eğitim Danışmanlığı Merkezleri aracılığıyla yürütülmektedir.
Okul meslek danışmanları Polonya’da hali hazırda gelişmekte olan yeni mesleki danışmanlık sisteminin bir ayağını oluşturmaktadır. Danışmanın görevi okulun öğrencilerin mesleki gelişimine yönelik faaliyetlerini desteklemektir. Bu amaçla bireysel ve grup danışmanlık hizmetleri sunularak öğrenciler mesleki gereklilikler ve istihdam koşulları hakkında bilgilendirilmektedir.
Yetişkin ve Yaşam-Boyu Eğitim:  Meslek İçi Eğitim ve Sürekli Eğitim merkezleri önemli rol oynamaktadır. Bununla birlikte, iyi örgütlenmemiş eğitim sisteminin bir sonucu olarak zihinsel özürlüler yaşam boyu eğitim süreçlerinden dışlanmış durumdadırlar. Zihinsel özürlü bireylerin toplumsal rehabilitasyonunun ana ayaklarından biri mesleki atölye çalışmaları, rehabilitasyon tatilleri, spor ve eğitim-eğlence merkezlerine ve diğer sosyal aktivitelere katılımdır. Rehabilitasyon grupları, mesleki terapi atölyeleri ve sosyal rehabilitasyon faaliyetleri esas olarak STK’lar tarafından yürütülmektedir.
Mesleki rehabilitasyon özürlü bir bireyin kendine uygun bir işte istihdamını ve bu işteki kalıcılığını, kariyer danışmanlığı, mesleki eğitim ve istihdam ajansı gibi hizmetlerinden yararlanarak mesleki anlamda yükselme fırsatlarına sahip olmasını kolaylaştırmak amacını gütmektedir. Bu süreç özürlü bireyler ve farklı meslek gruplarının ve ayrıca konunun uzmanlarının aktif katılımı ile başarıya ulaşabilir. Fiziksel rehabilitasyon söz konusu olduğunda doktorlar, fizyo-terapistler, hemşireler gibi uzmanların yanı sıra özürlü bireyin yakın çevresindeki kişiler; toplumsal rehabilitasyon söz konusu olduğunda ise özürlü bireylerin sosyal çevrelerinin yanı sıra merkezi ve yerel hükümet organları ve belediyeler gibi kuruluşlar sürece aktif katılım sağlamaktadırlar.
Sosyal Politika Bakanlığı topluluklar, yardım evleri ya da mesleki terapi atölyeleri gibi pek çok merkeze katılımın belirli bir süreyle sınırlandırılmasını ve insanların buralardan iş piyasasına yönlendirilmelerini öngörmektedir. Bununla birlikte, iyi eğitimli katılımcıların transfer edilebileceği az sayıda yer bulunmaktadır. Durum Varşova gibi, okuldan ayrılan özürlülerin çeşitli faaliyet imkanları sunan mesleki terapi atölyeleri ve gündüz merkezleri gibi merkezlere katılım imkanının bulunduğu büyük kentlerde bir nebze daha iyidir.
Korumalı İşyerleri Devlet’in belli yasal yükümlülükler ve kriterleri yerine getirme vaadinde bulunan işverenlerle yaptığı bir sözleşme çerçevesinde oluşturulmaktadır. Buna göre işverenler Devlet Fonundan bir dizi vergi muafiyeti ve sübvansiyon desteği almaktadırlar. En az 25 kişiyi istihdam eden ve yürüttüğü işletme Rehabilitasyon Yasasında öngörülen kriterleri karşılayan işverenler korumalı işyeri statüsüne dahil olmak için başvuruda bulunabilmektedirler. İşverenin, özür seviyelerine göre değişmek kaydıyla söz konusu işyerinde %30 ila 40 arasında özürlü çalışan istihdam etmesi gerekmektedir.
Korumalı işyerleri özürlü bireylerin ihtiyaçlarına uyarlanmalı, yeterli acil ve profesyonel tıbbi bakım olanağına sahip olmalı, özülülere yönelik rehberlik ve rehabilitasyon imkanları ile donatılmış olmalıdır. 1 Ocak 2004 tarihi itibariyle, işverenler korumalı işyerlerinde çalışan özürlülerin maaşlarını finanse etmek için devlet yardımı almaktadırlar. Korumalı işyerlerinde istihdam edilen özürlü bireylere yönelik sosyal sigorta harcamaları kısmen Devlet Fonu ve kısmen de Devlet bütçesi tarafından karşılanmaktadır. Bunun yanında, korumalı işyeri işleten bir işveren özürlü çalışanları için yaptığı eğitim masraflarının bir kısmını Devlet Fonundan geri almaktadır. Korumalı işyerleri Devlet tarafından harcanan hemen tüm fonları yutmaktadır. Buna karşılık, bu denli büyük ölçekli bir kamu yardımına rağmen bu kuruluşlar yalnızca belli oranda bir özürlü istihdamı sağlamakta ve bunların büyük çoğunluğu da düşük özür seviyesindeki bireylerden oluşmaktadır. “Fonlar kişiyi takip eder” kuralının yürürlüğe, söz konusu destek sistemini değiştirerek desteklerin işveren yerine doğrudan özürlülere verilmesi sonucuna yol açmıştır. 
İş atölyeleri Polonya’daki korumalı istihdam sisteminin yeni bir biçimidir. Bu kuruluşların asli amacı ağır derecede özürlü olan bireyleri toplumsal ve mesleki rehabilitasyon yoluyla açık bir ortamda yaşama hazırlamak ve eksiksiz, bağımsız ve aktif bir yaşam sürmeleri için onlara istihdam olanakları sunmaktır. İş atölyeleri, yerel kuruluşlar ya da topluluklarca ya da özürlü bireylere toplumsal ve mesleki destek sunmak üzere kurulmuş olan sivil toplum kuruluşlarınca tesis edilebilir. Bu tür işletmelerin oluşturulması ve işletilmesi Devlet Fonu ve yerel otoritelerce finanse edilir. Sosyal sigorta harcamaları kısmen Devlet Fonundan ve kısmen de Devlet bütçesinden karşılanır.
İş atölyeleri vergi teşviklerinden yararlanırlar. Diğer taraftan, iş faaliyetlerinden kaynaklanan vergi kesintileri ve karlar bu işletme faaliyetlerine yatırım olarak geri döndürülmek zorundadır. İş atölyelerinde istihdam edilen ağır derecede özürü bulunan çalışanlar tıbbi, sosyal ve rehabilitasyon desteği alma hakkına sahiptirler. Her bir çalışan için bireyselleştirilmiş ve en az yılda bir kez değerlendirmeye tabi tutulan bir rehabilitasyon programı mevcuttur.  Bu atölyelere devam edip yeterli mesleki beceri edinen bir çalışan için bir istihdam programı geliştirilir.
İş terapi atölyeleri özellikle zihinsel özürlü bireyler bağlamında sosyal ve mesleki rehabilitasyon çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Bu atölyelere devam eden katılımcılar çalışan statüsünde olmadıklarından bir iş sözleşmesine tabi değildirler. Bununla birlikte, bu birimler özürlü bireylere toplumsal ve mesleki rehabilitasyon programına katılarak burada aldıkları mesleki eğitim sayesinde istihdam edilebilirlik yeteneğini kazanma fırsatına sahip olurlar. Bu atölyeler, 1991 yılından günümüze gündüz merkezleri olarak faaliyet göstermektedir. Atölyelerin yönetimi STK’lar, yerel kuruluşlar ve dernek ya da korumalı işyerleri gibi diğer birimlerce yürütülebilir. İş terapi atölyelerinin kuruluşu ve işletmesi Devlet Fonunca finanse edilmektedir.
İş terapi atölyelerine katılmak isteyen bireylerin özür durumlarını gösteren bir belgeye sahip olmaları ve özür düzeylerinden bağımsız olarak (genellikle önemli ya da orta seviyede) mesleki terapi programına katılmalarına ilişkin bir tavsiye kararı bulunması gerekmektedir. Terapi bireysel bir rehabilitasyon programına dayanmaktadır. Özürlü bireylere parayı nasıl kullanacaklarını ve parasal işlemleri nasıl yapacaklarını öğretmeyi amaçlayan “ekonomik eğitime” dahil olan katılımcılar asgari ücretin %20’sine kadar cep harçlığı alma hakkına sahiptirler. Bu atölyelerde, terapi programının bir parçası olarak üretilen iş ve hizmetlerin satışından elde edilen gelir katılımcıların atölye tarafından organize edilen sosyal aktivitelerde yer almaları için kullanılır.
ESTONYA
Özürlülere yönelik mesleki eğitim programına genel olarak bir gündüz merkezinde başlanır. Daha önce de belirtilmiş olduğu gibi, özürlü bireyler, çalışan özürlü bir bireyin mesleki ve formal eğitimi için kullanılabilecek eğitim fonlarına başvuruda bulunabilirler. İleri eğitim fonları bireyin mevcut eğitiminin kısmen karşılanması için ödenmektedir. Özürlü bir bireyin eğitimi aynı zamanda işvereni de destekleyerek çalışanın iş piyasasındaki rekabet edebilirliğini ve böylece istihdam süresini yükseltmektedir. Bu süreç esnasında iş eğitimi, iş pratiği ve mesleki eğitim kursları sunulmaktadır. Eğitimin sonraki aşamaları İş Piyasası Kurulu ile işbirliği içinde yürütülür.
İş Piyasası Kurulu istihdam bürolarının faaliyetlerini organize eder. Bu büroların faaliyetleri işsizlerin sosyal güvencelerini sağlamak ve istihdam hizmetlerinin yürütülmesini düzenlemek üzerine odaklanmıştır. İş Piyasası Kurulu, iş arayanlara ve istihdam arzına ait veritabanını işleyip analiz etmek ve istihdamla ilgili uluslar arası anlaşmalar ve uluslar arası mevzuattan kaynaklanan yükümlülükleri düzenlemekten sorumludur. Kurul, sayılan bu görevlerini yerine getirirken işsizlik sorununa çözüm getirmek ve işsizlerin korunmasını sağlamak amacıyla devlet kuruluşları, yerel yönetimler, işçi ve işveren sendikaları arasındaki koordinasyonu sağlar. Kurulun, işsiz olanlar da dahil olmak üzere, iş arayanların başvuruda bulunup kayıt olabilecekleri bölgesel şubeleri bulunmaktadır. Bu şubeler, ya işverenler ve iş arayanlara istihdam hizmeti sunar veya bu mümkün değilse işsizlere işsizlik ödeneği ya da maaşı gibi çeşitli imkanlar sunar.
Bu kuruluşlar mevcut piyasadaki boş pozisyonlar hakkındaki verileri toplayarak, bunları iş arayanlara ve işsizlere ulaştırır. Ellerinde işsizlere, iş arayanlara ve istihdam hizmeti alanlara ilişkin bilgiler mevcuttur. Bu kuruluşlar ayrıca karar alma süreçlerinde de rol oynarlar. İşgücü piyasası politikalarının, programlarının geliştirilmesi ve bu politika ve program uygulamalarının organizasyonunda yer alırlar. Ayrıca aktif işgücü piyasası tedbirleri de bu kurul tarafından alınır. İş piyasasının mevcut durumu ve işgücü piyasasındaki eğitim fırsatları da kurul tarafından izlenebilir. İş arabuluculuğu, işgücü piyasası eğitimi, kariyer danışmanlığı, işe başlama desteği, işverenlere ücret sübvansiyonu, kamu işleri, iş pratiği, iş alıştırmaları ve engellilerin istihdamına yönelik tedbirler bu kurulca uygulanmakta ve takip edilmektedir.
Estonya’da işgücü piyasası eğitimi en fazla bir yıl sürmektedir. Üç tür eğitim söz konusudur: İş arayan birisi yeni bir meslek seçmeye karar verdiğinde birincil ya da meslek içi eğitim verilmektedir. Bir çalışan işle ilgili becerilerini geliştirmek istediğinde beceri dönüştürme kursuna devam etmektedir. Üçüncü tür eğitim ise adaptasyon eğitimidir. Bu eğitim çalışanın görevleri ile ilgili olarak aktivasyon, destek ya da danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç duyması halinde gündeme gelir. Eğitim genelde en az 40 saatlik bir kurstan oluşmakta ve katılımcılar bu eğitim karşılığında katkı ödemesi almaktadırlar (38,5 €). Ayrıca katılımcılara toplamda 77€’a kadar konaklama ve seyahat harcırahı verilmektedir.
İstihdam sisteminde ayrıca zorunlu eğitimini tamamlamış ancak iş deneyimi bulunmayan işsizlere yönelik iş pratiği imkanları da sunulmaktadır. Söz konusu iş pratiği dört aya kadar sürebilmekte ve bu süre içinde programa katılanlara yaklaşık 38€ katkı ödemesi ve bunun yanında seyahat ve konaklama masrafları için de 77€’a kadar harcırah ödemesi yapılmaktadır.
Bir işe başlamak isteyen işsizlere de sübvansiyon sunulmaktadır. Bu sübvansiyonun toplam tutarı en fazla 1282 €’dur. Ancak başvuru sahibinin buna hak kazanmak için bazı kriterleri yerine getirmesi gerekmektedir. Çalışan bunun için daha önceden işle ilgili bir deneyime ya da eğitime katılmış olmalı ve bir sonraki yıl sonunda yapılacak takip kontrolünden geçmelidir. Risk gruplarına dahil olanların istihdamı ile ilgili olarak, işverenlere bu gruptakilerin istihdamı karşılığında sübvansiyon sağlanmaktadır. Bu gruplar genç ve uzun süredir işsiz olanlar (16-24 yaş arasında ve en az 6 aydır işsiz olanlar), uzun süredir işsiz olanlar (en az 1 yıl) ve eski hükümlülerdir. Bu sübvansiyon, istihdam edilen kişiye ilk altı ay içinde ödenen ve devletçe belirlenen asgari ücretten yüksek olmayan  (230.- €) ücretin %50’si tutarındadır.
Toplumda, özel vasıflar gerektirmeyen geçici iş imkanları söz konusu olmaktadır. Bu işler yerel yönetimler ya da kar amacı gütmeyen bir kuruluş tarafından organize edilen ve aylık çalışma süresi 10 günden ve 50 saatten fazla olmayan işlerdir. Bu işler için öngörülen ücret asgari ücretten daha düşük olamaz. Katılımcı bu tür bir geçici işte çalışırken işsizlik ödeneği alma hakkı herhangi bir kesintiye uğramaz.
Uzun süreli işsiz kalan kişiler için işe başlamadan önce iş uygulama olanakları bulunmaktadır. Bu kişiler bir sözleşme imzalayabilirler. Söz konusu iş uygulama dönemi üç aya kadar sürebilir ve katılımcı bu süre içinde işsizlik ödeneğinin %50’sini alabilir.
Özürlülerle ilgili olarak, iş yaşamına entegrasyonları üzerine olumlu etki yaratabilecek kimi ek tedbirler söz konusudur. Bunlar iş yeri tesisleri ve ekipmanlarının özürlü bireylerin kullanımına uygun hale getirilmesi, özel yardımlar, görüşmeler sırasında verilen iletişim destekleri (işaret dili), ve destek personeliyle birlikte çalışma (1 yıl süreyle) şeklindedir. Bağımsız ya da destek kapsamındaki bir mekanda yaşayanlar, düşük rekabet gerektiren bir işte normal koşullar altında istihdam edilenler bu tür destek kapsamındaki istihdam imkanlarından yararlanabilirler. Bu sistemde işveren ve çalışan arasında resmi bir ilişki (sözleşme) mevcuttur. Ayrıca işveren ve çalışan, çalışma yeri koşullarının adaptasyonu konusunda destek alırlar.
Özürlülere yönelik destek hizmetleri sistemi genel toplumsal hizmetlerin bir parçası olup sağlık hizmetleri, işgücü piyasası kurulu hizmetleri, eğitim sistemi ve bu hizmetlerin geliştirilmesi ile ilgili konularla bağlantılıdır. Sistem kişinin durumuyla ve kişinin ihtiyaçlarından kaynaklanan koşullarla yakından bağlantılıdır.
2001 yılından bu yana, Estonya’daki sosyal bakım sistemi özel ihtiyaçları bulunan kişilere yönelik destek hizmetlerini içermektedir. Özel ihtiyaç sahibi kişilere sunulan hizmetler;
1. Durum yönetimi – bir kişinin ihtiyaç duyduğu ve kullanımına sunulan hizmetler arasındaki bağlantıyı kurarak olabilecek en yüksek ölçüde bağımsız yaşama imkanının garanti edilmesi.
2. Rehabilitasyon –bireyin becerileri, yeteneklerini geliştirerek ve destek hizmetlerini kullanarak bağımsız yaşayabilme yetisini kazanmasını sağlamak.
3. Günlük yaşam desteği (günlük bakım merkezleri) – kişinin kendini idaresini destekleyerek genel ortama rehabilitasyonunu temin etmeye yönelik hizmetler.
4. Desteklenen yaşam alanları – olabildiğince genel ortam benzeri bir ortamda bağımsız bir biçimde yaşamını idame ettirme, teknik hizmetlerin sunulduğu odalarda konaklama, günlük yaşam faaliyetlerinin organizasyonuna destek, yönetim, ev işleri desteği.
5. Toplum içinde yaşam – katılımcıların bir profesyonelin desteği ile bir aile ortamı içinde yaşadıkları, destek hizmetlerini içeren yaşam alanları. 4 kişilik bir oda için 1 profesyonel desteği.
6. İş desteği  - katılımcılar bir yaşam alanında bağımsız olarak ya da destek hizmetleriyle yaşar, düşük rekabet ortamında bir formel işte çalışırlar ve bu iş destek kapsamındadır. Bu sistemde işveren ve çalışan arasında formel bir ilişki (sözleşme) bulunmaktadır. Hem işveren hem çalışan destek alır, ayrıca işyeri ve iş koşulları kişinin ihtiyaçlarına uyarlanmıştır.
FİNLANDİYA
Finlandiya’da tüm çocukları kapsayan bir zorunlu eğitim sistemi mevcuttur. Öğrenme hakkı her çocuğun temel hakkıdır. Finlandiya Anayasası, her bireyin kendi yetenekleri ve özel ihtiyaçları doğrultusunda kendisini geliştirmek için eşit eğitim imkanlarından yararlanma hakkına sahip olduğunu vurgular. Bu hüküm okul öncesi eğitimden yetişkin eğitimine tüm süreçleri kapsar. Bu aynı zamanda yaşam boyu eğitime ilişkin kapsamlı bir politikayı da beraberinde getirmektedir. Kapsamlı eğitim politikası uyarınca, özel eğitim hizmetleri 1998 yılında değişikliğe uğrayan genel eğitim mevzuatı kapsamında düzenlenmektedir. Özel ihtiyaç sahibi kişilere yönelik olarak temel, mesleki ve yüksek eğitim kademelerinin her birinde özel destek verilmektedir. Finlandiya’da mesleki eğitim okullarında eğitim alan özel ihtiyaç sahibi öğrenci sayısı yıllık yaklaşık 10.000 civarındadır ve bu öğrencilerin üçte ikisi genel okullarda, kalan üçte biri ise özel amaçlı mesleki eğitim okullarında eğitime devam etmektedir. Finlandiya’da 13 adet özel eğitim kuruluşu hizmet vermektedir. Bunlardan dördü devlete ve geri kalanlar ise hükümet dışı kuruluşlara aittir.
Özel eğitim öğrencilerinin yarıdan fazlası teknik ve ticari programlarda eğitim almaktadır. Ülkedeki herkes ücretsiz temel eğitim alma hakkına sahiptir. Eğitim alma yükümlülüğüne ilişkin hükümler bir Yasa tarafından belirlenmiştir. Kamu otoriteleri, Yasa içinde daha ayrıntılı bir şekilde tanımlandığı üzere, her bir bireyin yetenekleri ve özel ihtiyaçları doğrultusunda kendini geliştirmek amacıyla ve herhangi bir ekonomik güçlükle karşılaşmaksızın diğer eğitim kuruluşlarında eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanmalarını garanti altına almak zorundadır. Ayrıca bilim, sanat ve yüksek eğitim özgürlüğü de garanti altına alınan haklardır.
Finlandiya rehabilitasyon sistemi ta en başından itibaren hizmet sağlayıcılar ile kullanıcılar arasında yakın bir ortaklık geliştirmiştir. Buna göre, uluslar arası kabul gören ilkeler ve uygulamaların büyük çoğunluğu –yani toplum temelli rehabilitasyon, toplumsal katılım, disiplinler arası hizmetler vb- rehabilitasyon süreçlerine kolaylıkla uyarlanabilmekte ve uygulamaya sokulabilmektedir.
Yasada da belirtildiği üzere, herkes, kendi tercihleriyle belirlediği istihdam, meslek ve ticari faaliyetler yoluyla geçimini temin etme özgürlüğüne sahiptir. Kamu otoriteleri işgücünün korunmasına yönelik tedbirleri almakla yükümlüdür. Kanunlar çalışabilirlik tedbirlerinin devamını öngörmekte olup bunlar sağlığın iyileştirilmesi, erken rehabilitasyon müdahalesi ve çalışanların algılanan özürlülük riskleri ile düşük çalışma kapasitesine yönelik rehabilite edici müdahalelerdir.
Yerel istihdam servisi, tüm iş arayanlara ve özürlülere istihdam değişimine doğrudan erişim olanağı, özel mesleki rehberlik ve danışmanlık sunmaktadır. İstihdam sübvansiyonları da vardır (İşsizlik Güvenlik Yasası). Korumalı iş (2001’de değiştirilen Sosyal Refah Kanunu, 1982 kapsamında) hem ayrı birimlerde hem de normal işyerleriyle bağlantılı olarak önerilmektedir. İşyerinde uygun birimlerin yapılmasına ilişkin tedbirler uygulanmakta ve mesleki rehabilitasyon programının bir parçası olarak başlangıç hibeleri, yatırım harcırahları ve krediler verilmektedir.
Finlandiya, bilgi düzeyi ve herkes için iş fırsatlarıyla zengin bir toplumdur. İstihdam hizmetleri, yeni işgücü piyasasının durumu ve değişen çalışma hayatının zorluklarına göre yeniden yapılandırıldı. İşgücü ve göç politikaları, işsizlik oranının yüzde 6 olacağı 2007 yılına kadar istihdamı 100.000 kişi artırmayı hedeflemekte. Hükümetin istihdam politikası, işsizliği azaltmayı ve işletmeler için işgücü olanaklarını iyileştirmeyi amaçlıyor. İstihdam programı dört alt projeyi içeriyor: kamu istihdam hizmetinin hizmet altyapısına reform yapılması, işgücü piyasa desteğinin aktif kullanımının artırılması, aktif işgücü politikası tedbirlerinin ve yeterliliğinin geliştirilmesi ve iş kariyerlerinin uzatılması.
Helsinki’deki Destekli İstihdam Merkezi 1995 yılından beri faaliyette bulunmaktadır. Bu merkez zihinsel özürlüler ve açık işgücü piyasasında özel desteğe ihtiyaç duyan kişiler için iş aramakta ve sağlamaktadır. Destekli istihdam, normal işlerde özürlülerin ve özel desteğe ihtiyaç duyan kişilerin istihdam edilmesi anlamına gelir.
Destekli istihdam kapsamında eğitilmiş bir iş koçu iş planlaması ve eğitimden, ayrıca işverenle çalışan arasındaki anlaşmanın iyi seyrinden sorumludur. Destekli istihdamın amacı, farklı firmalarla işbirliği olup, işverenin istekli ve eğitimli bir işçi elde etmesini ve çalışanın da becerilerine uygun bir iş bulmasını sağlamaktır. Maaş, işin gereklerine göre ayarlanır. Desteklenen istihdam eğitmeninin hizmetleri tüm taraflar için ücretsizdir.
1993 yılında kurulan VATES Vakfı, özürlülerin ve diğer dezavantajlı grupların istihdam ve mesleki eğitimini geliştiren uzmanlardan oluşan bir örgüttür. Vakfın 35 temel örgütü vardır. Bunlar ulusal çaptaki özürlü örgütleri ve bölge dernekleri ile özel refah ve işgücü sağlayıcılarının oluşturduğu birliklerdir. VATES Vakfı, özel istihdam ve mevzuat, işgücü piyasası ve rehabilitasyon sistemleriyle ilgili lobi faaliyetlerinde bulunan bir aktörler ağını sürdürmektedir. Vakfın işi esasında istihdam yöntemlerini, eğitim ve danışmanlık, araştırma ve projeleri geliştirmektir. İşbirliği ortakları ve müşteri örneğin özürlü örgütleri, sosyal istihdam aktörleri, belediyeler ve eğitim kuruluşları ile faaliyetlerini düzenleyen bakanlıklardır.
Finlandiya’da 71 (Aralık 2006 itibariyle) Sosyal İşletme vardır. Bu işletmelerde yaklaşık 400 kişi istihdam edilmekte olup bunların yarısı hedef grupları temsil eder. Sosyal İşletmeler Kanunu, pratik aktörler ve özürlü örgütlerinin aktif ve verimli etkileşimiyle hazırlandı. Yeni mevzuat özürlülerin ve uzun süreli işsizlerin yerleştirilmesini desteklemektedir. Sosyal İşletme politikasına göre personelin en az %30’u ya özürlü ya da özürlüler ile uzun süreli işsizlerin karışımından oluşmalıdır. Sosyal İşletmelere ödenen istihdam sübvansiyonları vardır. Maaş sübvansiyonu 2 yıl süreyle uzun süreli işsiz kişi için ve 3 yıl süreyle özürlü bir kişi için 505- 960 Euro/ Ay arasında değişir. Çalışma koşullarının ayarlanmasıyla ilgili sübvansiyon azami 2500 Euro (3500 e) olup özürlü (ağır özürlü) kişilere göre iş makinelerinin, çalışma yöntemlerinin ve koşullarının ayarlanmasını öngörür. İşletme maliyetleri için değil, sosyal işletmenin normal maliyetleri için düşünülen bir iş geliştirme sübvansiyonu da vardır. Bu tutar azami 3 yıl süreyle toplam maliyetlerin %50’sidir.
4. UYGULAMALAR VE İYİ ÖRNEKLER
TÜRKİYE
Özürlülerin istihdamını daha sistemli bir şekilde yönetmek için 2005 ve 2010 yılları arasında Özürlülerin İstihdamıyla ilgili bir Eylem Planı hazırlanmıştır. Hazırlık sürecinde, tüm ilgili tarafların (bakanlıklar, kamu kurumları, özürlü dernekleri, sosyal ortaklar) dikkate alınmış ve böylelikle özürlülerin istihdamıyla ilgili yeni tedbirlerin alınmasında geniş bir mutabakat sağlanmıştır. Bu eylem planı işe alma, işe adaptasyon, iş devamlılığı ve işle ilgili konuların iyileştirilmesi hükümlerini içerir. Bu hükümler 10 başlık altında toplanır:
1- Özürlülerin istihdamıyla ilgili politikalar planlanırken insan hakları göz önüne alınmalıdır. Özürlülerin istihdamının hiçbir aşamada ayrımcılık yapılamaz.
2- Özürlülere yönelik İstihdam Politikaları Ulusal İstihdam Politikasıyla paralel olmalı ve tüm ilgili tarafların işbirliğiyle hazırlanmalıdır.
3- Özürlülerin istihdam politikaları, yerel yönetimleri kapsayan kamu yönetiminin yeniden yapılanması doğrultusunda uyarlanmalı ve bölgesel farklılıkları dikkate almalıdır.
4- Ulusal ve uluslararası finans ve insan kaynakları etkili bir şekilde kullanılmalıdır.
5- Özürlüler arasında istihdam oranını artırmak için kamu bilinci artırılmalıdır.
6- Ulusal ihtiyaca göre model uygulamalar geliştirilmelidir.
7- Çalışanlar için desteği artıracak şekilde Kota Sistemi ve Ceza Sistemi revize edilmelidir.
8- Endüstriyel üretim faaliyetlerindeki gelişmeler takip edilmeli ve bu doğrultuda yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
9- Alternatif istihdam sistemleri geliştirilmeli ve kendi işini kurma özendirilmelidir.
10- Özürlülerin yeterlilikleri, işgücü piyasasına katılımlarını yükseltecek şekilde artırılmalıdır.
2005 yılı ayrıca Özürlülerin İstihdam Yılı olarak ilan edilmiş olup Başbakan “Özürlülerin İstihdamıyla İlgili Genelge” yayınlamıştır. Eylem Planı ve Genelgede yer alan hükümlerden bazıları, Temmuz 2007’de kabul edilen Özürlüler Kanununun hazırlanması sürecinde göz önünde tutulmuştur.
Özürlülük alanındaki bu yeni gelişmelerin tamamının özürlülerin istihdam oranı üzerinde olumlu etkisi vardır. Özürlülerin açık işgücü piyasasına katılma oranı önceki yıl %36 oranında artmıştır.
Ülke çapındaki uygulamalara ek olarak, bahsedilmesi gereken bazı yerel ve başarılı projeler de vardır. Bu projeler özürlülerin mesleki rehabilitasyonu, eğitim ve istihdamını artırmayı amaçlamıştır. Bahsedilmeye değer iyi uygulamalar örneklerinden bazıları Mesleki Rehabilitasyon Merkezi Projesi ve Gülen Yüzler Projesidir.
Mesleki Rehabilitasyon Merkezi Projesi Türkiye İş Kurumu ile Hacettepe Üniversitesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi ve İş Terapisi Ünitesi arasında yapılan bir anlaşma çerçevesinde yürütülmüştür. Uygun mesleklerde eğitim programları yaparak özürlülerin istihdam edilebilmesini artırmayı amaçlamıştır. Gümüş, seramik, trikotaj, hazır giyim ve bilgisayar başta olmak üzere 5 atölye kurulmuştur. Her bir atölyede 15 kursiyer devam etmiştir. Toplam kurs süresi 6 ay olup 6 aylık sürenin sonunda başarılı olan özürlülere bir sertifika verilmiştir. Ankara Mesleki Rehabilitasyon Merkezi, 1991 yılında kurulmuş olup Türkiye’deki ilk Mesleki Rehabilitasyon Merkezidir.
Gülen Yüzler Özürlüler İçin Mesleki Rehabilitasyon ve İş Merkezi Projesi Bu proje Hollanda Dışişleri Bakanlığı Orta ve Doğu Sosyal Dönüşüm Programı (MATRA) tarafından mali olarak desteklenmekte ve İzmit ile Amsterdam Belediyeleri arasındaki İşbirliği Anlaşması çerçevesinde yürütülmektedir. Proje, Özürlülerin çalışabileceği ve verimli bireyler olabileceği bir rehabilitasyon ve iş merkezini kurmayı amaçlamıştır. Bu proje bir örnek olup Türkiye’nin diğer bölgelerindeki benzer merkezler için ilham kaynağı olmuştur. Özürlülerin sosyal ve ekonomik haklarını kullanmalarına yardımcı olur. Bu amaçla, Özürlülerin çalışma hayatına katılma olanağını bulduğu iş merkezi kurulmuştur. Projenin bir diğer amacı ise mesleki ve sosyal rehabilitasyonla özürlülerin mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmektir. Böylece, Gerekli mesleki eğitim ve iş deneyimi edinen özürlüler için iş fırsatları artmakta ve farklı endüstriyel ve ticari şirketlere girmeleri sağlanmaktadır.
Proje süresince çalışma sahaları tanıtılmış ve çalışanlara mesleki eğitim verilmiştir. Proje kapsamında yapılan faaliyetler kaynağından kullanılmış kağıtların toplanması, kağıtların kesilmesi ve ambalajlanması, grafik tasarımı ve dijital baskı, serigrafik baskı, ağ dokuma, ambalaj, montaj ve dikişten oluşmaktadır. Endüstriyel firmaların işbirliğiyle küçük ölçekli endüstriyel üretim birimi tesis edilmiştir. Merkeze devam eden özürlülerden bazıları endüstriyel firmalarca istihdam edilmiştir. Bu proje kapsamında özürlülerin endüstriyel firmalarda düzenli çalışması ve/veya staj yapması da sağlanmıştır. Halk Eğitim Merkezinden uzmanlar özürlülere mesleki eğitim vermektedir. Firmalara da özürlülük ve özürlüler hakkında bilgi verilmektedir. Gülen Yüzler Mesleki Rehabilitasyon ve İş Merkezi projesi kapsamında Ağustos 2005’e kadar 22 özürlü istihdam edilmiştir. Çalışanlar fiziksel, zihinsel, görme, işitme özürlü bireyler ile CP ve kronik hastalıklı kişilerdir. Özürlü çalışanların eğitim seviyesi ilkokuldan yüksek okul mezunlarına kadar değişmektedir.
Bu proje kapsamında bazı sosyal faaliyetler ve bilinç artırma faaliyetleri de gerçekleştirilmiştir. İstihdam sorunlarıyla ilgili paneller yapılarak özürlülerin sorunlarının çözümleri de ele alınmıştır. Halkın bilincini artırmak için zihinsel özürlü çocukların bir tiyatro oyunu sergilenmesi sağlanmış, bir cadde festivali düzenlenmiş ve haftada bir canlı radyo programı yayınlanmıştır. Ayrıca, Özürlülerin Politikalarında Yeni Yaklaşımlar ve Yerel İdarelerin Rolü konulu bir sempozyum düzenlenmiştir.
ÇEK CUMHURİYETİ
Geçiş Programları Eğitimden istihdama geçişi artırmak için geçiş programları geliştirildi. Bunun amacı, eğitim dünyası ile okuldan ayrılan öğrencilerin çalışma dünyası arasında bağın kurulmasıdır. Amaçları, öğrencilerin özel eğitimden işgücü piyasasına entegre olmalarına yardımcı olmaktır. Bu programlar ayrıca işgücü piyasasıyla ilgili nasıl bir iş bulunacağı, işverenlerle nasıl temas kurulacağı, iş bulma yardımı gibi özel danışmanlık hizmetleri sunar. Bu program ayrıca yardımcı ve pratik okulları bitiren ağır özürlü gençlerin açık işgücü piyasasına entegre edilmesine yardımcı olur. Genel görev, bir iş yerleştirme deneyimi kazanmak ve kullanıcının işi devam ettirmesini sağlayan özel koşullar ayarlamaktır. Herkesin bu programlardan yararlanma hakkı vardır. Bir bireyle bir bireysel plan hazırlanır. Bu bireysel plan yarım yıl için düzenlenir. İşe yerleştirme süreci, programın son yılında işler.
Deneyimlere göre, geçiş programı özürlülerin açık işgücü piyasasına nasıl entegre edileceği konusunda en etkili yöntemlerden birisi olarak değerlendirilmiştir. 2001 yılından beri destekli istihdam sistemi, okullar, şirketler ve yerel işgücü ofisi ile işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Bu programlar Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı tarafından finanse ediliyor.
İşverenlerin Kabulü. Ulusal stratejinin bir parçası olarak, özürlüleri istihdam eden şirketlerin ticari faaliyetlerinin kabulü, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Özürlüleri İstihdam Eden İşverenler Derneği işbirliğiyle organize ediliyor.
Nachod Çalışma Ofisinin Avrupa Sosyal Fonuyla (ESF) gerçekleştirdiği çeşitli programlar 2005 yılında 2 projenin yürütülmesini sağladı. Birincisi eğitim kurumunun işbirliğiyle açık işgücü piyasasına girecek özürlülerin hazırlanmasını amaçladı. İkincisi ise özürlülerin işe daha iyi hazırlanması ve desteklenmesi konusunda işveren kapasitesini artırmaktı.
EQUAL. Özürlülerin adaptasyonunu artırmak için EQUAL projesi geliştirildi. Bu projenin iki temel hedefi var. Birincisi, özürlülerin eğitiminin sürdürülmesi için destek olanaklarını geliştirmek. İkincisi ise özürlülerin istihdamını artırmak için yeni metodolojiler geliştirmek ve doğrulamaktır.
İRLANDA
Her birey ve temel hak ve ihtiyaçlarıyla ilgili dört bakanlık mevcut olup (Adalet ve Eşitlik Bakanlığı, İşletmeler, Ticaret ve İstihdam Bakanlığı – DETE, Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı) bir özürlü bunların her biri veya tümünden her zaman hizmet alabilir.
Adalet Bakanlığı- Esas olarak belirli ve geniş çaplı uygulamaları düzenleyen kanunları düzenler ve diğer bakanlıkların uygulamasını sağlar. Örneğin, Adalet Bakanlığı “Eşitlik Mevzuatını” çıkarır ve ayrımcılık gibi belirli uygulamaların yasadışı olduğunu öngörür, böylece istihdam, eğitim ve sağlıkta herkese “Eşit Fırsat” sunulmasını sağlar.
DETE – Eğitim ve istihdam olanakları sağlama, standart ve uygulamaları izleme portföyüne sahiptir. DETE bu işi öncelikle FAS aracılığıyla gerçekleştirir.
FAS İrlanda’da her şehirde ve birçok kasabada birçok “İş Merkezi” kurar. İş Merkezleri, bir kişinin mevcut kaynakları ziyaret edip kullandığı atölye gibidir. Bu kaynaklar iş aramak için bilgisayar üniteleri, bir işin kişilerin refah ödemelerinden kariyerine kadar nasıl etkilediği hususunda birçok konuda personelden uzman tavsiyeler ve son olarak, belki de en önemlisi, özürlülere yönelik hizmetlerdir. FAS, özürlüleri destekli istihdama yönlendirir ve İrlanda’daki 24 tane özel kar amacı gütmeyen şirketten birisi sadece özürlülerin kariyer ihtiyaçlarıyla ilgilenir. FAS, akademik eğitim merkezlerinin aksine eğitim – mesleki eğitim verir ve ayrıca uzun süre işsiz, özürlü ve ihtiyaç duyan diğer kişiler için “Topluma Dayalı” istihdam olanakları sağlar.
Bu sistem bir hedefi paylaşır ve bu hedef de herkese, özellikle de özürlülere aynı olanakları sağlamaktır. Bu sistem bir özürlünün kullandığı / ihtiyaç duyduğu tüm hizmetleri içerir; iş koçları, hemşireler, devlet bakanları vs. gibi tüm hizmet sağlayıcıları içerir ve dahil olan herkesi, yani sadece özürlüleri değil, ailesini, arkadaşlarını, bakıcılarını vs. etkiler. Bir diğer paylaşılan hedef ise desteklenen istihdam anlayışı olup bu anlayış çerçevesinde özürlüler açık işgücü piyasasında işe girmek için ek desteklere ihtiyaç duyabilir. Bu, teknik olarak paylaşılan hedef ve çözümlerin son bulduğu, mesleki eğitim ve rehabilitasyon sisteminde problemlerin başladığı yerdir.
Dublin South Supported Employment Ltd. (DSSE)’den bir işveren her şeyi doğru yapmak için İş Koçlarından uzmanlık alabilir. DSSE, bir özürlü iş arayanın yüz yüze olduğu işyerindeki temel engelin – her ikisi için, yani işveren için de - bilinmeyen korkusu olduğunu, ancak desteğin olduğunu vurgular. Hem iş arayan hem de işveren İrlanda’daki Dublin bölgesinde faaliyet gösteren DSSE, Employ Ability ve Work–4-U gibi 24 örgütten Desteklenen İstihdam hizmetleri alabilir. DSSE, oyun sahasında kendisini ilk aşama olarak görür.
DSSE değişik özürlü gruplarından kişileri kendi tercihlerine ve bireysel güç, kabiliyet ve ilgilerine göre işe yerleştirir. Bir İş Koçları ekibi istihdam sürecinin her aşamasında uzmanlık ve destek sağlar, fakat özürlüler ve iş koçu birebir çalışır.
Her geçen gün büyüyen ve genelleşen iş piyasasında İnsan Kaynakları (İK) maliyeti arttığı ve uzman İK’na yatırım azaldığı için, DSSE’deki özel ekip işveren ve özürlüye herhangi bir masraf olmaksızın eşsiz ve zamanlı bir çözüm sunar.
Bir iş arayan, DSSE’ye başvurduğunda yapılandırılmış süreç başlar. Bu süreç, iki aylık bir süreyi kapsar ve bu sürede iş koçu iş arayanı tanır ve bunun ardından iş arayanın eğitim, öğrenim, becerilerin artırılması ve hatta iş deneyimi yoluyla işe hazır olmasını sağlamak için iki ila üç aylık bir süre gelir. Daha sonra, iş arayışı başlar ve iş bulunduğunda iş koçu hem çalışan hem de işveren için herhangi bir masraf olmadan bakım sonrası hizmetin parçası olarak rehberlik hizmeti sağlar. Tüm süreç kişi başına 18 ay alabilir, fakat bu süre kişinin ihtiyaçlarına göre daha kısa olabilir.
Her bir örgütteki her bir İş Koçundan yılda 25 kişiyi işe yerleştirmesi istenir, yani FAS yılda 3000 özürlü için hizmet sunar. 2004’te 2653 (1531 erkek ve 1122 kadın) katılımcı vardı. Bundan 1567 yeni iş meydana getirildi.
POLONYA
Diğer Polonya vatandaşları gibi özürlüler istihdam danışmanlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. Şu anda bu danışmanlık, çalışma ofislerinde mevcut istihdam servisleriyle sağlanıyor. Ancak, özürlülerin bu servislere ulaşmasında belirli problemler bulunmaktadır. Bunun temel nedeni özürlülerin ihtiyaçlarına göre çok az sayıda çalışma ofisinin uyarlanmış olmasıdır.
Junior Programı. “İlk İş Programı” bağlamında uygulanan bu program, özürlülerin mesleki danışmanlık ve rehberliği için yeni bir yaklaşımdır. Program, okuldan ayrılanları hedeflemekte ve mesleki çıraklıklar için çalışma ofisleri tarafından yönlendirilmektedir. Sadece mesleki ilgilerin ve potansiyel uygun işlerin belirlenmesini değil, ayrıca ilerideki işveren ve iş arkadaşlarıyla işe hazırlanma ve işverenin ve iş arkadaşlarının özürlü bir meslektaşla çalışmaya hazırlanmasını içermektedir. Bu program çerçevesinde, okuldan ayrılanlara bir mesleki rehabilitasyon ödeneği olarak, ayrıca işverene ve yardım eden mesleki danışmanlara mali yardım yapılır.
İş Koçu Projesi. Bu proje, Wroclaw şehri ile ABD’deki ikiz şehri Charlotte, North Carolina arasında 2000 yılında başlatılan bir işbirliği girişiminden doğmuştur. Bu program 2001’den beri Wroclaw’da yürütülmekte. O günden bu yana, Wroclaw’da zihinsel özürlü ve zihinsel sağlık problemi olan kişilerin istihdamından ilerleme olmuştur. İstihdam olanaklarını ve topluma katılımlarını artırmak amacıyla etkili mesleki faaliyet yöntemleri geliştirecek faaliyetleri sağlar. İkinci amacı ise iş koçları eğitmenleri için bir okul sistemi ile desteklenen istihdam kurumu için bir model geliştirmektir. İş Koçu Projesi ayrıca işverenleri de içerir. İlk işveren McDonald’s’tı, bunu Pizza Hut ve KFC restoranlarını işleten Amerikalı Restoranlar ve Wroclaw’daki Holiday Inn Oteli takip etti. Bunları ise Mesken Bakım Evleri Şehir İdaresi ve Hectas şirketi izledi. 2003 yılı sonunda birçoğu orta düzeyde zihinsel özürlü dokuz kişi İş Koçu Projesiyle iş sahibi oldu ve yaklaşık 70 kişi iş bulmaya hazırlık programına katıldı. 2004’te İş Koçu Projesiyle işe alınan kişilerden birisi Polonya’daki Holiday Inn ağında Yılın Çalışanı ödülünü kazandı.
ESTONYA
1990’lardan bu yana özürlülerin yaşamında büyük değişiklikler meydana geldi. Onlara yönelik tavır ve problemleri daha “Avrupai” oldu. Mevzuat ve sosyal politika özürlülere yönelik bakış açısıyla uyarlandı. Özürlüler için birçok farklı birlik, dernek, sivil toplum örgütü vs. kuruldu. Amaç, özürlülere hissedebilecekleri, serbest zamanlarını geçirebilecekleri, çalışabilecekleri veya hobilerini gerçekleştirebilecekleri daha iyi olanaklar sunmak. Özürlülerin sağlığının iyileştirilmesi için farklı rehabilitasyon merkezleri kuruldu.
Sosyal İşler Bakanlığı ve Çalışma Piyasası Kurulu kuruldu ve özürlülerin istihdamını geliştirmek dahil birçok proje uygulandı. Bu projeler hükümet tarafından finanse ediliyor ve farklı şirketler ve örgütler tarafından yürütülüyor.
İş eğitim hizmeti. Uzun süre istihdam edilmeyen ve uzun süreli işsizlik sonrası işe alışma ihtiyacını hisseden kişilere yönelik bir hizmettir. Bu hizmetin amacı, doğru zamanda doğru yerde olmak ve üç aylık bir sürede verilen görevleri yapmaktır.
MTÜ Töötoad ihaleye katıldı ve Çalışma Piyasası Kurulundan bu hizmeti sunma olanağını aldı. MTÜ Viljandimaa Singel ile işbirliği içerisinde 13 kişiye Şubat- Mayıs 2007 arasında iş eğitimine katılma fırsatı tanındı.
İş uygulama hizmeti. Bu hizmet, MTÜ Singel’in işbirliğinin olduğu uygulama alanlarında sadece özürlülere yönelik bir hizmettir. Bu hizmet MTÜ Viljandimaa Singel ve MTÜ Töötoad tarafından sağlandı. Üç yıl zarfında, birçok kişi katıldı. El sanatları ve ahşap işleri, ısıtma veya temizlik alanlarında beceri kazandırıldı.
Destekleyen kişi hizmeti. Özürlü bir kişi yukarıdaki hizmetleri aldıktan sonra çalışmaya başladığında bir destekleyen kişinin talimat ve denetimi altında çalışacaktır. Birçok özürlü üç yıl bu hizmeti almış ve bu hizmetin sonucu da insana dayalıdır. Birçok işveren, MTÜ’nün referanslarıyla daha kalifiyeli çalışanları işe aldı. Kendisi iş bulan özürlüler günlük işlerini iyi yönetiyor duruma geldi. Bu özürlülerin işverenlerine yönelik destek de verildi.
MTÜ aracılığıyla ve kendisi iş bulan çalışanlar, tekstil endüstrisinde ardiyelerde, süpermarketlerde, inşaatta, temizlik şirketlerinde, mutfak destek hizmetlerinde vs. çalışıyor.
İş hayatına katılımlarını artırmak için bazı projeler yürütüldü. Viljandi’deki proje özürlülerin işgücüne entegre olmasına yardımcı olmayı hedefledi ve iki yılı aşkın bir süre devam etti. Projenin toplam maliyeti 43.830 Euro’luk ESF yardımı dahil 153,113 Euro’dur. Proje, özürlülerin işgücüne daha iyi entegrasyonunu sağlamayı ve yaşam kalitelerini artırmayı hedefledi. İş arama ve iş piyasasında eğitim, işyeri ve ekipmanların uyarlanması, işverenlerle temaslar ve ilgili kurumlarla ağ kurulması gibi haberleşme alanlarında eylemler planlandı.
Hedef grubun toplam planlanan sayısı 30 katılımcı idi, fakat gerçek katılımcı sayısı aslında 63 idi. İş arama kursuna 15 kişi katıldı ve 15 kişiye iş piyasası eğitimi verildi. Eğitimden sonra, iki kişi kendi işine başladı. 19 kişi Viljandi hastanesinde uygulamalı işe katıldı. Bir katılımcı için işyeri uyarlamaları yapıldı. Toplam 34 katılımcı istihdam edildi. İş teklif edenlerden en yükseği otellerden, catering hizmet sektöründen ve ayrıca tıbbi personel, güvenlik personeli, satış personeli, bina çalışanları, metal işçileri, kaynakçılar, tekstil işçileri, temizlikçiler ve imalat işçilerine yönelik oldu.
Altı EURES danışmanı (Tallinn’de 2, Tartu’da 2, Ida-Viru’da 1, Pärnu’da 1) vardı ve EURES asistanları tüm istihdam ofislerinde görev aldı. EURES’in amacı, çalışanlar ve işverenler ile kişilerin serbest dolaşımı ilkesinden yararlanmak isteyen her vatandaş için bilgi, danışmanlık ve işe alma / yerleştirme (iş eşleştirme) hizmetleri sunmaktır.
FİNLANDİYA
Sosyal girişimciliği geliştiren projeler olmuştur. Finlandiya’da sosyal girişimciliği ve istihdamı artırma konulu 13 eşleştirme projesi yürütülmüş ve Avrupa Sosyal Fonları tarafından desteklenmiştir. Projeler, sosyal işletmeler kurma ve geliştirmeyi hedeflemektedir. Makul iş planlarına dayalı olarak yeni sosyal işletmeler kurmak ve özürlüler ile uzun süreli işsizleri istihdam etmeyi özendirmek üzere yenilikçi iş modelleri geliştirilecektir. Bu projelerin sadece az bir miktarı zihinsel sağlık problemleri olan kişilerin istihdamını iyileştirmektedir.
İşte Refah Programı (2000-2003, Aşama II) işyerlerinde çalışılabilirlik ve refahı geliştirir ve idame ettirir. Program, bilginin yayılmasını ve en iyi uygulamaları, araştırma uygulaması ve yeni araştırma yapmayı geliştirme projelerini ve mevzuattaki gelişmelerin izlenmesini destekler. İnsan kaynaklarının izlenmesiyle ilgili bir çalışmayı finanse ederek personel hesaplarının oluşturulmasını sağladı ve en iyi uygulamaların etkililiği ve esnek çalışma saatleriyle ilgili çalışmalar ile iş yükü göstergeleriyle ilgili bir etüt gerçekleştirdi.
Finlandiya Ulusal İşyeri Geliştirme Programı (2000-2003) çalışma hayatında hızlı yapısal değişiklik, erken emeklilik, işe uyum, iş memnuniyeti ve değişen yaş yapısı nedeniyle işin bulunması problemlerini hedefler.
Ulusal Verimlilik Programı (2000-2003, Aşama III) işyerinin işlevini, şirketler ve diğer kuruluşlarda verimliliği artırmak, uluslararası rekabeti yükseltmek ve istihdam ile kazançları iyileştirmek amacıyla araştırmayı kullanır.
Yaşlanan İşçilere Yönelik Ulusal Program (1998-2002) 45 yaşın üstündeki çalışanların istihdam durumunu iyileştirmeyi ve erken emeklilik durumunu azaltmayı amaçlar. Yaşlanan insanlara iş bulmalarında yardımcı olmak üzere çözümler sunan istihdam ofisi personelinin kapasitesini iyileştirmek için eğitim düzenlendi.
Destekli İstihdam Programı 1996 yılında destekli istihdam yöntemlerini kullanarak özürlülerin, en çok da zihinsel özürlülerin açık işgücü piyasasında istihdamını artırmak için kuruldu. Destekli İstihdam Programı, farklı müracaatçı grupları için eğitim düzenler ve destekli istihdamın bölgesel geliştiricisi olarak hareket eder. İşe yerleştirme müdürü veya iş asistanı hem işverene hem de işyerine yardımcı olur. Zihinsel özürlüler için öğrenciyken bağımsız yaşamda pratiğe başlamak çok önemlidir. Bağımsız yaşamlarında özürlüleri yönlendirirken aileler de rehberlik, destek ve deneyime ihtiyaç duyar. Sosyal ağ desteğinin açık işgücü piyasasında güç sahibi ve işte kalan birey üzerinde önemli etkisi vardır. Amaç, normal hizmetleri kullanan bir eşit işverene sahip olmaktır. Destekli İstihdam Program ayrıca farklı işbirliği ortaklarıyla bölgesel iş yardım eğitimleri düzenler.
Ay faaliyeti, ferdi olarak planlanmış olup hem bağımsız yaşamayı hem de çalışmak için yeterince güce sahip olmayı destekler. Bireysel haftalık programlar, bağımsız eğitim, örneğin, rehberli yaşam eğitimi, serbest zaman faaliyetlerinde rehberlik, yaşam deneyimini zenginleştirme, karar verme sürecini destekleme, pratik eğitim ve destekli istihdam konularını içerir. Pratik eğitim sırasında özürlüler işi öğrenir ve işe yerleştirme müdürü veya iş asistanı yardımıyla işyerini tanır.



















5. MESLEKİ EĞİTİM, REHABİLİTASYON VE İSTİHDAM SİSTEMLERİNDE YAŞANAN SORUNLAR
TÜRKİYE

Mesleki eğitim ve rehabilitasyon sistemindeki sorunlar. İstihdam öncesi aşamada tecrübe edilen sorunlar; iş ve meslek analizlerinin olmaması, mesleki rehabilitasyon yetersizliği, çalışma koşullarının özürlüler için uygun olmaması, politika ve inisiyatiflerin yetersizliği, mesleki beceri ve deneyimlerin yetersizliği, Türkiye’nin genel ekonomik yapısı ve yüksek işsizlik oranıdır.

Genel olarak, diğer birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’deki mesleki eğitim sistemi her şeyden önce özürlü olmayanlar için planlanır ve uygulanır. Bu nedenle, mesleki eğitim sistemi, ilk aşamadan özürlüleri dışlamaktadır. Özürlü olmayan bireylerin ihtiyaçlarına göre düzenlenen sisteme özürlüler daha sonradan entegre edilmeye çalışılmaktadır. Ancak, daha sonra geliştirilen yöntemler özürlülerin özelliklerini ve ihtiyaçlarını yeterince kapsamadığı için, bu insanlar mesleki eğitimden amaçlanan düzeyde yararlanamamaktadır.

Türkiye’deki eğitim programları genel olup insanların özelliklerine göre tasarlanmamıştır. Özürlülerin mesleki eğitimi ve rehabilitasyonu alanında, karar mekanizmaları, uygulayıcılar / okullar ve iş piyasası arasındaki koordinasyon yeterli düzeyde değildir. Ailelerden bazıları özürlü çocuklarının mesleki eğitim ve rehabilitasyonda başarılı olacağına inanmamaktadır.

Bu konuda ailelerin bilincini artıracak ve özürlü çocukların mesleki eğitim ve rehabilitasyon programlarına katılmalarını sağlayacak herhangi bir uygulama mevcut değildir. Mesleki eğitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki uygun olamayan ve erişilebilirliği olmayan fiziksel koşullar özürlülerin bu programlara katılmasını daha da güç hale getirmekte. Tüm halka açık alanlar, özellikle de eğitim ve rehabilitasyon merkezleri için kullanılan yerler ve ulaşım araçları “normal” kişiler için tasarlanmış ve hareket kabiliyeti düşük insanlar göz önünde tutulmamıştır.

Özürlülerin fiziksel ve zihinsel seviyesi, çalışma kapasitesi, sağlık sorunları, ilgi ve becerileri değerlendirilmemekte, mesleki eğitimden ve rehabilitasyondan önce tıbbi, fiziksel ve mesleki değerlendirmeler yapılmamaktadır. Mesleki rehberlik, eğitimsel-mesleki gelişim ve yönlendirme, iş ve mesleki danışmanlık uygulamaları yeterli değildir.
Türkiye’de mesleki rehabilitasyon, çeşitli kurumlar tarafından yapılmaktadır. Ancak, bu kurumlar arasında işbirliği ve koordinasyon yeterli değildir. Sunulan mesleki eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri, işgücü piyasasında herhangi bir araştırma yapılmadan belirlenimektedir. Bu nedenle, özürlüler mesleki eğitim ve rehabilitasyon alsa bile iş bulmada zorluk yaşamaktadır. Mesleki rehabilitasyon ve eğitim hizmetleri gelişmiş şehirlerde yoğunlaşmış olup ülke genelinde yaygın değildir. Özürlülere yönelik hizmetlerde ayrıca cinsiyete dayalı ayrımcılık var ve bu hizmetlerden yararlanan kadınların oranı çok düşüktür. Bu hizmetlerden yararlanma bakımında özür grupları arasında önemli farklılıklar vardır. Ortopedik ve işitme özürlüler, işgücü piyasasında daha dezavantajlı durumdaki zihinsel ve ruhsal-duygusal özürlülere kıyasla bu hizmetlerden daha fazla yararlanmaktadır.

Mesleki eğitim ve rehabilitasyon aşamasında, özürlü katılımcılar eğitimleri sırasında rehberlik, teknik destek, uyarlanmış eğitim materyalleri, sınavlar ve testler gibi eğitim desteklerinden yeterince yararlanamamaktadır. Eğer bu koşullar sağlanmazsa, özürlüler iş sahibi olsa bile işyerine uyum sorunları yaşayabilmaktedir.

Mesleki eğitim ve rehabilitasyon sadece bir mesleğin öğretilmesiyle sınırlı tutulmaktadır. Özürlülerin aileleri ve sosyal ortamlarına fiziksel ve sosyal adaptasyonunu destekleyecek etkili bir sosyal rehabilitasyon yapılmamaktadır. Mesleki eğitim ve rehabilitasyon, farklı alanlardan profesyonellerin işbirliğini gerektirimekte; ancak özürlülerin mesleki eğitim ve rehabilitasyonunda eğitilen profesyonellerin sayısı yetersiz kalmakatdır.
İşe yerleştirme, işe alma ve işi devam ettirmeyle ilgili mesleki eğitim ve rehabilitasyon sırasında başka sorunlar vardır. Öncelikle, özürlülerin bir iş bulamaması sadece iş piyasasındaki olumsuz koşullardan kaynaklanmamakatdır. Çalışabilen özürlülerin önündeki en büyük engel fiziksel veya zihinsel özürleri değil, yeterince kalifiyeli olamamalarıdır. Eğitim ve mesleki rehabilitasyon hizmetlerinin yetersizliği ve mesleki bilgi ve beceri eksikliği işgücü piyasasına tam katılımlarını engellemektedir.
İstihdam aşamasında mesleki eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerine katılan özürlülerin takibi yapılmamaktadır. Mesleki rehabilitasyon programlarından sonra işe alınan özürlüler iş ortamlarında takip edilmemekte, işe ve işyerine uyumları için destek hizmetiş verilmemektedir. Özürlülerin işe uyumu için gerekli olabilecek işveren ve diğer çalışanlar için iş koçluğu, danışmanlık ve rehberlik hizmetleri gibi sistemler uygulanmamaktadır.
İstihdam sistemindeki sorunlar. İstihdam sonrası aşamada tecrübe edilen sorunlar, özürlülerin verimliliğinin düşük seviyede olması, iş yerlerinde gerekli düzenlemelerin yetersiz yapılması, uygun olmayan işlerde istihdam, erken işten çıkarma oranlarının yüksek olması, uygunsuz işe yerleştirme, ulaşımda zorluk, hastaneye gitme oranının yüksek olması, işyerinde ayrımcılık ve kötü muameledir.
İşverenin özürlüleri işe almaya yönelik görüşlerine ilişkin araştırmaların sonuçlarına göre işverenler özürlüleri çok duygusal bulmaktadır. Diğer çalışanları rahatsız ettikleri, genel çalışma temposunu yavaşlattıkları ve daha fazla iş kazasına yol açtıkları ifade edilmektedir. Diğer sorunlar ise özürlüler için işyerinde yapılması gerekli olan özel düzenlemelerin pahalı olması, gerektiğinde işten çıkarmanın ve disiplin cezası uygulanmasının zor olması olup becerileri sınırlı olduğundan gerektiğinde başka işlere tekrar yerleştirilememektedirler.
50’den fazla çalışanları olduğu için kota sistemi kapsamında özürlü çalıştırmak zorunda olan 124 özel işyerini kapsayan ve özürlülerin çalıştırılmalarına ilişkin işverenlerin görüşlerini içeren bir araştırmanın sonuçları şöyledir. İşverenlere göre işverenlerin zorunlu olduklarından daha az özürlü çalıştırmalarının nedenleri özürlülerin verimsizliği ve düşük beceri seviyeleridir. İşverenlerin %53’ü özürlülerin etkin çalışmadığını düşünüyor, %11,3’ü özürlülerin kapasitesinin yetersiz olduğuna inanıyor, %8,5’i ise işyerlerinde yapılan işin özürlüler için uygun olmadığını söylüyor.
Aynı araştırmanın sonuçlarına göre, işverenler özürlülerin istihdamının önündeki engellerin özürlülerin mesleki rehabilitasyondan geçmemesi (%32), düşük eğitim seviyeleri (%8), özel olarak işverenlerin ve genel olarak tüm toplumun özürlülere karşı önyargıları olduğunu (%13,5) söylemiştir.
İşverenler, özürlülerin istihdam seviyelerini artırmak için bir dizi önerilerde bulunmuştur. Bunlardan en önemlisi özürlülere genel eğitim, mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyon hizmetlerinin verilmesidir (%39). İş ve meslek analizlerinin yapılması, işlerinde özürlülerin devamlı olması, özürlülerin ilgi, beceri ve kapasitelerine göre istihdam edilmesi, işgücü piyasasında tercihli mesleklerin uygulanması, işbirliğinin olması, istihdam edilen özürlünün takip edilmesi, işverenlere a) özürlülerin hangi mesleklerde etkin olabilecekleri, b) özürlüler için yeni düzenlemeler yapılmasının özürlülerin verimliliğini artıracağı ve işverenlerin özendirilmesi gerektiği diğer öneriler arasında yer almıştır.

ÇEK CUMHURİYETİ
Mesleki Eğitim ve Rehabilitasyonda Karşılaşılan Sorunlar. Mesleki eğitimde karşılaşılan sorunların çoğu okul sisteminden kaynaklanmaktadır. Özürlüler için çok az sayıda okul bulunmaktadır, tüm bu kuruluş ve okullar şehirlerdedir. Dolayısıyla bütün özürlüler her gün okula kolaylıkla gidememektedir. Ayrıca bu okullar birçok özürlüye hizmet sağlayacak kapasiteye sahip değildir. Diğer okulların koşulları da özürlü öğrencilere uygun değildir. Sınıflarda fazla sayıda öğrenci var, asistan öğretmenler sınıflarda mevcut bulunmamaktadır. Hükümetin asistan öğretmen açığını karşılaması henüz kesinleşmedi. Dahası bahsi geçen öğretmenler özürlü öğrencilerin isteklerini anlayabilmek için herhangi bir eğitimden geçmiş değiller.
Özürlülere hizmet ve eğitim sağlayan kurumlar özel eğitim merkezleri ve danışmanlık hizmet merkezleriyle işbirliği içinde değildir. Bireysel kariyer ve rehabilitasyon planı hazırlayan özel danışmanlık merkezlerinin sayısı yeterli değildir. Yeterli mesleki rehabilitasyon sağlayabilecek merkezler mevcut değil ve mesleki eğitimle iş gücü piyasası arasındaki bağ çok zayıf durumdadır.
İşe Yerleştirme Alanında Karşılaşılan Problemler Özürlü kişilerin istihdamlarında sorun yaşanmasının en büyük sebeplerinden biri de işverenlerin isteksizliğidir. Bu isteksizlik çalışma ortamının özürlülere uygun hale getirilmesinden doğan masraflar, yüksek hastalık oranı, uzun dönemli eğitimle ilgili sıkıntılar, iş etkinliğinin düşük olması, yarı zamanlı iş olanaklarının azlığı, özürlülerin işten çıkarılma işlerinin karmaşık olmasından kaynaklanmaktadır. Bir özürlü işten çıkarıldığında işveren onun başka bir yerden çalışacağını garanti etmek zorundadır. Ayrıca işverenler yasanın ve yükümlülüklerinin tam olarak farkında değillerdir. İşverenlerin çoğunluğu önyargı sahibidir. Hala özürlülerle ilgili işlerin nasıl yürüyeceği konusunda tecrübeli değiller ve özürlülerin sağlık durumu konusunda endişeleri vardır. Özürlülerden sorumlu asistanlar için yeterli kaynak elde yoktur. Atölyelere destek çoktur, fakat her iş özürlüler için uygun değildir. Bu yerler sadece el becerisi gerektiren işler sunmaktadır ve vasıflı elemanlar için açık pozisyon neredeyse hiç yoktur. Bu atölyeler özürlülere kişisel gelişim imkanı vermiyor, açık iş gücü piyasasında çalışmaya olanak sağlamıyor ve faydaları bazı işverenler tarafından kötüye kullanılabiliyor.
Özürlülerin istihdam oranını arttırmak için hükümet tarafından bazı önlemler alınmıştır. Özürlüleri istihdam eden işverenlere özürlü hastaysa bile bir ödenek ayrılır. Gereken kontenjanı karşılamak için işverenler şirketlerden bu tip atölyelerde yapılan ürünleri alabilmektedirler. Ayrıca para yardımı bulunmaktadır. Özürlü istihdam oranını arttırmak için vergi önlemleri, daha az fiyatlı sağlık sigortası, daha az asgari ücret uygulamalar arasındadır.
Özürlülerin tarafından bakıldığındaysa vasıf eksikliği ve uygun eğitim alınmamış olması, özürlüler için açık pozisyon azlığı, özürlülere ayrılan alanların kısıtlı olması, kariyer danışmanlığı gibi danışmanlık hizmetlerinin fazla olmaması, özürlülerin çalışması durumunda faydaların kaybedilmesi, özürlülerin yetenek ve becerileri hakkında doğru olmayan fikirler, kişisel aktivite azlığı, başkalarına bağımlılık, ailevi geçmiş, çalışma motivasyonu eksikliği, özürlülerin durumlarını çözme eksikliği, işi tercih etmeleri, özürlülerin danışmanlık hizmetlerinden yararlanma haklarının olduğunu bilmemeleri, iş rutinine alışma problemi sıkıntı yaratmaktadır.
Özürlülerin istihdam edilmesiyle ilgili problemlerin çoğu toplumun özürlülere bakış açısından kaynaklanmaktadır. Yanlış anlamalar, tolerans eksikliği ve özürlülerle empati kuramama toplumda sık görülür. Kar amacı gütmeyen kuruluşlar, bilgi merkezleri sorunla karşılaşılan başka alanlardır. İş gücü piyasasında özürlülerin işe uyumu konusunda çok az kaynak vardır. İnsanlar bu problemlerin pek farkında değillerdir. Özürlülerin de motivasyon ve kendine güven azlığı, engelini kabul edememe gibi özellikleri olabilir.
Yaşanılan bu sıkıntıları atlatmak için bazı öneriler verilebilir. Devlet tarafından verilen desteğin arttırılması için yasa çıkarılmalıdır. İş gücü piyasasındaki işleri yapabilecek düzeyde özürlüler yetiştirmek için onları çeşitli becerilerle donatacak eğitim sistemi gereklidir. Var olan işleri özürlüler için uygun hale getirmeye yönelik özürlülere özel alanlar inşa edilmelidir. Bağlantılı kurumların işbirliği yoğunlaştırılmalıdır ki karar verme mekanizması ve iş yürütme daha detaylı bir şekilde uygulanabilsin.
Danışmanlık hizmetleri geliştirilmeli ve tüm ülkeye yayılmalıdır. Toplum özürlüler ve onların karşılaştığı engeller hakkında bilinçlendirilmelidir. Özürlülerin sosyal ve ekonomik hayatta söz sahibi olabilmeleri için özürlülerin kullanabilecekleri hizmetlerden haberdar olmaları, bilgilendirilmeleri gerekir. İşverenler özürlü istihdam ettiklerinde onlara ne gibi yararlar sağlayacakları konusunda bilgilendirilmeleri sağlanmalıdır. Böylece özürlüler sadece atölyelerde değil iş gücü piyasasında yer alacaklardır. Var olan sistemlerin anlaşılması ve uygulanması için özürlüler için hizmet veren kuruluşlarda çalışanların eğitilmesi gerekir.

İRLANDA
Mesleki eğitim sistemi ve rehabilitasyona ilişkin sorunlar Sistemdeki en önemli sistemik sorunlar bakanlıklar arasındaki uyumsuzluk, kaynak eksikliği, bürokrasi, kamuoyu ve de değişimdir.
Bakanlıklar arası işbirliği eksikliği Eğitim ve istihdam portföylerini FAS ve DETE oluşturmasına rağmen, özürlüler, verimli bir şekilde, hatta bazen neredeyse hiç, ilişki kuramayan sağlık hizmetleri, sosyal yardım ve diğer bölüm hizmetlerinden medet ummaktalar. Farklı bölümlerin oldukça farklı zaman alıcı katı yöntem ve prosedürleri bulunmakta.
Hem yerel hem de Avrupa seviyelerinde zayıf bir yasama mevcut. 1996 ve 1998’deki İstihdama ilişkin Eşitlik yasa tasarısı oldukça karışık ve kesinlikten uzak, bununla beraber “ Makul Yerleştirme”ye ilişkin temel gerekliliği açıklığa kavuşturma konusunda başarısız. Temel olarak, teori hâlihazırda mevcut ve doğru; fakat gerçek hayatta uygulamada görülmemekte.
İşverenler, özürlüleri ücret nominal seviyede olduğunda “makul olarak yerleştirmek" zorundalar, bu yüzden bu özel kısım neredeyse boşuna. İşverenlerin kafasındaki özürlü imajı genellikle, daha fazla iş, ilave sigorta, olası muhtemel problemler ve daha fazla masraf olarak canlanmakta ve bu yüzden, makul yerleştirme fikri gerçeğine rağmen, özürlüleri gönüllü olarak çalıştırmak isteyen işveren bulmak hayli zor. Bu durum akla şu soruları getiriyor:  özürlüler, engel açıkça görülmeyecek bir durumda ise, örneğin şizofreni, durumlarını açığa çıkarmalı mılar? Ve yasalar neden özürlülerin istihdamı ile ilgilenmeli?
Kaynak eksikliği Çoğu Hükümetler, yönetime bir yöntem hepsine uyar modeliyle yaklaşmakta, fakat özürlüler oldukça özel, genellikle özgün ve bireysel hizmetlere ihtiyaç duymakta. Fakat fiks mönü hizmeti sunmak ya da seri üretim yaklaşımı uygulamak için yeterli fon bulunmamakta. Aslında, bugün İrlanda'da bulunan çoğu hizmet esas olarak iki grup olarak oluşturuldu; özürlülerin arkadaşları ve özürlülerin aileleri ve dini emirler. Devlet, yukarıda sözü geçen grupların fonunun %50sini sağlamakta ve özürlülerle çalışmaya devam etmekte. Fon yeterli gibi görülmekte; fakat bu fonun son kullanıcıya dağıtılması yönü aksamakta ya da tam olarak işliyor gözükmemekte.
Bürokrasi sadece kendine özgü ve muhtemelen tüm hizmetlerimizde ve sistemlerimizde yerleşik olarak bulunmaktadır. İletişimin en basit düzeyde bile o kadar çok zaman almakta ve özellikle özürlülerin istikrarsız pozisyonlarda istihdam edilmelerine neden olmaktadır. Çoğu zaman seçeneklerini sınırlamakta, seçimlerini kısıtlamakta ve onları ihtiyaç duydukları, hak ettikleri ve yetkili oldukları hizmetleri almaktan alıkoymaktadır. Sadece bu şekilde etiketlenmek istemeyen ve bu yüzden herhangi bir özürlü ödemesi almak istemeyen özürlülerin, daha sonra diğer programlara da katılma hakları da ellerinden alınmaktadır.
Kamuoyu Yetenek konusunda bir yanlış anlama bulunmaktadır. Bilgi eksikliği- hükümetler, eğitim, sağlık hizmetleri, sendikalar hiçbir şekilde yeteneği teşvik etmemekte, ayrıca insanları da eğitmemekte, bir şey yaptıklarında, bunu oldukça yavaş ve etkisiz bir şekilde yapmaktadırlar. İnsanların zamanı yok, ayrıca daha fazla destek için zaman ayırma istekleri de yok. HR bölümlerinin, vasıflar ve tecrübeler için hiyerarşik sistemleri var ve özürlüler bu hiyerarşinin en alt tabakasında bulunmaktadır. Sonra, korku var, bilinmezliğin korkusu, hakaret edici davranış korkusu, bir hata yapma korkusu, değişik görünen insanlara karşı duyulan korku.
Profesyonel Görüş Farkı Bakanlıklar arasında, benzer meslek sahipleri arasında, birbirini tamamlayacağı yerde birbiriyle çelişen çok fazla farklı mesleki derece bulunmaktadır. Meslekler arasında ve meslek sahiplerinin farklı alanları arasında eğitimin ne olduğu, eğitimi kimin vermesi gerektiği, rehabilitasyonun ne olduğu ve eşitliğin ne olduğu gibi konularda farlı görüşler bulunmaktadır.
İş Yerleştirme Sistemine ilişkin Problemler, işi alma ve sürdürme özürlülerin istihdamına ilişkin ele alınması gereken çok şey var, özellikle bir iş aramanın kimin kararı olduğu, fakat temel olarak en büyük sorun, “bir” işi ya da “belirli bir işi” almak. İrlanda’da özürlüler (ve onların iş koçları) başvuru sürecinde, mülakat sürecinde, minimum kriterler, rekabet, iş eksiği, ayrımcılık, engelin özelliği, çalışma ortamı, algılama ya da yanlış algılama – işverenler & işçiler, ulaşım ve yer konularında sorunlarla karşılaşmaktalar.
Başvuru süreci Bir işe başvurmak oldukça zordur. Başvuru formu bir internet sitesinden mi indirilmelidir? Form internet üzerinden mi doldurulmalıdır? CV ya da Özgeçmiş gerekli midir? Son başvuru tarihi nedir? Yazma zorunluluğu var mıdır yoksa zaten önceden yazılmış şekilde midir? Kaç kopya gerekmektedir? Başvuru posta ile mi, faks ile mi, e-mail ile mi gönderilmelidir? Başvuruyu yapacak kişi işveren ile telefon görüşmesi yapmalı mıdır?
Özürlülerin yetenek seviyeleri farklıdır ve bu yüzden farklı sebepler için farklı farklı yardımlara gereksinim duyarlar. Bir özürlünün karşı karşıya gelebileceği en önemli sorunlardan biri, özellikle de Destekli İstihdam’dan yararlanmıyorsa, birçok iş, gazete ilanları gibi geleneksek yöntemlerle duyurulmaya devam ettiğinden ve “normal” insanları göz önünde bulundurarak onlara göre yazıldığından, yukarıda belirtilen sorunların herhangi biriyle ya da hepsiyle uğraşmak durumunda kalabilmeleridir. 
İlan da bir yöntem hepsine uyar yaklaşımının diğer bir örneğidir. Bu tek yöntem bir özürlünün istihdamı için gerekli alternatif yöntemleri kapsamamaktadır. Bu konuda bir iş koçu özürlü için çok önemli bir “araç” olabilir.
Mülakat süreci Mülakat esnasında, bir özürlünün uğraşması gereken bazı konular vardır. Öncelikle, özürlüler başvuru sürecini nadiren geçmeyi başardıklarından, mülakatlara alışkın değillerdir. İkinci olarak, her şeyin yolunda gittiği takdirde hayatlarını değiştirecek fırsat olacağından onlar için tamamen olmasa bile oldukça yeni olan stresli bir durum söz konusudur. Üçüncü olarak, özürlüler kendilerini güçsüz, yorgun ve uyuşuk hissetmelerini sağlayacak bir tedavi görüyor olabilirler ve bu sebeple en iyi performanslarını gösteremeyebilirler. İlaçları, terlemelerine ve kendilerini öz güvenden yoksun hissetmelerine ve mülakatı yapan kişiye rahatsız görünmelerine sebep olabilir ve bu sırada ilaçlarını almayı unutmuş olabilirler ki bu onların kararsız davranışlar sergilemelerine neden olabilir.
Minimum Kriterler İş ilanlarında ve iş tanımlamalarında belirtilerek istenen minimum kriterler, açık ara özürlülerin iş bulmasındaki en büyük engellerden biridir. Çünkü bu kriterler, gerekli kriterlere sahip olmayan ya da gereken tecrübe seviyesine sahip olmayan kişileri başvuru yapmaktan vazgeçirebilir. Böylece;  İrlanda Tarihi, Biyoloji, Fransızca ya da diğer sertifikaya dayalı konular hakkında derinlemesine bilgisi olmayan bir özürlü, sadece temel bir sağduyu bilgisi ve talimatları takip etme yetisinden ötesini gerektirmeyen süfli, alt-tabaka işleri yapmakla sınırlandırılmaktadır. Bunun gibi şeyler, bir özürlünün gözünden aşılamayacak zorluklar olarak gözükse de, duruma çerçevenin dışından çıkıp bakmak işe yarayabilir. Destekli istihdam işe yarayabilir ve takım çalışması gerçekten mevcut olabilir.
Rekabet özürlüler toplumun geri kalanından (duyusal, algısal ya da psikolojik sorunlarla uğraşmak durumunda olmayan, engeli olmayan, iyi eğitimli, son derece tecrübeli insanlar) sıkı bir rekabet görürler. İş hayatı, mükemmel çalışanları tercih etmektedir – işe alınmayı hepimiz için, fakat özürlüler için daha da fazla zor kılan kriterlerle, işverenler zeki, çalışkan, dürüst, güvenilir ve iyi görünümlü erkek ve kadınları tercih etmektedirler. İrlanda’yı terk eden İrlandalı insanlar geri döndüğünden ve diğer ülkelerden insanlar İrlanda’ya çalışmaya geldiğinden, tarihinde ilk defa, İrlanda, artan bir göçmen nüfusuna sahiptir. Bu durum özürlülerin istihdam şansını azaltmaktadır. İrlanda'da hükümetin kamu iş gücünün %3'ünü özürlü olarak istihdam ettirecek bir kota sistemi var, fakat şu sırada %1’e bile ulaşabilmiş durumda değildir.
İş Yokluğu Etrafta yapılacak bir iş yoksa o zaman görev zorlaşmaktadır. İşin iyi yanı, İrlanda gelişen bir ekonomiye ve çeşitli iş imkanlarına sahip, fakat hala işsiz özürlülerin sayısı, özürlü olmayan işsizlerden epey fazla. Bu alanda ayrıca gerekli – politika belirleyiciler, yasama organları ve özürlüler kendileri, özellikle genç özürlülerin ebeveynleri ekonomik ve sınai eğilimlerden haberdar olmalıdırlar ve kendilerini ona göre eğitmeli, geliştirmeli ve hazırlamalıdırlar.
Ayrımcılık Yasalara rağmen, özürlülerin ayrımcılığa maruz kalma gerçeği ortadadır. Hiç ayrımcılık olmasaydı, zaten buna ilişkin yasalara ihtiyaç olmayacaktı, destekli istihdam için daha az ihtiyaç ve özürlüler için daha iyi fırsatlar mevcut olacaktı; fakat gerçek şu ki, insanlar yeteneğe göre seçilmekte ve özürlülük insanları alt sıralara itmektedir.
Engelin Özelliği Ayrımcılığa, fırsat yokluğu, ön eğitim ve yetiştirmeye rağmen, engelin özelliği en önemli engeli oluşturmaktadır. Kişinin tekerlekli sandalyede olması ve işin tekerlekli sandalyenin erişim dışında olması ya da işin bunu gerektirmesi gerçeği gibi.


POLONYA
 Özürlü insanlar için çalışma şekillerinin Polonya modeli dört şekilde olmakta, diğer bir ifadeyle-birbirini takip eden üç aşamalı rehabilitasyon bulunmaktadır: özürlü kişilerin İş Terapi Atölyelerinde (OTW), Mesleki Aktivite Merkezlerinde (VAI) ve korumalı işletmeleride (SE) istihdam edilmeleri.
“Normal” iş piyasasına girmesinin belli hazırlıklar gerektirdiği, hala okulda olmayan, ama çalışma alanında (iş eğitiminde olan) olan özürlü insanlar için geçişli istihdam yöntemi uygulanmaktadır.
İş terapi atölyelerinin finans seviyesi başlangıç masrafları için 2006’da yüzde 60 azaldı ve 2008 itibariyle işletim masrafları için yüzde 70 azalacak. Bu birimler, finans için başka kaynaklara başvurmalıdır ve durumun önümüzdeki iki yıl içinde nasıl gelişeceğini tahmin etmek zordur.
Mesleki rehabilitasyonun temel sorunu, Mesleki Aktivite Merkezleri (VAI) için talimatname eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Özürlüleri açık pazara hazırlayan bu merkezlerin temel görevi OTW’lere yüklenmiş ve OTW’ler kaldıramayacakları bir yükün altına girmiştir. Bu merkezlerde, insanları belli bir iş alanında çalışmak üzere hazırlayabilme konusunda kalifiye uzmanlar bulunmamaktadır. Bu tür işlerde çalışmak üzere uzmanlaşan mezunların, müfredatında bu tür bir görev bulunmamaktadır. Bu tür okullar, mezunlarına sakat insanların görev yapar hale gelmesi ve ayrıca olası terapi yöntem ve çeşitleri konusunda oldukça kapsamlı bilgi vermektedirler.
Bu zamana kadar alınan çırak sayısı oldukça düşüktür ve bu insanların çok azı zihinsel özürlüdür. Sosyal yardım alanların bu program için seçilebilmeleri için bu haklarından vazgeçmek zorunda olmaları gerçeği, bunun temel sebebidir. Zihinsel yetersizliği olan insanlar eğitimlerini tamamlamaktan etkili bir biçimde alıkonulmaktadırlar ve ayrıca rehabilitasyon imkanları da oldukça sınırlıdır. Sonuç olarak, okulu tamamladıktan sonra, zihinsel özürlü olan bireylerin büyük bir kısmı, herhangi bir faaliyet ya da iş alanına katılamamaktadırlar ve öylece sadece evde kalmaktadırlar.
İşe yerleştirme sisteminde sorunlar 2001 tarihli özürlü insanlara ilişkin İstihdam ve Rehabilitasyon Kanununda, OTW’deki sınıflar ile açık pazardaki istihdam arasında aracı rolü oynayacak Mesleki Aktivite Merkezleri (VAI) kurulması belirlenmiştir. O zamandan itibaren, Polonya'da 18 VAI işletilmektedir. Bir VAI işletmesinin, işletmeci için finansal olarak önemli kazanç sağlayan türden olmaması, bu kadar az sayıda kuruluş olmasını açıklayan en önemli nedendir. Sakat insanların rehabilitasyonları ile ciddi anlamda ilgilenen kuruluşlar, özellikle VAI işletmesi ile ilgilenmektedirler. VAI’lar az ya da orta derecedeki, özellikle sonradan özürlü olmuş, özürlü insanları çalıştırmaktadırlar.
VAI çalışanlarının çok az bir kısmı açık iş pazarına girmek için işlerini bırakmaktadır. Rotalarını belirlemek için,  özürlü insanların ne kadar süre VAI larda çalışabileceğini belirten bir düzenleme bulunmamaktadır. VAI çalışanları, belki de VAI’lar onlara önemli avantajlar sağladığından değişime karşı ilgi göstermemektedirler.
Destekli İstihdam, özellikle orta seviyede engeli bulunan insanlar için çalışma alanları kurar. Korumalı işletmelerin işletilmesinden kaynaklanan finansal ayrıcalıkları sınırlandırma amacıyla hükümet kanadındaki bir kaç yıllık faaliyetler denetlenmektedir.
Bir yerin korumalı bir işletme statüsü olarak algılanabilmesi için temel resmi ve somut sınırlamalar sunuldu. Bunun sonucunda, Polonya’da bu tür bir işletme oluşturma dinamiğinde önemli derecede bir azalma görüldü. Hala, özürlü bir insanın asistanına ilişkin sistem çözümleri bulunmamaktadır. Özürlü kişilerin asistanları ile birlikte çalıştırmalarının onlara çeşitli faydalar sağlayacağı konusunda işverenleri ikna edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır. İşverenler, işlerini hiçbir sınır olmadan yerine getiren insanları severler. Bu da, orta derecede ya da önemli derecede engeli bulunan insanların korumalı iş pazarı diye tabir edilen yerlerde, mesleki çalışma süreçlerine dahil olması ile sonuçlanmaktadır.
Uygulamada, Polonya’da destekli istihdam sistemi bulunmamaktadır. Mesleki rehabilitasyona ilişkin 1997 tarihli Yasa'da değişikliklere gidilmiş, 1 Mayıs 2004'ten itibaren, özürlü bir kişiyi çalıştıran bir işverenin, Özürlüler için Rehabilitasyon Devlet Fonu aracılığıyla, özürlü bir kişiye işte yardım eden bir kişiyi ( eğitmen, asistan) çalıştırmasına ilişkin doğacak masrafları geri alabileceği ile ilgili bir hüküm çıkarılmıştır. Bu yenilik,  Alman ve Amerikan programları temellidir.
Şu anda, buna cevap olarak, destekli istihdam sisteminin bulunduğu tek yer Wroclaw. Bir “Destekli iş için eğitmen” programı orada gerçekleştirildi. Projenin esas amacı, Destekli İşe Alınma Ajansı oluşturmak ve özürlü kişilerin mesleki faaliyetleri için etkili yöntemler bulmaktı.
Açık pazarda, gerçekte çok az zihinsel özürlü olan insan çalıştırılmakta ve birçoğu için destekli istihdam iş gücüne ulaşabilmeleri için tek yol. Fakat Polonya’da destekli istihdam için bir sistem ya da çerçeve bulunmamaktadır. Sosyal istihdama ilişkin Kanun “yardımcı iş verme”yle ilgili bir madde de içermekte, fakat bu tür bir istihdamın, tam anlamıyla özürlü insanlar için destekli istihdam ile bir ilgisi yoktur.
Yukarıda sunulan gerçekler de gösteriyor ki, “özürlülüğe” önemli bir dereceye kadar, devlet sosyal politikasından kaynaklanan engeller sebep olmaktadır. Özürlü kişileri rehabilitasyon sürecine, özellikle mesleki ve sosyal rehabilitasyona, dolaylı olmadan ve devamlı olmak suretiyle devam edebilecek birkaç merkez var. OTW mezunlarının istihdamı için araştırma ve uygun mesleki eğitim kurslarının organizasyonu ve işverenlerin orta ve önemli derecede engeli olan özürlü kişilerin işe alımı konusunda ikna edilmesi açısından bakıldığında, çok az işe alım olduğu görülmektedir. Ayrıca, iş pazarının her alanında sınırlı sayıda çalışma alanı mevcuttur.
ESTONYA
Mesleki eğitim ve rehabilitasyon konusunda sorunlar Çalışma hayatı ile özel hayatı arasında sınır bulunmaması en önemli sorun olarak görülmektedir. Dış kaynaklı sorunlar işe taşınmakta ve onlar için tam dikkat gerekmektedir. Bu sorunu çözebilmek için en etkili yöntem, kişiyi dinlemek ve sorunu tanımlamaktır. Daha sonrasında, kişiye aile doktorunu, bir psikologu görmesi ya da emeklilik kuruluna gitmesi gerektiği önerilebilir. İş ile ilgili problemler yerinde halledilir.
Bir açıdan bakıldığında, bize güvenilmesi ve müşterilerimizi dinleyecek zamanımızın olması çok güzeldir. Öte yandan, dinlemeye hazır durumumuz, çoğu zaman dikkat çekmek için kötüye kullanılmakta ve böylece sözde-sorunlar ortaya çıkmaktadır. Başka bir meşgalesi olmayan ve herhangi bir hobi ile uğraşmayan çalışanlar, çalışma alanını sosyal buluşma alanına, bir kulübe çevirmek isteyebilirler. 
Çözüm  -  bir faaliyet eğitmeninin görevi, davranış normlarını, etik sınırları ve toplumda kabul gören kuralları açıklamaya devam etmektir. Bunlar belki bu zamana kadar, öylesine kendiliğinden doğal olarak karşılanmış olabilir ve bu tür bir açıklama gereksiz görülmüş olabilir ve de işverenlerin bu konu hakkında bilinçsiz olmasının sebebi de bu olabilir.
İstekler ve eleştiri için hoşgörü azlığı Özürlü kişiler, kendi takdirlerine bırakıla gelmişlerdir ve onların ürettikleri belirli, özel bir marka haline gelmiştir. Bu madalyonun bir yüzüdür. Destekli hizmetlerin amacı, herhangi ürünün kalite seviyesini arttırmaktır. Böylece, bizden ayrılırken, çalışan herhangi bir işi tam olarak doğru yapacak normlara sahip olmuş olacaklardır. Bir işi dikkatsizce ve hızlı bir şekilde tamamlama alışkanlığı özürlüler arasında çok yaygındır. Çünkü bu zamana kadar, hiç kimse onlarla ilgili bir talepte bulunmadı ve ilk başta önemli kalite sorunları ortayaçıkabilecektir
Özürlülerin eleştiriye karşı hoşgörüleri çok zayıftır, bununla birlikte çalışma arkadaşları eleştirmekten geri kalmamaktadır.
Çözüm -  Faaliyet eğitmeninin görevi, övgü yolu ile eksikliklere dikkat çekmek. Eleştiri her zaman özel olarak yapılmalı, böylece sonraki olası tartışma ve rahatsızlık kaynakları önlenmiş olur.
Sorumluluk almaktan korkma Bir çalışana bir işin, belli bir süre zarfı içerisinde tamamlanması için verilmesi önemli bir sorundur. Son teslim tarihini duyduktan sonra, ilk tepki, bu işi o zamana kadar tamamlamanın gerçek dışı olduğudur. Anında hastalanıveren çalışanlar bile var.
Çözüm-  Faaliyet eğitmeni sakinleştirmeye, teşvik etmeye, desteklemeye ve önceki çalışmalarıyla kıyaslamalar yaparak, o iş için gereken olası zamanı hesaplama çalışır. Çalışan, tek başına olmadığı, yalnız olmadığı konusunda ikna edilmeye çalışılır.
İşe yerleştirme sisteminde sorunlar Bir işi bırakma/bir işi sürdürmede yetersizlik (isteksizlik/ilgisizlik);  özürlü kişilerin istihdamına ilişkin önyargılar; uzun- vadeli işsizlik, yerleşmiş davranışlar, davranış şekilleri, yetersiz ya da uygun olmayan nitelikler, belge eksikliği (kanıtlayamama), yetersiz sosyal arka plan sistemi, ya da bu sistem eksikliği (finansal araçlar ve tutumlar), bağımlılık ve sağlık sorunları, motivasyon eksikliği (emeklilik varlığı, gayri resmi iş, küçük çocuklar, bırakma), davranış şekilleri, hayat tarzları, iş yokluğu, ulaşım sorunları, yasal zorunluluktan kaynaklanan özel durumların dikkate almaması (iş normları, çalışma saatleri, saat ücreti), özel ihtiyaçlar, işverenlerin iş alanı uyumu için ayrılan mali kaynakları kullanmaması sorunların başlıcalarıdır.
Bürokrasi sebebiyle, rehabilitasyon planı sadece resmiyette kalmıştır. Plan yapılmış durumda, sadece plan iyi, fakat müşteriler için amaca ulaşmada oldukça zorluklar yaşanmaktadır. Talep, arzın üzerinde, bu da bekleme süresinin neden uzun olduğunu açıklıyor. Bazı hizmetler mevcut değil, bazılarına ise uzun bekleme sürelerinden sonra ulaşılabiliyor. Sunulan para, hizmet birimleri arasında esnek olarak bölünmüş durumda değil; kişisel isteklere dayalı olarak değil şematik olarak sabit şekilde düzenlenmiş durumdadır.
Sistemin gelişimi, bazı durumlarda müracaatçılarının gelişiminin gerisinde kalıyor–örneğin, müracaatçıi hazır ve eğitilmiş durumda, fakat uygun iş bulamamakta. Vasıfsız işçi ihtiyacı gittikçe düşmekte ve sunabileceğimiz vasıflı işçi sayısı ise oldukça düşük.
FİNLANDİYA
Mesleki eğitime ilişkin sorunlar ortaöğrenimde okuyan özürlü öğrenciler, her zaman ihtiyaç duydukları özel pedagojik desteği alamıyorlar ve eğitim birimleri her zaman yeterli hizmet sağlamadığı gibi, yorumlama(açıklama) hizmeti ya da kişisel yardımcılar (asistanlar) gibi özürlü öğrencilerin gereksinim duyduğu desteği de sağlamaktan yoksunlar. Mesleki eğitim göz önüne alındığında, arzın talebi etkilediği görülmekte ve öğrencilerin mesleklerini seçme konusunda çok da bir seçeneği var gibi gözükmüyor. Mesleki birimler bu tür hizmetleri sağlama ve öğrencilerin gereksinim duydukları desteği sağlama konusunda yeterli ön koşula sahip gibi görünmüyor. İsveççe konuşan özürlü kişilere eğitim ve öğretim sağlama konusundaki eksiklikler, özürlü genç insanların İsveç’teki post-kapsamlı eğitim yollarına yönelmesine zorlandığı bir durum ile sonuçlanmakta. İş geliştirme ve yasalar, eğitimde yerel ve içerikle ilişkili eşitliği ve tercüman ya da kişisel yardım hizmetleri sağlanması gibi, çalışmalarda gerekli olan destek önlemlerinin geliştirilmesini iyileştirmelidir.
İstihdam sistemindeki sorunlar Bir yılı aşkın kesintisiz olarak işsiz durumda bulunanların sayısı 2006 yılı itibariyle ortalama 64 800 kişi idi. Bunlardan 28 900 kişi aralıksız 2 yılı aşkın süredir işsiz. 2006’da işsiz ve iş arayanların yarısından fazlası, ya da ortalama 146 500 kişinin işe alınması zordu (uzun süreli ya da tekrar tekrar işsiz, bir dereceden sonra işsiz kalanlar ya da başka bir dereceye geçirilenler). Uzun süreli işsizlik özellikle yaşlanma ile ilgili. Aralıksız uzun süreli işsiz olanların  %66’sı 50 yaşının üzerindeydi. Beş yıl aralıklı yaş gruplarında, uzun süreli işsizliğin bulunduğu en geniş (%41 ) yaş grubu 55–59 idi ve en düşük payı da (%0,9) ile 25 yaşın altındakiler oluşturmaktaydı.
Çalışma Bakanlığı işçi mübadele istatistiklerine göre, 2006'da ortalama 249 500 işsiz ve iş aramakta olan kişi, işçi bulma bürolarına kayıtlıydı. İşsiz ve iş arayan kişilerin yarısından fazlası, uzun süreli işsiz olanlar ya da tekrar tekrar işsiz kalanlar, özürlüler, yaşlılar ve göçmenler gibi çalıştırılması zor olan kişilerdi.
İstihdam Politikaları Programı, istihdam bürolarının hizmet modellerindeki, işçi mübadelesi ve açık iş pazarındaki istihdamı destekleyecek diğer iş gücü hizmetlerinin geliştirildiği bir değişiklik yolu ile iş imkanının sağlanması sorununu hedef almakta. Yetişkin eğitimi kaynakları, çalışma hayatı hedefli eğitime ve yetişkinler için rehberlik ve danışmanlık ile ilgili eğitim ve öğretime odaklanmakta. Düşük standartlarda temel eğitim bilgisi olan ve yaşlanmakta olan işçiler gibi, yetişkin eğitiminde yeteri kadar temsil edilememiş gruplarda bulunanlar için dolaysız fon yönlendirme adına bir girişimde bulunuldu. Gelecekte, artan çalışma hayatına yönelik yetişkin eğitimi ve bölgesel ve yerel seviyelerde ön çalışma temel öncelikler olarak kalacak.
Uzun süre boyunca, iş varlığı imkanı, çalışma hayatı için eğitim ve öğretim gören genç insanların hızlandırılmış gelişimini destekleyecek eğitim idaresinin sorumluluğu kapsamında, İstihdam Programı’na dahil edilen önlemler tarafından desteklenecek. Bunlar, üniversiteye giriş ve mezuniyet yaşının düşürülmesini, eğitimi bırakma olayının azalmasını ve eğitimin genel kalitesini yükseltmeyi hedeflemekte. Fakat Sosyal Girişimlere ilişkin kanun, özürlü ve uzun süreli işsiz kişiler için iş imkanı sağlama konusundaki beklentileri yerine getiremedi. Değiştirilmesi gereken en önemli konu,  ücret sübvansiyonlarının miktarlarının arttırılması ve sübvansiyon yardımının süresinin özürlü kişilerin istihdamına ilişkin olan orijinal amaç ile örtüşecek şekilde yeterli olarak uzatılmasıdır. Ayrıca, özellikle akıl sağlığı ile ilgili sorunları olan kişilerin istihdam imkanı olasılıkları, önemli ölçüde iyileştirilmelidir.
Ulusal ölçümlerde uzun süreli işsizlerin ortalama sayısı yaklaşık 19 080 kişi idi., bunların 5870 i belediye sektöründe, 870 i devlette ve 12 340 ı da özel sektörde. 2006’da , ölçümlerde yer alan özürlü kişilerin ortalama sayısı 2 220 idi, Bunlardan ortalama 840ı belediye sektöründe, 160 ı devlette ve 1220si de özel sektörde idi.




























6. SORU FORMU ANKETİ SONUÇLARI

Bu soru formu anketi, Türkiye’de, Çek Cumhuriyeti’nde, İrlanda’da ve Polonya’da uygulanmıştır. Sorular projenin üçüncü toplantısında oluşturuldu. İrlanda’da gerçekleşen dördüncü toplantıda anketin sonuçları dile getirildi. Anketler, iş yerlerinde özürlülere iş hizmeti sağlayan bu kuruluşlarda, okullarda ve kurumlarda çalışan öğretmen, iş koçu, eğiticiler ve ilgili diğer profesyonellere uygulandı. Polonya’da 31, Türkiye’de 42, Çek Cumhuriyeti’nde 33 ve İrlanda’da 14 kişiye bu anketler dağıtıldı. Ankette 20 soru bulunmaktadır ve sorulara verilen cevaplar aşağıdaki gibidir.

1. İş yerindeki pozisyonunuz nedir?

Türkiye: Katılımcıların çoğu öğretmen (%70). Geri kalanını, danışmanlar (%12), izleme görevlileri ( %12) ve müdürler (%5) oluşturmaktadır
Çek Cumhuriyeti: Ankete katılanların çoğu öğretmen (6), iş koçları (5), Danışmanlar (5), Sosyal çalışmacı (3), Sağlık hizmeti ekipleri (2), İşveren /müdür (3), Psikoterapist (1), iş kurumu çalışanı (2), ve diğer ilgili mesleklerdendi (6).
İrlanda: Katılımcıların çoğu iş koçları (%77) ve geri kalanı da destekli istihdam şirketlerinde koordinatör olarak çalışmaktadır.
Polonya: Çoğu iş terapisti (18), danışmanlar/ terapistler (4), sosyal çalışmacı (1), sağlıkla ilgili meslekler (2), psikoterapist (1), iş koçu (1) ve diğer personel (4).

2. Tek seferde kaç özürlü ile çalışıyorsunuz?

Türkiye: Katılımcıların yarısı (%50) tek seferde 6 ile 10 kişi arasında insanla çalıştıklarını söyledi. Katılımcılardan bazıları (%17) 11 ile 15 kişi arasında değişen rakamlarda özürlü ile çalıştıklarını belirttiler.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcılardan 13 kişi tek seferde 1 özürlü ile çalıştıklarını söyledi, 12 kişi 2 ile 5 kişi arasında, 4 kişi 6 ile 10 kişi arasında, 3 kişi 11 ile 15 kişi arasında değişen rakamlarda özürlü ile çalıştıklarını belirtti. Ankete katılanlardan biri 16 ile 20 arası özürlü ile çalıştığını ve 2 kişi de tek seferde 21 ve daha fazla özürlü ile çalıştığını belirtti.
İrlanda: Koordinatörlerin hepsi tek seferde 21 den fazla özürlü ile çalıştıklarını söylediler. Fakat iş koçları (%40) 11 ile 15 arası özürlü ile % 60’ının ise 16 ile 20 arası özürlü ile çalıştığını belirttiler.
Polonya: Katılımcıların çoğu (% 56,3) tek seferde 2 ile 5 arası özürlü ile çalıştıklarını, %21,8’i 1 özürlü ile çalıştıklarını, % 6.3 ü 6 ile 10 arası özürlü ile çalıştıklarını ve %9,4 ü ise tek seferde 21 ve daha fazla özürlü ile çalıştıklarını söyledi.

3. Bir yılda kaç özürlü ile çalışıyorsunuz?

Türkiye:  Katılımcıların % 40 ı bir yıl içinde 502in üzerinde kişiyle çalıştıklarını belirttiler. Bir yıl içinde 2 ile 10 arası özürlü ile çalışan katılımcıların yüzdesi % 22. bununla birlikte, katılımcıların % 152i de 21 ile 35 arası özürlü ile çalışıyor.
Çek Cumhuriyeti: Bir yıl içerisinde katılımcıların 8 tanesi 50’nin üzerinde kişiyle çalışmış, 6 tanesi bir yıl içinde çalıştıkları özürlü sayısının 2 ile 6 arasında olduğunu belitti, 5 tanesi bir yılda 11 ile 20 arasında özürlü ile çalışıyor, katılımcılardan 6 tanesi 21 ile 35 arasında özürlü ile çalışıyor ve 3 katılımcı ise bir yılda 36 ile 50 arası kişi ile çalışıyor.
İrlanda:  Koordinatörlerin hepsi bir yıl içinde 51 den fazla özürlü ile çalıştıkları cevabını verdiler. İş koçlarının %70’i 21 ile 35 arasında özürlü ile çalıştığını, %20’si 11 ile 20 arasında özürlü ile çalıştığınıi, %10’unun da 36 ile 50 arasında özürlü ile çalıştıklarını belirttiler.
Polonya: Katılımcıların çoğu  (24 katılımcı) bir yıl içinde 21 ile 35 arasındaki sayılarda özürlü ile çalışmaktadır.

4. Özürlüler ile yalnız mı çalışıyorsunuz?

Türkiye:  Katılımcıların çoğu özürlüler ile yalnız çalışmakta (%84).
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların yaklaşık yarısı yalnız çalışmakta.
İrlanda: Özürlüler ile yalnız çalışma konusunda insanların %92 si yalnız çalıştıklarını belirttiler.
Polonya: Katılımcıların çoğu (%80) özürlüler ile yalnız çalıştığını belirtti.

5. Hangi tür özürlüler ile birlikte çalışıyorsunuz? ( birde fazla seçim yapılabilir)

Türkiye:  Katılımcılar çeşitli gruplardaki engeller ile ilgilenmekteler. İşlerini yaparken karşılaştıkları en sık görülen engel, akıl sağlığı ile ilgili engeller (%62). Ortopedik engelleri olan insanlar % 36 ile ikinci grubu oluşturuyor.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların karşılaştıkları engel çeşitleri farklılık göstermekte. Katılımcılardan 22 tanesi ortopedik engelleri olan kişilerin müracaatçıları olduğunu belirtti. 20 tanesi, konuşma ve dil alanında patoloji hastalarının çalıştıkları engel grubu arasında olduğunu belirtti. Öğrenme bozukluğu çeken müşterilerin olduğunu 14 katılımcı belirtti. Aynı şekilde görme duyusu ile ilgili sakatlıkları olan müşterilerin olduğu 14 katılımcı tarafından, duyma ile ilgili engelleri olan müşterilerinin olduğu ise 16 katılımcı tarafından belirtildi. Katılımcılardan 17 tanesi de çalıştıkları kişiler arasında akıl sağlığı yerinde olmayan hastaların olduğunu da söyledi.
İrlanda:  Katılımcıların %100’ü öğrenme bozuklukları ve akıl sağlığı ile ilgili konular üzerinde çalıştıklarını belirtti. Katılımcıların tamamı birden fala engel ile çalışmış.
Polonya: Görevlerini yerine getirirken en çok karşılaştıkları engel çeşidinin öğrenme bozukluğu olduğunu belirttiler. Katılımcıların tamamına yakını (%30) öğrenme bozukluğu olan kişilerle çalıştıklarını söylediler. Ayrıca, konuşma ve dil patolojisi de 31 katılımcıdan 24 tarafından söylendi. Katılımcılar ayrıca, kronik hastalıkları (23) ve ortopedik sakatlıkları (23) da belirttiler. Katılımcılardan 20 si akıl sağlığı yerinde olmayan hastalarla çalıştıklarını söylediler. Görme duyusu ile ilgili sorunları olan kişilerle çalıştığını belirten 17, duyma duyusu ile ilgili engelleri bulunan kişilerle çalıştığını söyleyen 13 ve otizm gibi duyusal engelleri olanlarla çalıştığını belirten 3 kişi var.

6. Özürlülük ile ilgili konularda eğitim aldınız mı?

Türkiye: Özürlülük konusunda hiçbir eğitim almadığını belirten katılımcı yüzdesi % 60. %14’ü hizmet eğitiminde yetiştirilmiş. Özürlülük konusunda üniversite eğitimi aldıklarını ya da mezun seviyesinde bilgi sahibi olduklarını belirten çok kişi var.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların 8 tanesi özürlülük ile ilgili konularda hiç eğitim almamış. 3 tanesi sertifika seviyesinde eğitim düzeyine sahip, 4 tanesinin diploması var, 4 tanesi de lisans eğitimlerine devam etmekte, 1 tanesi lisansüstü eğitim çalışmasına sahip ve 3 tanesi de hizmet içi eğitilm almış.

İrlanda: Katılımcıların %15 i özürlülük ile ilgili konularda hiç eğitim almamış. Özürlülük eğitiminin çoğu hizmet içi eğitim yolu ile edinilmiş.
Polonya: Bu çalışanların eğitim durumu incelendiğinde, katılımcıların büyük çoğunluğunun özürlülük konusunda eğitildiği görüldü. 4 tanesinin sertifika seviyesinde eğitimi var, 6 tanesinin özürlülük ile ilgili konularda diploması bulunmakta, 8 tanesi ilgili alanlarda lisans eğitimine sahip, 5 tanesi lisansüstü eğitim yapmış ve 11 tanesi de hizmet içi eğitim almış. Katılımcılardan sadece 3 tanesi özürlülük konusunda hiç eğitim görmemiş.

7. Özürlülük ile ilgili konularda eğitim alınmasını gerekli buluyor musunuz?

Türkiye:  Özürlülük ile ilgili konularda eğitim alınmasını gerekli bulup bulmadıkları sorulduğunda, çoğu gerekli bulduklarını belirtti. Katılımcılardan % 79’u özürlülük konusunda eğitimin gerekli olduğunu düşünmektedir.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcılardan % 93’ü özürlülük ile ilgili konularda eğitim alınmasını gerektiğini düşünüyor.
İrlanda: Katılımcılardan % 92 si özürlülük ile ilgili konularda eğitim alınmasını gerektiğine inanıyor.
Polonya: Özürlülük ile ilgili konularda eğitim alınmasını gerekli bulup bulmadıkları sorulduğunda, çoğu gerekli bulduklarını belirtti. Katılımcılardan % 86,7’si özürlülük konusunda eğitimin gerekli olduğunu düşünmektedir.

8. Çevrenizde /civarınızda hangi tür eğitim/ yetiştirme imkanları mevcut?

Türkiye: öğretmenlerin %43’ü temel olarak hizmet içi eğitim programlarının olduğunu belirtti. Katılımcıların %30’u bu tür imkanlardan haberleri olmadığını söyledi. Katılımcıların %18’i de, engel ile ilgili bu işe başladıktan sonra bilgi sahibi olduklarından bahsederek iş esnasında eğitimden söz etti. Katılımcıların çok azı sertifika programlarına katılmış.
Çek Cumhuriyeti: İşlerinin çevresinde, aşağıdaki eğitim/yetiştirme olanakları mevcut: 11 katılımcı hizmet içi eğitimin olduğunu belirtti, sertifika programları  (üniversiteden ya da bir kurumdan) 10 katılımcı tarafından söylendi. Birkaç katılımcı da (10) lisansüstü eğitim olanağını belirtti, katılımcılardan 11 tanesi iş esnasında da eğitim olanaklarının olduğunu belirtirken katılımcılardan 6 tanesi de eğitim ve yetiştirme hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtti.
İrlanda: İnsanlar, çevrelerinde eğitim olanaklarının mevcut olduğundan haberdarlar, fakat eğitimin eğitmenler için mi yoksa özürlüler için mi olduğu sorusuna cevap vermede karışıklık yaşandı. %69 ile %77 arasında katılımcı bu tür bir eğitimin resmi eğitim yapısı çatısı altında değil de hizmetiçi ya da iş esnasında olmak üzere sağlandığını düşündüklerini belirtti.
Polonya: Çevrelerinde eğitim ve yetiştirme olanaklarının mevcut olup olmadığı konusunda, katılımcılar genellikle ( %19) hizmet içi eğitim ve yetiştirme imkanlarının olduğunu belirttiler, bu oranı % 16 ile lisans üstü eğitim olanaklarını belirten katılımcılar takip etti. Katılımcılardan 8 tanesi sertifika programları olduğunu söylediler. İş esnasında eğitim sadece 3 katılımcı tarafından seçildi.

9. özürlülere sunulan eğitimin onları açık iş pazarına hazır hale getirecek kadar yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Türkiye: Katılımcıların %72’si özürlülere sunulan eğitimin onları  iş pazarında çalışmaya hazır hale getirmeye uygun olmadığını söyledi.

Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların çoğu özürlülere sunulan eğitimin onları iş pazarında çalışmaya hazır hale getirmeye uygun olmadığını söyledi
İrlanda: Katılımcıların %77 si özürlülere sunulan eğitimi, onları açık iş pazarında çalışmaya hazır hale getirmede yetersiz bulduklarını belirttiler.
Polonya: Özürlülere sunulan eğitimin onları açık iş pazarına hazır hale getirecek kadar yeterli olup olmadığı sorulduğunda, katılımcıların %46,7’si, özürlülere sunulan eğitimin özürlülerin zeka seviyesine uygun olduğundan, yeterli olduğunu düşündüklerini belirttiler. Temel kuralları biliyorlar ve farklı türden işler ile ilgili bilgiye sahipler. Özürlüler için yeterli. Atölyelerde işler hakkında bilgi önemlidir. Özürlü kişiler, dakiklik, kesin doğruluk, yeterli oranda iş gibi temel alışkanlıkları öğreniyorlar, Ayrıca özürlüler farklı atölyelerde çalışıyor.

10. Sizce bu eğitim uygun mu değil mi? Ne düşünüyorsunuz? Ve bu konuda önerileriniz nelerdir?

Türkiye: Katılımcıların belirttiği öneriler eğitim, yetiştirme ve istihdam olanakları arasında uyumu arttırma; eğitim planlaması yapma; iş çevresinin düzenlenmesi; Çalışma saatlerinin düzenlenmesi; ulaşım sorunu; iş takibi sisteminin oturtulması
Çek Cumhuriyeti: Eğitim ile iş piyasası arasında yeterli bir bağ olmadığından, sunulan eğitim yeterli görülmüyor; bireysel yaklaşım eksikliği mevcut; uygulama ile yeterli bağlantı yok; kendi kendini teşvik eksikliği var; bilgi erişimi yetersiz; özürlüler için eğitim ve yetiştirme olanakları eksik.
İrlanda: Sistem çok basit, gerçeğe dayalı değil; kariyere yönelik değil; standartlar çok düşük; genel kabul görmüş akreditasyonu yok ve boşluklarla dolu. Hiç kimse fonlardan ya da kaynaklardan bahsetmedi.
Polonya: Eğitimin uygun olup olmadığı konusunda ne düşündükleri sorulduğunda, katılımcıların çoğu (% 53,3) aşağıdaki sebeplerden dolayı, sundukları eğitimin uygun olmadığını söylediler: Eğitim eksikliği, özürlüler için atölye eksikliği; özürlülerin pasif davranması; zihinsel özürlü kişilere sadece birkaç durumda etkili mesleki rehabilitasyon uygulanması.

11. Özürlüler ile çalışırken hangi profesyonel grup ya da hizmetler size destek sağlıyor?

Türkiye:  Katılımcıların yarıdan fazlası ( %56) hiçbir destek almamakta. Geri kalanı danışmanlardan (%17), sosyal çalışmacılardan (%5) ve İş Kurumundan (%7) destek gördüklerini belirttiler.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların cevabı şöyle:  6 tanesi destek görmekte,  5 tanesi danışman ya da terapist desteği almakta, 1 tanesi mesleki terapistten destek görmekte, 4 tanesi sosyal çalışmacıdan, 3 tanesi iş koçundan, 12 tanesi işçi bürosundan ve 2 tanesi diğer yollardan destek görmekte. İlginç olarak 11 tanesi hiçbir şekilde profesyonel grup ya da hizmet desteği kullanmış değil.
İrlanda: Önerilen destek teklifleri resmi değil, genellikle iş arkadaşları ve koordinatörlerden.
Polonya: Katılımcıların cevabı şöyle:  1 tanesi hiç destek almamış, 8 tanesi danışmanlardan ya da terapistlerden destek görmekte, 21 tanesi mesleki terapistlerden destek gördüklerini belirttiler, 6 tanesi sosyal çalışmacılardan, 1 tanesi iş koçundan, 18 tanesi de diğer yollardan  (psikolog 10, konuşma terapisti 7, fizyoterapist 1) destek görmekte.

12. Bugüne kadar profesyonel grup ya da hizmetten destek aldınız mı?

Türkiye: Katılımcıların çoğu (%76) daha önce destek hizmetinden yararlanmamış.

Çek Cumhuriyeti: İlginç olarak 11 tanesi hiçbir şekilde profesyonel grup ya da hizmet desteği kullanmış değil.
İrlanda: Çoğu kişi hiçbir profesyonel destek almamış, %50 den fazla kişi de herhangi bir profesyonel grup ya da hizmet desteği kullanmamakta.
Polonya: Katılımcıların %63,3 ü profesyonel grup ya da hizmet desteği kullanmış.

13.  Masrafları kim karşılamakta ya da karşılıyordu?

Türkiye: Sunulan destek hizmetlerinin masrafları temel olarak hükümet tarafından karşılanmaktadır. Destek hizmeti aldıklarını belirtenlerin % 59 u bu masrafların devlet fonları ile karşılandığını bildirdi.
Çek Cumhuriyeti: Eğitmenler, masrafların çoğunun (% 55) işverenler tarafından karşılandığını belirtmekte, masrafların % 40’ı devlet tarafından karşılanmakta, sadece geri kalan kısım kendileri tarafından karşılanmaktadır.
İrlanda: İyi haber şu ki, kullanılan hizmetleri ya devlet ya da işveren karşılıyor.
Polonya: Profesyonel grup ve destek hizmeti ve masraflar devlet tarafından karşılanmakta.

14. özürlüleri eğitirken ne tür eğitim uygulamaları kullanıyorsunuz? (birden fazla seçenek işaretlenebilir)

Türkiye: Katılımcıların % 55 i standart müfredatı takip ettiklerini ve standart malzemeleri kullandıklarını söylediler. Bireyselleştirilmiş Öğrenme Programlarını kullandıklarını belirten katılımcı yüzdesi %43,  katılımcıların % 57 si düzenlenmiş müfredatı kullanıyor ve yine eğitim için kendi malzemelerini geliştirenlerin yüzdesi % 57. Eğitim için yeni teknolojiler, nadiren eğitim tekniği olarak belirtildi. Katılımcıların % 23 ü eğitim esnasında teknolojiden de faydalandıklarını belirttiler.
Çek Cumhuriyeti: Çalışırken müracaatçılar ile kullanılan malzemelere ilişkin söyledikleri şunlar: katılımcılardan 15 tanesi özürlüleri eğitirken standart müfredat ve malzemeleri kullanmakta, 22 tanesi bireyselleştirilmiş öğrenim programlarını, 16 tanesi müfredatı öğrenim ihtiyaçları ve seviyelerine göre yeniden düzenlemekte, 20 tanesi eğitim için kendi malzemelerini geliştirmiş ve 17 tanesi eğitim için yeni teknolojileri kullanmaktadır.
İrlanda: Katılımcıların çoğu, bu sorunun sağladıkları/sağladığımız hizmete uygun olmadığı görüşünde; fakat bununla beraber, yeni teknoloji ve müfredat değişikliği küçük bir azınlık tarafından kullanılmakta. Sonra insanlar,  yeni ya da yardımcı teknoloji” bilincinin ve böylece uygulamasının gelecekteki eğitimin ya da süregelen eğitimin parçası olmalı görüşünde.
Polonya: Özürlülerin eğitiminde hangi tür eğitim uygulamalarını kullandıkları sorulduğunda, 5 katılımcı özürlülerin eğitiminde standart müfredat ve malzeme kullandıklarını belirttiler. 26 katılımcı bireyselleştirilmiş öğrenim programlarını kullanmakta, 8 i müfredatı öğrenim ihtiyaçları ve seviyelerine göre yeniden düzenlemekte, 15 i eğitim için kendi malzemelerini oluşturmakta, 2 tanesi eğitim için yeni teknolojileri kullanmakta, 1 katılımcı da diğer çeşit malzeme kullanmaktadır.

15. özürlülerin eğitim ihtiyaçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye: Katılımcıların yarısı, değerlendirme ekibinin üyeleri olduğunu belirtti. % 38 i eğitim ihtiyaçlarını kendilerinin değerlendirdikleri belirttiler.
Çek Cumhuriyeti: Eğitimcilerin % 36 sı ihtiyaçları kendileri değerlendirmekte, geri kalanı bir takımda yer almakta ya da değerlendirme sürecine dahil olmamakta. Ne yazık ki, bazıları ise hiç değerlendirme olmadığını belirttiler.

İrlanda: İnsanların % 85 i “ ihtiyaç değerlendirmesi”ni kendi başlarına yaptıklarını belirttiler. Katılımcıların %20 si aynı zamanda çeşitli paydaşlara, özellikle özürlülere danıştıklarını belirttiler. %85 in çoğu, konuları koordinatörleri ve arkadaş iş koçları ile tartışıp değerlendirdiklerini söylediler.
Polonya:  özürlülerin eğitim ihtiyaçlarını nasıl değerlendirildiği sorulduğunda, katılımcıların çoğu değerlendirme süresince kendilerinin yer aldığını belirttiler. Katılımcıların % 50 si eğitim ihtiyacı incelemesi sırasında değerlendirme takımında olan üyeler.


16.  Eğitim çevresinin gerçek çalışma ortamını yansıttığını düşünüyor musunuz?

Türkiye: Katılımcıların % 55 i eğitim çevresinin gerçek çalışma çevresini yansıttığına inandığını belirtse de, geri kalanı bu fikre inanmamakta.
Çek Cumhuriyeti: Yaklaşık olarak yarısı, eğitim çevresinin gerçek çalışma çevresini yansıttığını düşünüyor, geri kalanı bu fikri paylaşmıyor.
İrlanda: Katılımcıların % 90 ı eğitim çevresinin gerçek çalışma çevresini yansıtmadığını açıkça belirttiler.
Polonya: Katılımcıların % 66,7 si eğitim çevresinin gerçek çalışma çevresini yanıttığını düşünüyor.

17.  İş piyasasıtalepleri ile ilgili bilgiye nasıl ulaşıyorsunuz?

Türkiye: Katılımcıların % 58 i işverenler ile doğrudan iletişime sahip olduklarını belirttiler. %25 i iş piyasasına ilişkin düzenli olarak istatistik ve rapor tuttuklarını belirttiler. İnterneti, gazeteleri ve isithdam bürolarını bilgi kaynağı olarak kullandıklarını söyleyen katılımcıların yüzdesi ise % 15.
Çek Cumhuriyeti: İş pazarının talepleri ile ilgili bilgiyi, katılımcıların 21 tanesi istihdam bürolarından almakta, 9 tanesi işverenlerle doğrudan iletişim halinde, 9 tanesi iş piyasası ile ilgili istatistik, analiz ve rapor kullanmakta ve 6 tanesi de diğer yöntemleri kullanmaktadır.
İrlanda: İrlanda’da iş koçları ve koordinatörler bilgilere çeşitli kaynaklardan ulaşıyorlar; bununla beraber, işverenlerle doğrudan iletişim ve internet (diğer bölümde) en popüler kaynaklar arasında.
Polonya: İş piyasasının talepleri ile ilgili olarak, katılımcılardan 10 tanesi istihdam bürolarından bilgi edinmekte, 12 tanesi işverenler ile doğrudan irtibat halinde, 8 tanesi iş piyasasına ilişkin istatistik, analiz ve rapor kullanmakta ve 1 tanesi de diğer yolları (internet) kullanmaktadır.

18.  İşe alındıktan sonra özürlüyü takibe devam ediyor musunuz?

Türkiye:  Katılımcıların % 44 ü eğitim sürecinin ardından müracaatçılarını ya da öğrencileri takip etmediklerini belirttiler. % 28 i işverenler ile düzenli toplantılar düzenlemekte,  %16 sı da çalışma ortamının düzenlenmesinde de rol almaktadır.
Çek Cumhuriyeti: Özürlü nihayet işe alındığında, katılımcılardan 11 tanesi onu daha fazla takip etmediklerini söyledi, 2 tanesi işverenler ve meslektaşları ile düzenli toplantılar düzenlemekte, 3 tanesi özürlülerin ihtiyaçlarına göre çalışma çevresini düzenleme üzerinde çalışmakta, 1 tanesi evden işe ulaşım problemi üzerinde çalışmakta ve 5 tanesi diğer yolları izlemekte.
İrlanda: Tüm katılımcılar, özürlü işverenleri ve meslektaşları ile düzenli toplantılar düzenlediklerini belirtti; çoğu hem çalışma ortamını hem de çalışma saatlerini düzenleme konusunda çalıştıklarını belirtti ve bazıları da seyahat eğitimini belirtti.
Polonya: Özürlü işe alındıktan sonra, 22 katılımcı onu artık takip etmediklerini belirttiler, 5 tanesi çalışma ortamını özürlülerin ihtiyaçlarına göre düzenleme üzerinde çalışmakta, 2 tanesi çalışma saatlerini özürlülerin ihtiyaçlarına göre düzenlemeye çalışmakta, 1 tanesi de diğer yolları izlemekte.

19.  Sizin göre, özürlüler ile çalışan bir eğitimcinin ya da bir profesyonelin sahip olması gereken en önemli üç özellik nedir?

Türkiye: Pedagoji bilgisi, iletişim becerileri, yeterlilik katılımcıların en çok sözünü ettikleri yetenekler arasında. Katılımcıların % 66 sı bu özelliklerden herhangi birini belirtti. %35 i özürlüler ile çalışan profesyonellerin sabır ve hoşgörü gibi özelliklere sahip olması gerektiğini belirtti.
Çek Cumhuriyeti: Özürlüler ile birlikte çalışan bir eğitimcinin ya da bir profesyonelin sahip olması gereken en önemli beceriler, empati (16 cevap), iletişim becerileri ve kararlılık dahil olmak üzere sosyal beceriler (15 cevap), yeterlilik ve eğitim (14 cevap), sabır (11 kere söylendi, istek, heyecan (6 kere söylendi), güvenilirlik (5 kere söylendi), sorumluluk ve tutarlılık, strese karşı koyabilme (3 kere söylendi) ve diğer 5 tane.
İrlanda: Özürlülerle çalışan insanların sahip olması gereken en önemli becerilerin bazıları: empati, dinleme becerileri, iletişim becerileri, anlama, sabır, hoşgörü, bilgi, uyum sağlayabilme, önyargıdan kurtulma.
Polonya: Özürlüler ile çalışan eğitimcilerin ya da profesyonellerin sahip olması gereken en önemli beceriler: uygulama becerileri, empati, özürlülerin bireysel tedavisi, sabır, özürlü kabulü, eğitimi özürlüye uyarlama, özürlünün ihityaçlarını, açıklık, anlayış, kibarlık, sebat, bireysel kontrol, grupla çalışma yeteneği, stresle mücadele etme, iyi iletişim bilgisi, anlaşmazlıkların çözümü, kararlılık, belli bir mesafede durabilme, hoşgörü, sorumluluk, vicdan sahibi olma, güveni sağlama.

20. Özürlülerle çalışan profesyonelleri ve eğitmenleri eğitmek için, eğitim programında sizce nelere yer verilmelidir?

Türkiye: Aile eğitimi ve aile ile nasıl iletişim kurulması gerektiği, drama, özel eğitim teknikleri, özürlü ile nasıl iletişim kurulması gerektiği, engel ve çeşidi ile ilgili bilgi, teknikler, iletişim becerisi, özürlüler ile çalışan kişilerin eğitim programına dahil edilmesi gereken konular olarak belirtildi.
Çek Cumhuriyeti: Özürlüler ile birlikte çalışan eğitmenler ve profesyoneller için eğitim programına psikoloji bilgisi, ilk yardım, mevzuat bilgisi, iletişim kurma bilgisi ve uygulama yeteneği eklenmelidir.
İrlanda: Katılımcılar, eğitim programına aşağıdaki konuların dahil edilmesi gerektiğini tavsiye etmekte: kişiler arası ilişkiler becerisi, yasalardan haberdar olma, eşitlik ilkesinin bilincinde olma, belli engeller üzerinde belli bilgilere sahip olma, yasal haklar, kişisel bilinç.
Polonya: Özürlüler ile birlikte çalışan eğitmenler ve profesyoneller için eğitim programına dahil edilmesi gereken konular: disiplinler arası eğitim, bireysel durumlar ile ilgilenme, iş yöntem ve teknikleri, özürlülerin karakteristik özellikleri, yeni terapi yöntemleri, etkili iş arama yöntemleri, proje hazırlama ve program becerileri, bireylerle ve gruplarla ilgilenme yolları; anlaşmazlıkları çözme yolları, özürlülerin iş piyasası ile ilgili bilgi, işin belli yöntemleri; özürlülerin diğer insanlarla kaynaştırılma yöntemleri.







ANKETİN ÖZET SONUÇLARI
TÜRKİYE
Katılımcıların büyük bir çoğunluğu (%60) engel konusunda eğitim almamıştır. Buna ilişkin olarak, katılımcıların %79’u engel konuları üzerine eğitim almayı gerekli görmektedir. Katılımcıların %72’si, önerdikleri eğitimin özürlülerin iş gücü pazarında istihdam edilmelerini sağlamaya uygun olmadığını dile getirmektedir ve katılımcıların bu sorunu çözümünde ortaya koydukları öneriler; eğitim, öğretim ve iş fırsatları arasındaki uyumun artırılması; eğitimin planlanması, iş ortamlarının düzenlenmesi; iş saatlerinin düzenlenmesi; ulaşım sorunları; iş takibi sisteminin uygulamaya konulması doğrultusundadır. özürlüler ile çalışan insanların ihtiyaç duyduğu en yaygın aranan vasıflardan bazıları; pedagojik eğitim, iletişim becerileri, yeterlilik, sabır ve hoşgörüdür. Aile eğitimi ve aile ile nasıl iletişim kurulması gerektiği, drama, özel öğretim teknikleri, özürlü ile nasıl bir iletişim kurulması gerektiği, engel ve türü ile ilgili bilgi, teknikler, engel bilgisi ve iletişim becerileri gibi hususların eğitim programına dahil edilmesi katılımcılar tarafından tavsiye edilmektedir.

İRLANDA
Katılımcıların %15’i engeller konusunda hiç eğitim almadıklarını belirtti. Engel eğitiminin büyük bir çoğunluğu hizmet içinde alınmıştır. Katılımcıların %92’si engel konuları üzerine eğitim almanın şart olduğuna inanmaktadır. Katılımcıların %77'si özürlülere sağlanan eğitimin, özürlüleri açık iş pazarına hazırlamada yetersiz kaldığını sezinlemiştir. özürlüler ile çalışan kişilerin ihtiyaç duyduğu en çok aranan vasıflar; empati, dinleme becerileri, iletişim becerileri, anlayış, sabır, hoşgörü, bilgi, uyumluluk, satış mümessilliği ve önyargısız olmaktır. Eğitim programına şu hususların dahil edilmesi katılımcılar tarafından tavsiye edilmektedir: kişiler arası beceriler, engel mevzuatı bilinci, ve eşitlik bilinci, özel engeller hakkında özel bilgi, yasal haklar, ve kişisel bilinç.

POLONYA
Katılımcıların %92 oranında bir çoğunluğu engel sorunları üzerine eğitilmiştir ancak yine de bu alanda eğitim görmeleri gerektiğini düşünmektedirler. Eğitimciler, alanlarındaki eğitim fırsatlarının bilincindeler. En bilinenleri mezuniyet sonrası çalışma ve servis hizmet içi eğitimdir. Anket sonuçları, özürlülere sunulan eğitimin gerçek çalışma ortamını yansıtmadığını göstermektedir. Bu da özürlülerin istihdam düzeyini aşağıya çekmektedir.

ÇEK CUMHURİYETİ
Özürlü eğitimcilerinin eğitimi yetersizdir. Üniversite düzeyinde bir eğitim özelliği taşımalıdır. Özellikle önemli olan nokta ise sürekli eğitimdir. Bunun yanı sıra eğitimciler, ekipman yetersizliği sorunu ile karşı karşıyadırlar- örneğin; eğitimciler kendi öğrenme materyallerini geliştirmek zorundadırlar. İş gücü pazarına ilişkin bilgiler genellikle iş kurumu aracılığıyla elde edilmektedir. Sosyal beceriler en önemli beceriler olma özelliğine sahiptir.







7. EĞİTİM PROGRAMI ÇERÇEVESİ
Adı: Uzman Becerilerinin Geliştirilmesi: Özürlü Bireyleri Daha İyi Anlamak 
Amaç: Avrupa Nezdinde Standart Olabilecek ve Özürlü Bireylerin Mesleki Eğitiminden İstihdamına Kadar Olan Süreçte Yer Alan Uzmanların Özürlülüğü Ve Özürlüyü Daha İyi Anlamalarını Sağlayacak Bir Eğitim Programı Hazırlamak
Süre:  Esnek Uygulama Süresi

Konu A.  Kendini Tanıma
Kapsam
Beceriler
Performans Göstergeleri
Özürlü bireylerle çalışan kişilerin kendilerini daha iyi tanımaları için ve mesleki tükenmişliği önlemek için yapmaları gerekenler



A.1.Kişisel Değerlendirme

A.2. Kendinin Farkında Olma

A.3. Başa Çıkma Becerileri

- Kontrollü empathi kurma
- Yapılan işe inanç 
- İyi muhakeme yapabilme 
- Başkalarının değerlerine saygı duyma
- Birebir süpervizyon alma
- Gözlem yapma
- Sabır gösterme 
- Motivasyon düzeyini kontrol etme
- İş ve özel hayat arasında denge kurmak
- Beyin fırtınası yapma
- Fiziksel rahatlama, egzersiz, yoga programları 
- Sağlıklı kalma programları
- Meslek grubu danışmanlık ağı kurmak 
Konu B. Kişisel Beceriler ve İletişim Becerileri

Kapsam
Beceriler
Performans Göstergeleri
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlülük ve özürlü bireyleri daha iyi anlayabilmeleri için gerekli bilgi ve beceriler














B.1. Kişisel Beceriler



B.2 İletişim Becerileri

- Psiko sosyal açıdan özürlü bireyleri anlamak
- Alan bilgisini sürekli olarak güncellemek
- Son gelişmeleri takip etmek 
- Danışmanlık becerileri  
- Mesleki gelişim için motivasyon
- Faal listeleme (tanıma, karar mekanizmalarını harekete geçirme, ve yerleştirmeleri takip etme)
- Özürlü bireyle iletişim kurma
- Ailelerle iletişim kurma
- Gerekli iletişim becerileri
- İkna etme becerileri
- Organizasyon becerisi kazandırma
- Motive edici görüşme becerileri kazandırma
- İstihdam otoriteleri ve iş bulma görevlileri ile direkt iletişim kurma
- Yerleştirme sonrası izleme değerlendirme

Konu C. Özürlülük ve Sağlanan Hizmetler
Kapsam
Beceriler
Performans göstergeleri
(becerilerin kazandırılması için yapılacaklar)

Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlülük ve özürlü bireyleri daha iyi anlayabilmeleri bilmeleri gereken yasal düzenleme ve hizmet bilgisi

C.1. Özürlülük
C.2. Sınıflandırma
C.3. Özürlülere yönelik hizmetler C.4. AB ve ulusal düzeyde yasal haklar
C.5. Pratik bilgiler hizmetler


- Özürlü birey kimdir.
- Özürlülük sınıflandırması
- Özürlü bireylerle ilgili yasal düzenlemeler
- Avrupa birliği ve ulusal düzeyde özürlü bireylerin hakları
- Özürlü bireye sağlanan hizmetler
- Özürlü bireylere yönelik hizmetler
- Faydalı pratik bilgiler
Konu D. Pazarlama 

Kapsam
Beceriler
Performans Göstergeleri
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlü bireylerin istihdam edilebilirliğini arttırmak için sahip olması gereken bilgi ve beceriler


D.1. İş olanakları
D.2. Uygun işe yerleştirme
D.3. Görüşme teknikleri
D.4. Farklı iş alanlarını tanıma

- Pazarlama nedir?
- Var olan iş fırsatlarını değerlendirme
- Yeni iş alanları yaratabilme
- İş piyasasındaki eğilimleri araştırma 
- Uygun işe uygun kişi yerleştirme
- İşin gerekliliklerini ve kişinin iş becerilerini değerlendirme
- İş ortamını uyumlaştırabilme
- İş piyasasında bir bilgi ağı oluşturma
- Özürlü bireylerin iş arama becerilerini geliştirecek temel bilgi (görüşme becerileri, CV hazırlama, başvuru belgesi hazırlama vs.
- Sunum teknikleri
- İş tanıma ve iş yeri ortamlarını tanıma 
Konu E. Teknoloji Bilgisi

Kapsam
Beceriler
Performans Göstergeleri
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlü bireylerin istihdam edilebilirliğini arttırmak için sahip olması gereken teknoloji bilgisi



E.1. Bilgisayar okuryazarlığı
E.2. Bilgi ve iletişim teknikleri
E.3. Destek teknolojileri ve destek araçları hakkında bilgi


- İnternetin etkin kullanımı
- İnterneti etkin kullanabilmeleri için özürlü bireylere internet becerileri kazandırmak
- E-öğrenme, ilgili bilgi araştırma, iş portallarını tarama )
 -Özürlü bireylerin kullanımı için hazırlanmış destek teknolojiler hakkında bilgi sahibi olmak
- Tüm iletişim kanallarını kullanabilme, fax, PC, cep telefonu)
Konu F. Değerlendirme

Kapsam
Beceriler
Performans Göstergeleri
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlü bireyi daha iyi değerlendirebilmeleri için gerekli bilgi ve beceriler
F.1. İş kapasitesinin ölçümü
F.2. Eğitim kapasitesinin ölçümü
F.3. Psiko-sosyal değerlendirme

- Özürlü bireyin ilgi ve becerilerinin değerlendirilmesi
- Özürlü bireyin güçlü ve zayıf yanlarının değerlendirilmesi
- Özürlü bireyin çalışma ve işbirliği konusunda motivasyonunun düzenli olarak izlenmesi
- gözlem 
- Temel eğitim değerlendirmesi  
- Mesleki profil çıkarma
- Gerekli istatistik ve kayıt tutma becerisi
- İşe yerleştirme ve istihdam sürecinin düzenli gözden geçirilmesi
Konu G. Simulasyon

Kapsam
Beceriler
Performans Göstergeleri
Kurs boyunca öğrenilen şeylerin gerçek hayat yansımalarına şahit olmak ya da simulasyonlarını yapmak
G.1. İşveren ve çalışacak özürlü birey açısından olayı görebilme ve deneyimleme 
- Rol deneyimleme
- Bilgi değiş tokuşu
- Değerlendirme testlerinden örnekler uygulamak



































8. KAPANIŞ NOTLARI

Özürlü bireyler (özürlü) birçok nedenden ötürü ekonomik ve sosyal hayatta yer almada zorluk çekmektedirler. İş verenlerin önyargıları, toplum bilincinin yetersizliği, mesleki eğitim ve rehabilitasyon dahil olmak üzere sınırlı veya yetersiz eğitim olanakları ve seyahat zorlukları bu nedenlerden bir kaçı olarak sayılabilir.

İnsan haklarına ilişkin bir konu olması itibariyle, özürlü tüm vatandaşlara verilen haklardan faydalanmalıdırlar. Daha iyi bir mesleki eğitimin ve iş gücü piyasasına entegrasyonun gerçekleştirilmesi doğrultusunda özürlülerin iş gücü piyasasına katılımlarını sağlayan sistemler ile ilgili bilgi alış verişinde bulunmak amacıyla çok sayıda Avrupalı ortaklar ile proje kapsamında çalışılmıştır. Projenin hedefleri, sisteme ilişkin sorunları genel olarak belirleyecek, en iyi uygulamaların paylaşılmasını sağlayacak ve mesleki eğitimden özürlülerin istihdamına kadar olan süreçte önemli bir rol üstlenen profesyonellerin ihtiyaçlarını belirleyecek şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla öğretim kapasitelerini artırılması isteniyorsa söz konusu profesyoneller için de bir eğitim programı oluşturulmalıdır.

Özürlüler İdaresi Başkanlığı (Türkiye Cumhuriyeti) koordinatör kurum işlevi görürken, Náchod Labour Office (Çek Cumhuriyeti), Dublin South Supported Employment Ltd  (İrlanda), Radość Życia Association for the Disabled “Joy of life” (Polonya), MTÜ Viljandimaa Singel (Estonya) ve Tuettu työllistyminen ry Supported Employment Association (Finlandiya) ortak kuruluşlardır. İlk toplantıdan beri gerçekleştirilen toplantılarda katılımcı kuruluşlar, mevcut özürlü istihdam sistemlerini ve engel konusu ile ilgili mevzuatlarını tanıtmışlardır. Sonraki aşamalarda, özürlü istihdam sitemine dair sorunlar tartışılmıştır; bu alandaki profesyonellerin sorunları ve gereksinimleri bir anket aracılığıyla analiz edilmiştir. En iyi uygulamalar tanıtılmış ve her toplantıda yerel ve ulusal kuruluşlara ziyaretler gerçekleştirilmiştir.

İlk toplantı 21–24 Kasım 2005 günleri arasında Türkiye’de, ikinci toplantı 13–16 Mart 2006 günleri arasında Çek Cumhuriyetinde, üçüncü toplantı ise 19–22 Haziran 2006 günleri arasında Polonya’ da düzenlendi. Projenin ikinci yılında İrlanda ilk ev sahibi ülke oldu ve toplantılar 27–30 Kasım 2007 günleri arasında düzenlendi, beşinci toplantıya 14–17 Mayıs 2007 günleri arasında Estonya ev sahipliği yaptı ve son toplantı da 19–22 Haziran 2007 günleri arasında Finlandiya’da düzenlendi.

Projenin beklenen sonuçları: projede görülen tüm ilerlemeleri kapsayan final raporu, proje boyunca paylaşılan tüm materyalleri içerecek bir interaktif CD ve bir taslak projedir. Proje çıkışında sergilenen materyal ve dokümanların tümü için telif hakkı söz konusu olmamakla beraber izin alınmadan kullanılabilir. Fakat tüm kullanımlar APA (American Psychiatric Association) formatına uygun bir şekilde belirtilmelidir. Tüm materyaller projenin web sitesinde (www.pwdemployment.com) görüntülenebilir ve yine buradan indirilebilir. Ayrıca proje ile ilgili dokümanlara Özürlüler İdaresi Başkanlığı (www.ozida.gov.tr) sayfasından da ulaşılabilir.

Bu proje Avrupa Komisyonu (EC) tarafından finanse edilmiş olup materyallerin içeriği Avrupa Komisyonu’ nun düşüncelerini yansıtmamaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEDEF HASTALIĞI ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ