ENGELLİ BİREYLERİN İŞGÜCÜ PİYASASINA KATILIM SİSTEMLERİ
ENGELLİ BİREYLERİN İŞGÜCÜ PİYASASINA
KATILIM SİSTEMLERİ
GRUNDTVIG 2 ÖĞRENME ORTAKLIĞI
ENGELLİ BİREYLERİN İŞGÜCÜ PİYASASINA
KATILIM SİSTEMLERİ
PROJE RAPORU
Eylül, 2007
İÇİNDEKİLER
Sayfa
NO
Bilgilendirme
…….……………………………………………………………………………3
1. Giriş…………………………………………………………………………………………4
2. Özürlülükle
ilgili yasal düzenlemeler ……..……………………………………………….8
3. Mesleki eğitim, rehabilitasyon ve istihdam sistemleri…......................................................15
4. Uygulamalar ve iyi örnekler……..........................................................................................31
6. Anket sonuçları
…….......................................... ………………………………………….53
7.
Eğitim programı çerçevesi…… …….. ……………………………………………………61
8.
Kapanış Notları.....................................................................................................................64
Proje ekibi, projenin yürütülmesi
sırasında desteklerini esirgemeyen herkese teşekkürlerini sunar. Projeye
finansal destek sağlayan Avrupa Komisyonuna ve ortak ülkeledeki Ulusal Ajans
yetkilerine özel teşekkürlerimizi bildirmekten onur duyarız.
İletişim kurabileceğiniz proje ortaklari iletişim
bilgileri
İsim
|
Ülke
|
E-Posta
|
Betül Yalcin
|
Türkiye
|
|
Lucie Sedlackova
|
Çek Cumhuriyeti
|
Lucie.Sedlackova@na.mpsv.cz
|
Alan Petrie
|
İrlanda
|
alanpetrie@dsse.ie
|
Andrzej Kamlinski
|
Polonya
|
stow.wtz.d@wp.pl
|
Linda Luhse
|
Estonya
|
daycare@matti.ee
|
Esa Jukantupa
|
Finlandiya
|
esa.jukantupa@kauhava.fi
|
1. GİRİŞ
Proje, özürlü insanların
iş gücü piyasasına entegrasyonunu sağlamaya yönelik sistemlere dair bilgi
paylaşımı üzerinde odaklanmıştır. Projenin amacı, özürlü insanların üye
ülkelerdeki işgücü piyasasına entegre edilmesine yönelik sistemlerin
tanımlanması, bu sistemlerdeki sorunların tespit edilmesi, en iyi uygulamaların
paylaşılması ve mesleki eğitimde rol oynayan profesyonellerin eğitim ihtiyaçlarının
belirlenmesidir. Öğrenim ortaklığı boyunca ülkelerden gelen kurumlar ülkelerindeki
özürlülerle ilgili yasaları, özürlülerin mesleki eğitimi ve istihdamına yönelik
sistemleri ve iyi uygulama örneklerini tanıtmışlardır. Bunların yanında özürlülerin
mesleki eğitimi ve istihdamına yönelik sistemlerin sorunları da tartışılmıştır.
İlk yılın ortak ülkelerinde bir anket araştırması yapılmıştır. Özürlülerin
mesleki eğitimi ve istihdamı sürecinde rol oynayan profesyonellere,
kapasitelerini yükseltmeye yönelik eğitim programları konusundaki ihtiyaç ve
düşüncelerini öğrenmek amacıyla anketler verilmiştir. Anketin sonuçlarına göre eğitim
programının çerçevesi hazırlanmıştır.
Bir toplantıda paylaşılan
bu sonuçlara göre eğitim programının çerçevesi yapılandırılmıştır. Eğitim
programına ek olarak final rapor, materyaller, ilgili okumalar ve sunumları
içeren interaktif bir CD yayınlanmıştır. Projenin Final Raporunun projenin
ortak dilinde basımı sağlanmıştır. Bu projenin sonuçlarını ve kazandırdığı
deneyimler kullanılarak özürlülerin mesleki eğitim ve istihdamı sürecinde
çalışan profesyonellerin kapasitelerini arttırmaya yönelik ikinci bir proje
hazırlanabilecektir.
Çoğu aktivite ve bilgi
paylaşımı ülkelerdeki ortaklarca yapılan toplantılarda gerçekleştirilmiştir.
Toplantılar sırasında farklı kuruluşlar ziyaret edilmiş, böylelikle ilk elden
bilgi erişimi sağlanmıştır. Proje süreci süresinde elde edilen materyal, fotoğraf
ve ziyaret edilen yerler de projenin internet sitesinde yayınlanmıştır. (www.pwdemployment.com).
Proje
konusundaki ilk fikir Prag'da 2004 yılında gerçekleşen ve Türkiye, İrlanda, Çek
Cumhuriyeti ve Estonya'nın ilk kez bir araya geldiği iletişim semineri
sırasında ortaya çıkmıştır. Daha sonra projenin ilk yıl başvurusu
hazırlanmıştır. Başvuru, Litvanya'daki ortak dışında herkesçe onaylanmıştır.
Projenin ilk yılındaki ortak ülkeler Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Polonya, İrlanda
ve İspanya olmuştur. Ne yazık ki İspanya’daki proje ortağı ilk toplantıdan
sonra projeden ayrılma kararı almıştır. Sağladıkları bilgi son rapora dâhil
edilemeyecek kadar az olmuştur, fakat bilgilerin sunumu projenin internet
sitesinde gösterilmiştir. Bir sonraki yıl yenileme başvurusu yapılmış ve başvuru
Türkiye, İrlanda, Çek Cumhuriyeti, Polonya'nın yanı sıra Estonya ve
Finlandiya'dan yeni katılan ortaklarca da onaylanmıştır.
Türkiye, Başbakanlık Özürlüler
İdaresi Başkanlığı koordinatör kurum olmuştur. Bu kurum Türkiye'de özürlüler
alanında politika geliştirme ve özürlüler için eşit fırsatların yaygınlaştırılması
konusunda sorumlu olan bir koordinasyon kuruluştur. İdare, kurumsal vizyonunu özürlülerin
bağımsız bir hayat sürdürebilmeleri, sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlere
eşit ve tam katılım sağlamaları, tüm bilgi ve kamu hizmetlerine erişim
sağlayabilmeleri konusunda stratejiler ve özürlü politikaları geliştirmek
şeklinde belirlemiştir. İdare, özürlülerle ilgili konularda ulusal ve
uluslararası kurumlar arasında eşgüdüm ve işbirliği geliştirmek ve uluslararası
alandaki gelişmeleri izlemekle sorumludur.
Kurulduğundan bu yana İdare, özürlülerle
ilgili birçok önemli faaliyette önemli roller oynamaktadır. İdare daha çok
özürlülerin istihdam oranının arttırılması üzerinde odaklanmıştır. Çünkü özürlü
insanların %78'inin işgücünün dışında olduğu ve istihdam edilenlerinin büyük
çoğunluğununda işyerlerinde uyumlaştırma problemleri yaşadığı bilinmektedir. Bu
yüzden İdare ilerleyen yıllarda bu sorunların üstesinden gelinmesine önem
vermektedir. Özürlüler İçin İstihdam Eylem Planı hazırlanmış ve 2005 yılı "Özürlü İnsanlar İçin İstihdam Yılı"
olarak ilan edilmiştir. Özürlüler Yasasının yayınlandığı 2005'ten bir yıl sonra
İdare Özürlüler Yasasının maddelerinin uygulamada hayat bulması için 16 yeni yönetmeliğin
hazırlanmasını koordine etmiş ve bu yasal düzenlemeler yayınlanmıştır.
Çek Cumhuriyeti Náchod İş
Kurumu resmi istihdam hizmetinin bir parçasıdır. Bu kurum bölgesindeki
istihdam işlerinden sorumludur. İş Kurumu farklı müşterilere farklı hizmetler
sunmaktadır. İş Kurumu işsizlerle, işini kaybetme riski olanlarla,
işverenlerle, okullarla ve eğitim kurumlarıyla, yerel otoritelerle ilgilenmektedir.
Öte yanda işverenlere işe yerleştirme hizmetleri sunmaktadırlar. Aynı zamanda
danışma ve eğitim hizmetleri de vermektedirler. Yeni iş pozisyonlarının
açılmasını ve yerel istihdamı desteklemekte ve bunlar için çeşitli hibeler
sağlayabilmektedirler.
İş Kurumu özellikle işgücü
piyasasında sorun yaşayan özel gruplar üzerinde odaklanmaktadır. Bu gruplardan
birisi de özürlü insanlardır. Bu insanlar için özel program ve olanaklar
hazırlamaktadırlar. Bu müracaatçılar İş Kurumu'nun bilgileri ve kariyer danışma
departmanından yararlanmaktadırlar. İş Kurumu aynı zamanda özürlüler için yeni
iş pozisyonlarının yaratılmasını da destekleyebilmektedir. Bu insanlar için
mesleki rehabilitasyon, özel eğitim, destekli bir iş ve özel eğitim sağlanması
oldukça yeni bir imkandır.
İrlanda, Güney Dublin
Destekli İstihdam Ltd. (DSSE) Ulusal Kalkınma Planı çerçevesinde Devlet
Eğitim Ajansı FAS tarafından finanse edilmektedir. Bu kurum beş yıldır bu
alanda faaliyet göstermektedir. Şirketin amacı özürlülerin genel istihdama erişimini
sağlamak ve bu sürecin her aşmasında onlara destek sunmaktır. D.S.S.E Ltd. özürlü
insanları kendi seçtikleri ve güçlerine, ilgi ve yeteneklerine uygun işe
yerleştirilmesi için çalışır. DSSE her türlü özür grubuna yönelik çalışmalar
yapar ve Avrupalı üyelerin eşitlik konusundaki yaklaşımlarını daha iyi anlama
yolundaki fırsatları da severek kabul eder ve bu gruba sunulan istihdam
standardının yükseltilmesi için AB sağlayıcılarıyla etkileşim içerisinde
çalışmalarda bulunur. DSSE, kendisine FAS tarafından sevk edilen 18 yaş ve üstü
insanlarla çalışır. 2004'te katılım oranı 183 olmuştur. DSSE bünyesinde 8 tam
zamanlı İş Koçu, İdareden sorumlu bir kişi ve bir Koordinatör bulunmaktadır.
Kurum aynı zamanda işverenler ve işveren grupları için özürlülük bilincini
arttıracak eğitimler de sunar. DSSE destekli istihdamın her düzeyde
yaygınlaştırılması konusunda etkin çalışmalarda bulunmaktadır.
Polonya Özürlüler Derneği
"Joy of Life" (Yaşma Sevinci), Bialystok bölgesinde yer alan 8000
nüfuslu küçük bir kasaba olan Dąrowa Białstocka'da bulunmaktadır. Merkez
çoğunlukla zihinsel özürlü, Serebral Palsi'li ve Down Sendromu olan
yetişkinlerden oluşan özürlü insanlar için ders dış eğitim (örgün eğitim)
hizmetleriyle ilgilenmektedir. Dernek programında günlük 25 özürlü bireye
hizmet verilmektedir. Merkezde rehabilitasyon ihtiyaçlarına göre hazırlanmış
ayrı odalarda öğretmen gözetiminde 5 kişilik gruplar halinde sosyal ve mesleki
rehabilitasyon konusunda hizmetler verilmektedir. Dernek bünyesinde özürlülerle
ilgili çalışan 7 kişi vardır: psikolog, fizyoterapist, iş terapisi öğretmenleri
ve hemşire. Programa göre, yemek yapmak, kişisel hijyen sağlamak ve işe gitme
yeteneği kazanmak gibi yardım almadan iş yapabilme yetisi sağlayacak temel
aktiviteler konusunda eğitim vermektedirler.
Merkezde aynı zamanda çeşitli terapi türleri uygulanmaktadır (Müzik
terapisi, sanat terapisi ve basit sanatsal ve teknik işer ve rehabilitasyon
egzersizleri). Merkezde bulunan özürlüler 18–40 yaşları arasındadır ve kasaba
çevresinde geniş bir alanda yaşmaktadırlar. Merkeze, merkezin kendi arabasıyla
ücretsiz olarak getirilmektedirler. Merkezin tüm faaliyet masrafları Hükümet
Fonları tarafından karşılanmaktadır.
Finlandiya, Tuettu
Tyollistyminen Ry. Destekli Eğitim Derneği özürlü insanların, özellikle
zihinsel engeli olan insanların serbest iş gücü piyasasında destekli eğitim
yöntemleri kullanılarak istihdamının yaygınlaştırılması amacıyla kurulmuştur.
Dernek farklı müracaatçı grupları için eğitim sağlar ve bölge çapında destekli
eğitim geliştiricisi olma görevini üstlenir. Zihinsel engeli olan insanlar için
daha öğrenciyken bağımsız bir hayat sürdürme çalışmalarına başlamak çok
önemlidir. Bu insanların aileleri de özürlü insanları bağımsız hayatlarında
yönlendirirken rehberlik, destek ve deneyime ihtiyaç duyarlar. Uygulamalı
eğitim sırasında özürlüler iş yerleştirme müdürü ya da meslek asistanının
desteğiyle görevlerini ve işyerini öğrenirler. Meslek asistanı alanda
yerleştirme müdürü ile birlikte çalışır. Görevi, 2–6 özürlü insana işyerinde
yardımcı olmaktır. Sosyal ağ desteği de bireyin güçlenmesi ve serbest iş gücü
piyasasında kalabilmesinde oldukça etkili olmaktadır. Amaç, normal hizmetleri
kullanan bir işveren bulunmasıdır. Son zamanlarda bu insanlar meslek
asistanlığı işine yoğunlaşmaya başlamıştırlar.
Estonya, MTÜ Viljandımaa
Singel 1997'de kurulmuş ve özürlü insanlara günlük destek sağlayan gün içi
bakım merkezi olarak çalışmaya başlamıştır. 2000 yılından bu yana gün içi
bakımın yanı sıra psikiyatrik vakalar için psiko-sosyal rehabilitasyon
hizmetleri, destekli hayat ve meslekler sunmaktadır. Psiko-sosyal
rehabilitasyon, özürlü insanların topluma kazandırılmasını kapsar. Müracaatçılar
18-65 yaşarı arasındadırlar, yaş ortalaması insanların en çok çalıştığı dönem
olan 30-45 yaş arasındadır. Merkezin amacı özürlü insanların iş bulmalarına
yardım etmek ve onları bu sürecin farklı düzeylerinde desteklemektir, bu da
mesleki rehabilitasyonun önemli bir parçasıdır. Merkez, özürlü insanlara eşit
fırsatlar sunacak yapıları oluşturma ve özürlülere sunulan hizmetlerin
geliştirilmesi konusunda çalışmalarda bulunmaktadır. Merkez 2005 yılında,
destekli işyeri konusunda özel ihtiyaçları olan 14 insanı İstihdam Kurulu ile
işbirliği yoluyla işe yerleştirmiş, 2006'da da 12 kişiyi serbest işgücü piyasasında
istihdam etmiştir.
2. ÖZÜRLÜLÜKLE İLGİLİ YASAL
DÜZENLEMELER
TÜRKİYE
Türkiye Özürlüler Yasası Temmuz
2005'te yürürlüğe girmiştir. Yasanın temel amaçları: özürlülüğün önlenmesi,
sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenlik alanlarında
karşılaşılan sorunların çözülmesi, özürlü insanların sosyal hayata katılımını önündeki
engellerin kaldırılması yolunda önlemler alınması ve günlük yaşam
faaliyetlerinde bağımsızlığın geliştirilmesidir.
Yasa iki bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde özürlülükle ilgili tanımlar, özürlüler alanındaki temel
prensipler ve özürlülere sunulan hizmetlerle ilgili düzenlemeler yer
almaktadır. Kalan kısmında da özürlülerle ilgili mevcut yasaların sorunlarını
çözecek yeni düzenlemeler belirtilmiştir.
Yasa, özürlülüğün
sınıflandırılması, bakım hizmetlerinin türleri, rehabilitasyon türleri, özürlülüğün
erken teşhisi, iş ve meslek analizi, istihdam ve korumalı istihdam, eğitim ve öğretim konularında çerçeveler
çizen ve yönergeler veren maddelerden oluşmaktadır.
Bu yasada ilk ilk kez korumalı
işyeri tanımı kullanılmış ve korumalı işyeri özellikle ileri derecede zihinsel
engeli bulunan insanların istihdamı için benimsenmiştir. Bu yasa ile özürlü
insanların mesleki sorumlulukları ilgili dernek ve kurumlara ve yerel idarelere
yüklenmiştir. Yasa, kota gerekliliklerini yerine getirmeyen işverenlerden
alınan para cezalarının alınması kolaylaştırmıştır. Yasada kamu istihdamı
konusuyla ilgili bazı maddeler de bulunmaktadır.
Bu yasada bakım, bakım türleri
ve bakım ihtiyaçları tanımlanmıştır. Sosyal güvencesi olmayan fakat bakıma
ihtiyaç duyanlar da mali destek sistemine dahil edilmiştir. Yine bu yasayla değerlendirme
kurullarınca özel eğitime ihtiyaç duydukları belirlenen bütün çocuklar destek sistemi
kapsamına alınmıştır. Yüksek öğretim düzeyinde her üniversite kampusunda Özürlü
Öğrenciler Danışma ve Koordinasyon Merkezleri kurulması öngörülmektedir. Bu
merkezler üniversiteye devam eden özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim
süreçlerinde destekleyecektir.
Yasa aynı zamanda ulaşılabilirlik konusuna da
değinmektedir. Bütün kamu binaları, yollar, kaldırımlar, yaya geçitleri,
rekreasyon alanları ve benzer sosyal ve kültürel altyapı alanları özürlü
insanların erişebileceği duruma getirilmelidir.
Yasa, Büyükşehir belediyelerine
ve belediyelere bazı sorumluluklar yüklemektedir. Belediyeler toplu taşma
araçlarını özürlü insanların kullanabilmesi için gerekli önlemleri almakla ve özürlülerle
ilgili konularda bilinç oluşturma, rehberlik ve danışa tesisleri sağlayacak
"Özürlü Hizmet Birimleri" kurmakla yükümlüdür.
Yasanın yürürlüğe girmesinden
bir sonraki yıl Yasa'nın beklenen hükümlerinin uygulamasının arttırılması için
16 yönetmelik yayınlanmıştır. Bu yönetmeliklerden özürlülerin istihdamıyla
doğrudan ilgili olan iki yönetmelik bulunmaktadır. Özel Mesleki
Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği ile mesleki rehabilitasyon merkezi
açma konusunda ilk temel düzenlemeler yapılmıştır. Bu merkezlerin kurulma amacı
özürlü insanların yeterliliklerini arttırarak istihdam edilme imkanlarını
arttırarak ekonomik ve sosyal refahlarını sağlayacak hizmetler sunmaktır.
İkincisi ise Korumalı İşyerleri Yönetmeliğidir. Bu yönetmeliğe göre korumalı
işyeri, teknik ve mali yönden devlet tarafından desteklenen ve genel işgücü
piyasasında yerleştirilmeleri zor olan özürlü insanlar için mesleki
rehabilitasyon ve istihdam sağlamak için kurulan ve çalışma ortamının özel
olarak düzenlendiği işyeri olarak tanımlanmıştır.
Özel eğitimle ilgili olarak 573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname 1997'de yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme
özürlü bireylere sunulacak doğrudan ve dolaylı eğitim hizmetlerini tanımlamakta
ve bu hizmetleri sunacak olan program, okul ve kurumları belirlemektedir. KHK’da
belirtildiği gibi özürlü bireylerin erken müdahale, okul öncesi, ilköğretim,
orta ve lise eğitim kurumları ve kaynaştırma eğitimi garanti altına
alınmıştır.
Özürlülerin istihdamı esas
olarak kota/ceza sistemiyle sağlanır. Ayrıca özürlülerin istihdamıyla ilgili
özel mevzuatlar vardır. 4857 Sayılı İş Kanunu, İş Kanununa dayalı olarak
çıkarılan yönetmelik, Devlet Memurları Kanunu (657) ve Memurlar Kanununa dayalı
olarak çıkarılan yönetmelikte hükümler ve maddeler vardır.
ÇEK CUMHURİYETİ
Özürlü insanlarla ilgili
konularla ilgili yasalara bakıldığında, 435/2004 sayılı İstihdam Kanunu istihdam
konularıyla ilgilenirken 155/1995 Maaş Sigorta Yasası diğer konuları
düzenler.
Özel eğitime ihtiyaç duyan
öğrencilerin eğitim kapasitelerine en uygun eğitim kurumlarına devam etmeleri
yasalarla kabul edilmiştir. Öğrenciler hem kaynaştırma yoluyla eğitim yapan hem
de özel sınıflarda eğitim görebilirler. Genel okul sistemlerinin
gerekliliklerini karşılayamadıkları durumlarda gidebilecekleri özel okullar da
bulunmaktadır. Destek için Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezleri
bulunmaktadır ve bu merkezler çoğunlukla tanılama prosedürlerinden
sorumludurlar. Özel Eğitim Merkezleri kaynaştırma yoluyla eğitim gören
öğrenciler, öğretmenler ve aileler için kişisel destek sağlamaktadır.
Yasalara göre, yaşam kaliteleri
engellenen insanların sınıflandırma dereceleri vardır. Tamamen özürlü insanlar,
herhangi bir ekonomik faaliyette çalışma kapasitelerini en az %66 oranında
kaybetmiş ve yalnızca belirli şartlar altında çalışabilen insanlardır. Kısmi özürlü
insanlar, kapasitelerini en az %35 oranında kaybetmiş olan insanlardır. Özürleri
ya da sağlık durumları genel yaşam standartlarını engellemektedir. Sağlık problemleri
olan, uzun süreli bir hastalığı olan ve bu nedenle çalışma ve yeterlilik edinme
konusundaki yetileri büyük ölçüde azalmış olan insanlardır. Özürlü insanlar iş
gücü piyasasında daha yüksek derecede koruma altına alınmakta ve bazı vergi
indirimlerinden yararlandırılmaktadırlar.
Bu insanlar aynı zamanda tam ve
kısmi özürlü maaşı alabilmektedirler. Tam özürlü maaşı, gerekli sigorta sürecini
tamamlamış olan ya da engeli işle ilgili bir yaralanma ya da hastalıktan kaynaklanan
özürlülere verilir. Kısmi özürlü maaşı ise engeli iş ile ilgili bir yaralanma
ya da hastalıktan kaynaklanan ve geliri belirli eşiklerin üzerinde olması
dolayısıyla daha düşük bir maaş alacak olan özürlülere verilir.
İşverenlerin de bazı yasal
zorunlulukları vardır. Boş pozisyonları İş Kurumu'na bildirmek, özürlü insanlar
için uygun işler yaratmak ve zorunlu kota doğrultusunda özürlüleri istihdam
etmek bu sorumluluklarının başlıcalarıdır. Kota gereklilikleri özürlüleri işe
almak, iş gücünün %50’ den fazlası özürlülerden oluşan işverenlerden ürün ve
hizmet satın almak ya da devlet bütçesine her yıl vergi ödemek yoluyla yerine
getirilir (ortalama aylık maaşın OAM %250'si).
İRLANDA
İrlanda Hükümeti, özürlülerin
devlet sektöründe istihdam edilmeleri konusunda %3'lük bir hedef koymuştur. İstihdam
Eşitliği Yasası 1999 yılının Ekim ayında hazırlanmıştır. Bu yasa istihdam
alanında özürlülük, cinsiyet, medeni hal, cinsel tercih, din, yaş, ırk ve seyahat
Seyahat Eden Toplum ekseninde yapılan ayrımcılığı yasadışı addetmiştir. Bu yasa
işverenlere özürlü insanlarla ilgili ek görevler yüklemektedir. Bir işveren özürlü
bir insanın ihtiyaçlarını "yeterince karşılamak" (reasonable
accomodation) zorundadır. Bu yasayla, aşırı maliyetlere neden olmadığı sürece özürlülerin
istihdama uyum sağlamasını kolaylaştırmak ve özürlülere yönelik ayrımcılığın
etkilerini azaltmak ve yok etmek amacıyla önlemler alınması öngörülmüştür. Bu
yasa Eşitlik Otoritesi tarafından uygulanmakta ve izlenmektedir. Eşitlik
Otoritesi, İstihdamda Eşitlik Yasası çerçevesinde kurulan bir kurumdur ve
eşitliği yaygınlaştırmak ve ayrımcılıkla savaşmakla görevlidir.
Ulusal Özürlüler Otoritesi
(NDA) özürlü insanlara yönelik hizmetler için standart geliştirmek, izlemek ve özürlü
politikasının oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur. NDA özürlülerle
ilgili politika ve uygulamaların geliştirilmesi ve koordine edilmesine katkıda
bulunur. Aynı zamanda program ve hizmetlerin uygulanmasını izler, eşitlik,
katılım ve kapsayıcılığın yaygınlaştırılması için faaliyetlerde bulunur,
uygulama kuralları hazırlar, araştırma yapar ve araştırma yapılması için
görevlendirmelerde bulunur, bilgi toplar ve bunları dağıtır. Ulusal Eğitim ve
İstihdam Otoritesi (FAS), işverenlere ve iş arayanlara eğitim yardımı yapar ve özürlüleri
istihdam etmek isteyen insanlara geçici boş pozisyonlar da dahil tüm boş
pozisyonları listelemek yoluyla fırsatlar sağlar. FAS aynı zamanda boş
pozisyonlar açıldıkça bunlara uygun adayların belirlenmesine katkıda
bulunabilmektedir.
İşte Güvenlik, Sağlık ve
Refah Yasası, 1989, bütün çalışanların iş kazalarından ve meslek
hastalıklarından korunmasını sağlamayı amaçlayan diğer yasal bir girişimdir.
Yasada, özürlü insanlara sağlık ve güvenlik konularında eğitim verilmesi
konusunda özel bir yer verilmiştir. Yasada belirtildiği gibi "işyeri özürlü
insanlar dikkate alınarak düzenlenecektir". İnşaat Yönetmeliği, 2000,
özürlü insanlar için ulaşılabilirliği arttırmak amacıyla değiştirilmiştir. Yeni
bir binanın inşa edilmesi sırasında özürlü insanların dikkate alınmasını
özellikle sağlamaktadır. Yönetmeliğin amacı geleceğin özürlü insanlar
tarafından erişilebilir ve kullanılabilir şekilde planlanmasını sağlamaktır.
Özürlülerin Sosyal Refah Sistemi
yoluyla yararlanacakları özel yasalar da vardır. Destekli istihdam hizmeti
almaya uygun özürlüler uzun süreli özürlü maaşı alırlar. Üstelik özürlüler
sosyal refah durumlarını etkilemeyecek şekilde haftada 16 saate kadar
çalışabilmektedirler, fakat yaptıkları iş rehabilitasyon özelliği olan yarı
zamanlı bir iş olmalıdır.
POLONYA
Özürlü hakları Polonya
Cumhuriyeti Anayasası, mesleki ve sosyal rehabilitasyon, özürlü insanların
istihdamı, sosyal yardım ile ilgili yönetmelikler, istihdam ve işsizliğe yönelik
karşı tedbirler, ulusal sağlık sigortası ve ulusal emeklilik sistemiyle
korunmaktadır.
Polonya Cumhuriyeti
Anayasası'nda bütün insanların eşit olduğu ve resmi otoritelerce eşit muamele
hakkına sahip olduğu belirtilmiştir ve politik, sosyal ve ekonomik hayatta
herhangi bir nedenle ayrımcılık yapmak yasadışıdır.
Polonya 1997'de Özürlüler Şartı'nı kabul etmiştir. Bu şartta
kamusal, sosyal, kültürel, sanatsal ve spor yaşamında ve turizm alanında özürlülerin
ilgi ve ihtiyaçlarına göre tam katılımını sağlamaya yönelik hükümler de yer
almaktadır. Yani özürlü insanlar sosyal hayata tam katılımlarını sağlayacak
olan mal ve hizmetlere, sağlık hizmetlerine, erken teşhis, tıbbi rehabilitasyon
ve eğitim, ve aynı zamanda engellerinin türü ve dercesine uygun sağlık
hizmetlerine erişim hakkına sahiptirler. Bunlar ortopedik eşyalar, yardım
araçları, rehabilitasyon donanımı, serbest iş piyasasında yeterlilik, eğitim ve
imkanlarına göre iş bulma, mesleki danışma, kurumlardan yararlanma ve çalışmayı
kapsar. Çevre ve bilgi erişilebilirliğini arttırıcı hükümler de bulunmaktadır.
Yasaya göre resmi otorite özürlüleri
yaşam aktivitelerini yönetme, geçim sağlama, işe uyum sağlama ve sosyal
iletişim konularında desteklemelidir. Yasada aynı zamanda özürlülerin
rehabilitasyon ve istihdamı konusunda hükümler de bulunmaktadır. Bunun yanında
yasa istihdam kurallarını düzenler, kendi işini kurma durumunda vergi desteği
sağlanmasının ve korumalı işyerlerinin temelini oluşturur. Yasa aynı zamanda özürlü
insanları istihdam eden şirketlere vergi indirimleri ve sübvansiyon gibi
imkanlar sağlamıştır.
Öte yandan yasa özürlü insanlar
adına görevleri ve hizmetlerin organizasyonunu tanımlar. İl İdareleri ve yerel
toplumların sorumlulukları açıkça gösterilmiştir. Profesyonel Faaliyet Kurumu,
ileri ya da orta derecede özürlü şeklinde sınıflandırılan özürlülerin istihdam
edilmesi ve profesyonel ve sosyal rehabilitasyon yoluyla onları serbest sosyal
çevredeki hayata hazırlamak amacıyla kurulmuştur. Bu yasa doğrultusunda özürlü
insanların profesyonel ve sosyal rehabilitasyonu ve istihdamı düzenlenmiştir.
1 Mayıs 2004'ten bu yana Rehabilitasyon
Yasası'nda yapılan değişiklikler olarak sunulan yeni yönetmelikler
yürürlüktedir. Bu yönetmeliklere göre özürlü bir insanı istihdam eden bir
işverene özürlü birine işte yardımcı olacak birini istihdam etme maliyeti
Devlet Fonu'ndan geri ödenebilmektedir. Bu yardım, iletişim sağlamak yoluyla
sağlanabileceği gibi özürlü çalışanın yapmakta zorlandığı işleri yapmak
şeklinde de sağlanabilir.
ESTONYA
Özel ihtiyaçları olan
insanlar için destek hizmetleri sağlamak genel sosyal sistemin bir
parçasıdır. Bu hizmetler sağlık
hizmetleri, iş gücü piyasası kurul hizmetleri ve eğitim sistemi ile
ilişkilidir. 1 Ekim 2007'den bu yana bu alanda düzenlemeler yapmak amacıyla iki
yasa hazırlandı. İşsizlerin Sosyal Açıdan Korunması ve İşgücü Piyasası
Hizmetleri Yasası yürürlüğe girdi. Bunun yanında İşsizlik Sigortası Yasası 1
Ocak 2002’de, İşgücü Piyasası Hizmetleri ve Yardım Yasası 1 Ocak 2006’da yürürlüğe
girdi. İşgücü Piyasası Hizmetleri ve Yardım Yasası özürlülere işsizlik
kaydı yaptırabilme ve iş gücü piyasası hizmetlerinde aktif olarak yer alabilme
imkanı vermiştir. Yasalar doğrultusunda özürlüler
için dört yeni iş gücü piyasası hizmeti sunulmaktadır.
İşyerlerinin ve çalışma
odalarının adaptasyonu: İşyeri ve ekipmanının özürlü bir insan için
erişilebilir ve kullanılabilir olacak şekilde ayarlanması.
Ücretsiz kullanmak
üzere temin edilen teknik araçlar: Eksikliği halinde özürlü insanın engeli
nedeniyle kendisine verilen işleri yerine getiremeyeceği çalışmaya yardımcı
teknoloji. İş gücü Piyasası Kurulu işverenle özürlü insanın işinde ihtiyaç
duyduğu halde kullanabileceği teknik araçları ücretsiz vermek için anlaşma
yapar.
İş mülakatında yardım: Engeli
nedeniyle işvereniyle iş mülakatında iletişim kurmakta yardıma ihtiyaç duyan
işsiz insanlara sunulan hizmettir.
Yardımcı bir insanla
çalışmak: Mülakatında yardım: engeli nedeniyle işinde yardım ve yönergelere
ihtiyaç duyan işsiz insanlara sunulan hizmettir. Bu hizmet, bir işveren işsiz
bir özürlüyü belirtilmemiş bir dönem için istihdam edildiğinde sunulur.
Özürlü bir kişi bir
işveren tarafından istihdam edildiğinde İşgücü Piyasası Kurulu, 30 000 EEK
(2000€)’dan fazla olmamak kaydıyla
işyeri ve ekipman adaptasyon maliyetlerinin % 50'sini işverene öder.
İstihdam edilen bir özürlü,
özürlülerin mesleki ve örgün eğitimini sürdürmeleri için kullanılan ileri
eğitim ödeneği için başvurabilir. İleri eğitim ödeneği, ödeneğin ilk
kısmının(640€) verilmesinden itibaren üç takvim yılı boyunca sosyal yardımların
24 katına kadar olan gerçek eğitim maliyetinin kısmen telafi edilmesi amacıyla
verilir. Ödenek özürlü kişiye ödenir fakat aynı zamanda işveren için de
yararlıdır. İşveren, özürlü bir insanı eğiterek çalışanının rekabet gücünü ve
çalışma süresini de desteklemiş olur.
FİNLANDİYA
1351/2003 sayılı
Sosyal İşletmeler Yasası özellikle özürlüler ve uzun süredir işsiz olan
insanlar için sunulan fırsatların temelini oluşturmaktadır. Yasaya göre
çalışanların en az %30'u özürlülerden ya da uzun süredir işsiz olan insanlardan
oluşmalıdır. Sosyal işletme bütün çalışanlarına üretim düzeylerine
bakılmaksızın eşit ödeme yapar. İstihdam otoriteleri ulusal bütçenin elverdiği
sınırlar içerisinde sosyal işletmelerin kurulması ve işlemlerinin
konsolidasyonu için destek sağlar.
Diğer önemli bir yasa da Ayrımcılık
Yasasıdır (21/2004). Bu yasanın amacı eşitliği sağlamak, korumak ve
ayrımcılığa uğrayan insanların yasa yoluyla korunmasını iyileştirmektir.
Özürlü bir insan Özürlülere Yönelik
Hizmet ve Yardımlar Yasası’nda (1987) öngörülen hizmet ve
yardımlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bu yasa, özürlünün diğer bir yasa
çerçevesinde yeterli ve uygun hizmet ile yardımdan yararlanamadığı durumlarda
uygulanabilmektedir. Bu yasanın amacı özürlülerin diğer insanlarla eşit şartlar
altında toplumun bir ferdi olarak yaşama ve hareket etme yeteneğini
geliştirmektir. Yasanın diğer bir amacı da engellerin neden olduğu dezavantaj
ve engellerin önlenmesi ile yok edilmesidir. Rehabilitasyon aynı zamanda Zihinsel
Özürlüler İçin Özle Bakım Yasası’nca (1977) garanti altına alınan hizmetler
arasında da yer almaktadır.
İstihdam Hizmetleri
Yasası’nda (1993) özürlülerle ilgili şu noktalar üzerinde odaklanan aşağıdaki
hükümler yer almaktadır: İşte tutma, özürlü bireylerin esas istihdama katılmalarını
amaçlayan kaynaştırma uygulamaları, eğitim hizmetleri ve serbest iş gücü
piyasası, hareketlendirmeyi teşvik eden gelir muhafazası, sübvansiyon yoluyla
istihdama ikna etme.
3. MESLEKİ EĞİTİM,
REHABİLİTASYON VE İSTİHDAM SİSTEMLERİ
TÜRKİYE
Özürlü insanların
eğitim hakkı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nca güvence altına alınmıştır. Özürlü insanların eğitimine ilişkin birçok
yasa ve mevzuat da mevcuttur. Özürlülerin mesleki eğitimini sağlayacak olan
mesleki eğitim merkezleri, eğitim ve uygulama merkezleri ve çıraklık eğitim
merkezleri bulunmaktadır.
Zihinsel Özürlülere Yönelik
Mesleki Eğitim Kurumları temel yaşam becerilerini
geliştirmek, özürlüleri topluma kazandırılması, iş hayatına ilişkin bilgi ve
becerilerin toplanması amacını taşıyan iş okullarıdır. İş eğitim merkezleri
temel yaşam becerilerini ve çeşitli iş becerilerini kazandırma amacı taşıyan
örgün mesleki eğitim kurumlarıdır. Marangozluk, galoş ve poşet gibi plastik
üretimi, el sanatları, işyeri hizmetleri, tarımsal işler gibi çeşitli alanlarda
iş eğitimi sunmaktadırlar.
İşitme Özürlüler Meslek
Liseleri’nin temel yaklaşımı bu insanların normal okullarda
normal akranlarıyla kaynaştırmalı eğitim görmelerini sağlamaktır. Kaynaştırmalı
eğitimden yararlanamayanlar için çok programlı mesleki eğitim liseleri
bulunmaktadır. Bu liselerde bilgisayar işlemleri, mobilya dekorasyonu, tesisat
teknolojileri, inşaat, boyama, metal işleri, elektrik, muhasebe, tekstil-giyim
dersleri sunulmaktadır.
Ortopedik Özürlüler
Mesleki Eğitim Liseleri ortopedik
engeli olan çocuklar genelde normal eğitim veren okullara devam etmektedirler.
Kaynaştırmalı eğitimden
yararlanabilen ortopedik özürlü öğrenciler için muhasebe ve giyim bölümleri
olan meslek liseleri bulunmaktadır.
Piyasada rağbet gören bilgisayar, elektronik, telekomünikasyon gibi yeni
bölümlerin açılma ihtimali de bu okullarda bulunmaktadır.
Görme Özürlülerin Mesleki
Eğitimi, görme özürlü
öğrenciler genellikle normal liseye devam etmektedirler (%90). Görme kaybı olan
ve mesleki ve teknik liselere devam eden öğrenciler de vardır. Bu öğrenciler
endüstri meslek liseleri, kız meslek liseleri (toplamı %6'sı), ticaret meslek
liseleri (%3), sanat okulları (%1) gibi liselere devam etmektedirler. Lisans ve
yüksek lisans derecelerinde görme özürlü öğrencilerin diğer özürlü gruplarına
oranı daha fazladır.
Otistik Çocuklar Eğitim
Merkezleri ilköğretim düzeyinde olup, normal
ilköğretim okullarında otistik çocuklar için özel sınıflar bulunmaktadır.
Otistik çocuklar konusunda uzmanlaşmış özel merkezler de vardır. Daha yüksek eğitim düzeylerinde otistik
çocuklar için yeni kurulmuş iş eğitimi merkezleri vardır.
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Devlet Personel
Başkanlığı özürlülerin istihdamından sorumlu başlıca kurumlardır.
İş Kanununa dayanılarak
çıkartılan Özürlülerin İstihdamıyla İlgili Yönetmelik’te işyerinde 50 ya da
daha fazla kişi çalıştıran işverenlerin toplam çalışan sayısının kamu
sektöründe %4’ü, özel sektörde %3’ü oranında özürlü istihdam etme zorunluluğu vardır. Bu kotayı yerine getirmeyen işverenlerin
aylık bir ceza ödemeleri gerekmektedir. Cezanın miktarı 2007 yılında ayda 1.266 YTL’dir. Bu vergiler Para
Cezaları Fonunda toplanmakta ve İş Kurumu tarafından özürlülerin mesleki
eğitim, rehabilitasyon ve istihdamı üzerinde odaklanan projeler için
kullanılmaktadır.
Para Cezaları Fonunun toplam
değeri 2005 istatistiklerine göre 4.8 milyon YTL’dir. 2005 yılında 8958 özürlü
bireyin mesleki eğitim almasını sağlayan 72 proje desteklenmiştir. Bu paranın
kullanımı bir komisyon tarafından belirlenmektedir. Bu komisyon ilgili kamu kurumlarından,
işveren ve çalışan derneklerinden ve özürlüler için çalışan derneklerden gelen
temsilcilerden oluşmaktadır.
İstihdam sisteminde
yüzde üç oranındaki yasal zorunluluktan fazla sayıda özürlüyü istihdam eden,
kanunen zorunlu olmadığı halde özürlüleri istihdam eden ve çalışma gücü kaybı %80’in üstünde olan özürlüleri istihdam eden işverenlere
yönelik sübvansiyonlar bulunmaktadır. Bu tür işverenler istihdam ettikleri her özürlü
için sosyal sigorta primlerinde %50 oranında indirimle sübvanse edilirler. Aradaki fark Devlet Hazinesi'nce
ödenmektedir.
Özürlü insanlara
yönelik sübvansiyonlar da vardır. İş gücü piyasasında aktif olan özürlüler
vergi indirimlerinden yararlanırlar. İndirim oranı özrün derecesine göre
değişmektedir.
Kota/ceza
temelinde işleyen sisteme ek olarak kısa bir süre önce özürlülerin eğitimi ve
istihdamıyla ilgili yeni sistemler de getirilmiştir. Bunlardan en önemlileri
2006’da kabul edilen ve özürlülerin eğitim, rehabilitasyon ve istihdamı ile
doğrudan ilgisi olan iki yeni yönetmeliktir. Bunlardan ilki olan Özel Mesleki Rehabilitasyon
Merkezleri Yönetmeliği Türkiye’de mesleki rehabilitasyon merkezlerinin açılması
konusunda ilk düzenlemenin yapıldığı yönetmeliktir. Bu merkezlerin
kurulmasındaki amaç, yeterliliklerini ve dolayısıyla işe alınma imkanlarını
arttırarak özürlülerin ekonomik ve sosyal refahlarını geliştirecek hizmetler
sağlamaktır. Yönetmeliğe göre mesleki rehabilitasyonu oluşturan bileşenler; tıbbi rehabilitasyon, mesleki rehberlik, işe
hazırlama, bir işe alınma ve iş değiştirme öncesi ya da mesleki gelişim
eğitimi, işe yerleştirme ve istihdamın kolaylaştırılması ve özürlülerin iş gücü
piyasasında aranan, ilgi ve becerilerine uygun işlerdeki sayılarının arttırılması
amacıyla sürekli ve koordinasyon içinde gerçekleştirilecek takiptir. Bugüne dek
yeterli ölçüde dikkat gösterilmemiş olan sosyal rehabilitasyon uygulamaları da
yönetmelikteki yerlerini almıştır. Buna göre sosyal rehabilitasyon özürlülerin
eve, merkeze ve sosyal çevrelerine adaptasyonunu desteklemek ve resmi/özel
kurumlarla etkin iletişim içerisinde bulunmalarını sağlamak amacıyla
gerçekleştirilecektir.
Korumalı İşyerleri Yönetmeliği
ile normal iş gücü piyasasına girmesi zor olan özürlülere yönelik mesleki
rehabilitasyon ve istihdam hizmetlerinin yapılandırılmasının yasal temeli
oluşturulmuştur. Korumalı bir işyeri kurmanın şartları şöyledir: işyeri bir büyükşehir
belediyesinin sınırları içerisinde faaliyet gösteriyorsa çalışan sayısının en
az 30, bir belediyenin sınırları içerisinde faaliyet gösteriyorsa en az 15
olması; çalışanların %75'inin özürlü olması;
zihinsel, ruhsal-duygusal ve davranışsal özürlülerde %40 çalışma gücü
kaybı, diğer özür gruplarında ise %60 çalışma gücü kaybı olması; çalışanların
15 yaşından büyük olmaları gerekmektedir.
Bu yönetmeliklerle
resmi kurumlarca temin edilen mesleki rehabilitasyon hizmetlerini belediyelerin
sağlaması zorunlu hale gelmiştir. Şu andan itibaren mesleki rehabilitasyondan
yararlanmak isteyen özürlüler belediyeye başvurabilecek ve belediyenin yapacağı
ödemeler sayesinde bu hizmetlerden yararlanabileceklerdir. Bu gelişmelerin özürlülerin
eğitim, rehabilitasyon ve istihdamı konusunda yeni tartışma ve düzenlemeleri beraberinde
getireceği umulmaktadır.
ÇEK CUMHURİYETİ
Mesleki eğitim,
entegrasyon politikasına ve fırsat eşitliği ilkelerine göre sürdürülmektedir. Temel
okullarda eğitim göremeyecek durumda olan insanlar özel okullarda eğitim
görebilmektedir. Görme, işitme ve zihinsel engeli, dil ve konuşma bozukluğu,
belirli öğrenim ve/veya davranış sorunları olan çocuklar, birden fazla engeli
olan öğrenciler, otistik öğrenciler, uzun süreli hastane bakımına ihtiyaç duyan
öğrenciler, kronik bir hastalığı olan çocuklar ve genç suçlular özel eğitim
gruplarını oluşturmaktadır.
Özel okullarda sadece
özürlü çocuklar için eğitim verilmekle kalınmayıp daha önce zorunlu
eğitimlerini tamamlayamamış olan özürlü yetişkinlere de ders verilmektedir. Bu
okullar tamamıyla resmi fonlardan mali destek almakta ve özel eğitim alanında
yeni yöntem ve yaklaşımlar geliştirilmesine de katkıda bulunmaktadır. Bu
okullar normal okul müfredatını takip etmektedir. Sadece zihinsel özürlü
öğrencilere eğitim veren özel okullar özel olarak indirgenmiş bir müfredat
takip etmektedirler. Normal derslere ek olarak hareket, yönlendirme, özel
bilişim teknolojileri eğitimi de vermektedirler. Bu okullarda genellikle yatılı
eğitim hizmeti verilmektedir.
3–6 yaş arası çocuklar
için özel kreşler de vardır. Özel eğitim veren okullar dokuzuncu sınıfa kadar
eğitim vermektedir. Özel eğitim veren
okullarda eğitim göremeyen çocuklar yardımcı okula devam edebilirler. Eğitimin
ilerleyen düzeylerinde özel eğitim veren okulların 9. sınıfını başarıyla
tamamlayan öğrencilerin eğitimlerini sağlayabilecekleri özel meslek okulları
bulunmaktadır. Aşçılık ve dikiş gibi iş alanlarında iki ya da üç yıl
eğitilirler. Uygulama okulları basit aktiviteler için bir ila üç yıl eğitim
vermektedirler. Özel mesleki ortaokul ve özel teknik ortaokullar özürlülere
eğitim hizmeti veren diğer okul türleridir.
Özürlülere
yönelik hizmetler konusunda önemli rol oynayan diğer kurumlar Eğitimde
Psikolojik Rehberlik Merkezleri'dir. Bu merkezler bir sonraki eğitim adımının
belirlenmesi sırasındaki teşhis sürecine katkıda bulunurlar. Özel Eğitim Merkezleri
aynı zamanda bireysel olarak entegre edilmiş öğrenciler, ebeveynler ve
öğretmenlerine de hizmet sunmaktadırlar.
Özürlülere Yönelik
Fırsatların Güçlendirilmesine İlişkin Ulusal Plan geliştirilmiştir. Bu Plan, bütünleşme
politikasının hayata geçirilebilmesi için gerekli olan temel hedef, görev ve
prensipleri içermektedir. Bu planın ilerleyişi her yıl hükümet ve Özürlüler
Kurulu tarafından değerlendirilmektedir. Diğer bir amaç da özürlülerin tam
rehabilitasyonuna ilişkin özel bir yasanın geliştirilmesidir.
Genel işsizlik oranı
%7,8’dir ve bütün işsizlerin %11,9'u özürlülerden oluşmaktadır. Özürlüler iş
gücü piyasasında mesleki rehabilitasyon, iş eğitimi, korumalı iş pozisyonu ve korumalı
atölyeler yardımıyla desteklenmektedir. Özürlülerin istihdam edilme oranını
arttırmak amacıyla işveren katkıları, zorunlu kota ve vergi tedbirleri
uygulanmaktadır.
Mesleki Rehabilitasyon İş
Kurumu bizzat kendisi diğer kurumlarla işbirliği içinde Mesleki Rehabilitasyon
sağlayabilir ve bu konuda kontratlar yapabilir. Mesleki Rehabilitasyonun
ayarlanması konusunda diğer kurumları görevlendirir ve bütün mesleki
rehabilitasyonun tamamını sağlamak konusunda onlarla bir anlaşmaya varır.
Mesleki rehabilitasyon,
özürlülere yönelik sürdürülebilir istihdamın gerçekleştirilmesi ve korunmasını
amaçlayan bir faaliyettir. Genellikle yerel iş kurumunca verilir. Mesleki
Rehabilitasyon masrafları İş Kurumu tarafından karşılanır. Mesleki
Rehabilitasyon hizmetinden yararlanmak isteyenlerin herhangi bir İş Kurumunda
iş arayan olarak kayıtlı olma zorunlulukları yoktur. Talebin temel ölçütü
sağlık durumlarıdır. Tamamen özürlü, kısmi özürlü ya da sağlık açısından
dezavantajlı kategorilerinden birinde yer almaları gerekmektedir. Mesleki
rehabilitasyon türleri danışmanlık hizmeti, gelecekteki bir mesleğe hazırlık,
istihdama hazırlık, yeniden eğitim kursları, istihdam konusunda daha iyi
şartlar yaratılması ve kendi işini kurmak isteyen insanlar için daha kolay
şartlar yaratılması şeklindedir.
Korumalı işyeri işverenin
çalışanlarının %60’ının özürlülerden oluştuğu çalışma birimidir. Korumalı
işyeri kuran işverenlere özürlülerin ortalama aylık maaşının %800'ü ve ileri
derecede özürlülerin ortalama aylık maaşının %1200’ü oranında katkı
sağlanır. Náchod bölgesinde 11 tesisi
olan 8 korumalı işyeri bulunmaktadır.
Korumalı İş Pozisyonu işverenin
özürlü bir insan için İş Kurum ile yazılı anlaşma yapmak suretiyle yarattığı
pozisyondur. Anlaşmada belirtilen günden itibaren en az iki yıl boyunca
sürdürülmelidir. Korumalı iş pozisyonu yaratan işverenlere özürlülerin ortalama
aylık maaşının maksimum %800'ü ve ileri derecede özürlülerin ortalama
aylık maaşının %1200’ü oranında katkı sağlanır. Náchod’da 2004 yılında üç
işveren tarafından 11 korumalı iş pozisyonu (SWP) yaratılmıştır.
İşverene yapılan katkı çalışanlarının
%50'den fazlası özürlü insanlardan oluşan işverenler, özürlüleri istihdam
etmelerine destek olacak bir katkı alma hakkını kazanırlar. Katkı, ileri
derecede özürlülerin ortalama aylık maaşının ayda %0,66’sı, özürlülerin
ortalama aylık maaşının %0,33'ü oranında verilir. Geçen yıl bu katkı Náchod
bölgesinde 14 işverene ödenmiştir.
Zorunlu Kota- 25
kişiden fazla çalışanı olan işverenler toplam çalışan sayısının % 4'ü oranında özürlüyü
istihdam etmekle yükümlüdür. İşverenler zorunlu kotayı üç şekilde yerine
getirebilirler. Özürlü vatandaşları istihdam eder, istihdam ettiği özürlü
sayısı toplam çalışan sayısının %50'sinden fazla olan işverenlerden mal ve
hizmet satın alır, ya da devlete (ortalama aylık maaşın %250'si oranında) vergi
öderler.
İRLANDA
Mesleki Eğitim
Fırsatları Planı -(VTOS)- işsiz yetişkinlere
aldığı yardımları kaybetmeksizin tam zamanlı eğitime geri dönme fırsatı
vermektedir. Bu eğitimlere aday
olabilmenin bazı ölçütleri vardır. Başvuru sahibi 21 yaşından büyük, en az altı
aydır işsiz, en az altı aydır Sosyal Refah Yardım veya ödeneklerinden yararlanıyor
ya da Tek Ebeveyn Ödeneği/Özürlü Yardımı alıyor olmalıdır.
İleri Eğitim ve Öğretim
Ödülleri Konseyi – (F.E.T.A.C) –ileri eğitim ve
öğretim sektörü için bir yeterlilik sistemi geliştirmekle yükümlüdür. Bu
sistem, öğrenmenin en temel düzeyinden en ilerisine kadar devlet bünyesindeki
var olan bütün ödülleri içeren 10 aşamalı Ulusal Yeterlilik Çerçevesi’nin genel
gelişimi içinde yer almakta ve dünya çapında tanınmaktadır.
Şu anda FETAC’da Yetişkin
ve Toplum Eğitim ve Öğretim Merkezleri, Yetişkin Okuma Yazma Merkezleri, Özel
İhtiyaçları Olan Bireyler Öğretim Merkezleri, Toplum Eğitim Atölyeleri, Terk
Sonrası Sertifika (PLC) (ikinci seviye sonrası eğitim) Merkezleri/İleri Eğitim
Kolejleri, Orta/Kapsamlı Okullar ve Toplum Okulları/Kolejleri, Meslek Okulları,
Mesleki Eğitim Fırsat Planları (VTOS), Gençlik Merkezleri, İşyeri Öğretim
Merkezlerinden oluşan kayıtlı 1.300 İleri Eğitim Merkezi bulunmaktadır.
Önceki adı Ulusal
Eğitim Geliştirme Kurumu (NTDI) olan Ulusal Öğretim Ağı (NLN İrlanda’nın
en büyük sivil eğitim kurumudur. Kurum bünyesinde her yıl yaklaşık 4.500 öğrenciye hizmet veren, amacına uygun şekilde
inşa edilmiş 50 eğitim ve istihdam tesisi bulunmaktadır. Kurumda çoğunluğu
FETAC tarafında onaylanmış çeşitli dersler verilmektedir.
NLN’nin Mobil Eğitim
Birimi amacına uygun şekilde inşa edilmiş, ucunda hidrolik olarak
açıldığında gerçek boyutlardaki bir sınıf oluşturan bir uzatma mekanizması
bulunan 40 fit uzunluğunda bir römorkördür. Bu Mobil Eğitim Birimi birçok
yerden bağımsız olarak kullanılabilmektedir. Son teknoloji işitsel ve görsel
ekipmanla ve internete erişimi olan bilgisayarlarla donatılmıştır. Birim
havalandırmalı ve ısıtılmalıdır, aynı zamanda mutfak araç ve gereçleriyle
donatılmıştır. 16 kişiye varan kapasiteye sahip olan Mobil Eğitim Birimi aynı
zamanda ve elbette tekerlekli sandalyeyle erişilebilecek durumdadır. Ulusal
Öğretim Ağı Mobil Birim'de kişisel ve sosyal gelişim, rekreasyon ve boş zaman
aktiviteleri, iletişim becerileri/güven inşa etme, bilgisayar becerileri,
yaratıcı becerileri bilgi erişimi, mesleki keşif ve iş deneyimi gibi alanlardan
öğeler içeren Pathways adlı bir program çalıştırmaktadır.
İstihdam piyasası
korkutucu derecede rekabet doludur. Vasıflı işgücüne olan talep artmakta ve bu
da her boyutta ve her sektörden bütün İrlandalı şirketlerin toplumun tamamı
için istihdam yaratma ve istihdamı sürdürme yolundaki ortak amacına ulaşmak
için çok ve zekice çalışmadıkları anlamına gelir. Bu toplumda istihdamda cinsiyet,
ırk ya da engel ekseninde herhangi bir istihdam engeli olmaması
hedeflenmektedir.
Şirkete uygun çalışanlar
istihdam etmek ve bu nedenle çalışana uygun şirketi bulmak çok önemlidir.
Büyüme, çalışan sayısındaki artışla paralel gidecektir. İşe almaların eğitim,
öğretim ve destek faktörlerinin birleşimi yoluyla gerçekleştirilmesinin zamanı
gelmiştir. Çünkü destekli istihdama olanak sağlayan en iyi uygulama, oyun
alanının bütün taraflar için eşit olmasını sağlayan uygulamadır.
Özürlüler Ulusal Otoritesi
(NDA) tarafından hazırlanan Özürlüler ve Çalışma adındaki son rapor, özürlü
insanların işsiz kalma ihtimallerinin özrü olmayanlara kıyasla iki buçuk kat
kadar daha fazla olduğu gerçeğini açıkça göstermiştir.
İrlanda gelişen ve değişen
iş çevresinde başarılı bir şekilde faaliyet göstermek istiyorsa, sanayi, büyük
ya da küçük olsun, taze ve yenilikçi adımlar atmalı ve ekonomik büyümenin
sürmesini sağlamalıdır. Topluma bütünleşme ve eşitlik kavramları devam eden
sosyal ve ekonomik büyümeye giden yol olmalıdır. İrlanda’nın gerçekten
gelişmesi isteniyorsa yetenek ve farklılıklara bakmaksızın herkes kendini
geliştirmelidir.
Destekli İstihdam özürlü
insanların serbest iş gücü piyasasında ücretli işlerde istihdam edilmesine
olanak sağlayan bir kavramdır. Destekli İstihdam iş arayan özürlülere,
işverenlerine ve çalışma arkadaşlarına destek sağlamaktadır. Verilen destek özürlü
bireylerin karlı bir şekilde istihdam edilmelerini ve işlerinde kalabilmelerine
imkan vermektedir. Fiziksel, duyusal, ya da entelektüel engelleri olan insanlar
kadar ruh sağlığı sorunları yaşayan insanlar dahi Destekli Eğitim Modeli
yardımıyla başarılı bir şekilde istihdam edilmişlerdir.
İş Koçu/İstihdam Uzmanı bireyleri yapacakları
işin türüyle ilgili bilinçli ve gerçekçi seçimler yapma konusunda destekler.
Daha sonra iş koçu bireye, kendisine uygun bir iş belirleme ve işe başvurma
sürecinde destek verir. İş koçu aynı zamanda yeni çalışanın becerikli bir
eleman olmasını ve öyle kalması yolunda kendisine yardım eder. Bu aşamada,
ilgili destek ve tavsiye çalışan özürlüye, işverene ve çalışma arkadaşlarına da
açık olur. Çalışan işine ve işyerin uyum sağladıkça destek miktarı zaman içinde
azaltılır, fakat iş koçu çıkabilecek herhangi bir sorunun çözümünde çalışana
yardım olacak şekilde arka planda bekler.
Özürlü insanlar maaş
kazanma fırsatını elde ederler, sosyalleşme ve yeni insanlarla tanışma ve
işyerinde yeni şeyler öğrenme ve kendilerine olan güvenlerini arttırabilme
şansları artar. İşvereninin elde edeceği faydalar, işe alım ve seçim
aşamalarında ücretsiz danışmanlık ve destek hizmetlerinden yararlanmak
şeklindedir. Finansal teşvikler hakkındaki bilgilere erişim imkanı mevcuttur.
İş koçu tarafından ek eğitim sağlanabilmektedir.
Sağlık Kurulunca
yürütülmesi planlanan, engellilerin bakım, eğitim ve istihdamına yönelik
orijinal İrlanda modelinde gönüllü gruplar ve dini örgütler de yer almaktadır.
Hizmetler geleneksel olarak fiziksel sağlık ve esenlik amacına yönelik olup
istihdam çoğunlukla “korumalı işyerleri” vasıtasıyla sağlanmaktadır. “Birey
odaklı yaklaşım” ve bunun temelini oluşturan ana ilkeler geleneksel bakım
yaklaşımından bir tam istihdam piyasası modeline geçişi
içermektedir. İrlanda’daki istihdam desteği şu anda çok geniş bir yelpazedeki
özürlü nüfus grubunu kapsamaktadır. Modern taleplerin ve kişisel hedeflerin
karşılanabilmesi amacıyla İrlanda’da daha önceden belirtilmiş olan Eşitlik
Yasası, Sağlık ve Güvenlik Yasası, ve İstihdamda Eşitlik Yasalarını destekler
nitelikte özel bir mevzuat yürürlüğe konmuştur. İrlanda Sosyal Yardım Sistemi kapsamındaki
tüm özürlülük ödeme programları iki değerlendirme koşulunu içermektedir. Buna
göre, kişinin sakatlık ya da hastalık nedeniyle herhangi bir işte çalışmayacak
durumda olması ve bu durumunun bir doktor tarafından tıbbi olarak onaylanması
gerekmektedir. Buradaki ana ilke geleneksel olarak bütüncül bakım yaklaşımından
tam istihdam piyasası modeline geçişi sağlamaktır ve bunu gerçekleştirmek için
İrlanda genelinde Destekli İstihdam sağlayıcılar olarak gelişmek ve büyümek
üzere yasal olarak bağımsız nitelikteki 24 kuruluş tarafından desteklenmektedir.
İrlanda’daki işverenler
bir takım teşvikler/ayrıcalıklardan yararlanma imkanına sahiptirler; Ücret
Sübvansiyon Programı, verimlilik düzeyleri normal çalışanların %50 ila 80’i
arasında olan özürlüleri istihdam eden işverenlere finansal teşvikler
sunmaktadır. Bunun yanında, örneğin işitme özürlülere özel yangın alarm zilleri
gibi donanımları kapsayan işyeri ekipman uyumluluk teşviki, iş görüşmesi
tercüman teşviki (konuşma ya da dinleme tercümanı başına €106.68); kişisel
okuyucu teşviki (en fazla 16 saat için saat başına €7.65); PRSI (ulusal sosyal
güvenlik katkısı) muafiyet programı; işe dönüş karşılığı; iş girişimine dönüş
karşılığı; özürlülük farkındalık eğitim programı destek programı; istihdam
programı; iş koçları gibi destek kapsamında istihdam kalemleri bulunmaktadır.
POLONYA
Polonya’da mesleki
eğitim genel okullarda ve özel amaçlı meslek okulları tarafından
sağlanmaktadır. Ortaokulu bitiren hafif zihinsel özürlü öğrenciler genelde
eğitimlerine ancak özel temel mesleki eğitim okullarında devam
edebilmektedirler. Son yıllara kadar, orta ve ileri derecede zihinsel özürlü
öğrencilere yönelik belirgin bir ortaöğrenim kavramı söz konusu olmamıştır. 1
Eylül 2004 tarihi itibariyle, orta ve ileri derecede zihinsel özürlü (ya da
çoklu özre sahip) öğrencileri iş yaşamına hazırlayan üç yıllık özel okullar
faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu okullara devam eden öğrencilere piyasa
becerilerini belgeleyen bir sertifika verilmektedir. Özel amaçlı temel mesleki
eğitim okullarında eğitim esas olarak genel eğitim ile aynı program üzerinden
yürütülmektedir. Sınıf büyüklükleri 10 ila 16 öğrenci arasında değişmekte ve
öğretmenler özel niteliklere sahip olup eğitim programı öğrencilerin yetenek ve
ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmiştir. Bununla birlikte, özel amaçlı temel
mesleki eğitim okulları yeterli kaynak yatırımı yapmamakta, oldukça yetersiz
öğretim teknikleri uygulamakta ve artık ihtiyaç duyulmayan ve piyasada karşılık
bulmayan eğitim tekniklerine odaklanmaktadır.
Polonya’da zihinsel
özürlü öğrencilerin okuldan istihdam ortamına geçiş aşamasındaki özel
ihtiyaçlarına yanıt verecek herhangi bir özel düzenleme mevcut değildir. Eğitim
Sistemi Yasası, tüm eğitim kurumlarına öğrencilerini gelecekteki meslek ve
eğitim tercihlerinde doğru karar vermeye hazırlama yükümlülüğünü getirmektedir.
Zihinsel özürlü öğrenciler için bu hazırlık safhası Psikolojik–Eğitim
Danışmanlık Merkezleri ve Özel Pedagojik–Eğitim Danışmanlığı Merkezleri
aracılığıyla yürütülmektedir.
Okul meslek danışmanları
Polonya’da hali hazırda gelişmekte olan yeni mesleki danışmanlık sisteminin bir
ayağını oluşturmaktadır. Danışmanın görevi okulun öğrencilerin mesleki
gelişimine yönelik faaliyetlerini desteklemektir. Bu amaçla bireysel ve grup
danışmanlık hizmetleri sunularak öğrenciler mesleki gereklilikler ve istihdam
koşulları hakkında bilgilendirilmektedir.
Yetişkin ve Yaşam-Boyu Eğitim: Meslek İçi Eğitim
ve Sürekli Eğitim merkezleri önemli rol oynamaktadır. Bununla birlikte, iyi
örgütlenmemiş eğitim sisteminin bir sonucu olarak zihinsel özürlüler yaşam boyu
eğitim süreçlerinden dışlanmış durumdadırlar. Zihinsel özürlü bireylerin
toplumsal rehabilitasyonunun ana ayaklarından biri mesleki atölye çalışmaları,
rehabilitasyon tatilleri, spor ve eğitim-eğlence merkezlerine ve diğer sosyal
aktivitelere katılımdır. Rehabilitasyon grupları, mesleki terapi atölyeleri ve
sosyal rehabilitasyon faaliyetleri esas olarak STK’lar tarafından
yürütülmektedir.
Mesleki rehabilitasyon özürlü bir bireyin kendine uygun bir işte istihdamını
ve bu işteki kalıcılığını, kariyer danışmanlığı, mesleki eğitim ve istihdam
ajansı gibi hizmetlerinden yararlanarak mesleki anlamda yükselme fırsatlarına
sahip olmasını kolaylaştırmak amacını gütmektedir. Bu süreç özürlü bireyler ve
farklı meslek gruplarının ve ayrıca konunun uzmanlarının aktif katılımı ile
başarıya ulaşabilir. Fiziksel rehabilitasyon söz konusu olduğunda doktorlar,
fizyo-terapistler, hemşireler gibi uzmanların yanı sıra özürlü bireyin yakın
çevresindeki kişiler; toplumsal rehabilitasyon söz konusu olduğunda ise özürlü
bireylerin sosyal çevrelerinin yanı sıra merkezi ve yerel hükümet organları ve
belediyeler gibi kuruluşlar sürece aktif katılım sağlamaktadırlar.
Sosyal Politika Bakanlığı topluluklar, yardım evleri ya da mesleki terapi
atölyeleri gibi pek çok merkeze katılımın belirli bir süreyle
sınırlandırılmasını ve insanların buralardan iş piyasasına yönlendirilmelerini
öngörmektedir. Bununla birlikte, iyi eğitimli katılımcıların transfer
edilebileceği az sayıda yer bulunmaktadır. Durum Varşova gibi, okuldan ayrılan
özürlülerin çeşitli faaliyet imkanları sunan mesleki terapi atölyeleri ve
gündüz merkezleri gibi merkezlere katılım imkanının bulunduğu büyük kentlerde
bir nebze daha iyidir.
Korumalı İşyerleri Devlet’in belli yasal yükümlülükler ve kriterleri
yerine getirme vaadinde bulunan işverenlerle yaptığı bir sözleşme çerçevesinde
oluşturulmaktadır. Buna göre işverenler Devlet Fonundan bir dizi vergi
muafiyeti ve sübvansiyon desteği almaktadırlar. En az 25 kişiyi istihdam eden
ve yürüttüğü işletme Rehabilitasyon Yasasında öngörülen kriterleri karşılayan
işverenler korumalı işyeri statüsüne dahil olmak için başvuruda bulunabilmektedirler.
İşverenin, özür seviyelerine göre değişmek kaydıyla söz konusu işyerinde %30
ila 40 arasında özürlü çalışan istihdam etmesi gerekmektedir.
Korumalı işyerleri özürlü bireylerin ihtiyaçlarına uyarlanmalı, yeterli
acil ve profesyonel tıbbi bakım olanağına sahip olmalı, özülülere yönelik
rehberlik ve rehabilitasyon imkanları ile donatılmış olmalıdır. 1 Ocak 2004
tarihi itibariyle, işverenler korumalı işyerlerinde çalışan özürlülerin
maaşlarını finanse etmek için devlet yardımı almaktadırlar. Korumalı
işyerlerinde istihdam edilen özürlü bireylere yönelik sosyal sigorta
harcamaları kısmen Devlet Fonu ve kısmen de Devlet bütçesi tarafından
karşılanmaktadır. Bunun yanında, korumalı işyeri işleten bir işveren özürlü
çalışanları için yaptığı eğitim masraflarının bir kısmını Devlet Fonundan geri
almaktadır. Korumalı işyerleri Devlet tarafından harcanan hemen tüm fonları
yutmaktadır. Buna karşılık, bu denli büyük ölçekli bir kamu yardımına rağmen bu
kuruluşlar yalnızca belli oranda bir özürlü istihdamı sağlamakta ve bunların
büyük çoğunluğu da düşük özür seviyesindeki bireylerden oluşmaktadır. “Fonlar
kişiyi takip eder” kuralının yürürlüğe, söz konusu destek sistemini
değiştirerek desteklerin işveren yerine doğrudan özürlülere verilmesi sonucuna
yol açmıştır.
İş atölyeleri Polonya’daki korumalı istihdam sisteminin yeni bir
biçimidir. Bu kuruluşların asli amacı ağır derecede özürlü olan bireyleri toplumsal
ve mesleki rehabilitasyon yoluyla açık bir ortamda yaşama hazırlamak ve
eksiksiz, bağımsız ve aktif bir yaşam sürmeleri için onlara istihdam olanakları
sunmaktır. İş atölyeleri, yerel kuruluşlar ya da topluluklarca ya da özürlü
bireylere toplumsal ve mesleki destek sunmak üzere kurulmuş olan sivil toplum
kuruluşlarınca tesis edilebilir. Bu tür işletmelerin oluşturulması ve
işletilmesi Devlet Fonu ve yerel otoritelerce finanse edilir. Sosyal sigorta
harcamaları kısmen Devlet Fonundan ve kısmen de Devlet bütçesinden karşılanır.
İş atölyeleri vergi teşviklerinden yararlanırlar. Diğer taraftan, iş
faaliyetlerinden kaynaklanan vergi kesintileri ve karlar bu işletme
faaliyetlerine yatırım olarak geri döndürülmek zorundadır. İş atölyelerinde
istihdam edilen ağır derecede özürü bulunan çalışanlar tıbbi, sosyal ve
rehabilitasyon desteği alma hakkına sahiptirler. Her bir çalışan için bireyselleştirilmiş
ve en az yılda bir kez değerlendirmeye tabi tutulan bir rehabilitasyon programı
mevcuttur. Bu atölyelere devam edip
yeterli mesleki beceri edinen bir çalışan için bir istihdam programı
geliştirilir.
İş terapi atölyeleri özellikle zihinsel özürlü bireyler bağlamında
sosyal ve mesleki rehabilitasyon çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Bu
atölyelere devam eden katılımcılar çalışan statüsünde olmadıklarından bir iş
sözleşmesine tabi değildirler. Bununla birlikte, bu birimler özürlü bireylere
toplumsal ve mesleki rehabilitasyon programına katılarak burada aldıkları
mesleki eğitim sayesinde istihdam edilebilirlik yeteneğini kazanma fırsatına
sahip olurlar. Bu atölyeler, 1991 yılından günümüze gündüz merkezleri olarak
faaliyet göstermektedir. Atölyelerin yönetimi STK’lar, yerel kuruluşlar ve
dernek ya da korumalı işyerleri gibi diğer birimlerce yürütülebilir. İş terapi
atölyelerinin kuruluşu ve işletmesi Devlet Fonunca finanse edilmektedir.
İş terapi atölyelerine katılmak isteyen bireylerin özür durumlarını
gösteren bir belgeye sahip olmaları ve özür düzeylerinden bağımsız olarak (genellikle
önemli ya da orta seviyede) mesleki terapi programına katılmalarına ilişkin bir
tavsiye kararı bulunması gerekmektedir. Terapi bireysel bir rehabilitasyon
programına dayanmaktadır. Özürlü bireylere parayı nasıl kullanacaklarını ve
parasal işlemleri nasıl yapacaklarını öğretmeyi amaçlayan “ekonomik eğitime”
dahil olan katılımcılar asgari ücretin %20’sine kadar cep harçlığı alma hakkına
sahiptirler. Bu atölyelerde, terapi programının bir parçası olarak üretilen iş
ve hizmetlerin satışından elde edilen gelir katılımcıların atölye tarafından
organize edilen sosyal aktivitelerde yer almaları için kullanılır.
ESTONYA
Özürlülere yönelik
mesleki eğitim programına genel olarak bir gündüz merkezinde başlanır. Daha önce
de belirtilmiş olduğu gibi, özürlü bireyler, çalışan özürlü bir bireyin mesleki
ve formal eğitimi için kullanılabilecek eğitim fonlarına başvuruda
bulunabilirler. İleri eğitim fonları bireyin mevcut eğitiminin kısmen
karşılanması için ödenmektedir. Özürlü bir bireyin eğitimi aynı zamanda işvereni
de destekleyerek çalışanın iş piyasasındaki rekabet edebilirliğini ve böylece
istihdam süresini yükseltmektedir. Bu süreç esnasında iş eğitimi, iş
pratiği ve mesleki eğitim kursları sunulmaktadır. Eğitimin sonraki aşamaları İş
Piyasası Kurulu ile işbirliği içinde yürütülür.
İş Piyasası Kurulu istihdam bürolarının faaliyetlerini organize
eder. Bu büroların faaliyetleri işsizlerin sosyal güvencelerini sağlamak ve
istihdam hizmetlerinin yürütülmesini düzenlemek üzerine odaklanmıştır. İş
Piyasası Kurulu, iş arayanlara ve istihdam arzına ait veritabanını işleyip
analiz etmek ve istihdamla ilgili uluslar arası anlaşmalar ve uluslar arası
mevzuattan kaynaklanan yükümlülükleri düzenlemekten sorumludur. Kurul, sayılan
bu görevlerini yerine getirirken işsizlik sorununa çözüm getirmek ve işsizlerin
korunmasını sağlamak amacıyla devlet kuruluşları, yerel yönetimler, işçi ve
işveren sendikaları arasındaki koordinasyonu sağlar. Kurulun, işsiz olanlar da
dahil olmak üzere, iş arayanların başvuruda bulunup kayıt olabilecekleri
bölgesel şubeleri bulunmaktadır. Bu şubeler, ya işverenler ve iş arayanlara
istihdam hizmeti sunar veya bu mümkün değilse işsizlere işsizlik ödeneği ya da
maaşı gibi çeşitli imkanlar sunar.
Bu kuruluşlar mevcut piyasadaki boş pozisyonlar hakkındaki verileri
toplayarak, bunları iş arayanlara ve işsizlere ulaştırır. Ellerinde işsizlere,
iş arayanlara ve istihdam hizmeti alanlara ilişkin bilgiler mevcuttur. Bu
kuruluşlar ayrıca karar alma süreçlerinde de rol oynarlar. İşgücü piyasası
politikalarının, programlarının geliştirilmesi ve bu politika ve program
uygulamalarının organizasyonunda yer alırlar. Ayrıca aktif işgücü piyasası
tedbirleri de bu kurul tarafından alınır. İş piyasasının mevcut durumu ve
işgücü piyasasındaki eğitim fırsatları da kurul tarafından izlenebilir. İş
arabuluculuğu, işgücü piyasası eğitimi, kariyer danışmanlığı, işe başlama
desteği, işverenlere ücret sübvansiyonu, kamu işleri, iş pratiği, iş
alıştırmaları ve engellilerin istihdamına yönelik tedbirler bu kurulca
uygulanmakta ve takip edilmektedir.
Estonya’da işgücü piyasası eğitimi en fazla bir
yıl sürmektedir. Üç tür eğitim söz konusudur: İş arayan birisi yeni bir meslek
seçmeye karar verdiğinde birincil ya da meslek içi eğitim verilmektedir. Bir
çalışan işle ilgili becerilerini geliştirmek istediğinde beceri dönüştürme
kursuna devam etmektedir. Üçüncü tür eğitim ise adaptasyon eğitimidir. Bu
eğitim çalışanın görevleri ile ilgili olarak aktivasyon, destek ya da
danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç duyması halinde gündeme gelir. Eğitim genelde
en az 40 saatlik bir kurstan oluşmakta ve katılımcılar bu eğitim karşılığında
katkı ödemesi almaktadırlar (38,5 €). Ayrıca
katılımcılara toplamda 77€’a kadar konaklama ve seyahat harcırahı verilmektedir.
İstihdam
sisteminde ayrıca zorunlu eğitimini tamamlamış ancak iş deneyimi bulunmayan
işsizlere yönelik iş pratiği imkanları da sunulmaktadır. Söz konusu iş pratiği
dört aya kadar sürebilmekte ve bu süre içinde programa katılanlara yaklaşık 38€
katkı ödemesi ve bunun yanında seyahat ve konaklama masrafları için de 77€’a
kadar harcırah ödemesi yapılmaktadır.
Bir işe başlamak isteyen işsizlere de
sübvansiyon sunulmaktadır. Bu sübvansiyonun toplam tutarı en fazla 1282 €’dur.
Ancak başvuru sahibinin buna hak kazanmak için bazı kriterleri yerine getirmesi
gerekmektedir. Çalışan bunun için daha önceden işle ilgili bir deneyime ya da
eğitime katılmış olmalı ve bir sonraki yıl sonunda yapılacak takip kontrolünden
geçmelidir. Risk gruplarına dahil olanların istihdamı ile ilgili olarak,
işverenlere bu gruptakilerin istihdamı karşılığında sübvansiyon sağlanmaktadır.
Bu gruplar genç ve uzun süredir işsiz olanlar (16-24 yaş arasında ve en az 6
aydır işsiz olanlar), uzun süredir işsiz olanlar (en az 1 yıl) ve eski hükümlülerdir.
Bu sübvansiyon, istihdam edilen kişiye ilk altı ay içinde ödenen ve devletçe
belirlenen asgari ücretten yüksek olmayan (230.- €) ücretin %50’si tutarındadır.
Toplumda, özel vasıflar gerektirmeyen geçici
iş imkanları söz konusu olmaktadır. Bu işler yerel yönetimler ya da kar amacı
gütmeyen bir kuruluş tarafından organize edilen ve aylık çalışma süresi 10
günden ve 50 saatten fazla olmayan işlerdir. Bu işler için öngörülen ücret
asgari ücretten daha düşük olamaz. Katılımcı bu tür bir geçici işte çalışırken
işsizlik ödeneği alma hakkı herhangi bir kesintiye uğramaz.
Uzun süreli işsiz kalan kişiler için işe
başlamadan önce iş uygulama olanakları bulunmaktadır. Bu kişiler bir sözleşme
imzalayabilirler. Söz konusu iş uygulama dönemi üç aya kadar sürebilir ve
katılımcı bu süre içinde işsizlik ödeneğinin %50’sini alabilir.
Özürlülerle ilgili olarak, iş yaşamına
entegrasyonları üzerine olumlu etki yaratabilecek kimi ek tedbirler söz
konusudur. Bunlar iş yeri tesisleri ve ekipmanlarının özürlü bireylerin
kullanımına uygun hale getirilmesi, özel yardımlar, görüşmeler sırasında
verilen iletişim destekleri (işaret dili), ve destek personeliyle birlikte
çalışma (1 yıl süreyle) şeklindedir. Bağımsız ya da destek kapsamındaki bir
mekanda yaşayanlar, düşük rekabet gerektiren bir işte normal koşullar altında
istihdam edilenler bu tür destek kapsamındaki istihdam imkanlarından
yararlanabilirler. Bu sistemde işveren ve çalışan arasında resmi bir ilişki
(sözleşme) mevcuttur. Ayrıca işveren ve çalışan, çalışma yeri koşullarının
adaptasyonu konusunda destek alırlar.
Özürlülere yönelik destek hizmetleri sistemi
genel toplumsal hizmetlerin bir parçası olup sağlık hizmetleri, işgücü piyasası
kurulu hizmetleri, eğitim sistemi ve bu hizmetlerin geliştirilmesi ile ilgili
konularla bağlantılıdır. Sistem kişinin durumuyla ve kişinin ihtiyaçlarından
kaynaklanan koşullarla yakından bağlantılıdır.
2001 yılından bu yana, Estonya’daki sosyal
bakım sistemi özel ihtiyaçları bulunan kişilere yönelik destek hizmetlerini
içermektedir. Özel ihtiyaç sahibi kişilere sunulan hizmetler;
1. Durum yönetimi
– bir kişinin ihtiyaç duyduğu ve kullanımına sunulan hizmetler arasındaki
bağlantıyı kurarak olabilecek en yüksek ölçüde bağımsız yaşama imkanının
garanti edilmesi.
2.
Rehabilitasyon –bireyin becerileri, yeteneklerini geliştirerek ve destek
hizmetlerini kullanarak bağımsız yaşayabilme yetisini kazanmasını sağlamak.
3. Günlük
yaşam desteği (günlük bakım merkezleri) – kişinin kendini idaresini
destekleyerek genel ortama rehabilitasyonunu temin etmeye yönelik hizmetler.
4. Desteklenen yaşam alanları – olabildiğince
genel ortam benzeri bir ortamda bağımsız bir biçimde yaşamını idame ettirme,
teknik hizmetlerin sunulduğu odalarda konaklama, günlük yaşam faaliyetlerinin
organizasyonuna destek, yönetim, ev işleri desteği.
5. Toplum içinde yaşam – katılımcıların
bir profesyonelin desteği ile bir aile ortamı içinde yaşadıkları, destek
hizmetlerini içeren yaşam alanları. 4 kişilik bir oda için 1 profesyonel
desteği.
6. İş desteği - katılımcılar bir yaşam alanında bağımsız
olarak ya da destek hizmetleriyle yaşar, düşük rekabet ortamında bir formel
işte çalışırlar ve bu iş destek kapsamındadır. Bu sistemde işveren ve çalışan
arasında formel bir ilişki (sözleşme) bulunmaktadır. Hem işveren hem çalışan
destek alır, ayrıca işyeri ve iş koşulları kişinin ihtiyaçlarına uyarlanmıştır.
FİNLANDİYA
Finlandiya’da tüm çocukları kapsayan bir
zorunlu eğitim sistemi mevcuttur. Öğrenme hakkı her çocuğun temel hakkıdır.
Finlandiya Anayasası, her bireyin kendi yetenekleri ve özel ihtiyaçları
doğrultusunda kendisini geliştirmek için eşit eğitim imkanlarından yararlanma
hakkına sahip olduğunu vurgular. Bu hüküm okul öncesi eğitimden yetişkin
eğitimine tüm süreçleri kapsar. Bu aynı zamanda yaşam boyu eğitime ilişkin
kapsamlı bir politikayı da beraberinde getirmektedir. Kapsamlı eğitim
politikası uyarınca, özel eğitim hizmetleri 1998 yılında değişikliğe uğrayan genel
eğitim mevzuatı kapsamında düzenlenmektedir. Özel ihtiyaç sahibi kişilere
yönelik olarak temel, mesleki ve yüksek eğitim kademelerinin her birinde özel
destek verilmektedir. Finlandiya’da mesleki eğitim okullarında eğitim alan özel
ihtiyaç sahibi öğrenci sayısı yıllık yaklaşık 10.000 civarındadır ve bu
öğrencilerin üçte ikisi genel okullarda, kalan üçte biri ise özel amaçlı
mesleki eğitim okullarında eğitime devam etmektedir. Finlandiya’da 13 adet özel
eğitim kuruluşu hizmet vermektedir. Bunlardan dördü devlete ve geri kalanlar
ise hükümet dışı kuruluşlara aittir.
Özel eğitim öğrencilerinin yarıdan fazlası
teknik ve ticari programlarda eğitim almaktadır. Ülkedeki herkes ücretsiz temel
eğitim alma hakkına sahiptir. Eğitim alma yükümlülüğüne ilişkin hükümler bir
Yasa tarafından belirlenmiştir. Kamu otoriteleri, Yasa içinde daha ayrıntılı
bir şekilde tanımlandığı üzere, her bir bireyin yetenekleri ve özel ihtiyaçları
doğrultusunda kendini geliştirmek amacıyla ve herhangi bir ekonomik güçlükle
karşılaşmaksızın diğer eğitim kuruluşlarında eğitimde fırsat eşitliğinden
yararlanmalarını garanti altına almak zorundadır. Ayrıca bilim, sanat ve yüksek
eğitim özgürlüğü de garanti altına alınan haklardır.
Finlandiya rehabilitasyon sistemi ta en
başından itibaren hizmet sağlayıcılar ile kullanıcılar arasında yakın bir
ortaklık geliştirmiştir. Buna göre, uluslar arası kabul gören ilkeler ve
uygulamaların büyük çoğunluğu –yani toplum temelli rehabilitasyon, toplumsal
katılım, disiplinler arası hizmetler vb- rehabilitasyon süreçlerine kolaylıkla
uyarlanabilmekte ve uygulamaya sokulabilmektedir.
Yasada da belirtildiği üzere, herkes, kendi
tercihleriyle belirlediği istihdam, meslek ve ticari faaliyetler yoluyla
geçimini temin etme özgürlüğüne sahiptir. Kamu otoriteleri işgücünün
korunmasına yönelik tedbirleri almakla yükümlüdür. Kanunlar çalışabilirlik
tedbirlerinin devamını öngörmekte olup bunlar sağlığın iyileştirilmesi, erken
rehabilitasyon müdahalesi ve çalışanların algılanan özürlülük riskleri ile
düşük çalışma kapasitesine yönelik rehabilite edici müdahalelerdir.
Yerel istihdam servisi, tüm iş arayanlara ve özürlülere istihdam
değişimine doğrudan erişim olanağı, özel mesleki rehberlik ve danışmanlık
sunmaktadır. İstihdam sübvansiyonları da vardır (İşsizlik Güvenlik Yasası). Korumalı
iş (2001’de değiştirilen Sosyal Refah Kanunu, 1982 kapsamında) hem ayrı
birimlerde hem de normal işyerleriyle bağlantılı olarak önerilmektedir.
İşyerinde uygun birimlerin yapılmasına ilişkin tedbirler uygulanmakta ve
mesleki rehabilitasyon programının bir parçası olarak başlangıç hibeleri,
yatırım harcırahları ve krediler verilmektedir.
Finlandiya, bilgi düzeyi ve herkes için iş fırsatlarıyla zengin bir toplumdur.
İstihdam hizmetleri, yeni işgücü piyasasının durumu ve değişen çalışma hayatının
zorluklarına göre yeniden yapılandırıldı. İşgücü ve göç politikaları, işsizlik
oranının yüzde 6 olacağı 2007 yılına kadar istihdamı 100.000 kişi artırmayı
hedeflemekte. Hükümetin istihdam politikası, işsizliği azaltmayı ve işletmeler
için işgücü olanaklarını iyileştirmeyi amaçlıyor. İstihdam programı dört alt
projeyi içeriyor: kamu istihdam hizmetinin hizmet altyapısına reform yapılması,
işgücü piyasa desteğinin aktif kullanımının artırılması, aktif işgücü
politikası tedbirlerinin ve yeterliliğinin geliştirilmesi ve iş kariyerlerinin
uzatılması.
Helsinki’deki
Destekli İstihdam Merkezi 1995 yılından beri faaliyette bulunmaktadır. Bu
merkez zihinsel özürlüler ve açık işgücü piyasasında özel desteğe ihtiyaç duyan
kişiler için iş aramakta ve sağlamaktadır. Destekli istihdam, normal işlerde
özürlülerin ve özel desteğe ihtiyaç duyan kişilerin istihdam edilmesi anlamına
gelir.
Destekli istihdam
kapsamında eğitilmiş bir iş koçu iş planlaması ve eğitimden, ayrıca işverenle
çalışan arasındaki anlaşmanın iyi seyrinden sorumludur. Destekli istihdamın
amacı, farklı firmalarla işbirliği olup, işverenin istekli ve eğitimli bir işçi
elde etmesini ve çalışanın da becerilerine uygun bir iş bulmasını sağlamaktır.
Maaş, işin gereklerine göre ayarlanır. Desteklenen istihdam eğitmeninin
hizmetleri tüm taraflar için ücretsizdir.
1993 yılında kurulan
VATES Vakfı, özürlülerin ve diğer dezavantajlı grupların istihdam ve mesleki
eğitimini geliştiren uzmanlardan oluşan bir örgüttür. Vakfın 35 temel örgütü
vardır. Bunlar ulusal çaptaki özürlü örgütleri ve bölge dernekleri ile özel
refah ve işgücü sağlayıcılarının oluşturduğu birliklerdir. VATES Vakfı, özel
istihdam ve mevzuat, işgücü piyasası ve rehabilitasyon sistemleriyle ilgili
lobi faaliyetlerinde bulunan bir aktörler ağını sürdürmektedir. Vakfın işi
esasında istihdam yöntemlerini, eğitim ve danışmanlık, araştırma ve projeleri
geliştirmektir. İşbirliği ortakları ve müşteri örneğin özürlü örgütleri, sosyal
istihdam aktörleri, belediyeler ve eğitim kuruluşları ile faaliyetlerini
düzenleyen bakanlıklardır.
Finlandiya’da 71
(Aralık 2006 itibariyle) Sosyal İşletme vardır. Bu işletmelerde yaklaşık 400
kişi istihdam edilmekte olup bunların yarısı hedef grupları temsil eder. Sosyal
İşletmeler Kanunu, pratik aktörler ve özürlü örgütlerinin aktif ve verimli
etkileşimiyle hazırlandı. Yeni mevzuat özürlülerin ve uzun süreli işsizlerin
yerleştirilmesini desteklemektedir. Sosyal İşletme politikasına göre personelin
en az %30’u ya özürlü ya da özürlüler ile uzun süreli işsizlerin karışımından
oluşmalıdır. Sosyal İşletmelere ödenen istihdam sübvansiyonları vardır. Maaş
sübvansiyonu 2 yıl süreyle uzun süreli işsiz kişi için ve 3 yıl süreyle özürlü
bir kişi için 505- 960 Euro/ Ay arasında değişir. Çalışma koşullarının
ayarlanmasıyla ilgili sübvansiyon azami 2500 Euro (3500 e) olup özürlü (ağır
özürlü) kişilere göre iş makinelerinin, çalışma yöntemlerinin ve koşullarının
ayarlanmasını öngörür. İşletme maliyetleri için değil, sosyal işletmenin normal
maliyetleri için düşünülen bir iş geliştirme sübvansiyonu da vardır. Bu tutar
azami 3 yıl süreyle toplam maliyetlerin %50’sidir.
4.
UYGULAMALAR VE İYİ ÖRNEKLER
TÜRKİYE
Özürlülerin istihdamını
daha sistemli bir şekilde yönetmek için 2005 ve 2010 yılları arasında
Özürlülerin İstihdamıyla ilgili bir Eylem Planı hazırlanmıştır. Hazırlık
sürecinde, tüm ilgili tarafların (bakanlıklar, kamu kurumları, özürlü
dernekleri, sosyal ortaklar) dikkate alınmış ve böylelikle özürlülerin istihdamıyla
ilgili yeni tedbirlerin alınmasında geniş bir mutabakat sağlanmıştır. Bu eylem
planı işe alma, işe adaptasyon, iş devamlılığı ve işle ilgili konuların
iyileştirilmesi hükümlerini içerir. Bu hükümler 10 başlık altında toplanır:
1- Özürlülerin istihdamıyla
ilgili politikalar planlanırken insan hakları göz önüne alınmalıdır.
Özürlülerin istihdamının hiçbir aşamada ayrımcılık yapılamaz.
2- Özürlülere yönelik
İstihdam Politikaları Ulusal İstihdam Politikasıyla paralel olmalı ve tüm ilgili
tarafların işbirliğiyle hazırlanmalıdır.
3- Özürlülerin istihdam
politikaları, yerel yönetimleri kapsayan kamu yönetiminin yeniden yapılanması
doğrultusunda uyarlanmalı ve bölgesel farklılıkları dikkate almalıdır.
4- Ulusal ve
uluslararası finans ve insan kaynakları etkili bir şekilde kullanılmalıdır.
5- Özürlüler arasında
istihdam oranını artırmak için kamu bilinci artırılmalıdır.
6- Ulusal ihtiyaca göre
model uygulamalar geliştirilmelidir.
7- Çalışanlar için
desteği artıracak şekilde Kota Sistemi ve Ceza Sistemi revize edilmelidir.
8- Endüstriyel
üretim faaliyetlerindeki gelişmeler takip edilmeli ve bu doğrultuda yeni
düzenlemeler yapılmalıdır.
9- Alternatif istihdam
sistemleri geliştirilmeli ve kendi işini kurma özendirilmelidir.
10- Özürlülerin
yeterlilikleri, işgücü piyasasına katılımlarını yükseltecek şekilde
artırılmalıdır.
2005 yılı ayrıca
Özürlülerin İstihdam Yılı olarak ilan edilmiş olup Başbakan “Özürlülerin
İstihdamıyla İlgili Genelge” yayınlamıştır. Eylem Planı ve Genelgede yer alan
hükümlerden bazıları, Temmuz 2007’de kabul edilen Özürlüler Kanununun
hazırlanması sürecinde göz önünde tutulmuştur.
Özürlülük alanındaki bu
yeni gelişmelerin tamamının özürlülerin istihdam oranı üzerinde olumlu etkisi
vardır. Özürlülerin açık işgücü piyasasına katılma oranı önceki yıl %36
oranında artmıştır.
Ülke çapındaki
uygulamalara ek olarak, bahsedilmesi gereken bazı yerel ve başarılı projeler de
vardır. Bu projeler özürlülerin mesleki rehabilitasyonu, eğitim ve istihdamını
artırmayı amaçlamıştır. Bahsedilmeye değer iyi uygulamalar örneklerinden
bazıları Mesleki Rehabilitasyon Merkezi Projesi ve Gülen Yüzler Projesidir.
Mesleki
Rehabilitasyon Merkezi Projesi Türkiye İş Kurumu ile
Hacettepe Üniversitesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi ve İş Terapisi
Ünitesi arasında yapılan bir anlaşma çerçevesinde yürütülmüştür. Uygun
mesleklerde eğitim programları yaparak özürlülerin istihdam edilebilmesini
artırmayı amaçlamıştır. Gümüş, seramik, trikotaj, hazır giyim ve bilgisayar
başta olmak üzere 5 atölye kurulmuştur. Her bir atölyede 15 kursiyer devam
etmiştir. Toplam kurs süresi 6 ay olup 6 aylık sürenin sonunda başarılı olan özürlülere
bir sertifika verilmiştir. Ankara Mesleki Rehabilitasyon Merkezi, 1991 yılında
kurulmuş olup Türkiye’deki ilk Mesleki Rehabilitasyon Merkezidir.
Gülen
Yüzler Özürlüler İçin Mesleki Rehabilitasyon ve İş Merkezi Projesi Bu
proje Hollanda Dışişleri Bakanlığı Orta ve Doğu Sosyal Dönüşüm Programı (MATRA)
tarafından mali olarak desteklenmekte ve İzmit ile Amsterdam Belediyeleri
arasındaki İşbirliği Anlaşması çerçevesinde yürütülmektedir. Proje, Özürlülerin
çalışabileceği ve verimli bireyler olabileceği bir rehabilitasyon ve iş
merkezini kurmayı amaçlamıştır. Bu proje bir örnek olup Türkiye’nin diğer
bölgelerindeki benzer merkezler için ilham kaynağı olmuştur. Özürlülerin sosyal
ve ekonomik haklarını kullanmalarına yardımcı olur. Bu amaçla, Özürlülerin
çalışma hayatına katılma olanağını bulduğu iş merkezi kurulmuştur. Projenin bir
diğer amacı ise mesleki ve sosyal rehabilitasyonla özürlülerin mesleki bilgi ve
becerilerini geliştirmektir. Böylece, Gerekli mesleki eğitim ve iş deneyimi
edinen özürlüler için iş fırsatları artmakta ve farklı endüstriyel ve ticari
şirketlere girmeleri sağlanmaktadır.
Proje
süresince çalışma sahaları tanıtılmış ve çalışanlara mesleki eğitim
verilmiştir. Proje kapsamında yapılan faaliyetler kaynağından kullanılmış
kağıtların toplanması, kağıtların kesilmesi ve ambalajlanması, grafik tasarımı
ve dijital baskı, serigrafik baskı, ağ dokuma, ambalaj, montaj ve dikişten
oluşmaktadır. Endüstriyel firmaların işbirliğiyle küçük ölçekli endüstriyel
üretim birimi tesis edilmiştir. Merkeze devam eden özürlülerden bazıları
endüstriyel firmalarca istihdam edilmiştir. Bu proje kapsamında özürlülerin
endüstriyel firmalarda düzenli çalışması ve/veya staj yapması da sağlanmıştır.
Halk Eğitim Merkezinden uzmanlar özürlülere mesleki eğitim vermektedir.
Firmalara da özürlülük ve özürlüler hakkında bilgi verilmektedir. Gülen Yüzler
Mesleki Rehabilitasyon ve İş Merkezi projesi kapsamında Ağustos 2005’e kadar 22
özürlü istihdam edilmiştir. Çalışanlar fiziksel, zihinsel, görme, işitme özürlü
bireyler ile CP ve kronik hastalıklı kişilerdir. Özürlü çalışanların eğitim
seviyesi ilkokuldan yüksek okul mezunlarına kadar değişmektedir.
Bu
proje kapsamında bazı sosyal faaliyetler ve bilinç artırma faaliyetleri de
gerçekleştirilmiştir. İstihdam sorunlarıyla ilgili paneller yapılarak
özürlülerin sorunlarının çözümleri de ele alınmıştır. Halkın bilincini artırmak
için zihinsel özürlü çocukların bir tiyatro oyunu sergilenmesi sağlanmış, bir
cadde festivali düzenlenmiş ve haftada bir canlı radyo programı yayınlanmıştır.
Ayrıca, Özürlülerin Politikalarında Yeni Yaklaşımlar ve Yerel İdarelerin Rolü
konulu bir sempozyum düzenlenmiştir.
ÇEK
CUMHURİYETİ
Geçiş
Programları Eğitimden istihdama geçişi artırmak için
geçiş programları geliştirildi. Bunun amacı, eğitim dünyası ile okuldan ayrılan
öğrencilerin çalışma dünyası arasında bağın kurulmasıdır. Amaçları,
öğrencilerin özel eğitimden işgücü piyasasına entegre olmalarına yardımcı olmaktır.
Bu programlar ayrıca işgücü piyasasıyla ilgili nasıl bir iş bulunacağı,
işverenlerle nasıl temas kurulacağı, iş bulma yardımı gibi özel danışmanlık
hizmetleri sunar. Bu program ayrıca yardımcı ve pratik okulları bitiren ağır
özürlü gençlerin açık işgücü piyasasına entegre edilmesine yardımcı olur. Genel
görev, bir iş yerleştirme deneyimi kazanmak ve kullanıcının işi devam
ettirmesini sağlayan özel koşullar ayarlamaktır. Herkesin bu programlardan
yararlanma hakkı vardır. Bir bireyle bir bireysel plan hazırlanır. Bu bireysel
plan yarım yıl için düzenlenir. İşe yerleştirme süreci, programın son yılında
işler.
Deneyimlere
göre, geçiş programı özürlülerin açık işgücü piyasasına nasıl entegre edileceği
konusunda en etkili yöntemlerden birisi olarak değerlendirilmiştir. 2001 yılından
beri destekli istihdam sistemi, okullar, şirketler ve yerel işgücü ofisi ile
işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Bu programlar Çalışma ve Sosyal İşler
Bakanlığı tarafından finanse ediliyor.
İşverenlerin
Kabulü. Ulusal stratejinin bir
parçası olarak, özürlüleri istihdam eden şirketlerin ticari faaliyetlerinin
kabulü, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Özürlüleri İstihdam Eden İşverenler
Derneği işbirliğiyle organize ediliyor.
Nachod
Çalışma Ofisinin Avrupa Sosyal Fonuyla (ESF) gerçekleştirdiği
çeşitli programlar 2005 yılında 2 projenin yürütülmesini sağladı. Birincisi
eğitim kurumunun işbirliğiyle açık işgücü piyasasına girecek özürlülerin
hazırlanmasını amaçladı. İkincisi ise özürlülerin işe daha iyi hazırlanması ve
desteklenmesi konusunda işveren kapasitesini artırmaktı.
EQUAL.
Özürlülerin adaptasyonunu artırmak için EQUAL projesi geliştirildi. Bu projenin
iki temel hedefi var. Birincisi, özürlülerin eğitiminin sürdürülmesi için
destek olanaklarını geliştirmek. İkincisi ise özürlülerin istihdamını artırmak
için yeni metodolojiler geliştirmek ve doğrulamaktır.
İRLANDA
Her birey ve temel hak ve
ihtiyaçlarıyla ilgili dört bakanlık mevcut olup (Adalet ve Eşitlik Bakanlığı,
İşletmeler, Ticaret ve İstihdam Bakanlığı – DETE, Eğitim ve Bilim Bakanlığı,
Sağlık Bakanlığı) bir özürlü bunların her biri veya tümünden her zaman hizmet
alabilir.
Adalet Bakanlığı- Esas olarak belirli ve geniş çaplı uygulamaları
düzenleyen kanunları düzenler ve diğer bakanlıkların uygulamasını sağlar.
Örneğin, Adalet Bakanlığı “Eşitlik Mevzuatını” çıkarır ve ayrımcılık gibi
belirli uygulamaların yasadışı olduğunu öngörür, böylece istihdam, eğitim ve
sağlıkta herkese “Eşit Fırsat” sunulmasını sağlar.
DETE – Eğitim ve istihdam
olanakları sağlama, standart ve uygulamaları izleme portföyüne sahiptir. DETE
bu işi öncelikle FAS aracılığıyla gerçekleştirir.
FAS İrlanda’da her şehirde ve birçok kasabada
birçok “İş Merkezi” kurar. İş Merkezleri, bir kişinin mevcut kaynakları ziyaret
edip kullandığı atölye gibidir. Bu kaynaklar iş aramak için bilgisayar üniteleri,
bir işin kişilerin refah ödemelerinden kariyerine kadar nasıl etkilediği
hususunda birçok konuda personelden uzman tavsiyeler ve son olarak, belki de en
önemlisi, özürlülere yönelik hizmetlerdir. FAS, özürlüleri destekli istihdama
yönlendirir ve İrlanda’daki 24 tane özel kar amacı gütmeyen şirketten birisi
sadece özürlülerin kariyer ihtiyaçlarıyla ilgilenir. FAS, akademik eğitim
merkezlerinin aksine eğitim – mesleki eğitim verir ve ayrıca uzun süre işsiz,
özürlü ve ihtiyaç duyan diğer kişiler için “Topluma Dayalı” istihdam olanakları
sağlar.
Bu sistem bir hedefi paylaşır ve bu hedef de
herkese, özellikle de özürlülere aynı olanakları sağlamaktır. Bu sistem bir
özürlünün kullandığı / ihtiyaç duyduğu tüm hizmetleri içerir; iş koçları,
hemşireler, devlet bakanları vs. gibi tüm hizmet sağlayıcıları içerir ve dahil
olan herkesi, yani sadece özürlüleri değil, ailesini, arkadaşlarını,
bakıcılarını vs. etkiler. Bir diğer paylaşılan hedef ise desteklenen istihdam
anlayışı olup bu anlayış çerçevesinde özürlüler açık işgücü piyasasında işe
girmek için ek desteklere ihtiyaç duyabilir. Bu, teknik olarak paylaşılan hedef
ve çözümlerin son bulduğu, mesleki eğitim ve rehabilitasyon sisteminde
problemlerin başladığı yerdir.
Dublin South Supported Employment Ltd.
(DSSE)’den bir işveren her şeyi doğru yapmak için İş Koçlarından uzmanlık
alabilir. DSSE, bir özürlü iş arayanın yüz yüze olduğu işyerindeki temel
engelin – her ikisi için, yani işveren için de - bilinmeyen korkusu olduğunu,
ancak desteğin olduğunu vurgular. Hem iş arayan hem de işveren İrlanda’daki
Dublin bölgesinde faaliyet gösteren DSSE, Employ Ability ve Work–4-U gibi 24
örgütten Desteklenen İstihdam hizmetleri alabilir. DSSE, oyun sahasında
kendisini ilk aşama olarak görür.
DSSE değişik özürlü gruplarından kişileri
kendi tercihlerine ve bireysel güç, kabiliyet ve ilgilerine göre işe
yerleştirir. Bir İş Koçları ekibi istihdam sürecinin her aşamasında uzmanlık ve
destek sağlar, fakat özürlüler ve iş koçu birebir çalışır.
Her geçen gün büyüyen ve genelleşen iş
piyasasında İnsan Kaynakları (İK) maliyeti arttığı ve uzman İK’na yatırım
azaldığı için, DSSE’deki özel ekip işveren ve özürlüye herhangi bir masraf
olmaksızın eşsiz ve zamanlı bir çözüm sunar.
Bir iş arayan, DSSE’ye
başvurduğunda yapılandırılmış süreç başlar. Bu süreç, iki aylık bir süreyi
kapsar ve bu sürede iş koçu iş arayanı tanır ve bunun ardından iş arayanın
eğitim, öğrenim, becerilerin artırılması ve hatta iş deneyimi yoluyla işe hazır
olmasını sağlamak için iki ila üç aylık bir süre gelir. Daha sonra, iş arayışı
başlar ve iş bulunduğunda iş koçu hem çalışan hem de işveren için herhangi bir
masraf olmadan bakım sonrası hizmetin parçası olarak rehberlik hizmeti sağlar.
Tüm süreç kişi başına 18 ay alabilir, fakat bu süre kişinin ihtiyaçlarına göre
daha kısa olabilir.
Her bir örgütteki her bir
İş Koçundan yılda 25 kişiyi işe yerleştirmesi istenir, yani FAS yılda 3000
özürlü için hizmet sunar. 2004’te 2653 (1531 erkek ve 1122 kadın) katılımcı
vardı. Bundan 1567 yeni iş meydana getirildi.
POLONYA
Diğer Polonya vatandaşları gibi özürlüler istihdam danışmanlık
hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. Şu anda bu danışmanlık, çalışma
ofislerinde mevcut istihdam servisleriyle sağlanıyor. Ancak, özürlülerin bu
servislere ulaşmasında belirli problemler bulunmaktadır. Bunun temel nedeni
özürlülerin ihtiyaçlarına göre çok az sayıda çalışma ofisinin uyarlanmış
olmasıdır.
Junior Programı. “İlk İş Programı” bağlamında uygulanan bu program, özürlülerin mesleki
danışmanlık ve rehberliği için yeni bir yaklaşımdır. Program, okuldan
ayrılanları hedeflemekte ve mesleki çıraklıklar için çalışma ofisleri
tarafından yönlendirilmektedir. Sadece mesleki ilgilerin ve potansiyel uygun
işlerin belirlenmesini değil, ayrıca ilerideki işveren ve iş arkadaşlarıyla işe
hazırlanma ve işverenin ve iş arkadaşlarının özürlü bir meslektaşla çalışmaya
hazırlanmasını içermektedir. Bu program çerçevesinde, okuldan ayrılanlara bir
mesleki rehabilitasyon ödeneği olarak, ayrıca işverene ve yardım eden mesleki
danışmanlara mali yardım yapılır.
İş Koçu Projesi. Bu proje, Wroclaw şehri ile ABD’deki ikiz şehri Charlotte, North
Carolina arasında 2000 yılında başlatılan bir işbirliği girişiminden doğmuştur.
Bu program 2001’den beri Wroclaw’da yürütülmekte. O günden bu yana, Wroclaw’da
zihinsel özürlü ve zihinsel sağlık problemi olan kişilerin istihdamından
ilerleme olmuştur. İstihdam olanaklarını ve topluma katılımlarını artırmak
amacıyla etkili mesleki faaliyet yöntemleri geliştirecek faaliyetleri sağlar.
İkinci amacı ise iş koçları eğitmenleri için bir okul sistemi ile desteklenen
istihdam kurumu için bir model geliştirmektir. İş Koçu Projesi ayrıca
işverenleri de içerir. İlk işveren McDonald’s’tı, bunu Pizza Hut ve KFC
restoranlarını işleten Amerikalı Restoranlar ve Wroclaw’daki Holiday Inn Oteli
takip etti. Bunları ise Mesken Bakım Evleri Şehir İdaresi ve Hectas şirketi
izledi. 2003 yılı sonunda birçoğu orta düzeyde zihinsel özürlü dokuz kişi İş
Koçu Projesiyle iş sahibi oldu ve yaklaşık 70 kişi iş bulmaya hazırlık
programına katıldı. 2004’te İş Koçu Projesiyle işe alınan kişilerden birisi
Polonya’daki Holiday Inn ağında Yılın Çalışanı ödülünü kazandı.
ESTONYA
1990’lardan bu yana özürlülerin yaşamında büyük değişiklikler meydana geldi. Onlara yönelik tavır ve problemleri daha “Avrupai” oldu. Mevzuat ve sosyal politika özürlülere yönelik bakış açısıyla uyarlandı. Özürlüler için birçok farklı birlik, dernek, sivil toplum örgütü vs. kuruldu. Amaç, özürlülere hissedebilecekleri, serbest zamanlarını geçirebilecekleri, çalışabilecekleri veya hobilerini gerçekleştirebilecekleri daha iyi olanaklar sunmak. Özürlülerin sağlığının iyileştirilmesi için farklı rehabilitasyon merkezleri kuruldu.
1990’lardan bu yana özürlülerin yaşamında büyük değişiklikler meydana geldi. Onlara yönelik tavır ve problemleri daha “Avrupai” oldu. Mevzuat ve sosyal politika özürlülere yönelik bakış açısıyla uyarlandı. Özürlüler için birçok farklı birlik, dernek, sivil toplum örgütü vs. kuruldu. Amaç, özürlülere hissedebilecekleri, serbest zamanlarını geçirebilecekleri, çalışabilecekleri veya hobilerini gerçekleştirebilecekleri daha iyi olanaklar sunmak. Özürlülerin sağlığının iyileştirilmesi için farklı rehabilitasyon merkezleri kuruldu.
Sosyal İşler Bakanlığı ve
Çalışma Piyasası Kurulu kuruldu ve özürlülerin istihdamını geliştirmek dahil
birçok proje uygulandı. Bu projeler hükümet tarafından finanse ediliyor ve
farklı şirketler ve örgütler tarafından yürütülüyor.
İş eğitim hizmeti.
Uzun süre istihdam edilmeyen ve uzun süreli işsizlik sonrası işe alışma
ihtiyacını hisseden kişilere yönelik bir hizmettir. Bu hizmetin amacı, doğru
zamanda doğru yerde olmak ve üç aylık bir sürede verilen görevleri yapmaktır.
MTÜ Töötoad ihaleye
katıldı ve Çalışma Piyasası Kurulundan bu hizmeti sunma olanağını aldı. MTÜ
Viljandimaa Singel ile işbirliği içerisinde 13 kişiye Şubat- Mayıs 2007
arasında iş eğitimine katılma fırsatı tanındı.
İş uygulama hizmeti.
Bu hizmet, MTÜ Singel’in işbirliğinin olduğu uygulama alanlarında sadece
özürlülere yönelik bir hizmettir. Bu hizmet MTÜ Viljandimaa Singel ve MTÜ
Töötoad tarafından sağlandı. Üç yıl zarfında, birçok kişi katıldı. El sanatları
ve ahşap işleri, ısıtma veya temizlik alanlarında beceri kazandırıldı.
Destekleyen kişi
hizmeti. Özürlü bir kişi yukarıdaki hizmetleri aldıktan sonra çalışmaya
başladığında bir destekleyen kişinin talimat ve denetimi altında çalışacaktır.
Birçok özürlü üç yıl bu hizmeti almış ve bu hizmetin sonucu da insana
dayalıdır. Birçok işveren, MTÜ’nün referanslarıyla daha kalifiyeli çalışanları
işe aldı. Kendisi iş bulan özürlüler günlük işlerini iyi yönetiyor duruma geldi.
Bu özürlülerin işverenlerine yönelik destek de verildi.
MTÜ aracılığıyla ve
kendisi iş bulan çalışanlar, tekstil endüstrisinde ardiyelerde,
süpermarketlerde, inşaatta, temizlik şirketlerinde, mutfak destek hizmetlerinde
vs. çalışıyor.
İş hayatına katılımlarını artırmak için bazı
projeler yürütüldü. Viljandi’deki proje özürlülerin işgücüne entegre olmasına
yardımcı olmayı hedefledi ve iki yılı aşkın bir süre devam etti. Projenin
toplam maliyeti 43.830 Euro’luk ESF yardımı dahil 153,113 Euro’dur. Proje,
özürlülerin işgücüne daha iyi entegrasyonunu sağlamayı ve yaşam kalitelerini
artırmayı hedefledi. İş arama ve iş piyasasında eğitim, işyeri ve ekipmanların
uyarlanması, işverenlerle temaslar ve ilgili kurumlarla ağ kurulması gibi
haberleşme alanlarında eylemler planlandı.
Hedef
grubun toplam planlanan sayısı 30 katılımcı idi, fakat gerçek katılımcı sayısı
aslında 63 idi. İş arama kursuna 15 kişi katıldı ve 15 kişiye iş piyasası
eğitimi verildi. Eğitimden sonra, iki kişi kendi işine başladı. 19 kişi
Viljandi hastanesinde uygulamalı işe katıldı. Bir katılımcı için işyeri
uyarlamaları yapıldı. Toplam 34 katılımcı istihdam edildi. İş teklif edenlerden
en yükseği otellerden, catering hizmet sektöründen ve ayrıca tıbbi personel,
güvenlik personeli, satış personeli, bina çalışanları, metal işçileri,
kaynakçılar, tekstil işçileri, temizlikçiler ve imalat işçilerine yönelik oldu.
Altı
EURES danışmanı (Tallinn’de 2, Tartu’da 2, Ida-Viru’da 1, Pärnu’da 1) vardı ve
EURES asistanları tüm istihdam ofislerinde görev aldı. EURES’in amacı,
çalışanlar ve işverenler ile kişilerin serbest dolaşımı ilkesinden yararlanmak
isteyen her vatandaş için bilgi, danışmanlık ve işe alma / yerleştirme (iş
eşleştirme) hizmetleri sunmaktır.
FİNLANDİYA
Sosyal girişimciliği
geliştiren projeler olmuştur. Finlandiya’da sosyal girişimciliği ve istihdamı
artırma konulu 13 eşleştirme projesi yürütülmüş ve Avrupa Sosyal Fonları
tarafından desteklenmiştir. Projeler, sosyal işletmeler kurma ve geliştirmeyi
hedeflemektedir. Makul iş planlarına dayalı olarak yeni sosyal işletmeler
kurmak ve özürlüler ile uzun süreli işsizleri istihdam etmeyi özendirmek üzere
yenilikçi iş modelleri geliştirilecektir. Bu projelerin sadece az bir miktarı
zihinsel sağlık problemleri olan kişilerin istihdamını iyileştirmektedir.
İşte Refah Programı
(2000-2003, Aşama II) işyerlerinde çalışılabilirlik ve refahı geliştirir ve
idame ettirir. Program, bilginin yayılmasını ve en iyi uygulamaları, araştırma
uygulaması ve yeni araştırma yapmayı geliştirme projelerini ve mevzuattaki
gelişmelerin izlenmesini destekler. İnsan kaynaklarının izlenmesiyle ilgili bir
çalışmayı finanse ederek personel hesaplarının oluşturulmasını sağladı ve en
iyi uygulamaların etkililiği ve esnek çalışma saatleriyle ilgili çalışmalar ile
iş yükü göstergeleriyle ilgili bir etüt gerçekleştirdi.
Finlandiya Ulusal
İşyeri Geliştirme Programı (2000-2003) çalışma hayatında hızlı yapısal
değişiklik, erken emeklilik, işe uyum, iş memnuniyeti ve değişen yaş yapısı
nedeniyle işin bulunması problemlerini hedefler.
Ulusal Verimlilik
Programı (2000-2003, Aşama III) işyerinin işlevini, şirketler ve diğer
kuruluşlarda verimliliği artırmak, uluslararası rekabeti yükseltmek ve istihdam
ile kazançları iyileştirmek amacıyla araştırmayı kullanır.
Yaşlanan İşçilere
Yönelik Ulusal Program (1998-2002) 45 yaşın üstündeki çalışanların istihdam
durumunu iyileştirmeyi ve erken emeklilik durumunu azaltmayı amaçlar. Yaşlanan
insanlara iş bulmalarında yardımcı olmak üzere çözümler sunan istihdam ofisi
personelinin kapasitesini iyileştirmek için eğitim düzenlendi.
Destekli İstihdam
Programı 1996 yılında destekli istihdam yöntemlerini kullanarak
özürlülerin, en çok da zihinsel özürlülerin açık işgücü piyasasında istihdamını
artırmak için kuruldu. Destekli İstihdam Programı, farklı müracaatçı grupları
için eğitim düzenler ve destekli istihdamın bölgesel geliştiricisi olarak
hareket eder. İşe yerleştirme müdürü veya iş asistanı hem işverene hem de
işyerine yardımcı olur. Zihinsel özürlüler için öğrenciyken bağımsız yaşamda
pratiğe başlamak çok önemlidir. Bağımsız yaşamlarında özürlüleri yönlendirirken
aileler de rehberlik, destek ve deneyime ihtiyaç duyar. Sosyal ağ desteğinin
açık işgücü piyasasında güç sahibi ve işte kalan birey üzerinde önemli etkisi
vardır. Amaç, normal hizmetleri kullanan bir eşit işverene sahip olmaktır.
Destekli İstihdam Program ayrıca farklı işbirliği ortaklarıyla bölgesel iş
yardım eğitimleri düzenler.
Ay faaliyeti, ferdi olarak planlanmış olup hem bağımsız
yaşamayı hem de çalışmak için yeterince güce sahip olmayı destekler. Bireysel
haftalık programlar, bağımsız eğitim, örneğin, rehberli yaşam eğitimi, serbest
zaman faaliyetlerinde rehberlik, yaşam deneyimini zenginleştirme, karar verme
sürecini destekleme, pratik eğitim ve destekli istihdam konularını içerir.
Pratik eğitim sırasında özürlüler işi öğrenir ve işe yerleştirme müdürü veya iş
asistanı yardımıyla işyerini tanır.
5. MESLEKİ EĞİTİM, REHABİLİTASYON VE İSTİHDAM SİSTEMLERİNDE
YAŞANAN SORUNLAR
TÜRKİYE
Mesleki eğitim ve rehabilitasyon sistemindeki sorunlar. İstihdam öncesi aşamada tecrübe edilen sorunlar; iş ve meslek analizlerinin olmaması, mesleki rehabilitasyon yetersizliği, çalışma koşullarının özürlüler için uygun olmaması, politika ve inisiyatiflerin yetersizliği, mesleki beceri ve deneyimlerin yetersizliği, Türkiye’nin genel ekonomik yapısı ve yüksek işsizlik oranıdır.
Genel olarak, diğer birçok ülkede olduğu
gibi, Türkiye’deki mesleki eğitim sistemi her şeyden önce özürlü olmayanlar
için planlanır ve uygulanır. Bu nedenle, mesleki eğitim sistemi, ilk aşamadan
özürlüleri dışlamaktadır. Özürlü olmayan bireylerin ihtiyaçlarına göre
düzenlenen sisteme özürlüler daha sonradan entegre edilmeye çalışılmaktadır.
Ancak, daha sonra geliştirilen yöntemler özürlülerin özelliklerini ve
ihtiyaçlarını yeterince kapsamadığı için, bu insanlar mesleki eğitimden
amaçlanan düzeyde yararlanamamaktadır.
Türkiye’deki eğitim programları genel olup insanların özelliklerine göre tasarlanmamıştır. Özürlülerin mesleki eğitimi ve rehabilitasyonu alanında, karar mekanizmaları, uygulayıcılar / okullar ve iş piyasası arasındaki koordinasyon yeterli düzeyde değildir. Ailelerden bazıları özürlü çocuklarının mesleki eğitim ve rehabilitasyonda başarılı olacağına inanmamaktadır.
Bu konuda ailelerin bilincini artıracak ve özürlü çocukların mesleki eğitim ve rehabilitasyon programlarına katılmalarını sağlayacak herhangi bir uygulama mevcut değildir. Mesleki eğitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki uygun olamayan ve erişilebilirliği olmayan fiziksel koşullar özürlülerin bu programlara katılmasını daha da güç hale getirmekte. Tüm halka açık alanlar, özellikle de eğitim ve rehabilitasyon merkezleri için kullanılan yerler ve ulaşım araçları “normal” kişiler için tasarlanmış ve hareket kabiliyeti düşük insanlar göz önünde tutulmamıştır.
Özürlülerin
fiziksel ve zihinsel seviyesi, çalışma kapasitesi, sağlık sorunları, ilgi ve
becerileri değerlendirilmemekte, mesleki eğitimden ve rehabilitasyondan önce
tıbbi, fiziksel ve mesleki değerlendirmeler yapılmamaktadır. Mesleki rehberlik,
eğitimsel-mesleki gelişim ve yönlendirme, iş ve mesleki danışmanlık
uygulamaları yeterli değildir.
Türkiye’de
mesleki rehabilitasyon, çeşitli kurumlar tarafından yapılmaktadır. Ancak, bu
kurumlar arasında işbirliği ve koordinasyon yeterli değildir. Sunulan mesleki
eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri, işgücü piyasasında herhangi bir araştırma
yapılmadan belirlenimektedir. Bu nedenle, özürlüler mesleki eğitim ve
rehabilitasyon alsa bile iş bulmada zorluk yaşamaktadır. Mesleki rehabilitasyon
ve eğitim hizmetleri gelişmiş şehirlerde yoğunlaşmış olup ülke genelinde yaygın
değildir. Özürlülere yönelik hizmetlerde ayrıca cinsiyete dayalı ayrımcılık var
ve bu hizmetlerden yararlanan kadınların oranı çok düşüktür. Bu hizmetlerden
yararlanma bakımında özür grupları arasında önemli farklılıklar vardır.
Ortopedik ve işitme özürlüler, işgücü piyasasında daha dezavantajlı durumdaki
zihinsel ve ruhsal-duygusal özürlülere kıyasla bu hizmetlerden daha fazla
yararlanmaktadır.
Mesleki eğitim ve rehabilitasyon aşamasında, özürlü katılımcılar eğitimleri sırasında rehberlik, teknik destek, uyarlanmış eğitim materyalleri, sınavlar ve testler gibi eğitim desteklerinden yeterince yararlanamamaktadır. Eğer bu koşullar sağlanmazsa, özürlüler iş sahibi olsa bile işyerine uyum sorunları yaşayabilmaktedir.
Mesleki
eğitim ve rehabilitasyon sadece bir mesleğin öğretilmesiyle sınırlı
tutulmaktadır. Özürlülerin aileleri ve sosyal ortamlarına fiziksel ve sosyal
adaptasyonunu destekleyecek etkili bir sosyal rehabilitasyon yapılmamaktadır.
Mesleki eğitim ve rehabilitasyon, farklı alanlardan profesyonellerin
işbirliğini gerektirimekte; ancak özürlülerin mesleki eğitim ve
rehabilitasyonunda eğitilen profesyonellerin sayısı yetersiz kalmakatdır.
İşe
yerleştirme, işe alma ve işi devam ettirmeyle ilgili mesleki eğitim ve
rehabilitasyon sırasında başka sorunlar vardır. Öncelikle, özürlülerin bir iş
bulamaması sadece iş piyasasındaki olumsuz koşullardan kaynaklanmamakatdır.
Çalışabilen özürlülerin önündeki en büyük engel fiziksel veya zihinsel özürleri
değil, yeterince kalifiyeli olamamalarıdır. Eğitim ve mesleki rehabilitasyon
hizmetlerinin yetersizliği ve mesleki bilgi ve beceri eksikliği işgücü
piyasasına tam katılımlarını engellemektedir.
İstihdam
aşamasında mesleki eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerine katılan özürlülerin
takibi yapılmamaktadır. Mesleki rehabilitasyon programlarından sonra işe alınan
özürlüler iş ortamlarında takip edilmemekte, işe ve işyerine uyumları için
destek hizmetiş verilmemektedir. Özürlülerin işe uyumu için gerekli olabilecek
işveren ve diğer çalışanlar için iş koçluğu, danışmanlık ve rehberlik hizmetleri
gibi sistemler uygulanmamaktadır.
İstihdam
sistemindeki sorunlar. İstihdam
sonrası aşamada tecrübe edilen sorunlar, özürlülerin verimliliğinin düşük
seviyede olması, iş yerlerinde gerekli düzenlemelerin yetersiz yapılması, uygun
olmayan işlerde istihdam, erken işten çıkarma oranlarının yüksek olması,
uygunsuz işe yerleştirme, ulaşımda zorluk, hastaneye gitme oranının yüksek
olması, işyerinde ayrımcılık ve kötü muameledir.
İşverenin özürlüleri
işe almaya yönelik görüşlerine ilişkin araştırmaların sonuçlarına göre
işverenler özürlüleri çok duygusal bulmaktadır. Diğer çalışanları rahatsız ettikleri,
genel çalışma temposunu yavaşlattıkları ve daha fazla iş kazasına yol açtıkları
ifade edilmektedir. Diğer sorunlar ise özürlüler için işyerinde yapılması
gerekli olan özel düzenlemelerin pahalı olması, gerektiğinde işten çıkarmanın
ve disiplin cezası uygulanmasının zor olması olup becerileri sınırlı olduğundan
gerektiğinde başka işlere tekrar yerleştirilememektedirler.
50’den fazla
çalışanları olduğu için kota sistemi kapsamında özürlü çalıştırmak zorunda olan
124 özel işyerini kapsayan ve özürlülerin çalıştırılmalarına ilişkin
işverenlerin görüşlerini içeren bir araştırmanın sonuçları şöyledir.
İşverenlere göre işverenlerin zorunlu olduklarından daha az özürlü
çalıştırmalarının nedenleri özürlülerin verimsizliği ve düşük beceri
seviyeleridir. İşverenlerin %53’ü özürlülerin etkin çalışmadığını düşünüyor, %11,3’ü
özürlülerin kapasitesinin yetersiz olduğuna inanıyor, %8,5’i ise işyerlerinde
yapılan işin özürlüler için uygun olmadığını söylüyor.
Aynı araştırmanın
sonuçlarına göre, işverenler özürlülerin istihdamının önündeki engellerin
özürlülerin mesleki rehabilitasyondan geçmemesi (%32), düşük eğitim seviyeleri
(%8), özel olarak işverenlerin ve genel olarak tüm toplumun özürlülere karşı
önyargıları olduğunu (%13,5) söylemiştir.
İşverenler,
özürlülerin istihdam seviyelerini artırmak için bir dizi önerilerde
bulunmuştur. Bunlardan en önemlisi özürlülere genel eğitim, mesleki eğitim ve
mesleki rehabilitasyon hizmetlerinin verilmesidir (%39). İş ve meslek
analizlerinin yapılması, işlerinde özürlülerin devamlı olması, özürlülerin
ilgi, beceri ve kapasitelerine göre istihdam edilmesi, işgücü piyasasında
tercihli mesleklerin uygulanması, işbirliğinin olması, istihdam edilen
özürlünün takip edilmesi, işverenlere a) özürlülerin hangi mesleklerde etkin
olabilecekleri, b) özürlüler için yeni düzenlemeler yapılmasının özürlülerin
verimliliğini artıracağı ve işverenlerin özendirilmesi gerektiği diğer öneriler
arasında yer almıştır.
ÇEK CUMHURİYETİ
Mesleki Eğitim ve Rehabilitasyonda
Karşılaşılan Sorunlar. Mesleki eğitimde karşılaşılan sorunların çoğu okul
sisteminden kaynaklanmaktadır. Özürlüler için çok az sayıda okul bulunmaktadır,
tüm bu kuruluş ve okullar şehirlerdedir. Dolayısıyla bütün özürlüler her gün
okula kolaylıkla gidememektedir. Ayrıca bu okullar birçok özürlüye hizmet
sağlayacak kapasiteye sahip değildir. Diğer okulların koşulları da özürlü
öğrencilere uygun değildir. Sınıflarda fazla sayıda öğrenci var, asistan
öğretmenler sınıflarda mevcut bulunmamaktadır. Hükümetin asistan öğretmen
açığını karşılaması henüz kesinleşmedi. Dahası bahsi geçen öğretmenler özürlü
öğrencilerin isteklerini anlayabilmek için herhangi bir eğitimden geçmiş
değiller.
Özürlülere
hizmet ve eğitim sağlayan kurumlar özel eğitim merkezleri ve danışmanlık hizmet
merkezleriyle işbirliği içinde değildir. Bireysel kariyer ve rehabilitasyon
planı hazırlayan özel danışmanlık merkezlerinin sayısı yeterli değildir.
Yeterli mesleki rehabilitasyon sağlayabilecek merkezler mevcut değil ve mesleki
eğitimle iş gücü piyasası arasındaki bağ çok zayıf durumdadır.
İşe Yerleştirme Alanında Karşılaşılan Problemler
Özürlü kişilerin istihdamlarında sorun yaşanmasının en büyük sebeplerinden
biri de işverenlerin isteksizliğidir. Bu isteksizlik çalışma ortamının özürlülere
uygun hale getirilmesinden doğan masraflar, yüksek hastalık oranı, uzun dönemli
eğitimle ilgili sıkıntılar, iş etkinliğinin düşük olması, yarı zamanlı iş
olanaklarının azlığı, özürlülerin işten çıkarılma işlerinin karmaşık olmasından
kaynaklanmaktadır. Bir özürlü işten çıkarıldığında işveren onun başka bir
yerden çalışacağını garanti etmek zorundadır. Ayrıca işverenler yasanın ve
yükümlülüklerinin tam olarak farkında değillerdir. İşverenlerin çoğunluğu
önyargı sahibidir. Hala özürlülerle ilgili işlerin nasıl yürüyeceği konusunda
tecrübeli değiller ve özürlülerin sağlık durumu konusunda endişeleri vardır. Özürlülerden
sorumlu asistanlar için yeterli kaynak elde yoktur. Atölyelere destek çoktur,
fakat her iş özürlüler için uygun değildir. Bu yerler sadece el becerisi
gerektiren işler sunmaktadır ve vasıflı elemanlar için açık pozisyon neredeyse
hiç yoktur. Bu atölyeler özürlülere kişisel gelişim imkanı vermiyor, açık iş
gücü piyasasında çalışmaya olanak sağlamıyor ve faydaları bazı işverenler
tarafından kötüye kullanılabiliyor.
Özürlülerin
istihdam oranını arttırmak için hükümet tarafından bazı önlemler alınmıştır. Özürlüleri
istihdam eden işverenlere özürlü hastaysa bile bir ödenek ayrılır. Gereken
kontenjanı karşılamak için işverenler şirketlerden bu tip atölyelerde yapılan
ürünleri alabilmektedirler. Ayrıca para yardımı bulunmaktadır. Özürlü istihdam
oranını arttırmak için vergi önlemleri, daha az fiyatlı sağlık sigortası, daha
az asgari ücret uygulamalar arasındadır.
Özürlülerin
tarafından bakıldığındaysa vasıf eksikliği ve uygun eğitim alınmamış olması, özürlüler
için açık pozisyon azlığı, özürlülere ayrılan alanların kısıtlı olması, kariyer
danışmanlığı gibi danışmanlık hizmetlerinin fazla olmaması, özürlülerin
çalışması durumunda faydaların kaybedilmesi, özürlülerin yetenek ve becerileri
hakkında doğru olmayan fikirler, kişisel aktivite azlığı, başkalarına bağımlılık,
ailevi geçmiş, çalışma motivasyonu eksikliği, özürlülerin durumlarını çözme
eksikliği, işi tercih etmeleri, özürlülerin danışmanlık hizmetlerinden
yararlanma haklarının olduğunu bilmemeleri, iş rutinine alışma problemi sıkıntı
yaratmaktadır.
Özürlülerin
istihdam edilmesiyle ilgili problemlerin çoğu toplumun özürlülere bakış
açısından kaynaklanmaktadır. Yanlış anlamalar, tolerans eksikliği ve özürlülerle
empati kuramama toplumda sık görülür. Kar amacı gütmeyen kuruluşlar, bilgi
merkezleri sorunla karşılaşılan başka alanlardır. İş gücü piyasasında özürlülerin
işe uyumu konusunda çok az kaynak vardır. İnsanlar bu problemlerin pek farkında
değillerdir. Özürlülerin de motivasyon ve kendine güven azlığı, engelini kabul
edememe gibi özellikleri olabilir.
Yaşanılan bu
sıkıntıları atlatmak için bazı öneriler verilebilir. Devlet tarafından verilen
desteğin arttırılması için yasa çıkarılmalıdır. İş gücü piyasasındaki işleri
yapabilecek düzeyde özürlüler yetiştirmek için onları çeşitli becerilerle
donatacak eğitim sistemi gereklidir. Var olan işleri özürlüler için uygun hale
getirmeye yönelik özürlülere özel alanlar inşa edilmelidir. Bağlantılı
kurumların işbirliği yoğunlaştırılmalıdır ki karar verme mekanizması ve iş
yürütme daha detaylı bir şekilde uygulanabilsin.
Danışmanlık
hizmetleri geliştirilmeli ve tüm ülkeye yayılmalıdır. Toplum özürlüler ve
onların karşılaştığı engeller hakkında bilinçlendirilmelidir. Özürlülerin
sosyal ve ekonomik hayatta söz sahibi olabilmeleri için özürlülerin
kullanabilecekleri hizmetlerden haberdar olmaları, bilgilendirilmeleri gerekir.
İşverenler özürlü istihdam ettiklerinde onlara ne gibi yararlar sağlayacakları
konusunda bilgilendirilmeleri sağlanmalıdır. Böylece özürlüler sadece
atölyelerde değil iş gücü piyasasında yer alacaklardır. Var olan sistemlerin
anlaşılması ve uygulanması için özürlüler için hizmet veren kuruluşlarda
çalışanların eğitilmesi gerekir.
İRLANDA
Mesleki
eğitim sistemi ve rehabilitasyona ilişkin sorunlar Sistemdeki en önemli
sistemik sorunlar bakanlıklar arasındaki uyumsuzluk, kaynak eksikliği,
bürokrasi, kamuoyu ve de değişimdir.
Bakanlıklar
arası işbirliği eksikliği Eğitim ve istihdam portföylerini FAS ve DETE
oluşturmasına rağmen, özürlüler, verimli bir şekilde, hatta bazen neredeyse
hiç, ilişki kuramayan sağlık hizmetleri, sosyal yardım ve diğer bölüm
hizmetlerinden medet ummaktalar. Farklı bölümlerin oldukça farklı zaman alıcı
katı yöntem ve prosedürleri bulunmakta.
Hem yerel hem de
Avrupa seviyelerinde zayıf bir yasama mevcut. 1996 ve 1998’deki İstihdama ilişkin
Eşitlik yasa tasarısı oldukça karışık ve kesinlikten uzak, bununla beraber “
Makul Yerleştirme”ye ilişkin temel gerekliliği açıklığa kavuşturma konusunda
başarısız. Temel olarak, teori hâlihazırda mevcut ve doğru; fakat gerçek
hayatta uygulamada görülmemekte.
İşverenler,
özürlüleri ücret nominal seviyede olduğunda “makul olarak yerleştirmek" zorundalar,
bu yüzden bu özel kısım neredeyse boşuna. İşverenlerin kafasındaki özürlü imajı
genellikle, daha fazla iş, ilave sigorta, olası muhtemel problemler ve daha
fazla masraf olarak canlanmakta ve bu yüzden, makul yerleştirme fikri gerçeğine
rağmen, özürlüleri gönüllü olarak çalıştırmak isteyen işveren bulmak hayli zor.
Bu durum akla şu soruları getiriyor:
özürlüler, engel açıkça görülmeyecek bir durumda ise, örneğin şizofreni,
durumlarını açığa çıkarmalı mılar? Ve yasalar neden özürlülerin istihdamı ile
ilgilenmeli?
Kaynak eksikliği Çoğu Hükümetler, yönetime bir yöntem hepsine uyar
modeliyle yaklaşmakta, fakat özürlüler oldukça özel, genellikle özgün ve bireysel
hizmetlere ihtiyaç duymakta. Fakat fiks mönü hizmeti sunmak ya da seri üretim
yaklaşımı uygulamak için yeterli fon bulunmamakta. Aslında, bugün İrlanda'da
bulunan çoğu hizmet esas olarak iki grup olarak oluşturuldu; özürlülerin
arkadaşları ve özürlülerin aileleri ve dini emirler. Devlet, yukarıda sözü
geçen grupların fonunun %50sini sağlamakta ve özürlülerle çalışmaya devam
etmekte. Fon yeterli gibi görülmekte; fakat bu fonun son kullanıcıya
dağıtılması yönü aksamakta ya da tam olarak işliyor gözükmemekte.
Bürokrasi sadece kendine özgü ve muhtemelen tüm hizmetlerimizde ve sistemlerimizde
yerleşik olarak bulunmaktadır. İletişimin en basit düzeyde bile o kadar çok
zaman almakta ve özellikle özürlülerin istikrarsız pozisyonlarda istihdam
edilmelerine neden olmaktadır. Çoğu zaman seçeneklerini sınırlamakta,
seçimlerini kısıtlamakta ve onları ihtiyaç duydukları, hak ettikleri ve yetkili
oldukları hizmetleri almaktan alıkoymaktadır. Sadece bu şekilde etiketlenmek
istemeyen ve bu yüzden herhangi bir özürlü ödemesi almak istemeyen özürlülerin,
daha sonra diğer programlara da katılma hakları da ellerinden alınmaktadır.
Kamuoyu Yetenek konusunda bir yanlış anlama bulunmaktadır. Bilgi eksikliği-
hükümetler, eğitim, sağlık hizmetleri, sendikalar hiçbir şekilde yeteneği
teşvik etmemekte, ayrıca insanları da eğitmemekte, bir şey yaptıklarında, bunu
oldukça yavaş ve etkisiz bir şekilde yapmaktadırlar. İnsanların zamanı yok,
ayrıca daha fazla destek için zaman ayırma istekleri de yok. HR bölümlerinin,
vasıflar ve tecrübeler için hiyerarşik sistemleri var ve özürlüler bu
hiyerarşinin en alt tabakasında bulunmaktadır. Sonra, korku var, bilinmezliğin
korkusu, hakaret edici davranış korkusu, bir hata yapma korkusu, değişik
görünen insanlara karşı duyulan korku.
Profesyonel Görüş Farkı Bakanlıklar arasında, benzer meslek sahipleri arasında,
birbirini tamamlayacağı yerde birbiriyle çelişen çok fazla farklı mesleki
derece bulunmaktadır. Meslekler arasında ve meslek sahiplerinin farklı alanları
arasında eğitimin ne olduğu, eğitimi kimin vermesi gerektiği, rehabilitasyonun
ne olduğu ve eşitliğin ne olduğu gibi konularda farlı görüşler bulunmaktadır.
İş Yerleştirme Sistemine ilişkin Problemler,
işi alma ve sürdürme özürlülerin istihdamına ilişkin ele alınması gereken çok şey var, özellikle bir iş
aramanın kimin kararı olduğu, fakat temel olarak en büyük sorun, “bir” işi ya
da “belirli bir işi” almak. İrlanda’da özürlüler (ve onların iş koçları)
başvuru sürecinde, mülakat sürecinde, minimum kriterler, rekabet, iş eksiği,
ayrımcılık, engelin özelliği, çalışma ortamı, algılama ya da yanlış algılama –
işverenler & işçiler, ulaşım ve yer konularında sorunlarla
karşılaşmaktalar.
Başvuru süreci Bir işe başvurmak oldukça zordur. Başvuru formu
bir internet sitesinden mi indirilmelidir? Form internet üzerinden mi
doldurulmalıdır? CV ya da Özgeçmiş gerekli midir? Son başvuru tarihi nedir?
Yazma zorunluluğu var mıdır yoksa zaten önceden yazılmış şekilde midir? Kaç
kopya gerekmektedir? Başvuru posta ile mi, faks ile mi, e-mail ile mi
gönderilmelidir? Başvuruyu yapacak kişi işveren ile telefon görüşmesi yapmalı
mıdır?
Özürlülerin yetenek seviyeleri farklıdır ve
bu yüzden farklı sebepler için farklı farklı yardımlara gereksinim duyarlar.
Bir özürlünün karşı karşıya gelebileceği en önemli sorunlardan biri, özellikle
de Destekli İstihdam’dan yararlanmıyorsa, birçok iş, gazete ilanları gibi
geleneksek yöntemlerle duyurulmaya devam ettiğinden ve “normal” insanları göz
önünde bulundurarak onlara göre yazıldığından, yukarıda belirtilen sorunların
herhangi biriyle ya da hepsiyle uğraşmak durumunda kalabilmeleridir.
İlan da bir yöntem hepsine uyar yaklaşımının
diğer bir örneğidir. Bu tek yöntem bir özürlünün istihdamı için gerekli
alternatif yöntemleri kapsamamaktadır. Bu konuda bir iş koçu özürlü için çok
önemli bir “araç” olabilir.
Mülakat süreci Mülakat esnasında, bir özürlünün uğraşması gereken
bazı konular vardır. Öncelikle, özürlüler başvuru sürecini nadiren geçmeyi
başardıklarından, mülakatlara alışkın değillerdir. İkinci olarak, her şeyin
yolunda gittiği takdirde hayatlarını değiştirecek fırsat olacağından onlar için
tamamen olmasa bile oldukça yeni olan stresli bir durum söz konusudur. Üçüncü
olarak, özürlüler kendilerini güçsüz, yorgun ve uyuşuk hissetmelerini
sağlayacak bir tedavi görüyor olabilirler ve bu sebeple en iyi performanslarını
gösteremeyebilirler. İlaçları, terlemelerine ve kendilerini öz güvenden yoksun
hissetmelerine ve mülakatı yapan kişiye rahatsız görünmelerine sebep olabilir
ve bu sırada ilaçlarını almayı unutmuş olabilirler ki bu onların kararsız
davranışlar sergilemelerine neden olabilir.
Minimum
Kriterler İş ilanlarında ve
iş tanımlamalarında belirtilerek istenen minimum kriterler, açık ara
özürlülerin iş bulmasındaki en büyük engellerden biridir. Çünkü bu kriterler,
gerekli kriterlere sahip olmayan ya da gereken tecrübe seviyesine sahip olmayan
kişileri başvuru yapmaktan vazgeçirebilir. Böylece; İrlanda Tarihi, Biyoloji, Fransızca ya da
diğer sertifikaya dayalı konular hakkında derinlemesine bilgisi olmayan bir
özürlü, sadece temel bir sağduyu bilgisi ve talimatları takip etme yetisinden
ötesini gerektirmeyen süfli, alt-tabaka işleri yapmakla sınırlandırılmaktadır. Bunun
gibi şeyler, bir özürlünün gözünden aşılamayacak zorluklar olarak gözükse de,
duruma çerçevenin dışından çıkıp bakmak işe yarayabilir. Destekli istihdam işe yarayabilir
ve takım çalışması gerçekten mevcut olabilir.
Rekabet özürlüler toplumun geri kalanından (duyusal,
algısal ya da psikolojik sorunlarla uğraşmak durumunda olmayan, engeli olmayan,
iyi eğitimli, son derece tecrübeli insanlar) sıkı bir rekabet görürler. İş
hayatı, mükemmel çalışanları tercih etmektedir – işe alınmayı hepimiz için,
fakat özürlüler için daha da fazla zor kılan kriterlerle, işverenler zeki,
çalışkan, dürüst, güvenilir ve iyi görünümlü erkek ve kadınları tercih
etmektedirler. İrlanda’yı terk eden İrlandalı insanlar geri döndüğünden ve
diğer ülkelerden insanlar İrlanda’ya çalışmaya geldiğinden, tarihinde ilk defa,
İrlanda, artan bir göçmen nüfusuna sahiptir. Bu durum özürlülerin istihdam
şansını azaltmaktadır. İrlanda'da hükümetin kamu iş gücünün %3'ünü özürlü
olarak istihdam ettirecek bir kota sistemi var, fakat şu sırada %1’e bile
ulaşabilmiş durumda değildir.
İş Yokluğu Etrafta yapılacak bir iş yoksa o zaman görev zorlaşmaktadır. İşin iyi
yanı, İrlanda gelişen bir ekonomiye ve çeşitli iş imkanlarına sahip, fakat hala
işsiz özürlülerin sayısı, özürlü olmayan işsizlerden epey fazla. Bu alanda
ayrıca gerekli – politika belirleyiciler, yasama organları ve özürlüler
kendileri, özellikle genç özürlülerin ebeveynleri ekonomik ve sınai
eğilimlerden haberdar olmalıdırlar ve kendilerini ona göre eğitmeli, geliştirmeli
ve hazırlamalıdırlar.
Ayrımcılık Yasalara rağmen, özürlülerin ayrımcılığa maruz kalma gerçeği ortadadır. Hiç
ayrımcılık olmasaydı, zaten buna ilişkin yasalara ihtiyaç olmayacaktı, destekli
istihdam için daha az ihtiyaç ve özürlüler için daha iyi fırsatlar mevcut
olacaktı; fakat gerçek şu ki, insanlar yeteneğe göre seçilmekte ve özürlülük
insanları alt sıralara itmektedir.
Engelin Özelliği Ayrımcılığa, fırsat yokluğu, ön eğitim ve yetiştirmeye
rağmen, engelin özelliği en önemli engeli oluşturmaktadır. Kişinin tekerlekli
sandalyede olması ve işin tekerlekli sandalyenin erişim dışında olması ya da
işin bunu gerektirmesi gerçeği gibi.
POLONYA
Özürlü
insanlar için çalışma şekillerinin Polonya modeli dört şekilde olmakta, diğer
bir ifadeyle-birbirini takip eden üç aşamalı rehabilitasyon bulunmaktadır:
özürlü kişilerin İş Terapi Atölyelerinde (OTW), Mesleki Aktivite Merkezlerinde
(VAI) ve korumalı işletmeleride (SE) istihdam edilmeleri.
“Normal” iş piyasasına girmesinin belli
hazırlıklar gerektirdiği, hala okulda olmayan, ama çalışma alanında (iş
eğitiminde olan) olan özürlü insanlar için geçişli istihdam yöntemi
uygulanmaktadır.
İş terapi atölyelerinin finans seviyesi
başlangıç masrafları için 2006’da yüzde 60 azaldı ve 2008 itibariyle işletim
masrafları için yüzde 70 azalacak. Bu birimler, finans için başka kaynaklara
başvurmalıdır ve durumun önümüzdeki iki yıl içinde nasıl gelişeceğini tahmin etmek
zordur.
Mesleki rehabilitasyonun temel sorunu,
Mesleki Aktivite Merkezleri (VAI) için talimatname eksikliğinden
kaynaklanmaktadır. Özürlüleri açık pazara hazırlayan bu merkezlerin temel
görevi OTW’lere yüklenmiş ve OTW’ler kaldıramayacakları bir yükün altına
girmiştir. Bu merkezlerde, insanları belli bir iş alanında çalışmak üzere
hazırlayabilme konusunda kalifiye uzmanlar bulunmamaktadır. Bu tür işlerde
çalışmak üzere uzmanlaşan mezunların, müfredatında bu tür bir görev
bulunmamaktadır. Bu tür okullar, mezunlarına sakat insanların görev yapar hale
gelmesi ve ayrıca olası terapi yöntem ve çeşitleri konusunda oldukça kapsamlı
bilgi vermektedirler.
Bu zamana kadar alınan çırak sayısı oldukça
düşüktür ve bu insanların çok azı zihinsel özürlüdür. Sosyal yardım alanların bu
program için seçilebilmeleri için bu haklarından vazgeçmek zorunda olmaları
gerçeği, bunun temel sebebidir. Zihinsel yetersizliği olan insanlar
eğitimlerini tamamlamaktan etkili bir biçimde alıkonulmaktadırlar ve ayrıca
rehabilitasyon imkanları da oldukça sınırlıdır. Sonuç olarak, okulu
tamamladıktan sonra, zihinsel özürlü olan bireylerin büyük bir kısmı, herhangi
bir faaliyet ya da iş alanına katılamamaktadırlar ve öylece sadece evde
kalmaktadırlar.
İşe yerleştirme sisteminde sorunlar 2001 tarihli özürlü insanlara ilişkin İstihdam
ve Rehabilitasyon Kanununda, OTW’deki sınıflar ile açık pazardaki istihdam
arasında aracı rolü oynayacak Mesleki Aktivite Merkezleri (VAI) kurulması
belirlenmiştir. O zamandan itibaren, Polonya'da 18 VAI işletilmektedir. Bir VAI
işletmesinin, işletmeci için finansal olarak önemli kazanç sağlayan türden
olmaması, bu kadar az sayıda kuruluş olmasını açıklayan en önemli nedendir.
Sakat insanların rehabilitasyonları ile ciddi anlamda ilgilenen kuruluşlar,
özellikle VAI işletmesi ile ilgilenmektedirler. VAI’lar az ya da orta
derecedeki, özellikle sonradan özürlü olmuş, özürlü insanları
çalıştırmaktadırlar.
VAI çalışanlarının çok az bir kısmı açık iş
pazarına girmek için işlerini bırakmaktadır. Rotalarını belirlemek için, özürlü insanların ne kadar süre VAI larda
çalışabileceğini belirten bir düzenleme bulunmamaktadır. VAI çalışanları, belki
de VAI’lar onlara önemli avantajlar sağladığından değişime karşı ilgi
göstermemektedirler.
Destekli İstihdam, özellikle orta seviyede engeli
bulunan insanlar için çalışma alanları kurar. Korumalı işletmelerin
işletilmesinden kaynaklanan finansal ayrıcalıkları sınırlandırma amacıyla
hükümet kanadındaki bir kaç yıllık faaliyetler denetlenmektedir.
Bir yerin korumalı bir işletme statüsü olarak
algılanabilmesi için temel resmi ve somut sınırlamalar sunuldu. Bunun
sonucunda, Polonya’da bu tür bir işletme oluşturma dinamiğinde önemli derecede
bir azalma görüldü. Hala, özürlü bir insanın asistanına ilişkin sistem
çözümleri bulunmamaktadır. Özürlü kişilerin asistanları ile birlikte
çalıştırmalarının onlara çeşitli faydalar sağlayacağı konusunda işverenleri
ikna edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır. İşverenler, işlerini hiçbir sınır
olmadan yerine getiren insanları severler. Bu da, orta derecede ya da önemli
derecede engeli bulunan insanların korumalı iş pazarı diye tabir edilen yerlerde,
mesleki çalışma süreçlerine dahil olması ile sonuçlanmaktadır.
Uygulamada, Polonya’da destekli istihdam
sistemi bulunmamaktadır. Mesleki rehabilitasyona ilişkin 1997 tarihli Yasa'da
değişikliklere gidilmiş, 1 Mayıs 2004'ten itibaren, özürlü bir kişiyi
çalıştıran bir işverenin, Özürlüler için Rehabilitasyon Devlet Fonu
aracılığıyla, özürlü bir kişiye işte yardım eden bir kişiyi ( eğitmen, asistan)
çalıştırmasına ilişkin doğacak masrafları geri alabileceği ile ilgili bir hüküm
çıkarılmıştır. Bu yenilik, Alman ve
Amerikan programları temellidir.
Şu anda, buna cevap olarak, destekli istihdam
sisteminin bulunduğu tek yer Wroclaw. Bir “Destekli iş için eğitmen” programı
orada gerçekleştirildi. Projenin esas amacı, Destekli İşe Alınma Ajansı
oluşturmak ve özürlü kişilerin mesleki faaliyetleri için etkili yöntemler
bulmaktı.
Açık pazarda, gerçekte çok az zihinsel özürlü
olan insan çalıştırılmakta ve birçoğu için destekli istihdam iş gücüne
ulaşabilmeleri için tek yol. Fakat Polonya’da destekli istihdam için bir sistem
ya da çerçeve bulunmamaktadır. Sosyal istihdama ilişkin Kanun “yardımcı iş
verme”yle ilgili bir madde de içermekte, fakat bu tür bir istihdamın, tam
anlamıyla özürlü insanlar için destekli istihdam ile bir ilgisi yoktur.
Yukarıda sunulan gerçekler de gösteriyor ki,
“özürlülüğe” önemli bir dereceye kadar, devlet sosyal politikasından
kaynaklanan engeller sebep olmaktadır. Özürlü kişileri rehabilitasyon sürecine,
özellikle mesleki ve sosyal rehabilitasyona, dolaylı olmadan ve devamlı olmak
suretiyle devam edebilecek birkaç merkez var. OTW mezunlarının istihdamı için
araştırma ve uygun mesleki eğitim kurslarının organizasyonu ve işverenlerin
orta ve önemli derecede engeli olan özürlü kişilerin işe alımı konusunda ikna
edilmesi açısından bakıldığında, çok az işe alım olduğu görülmektedir. Ayrıca,
iş pazarının her alanında sınırlı sayıda çalışma alanı mevcuttur.
ESTONYA
Mesleki eğitim ve rehabilitasyon konusunda sorunlar Çalışma hayatı ile özel hayatı arasında
sınır bulunmaması en önemli sorun olarak görülmektedir. Dış kaynaklı sorunlar
işe taşınmakta ve onlar için tam dikkat gerekmektedir. Bu sorunu çözebilmek
için en etkili yöntem, kişiyi dinlemek ve sorunu tanımlamaktır. Daha
sonrasında, kişiye aile doktorunu, bir psikologu görmesi ya da emeklilik
kuruluna gitmesi gerektiği önerilebilir. İş ile ilgili problemler yerinde
halledilir.
Bir açıdan bakıldığında, bize güvenilmesi ve
müşterilerimizi dinleyecek zamanımızın olması çok güzeldir. Öte yandan,
dinlemeye hazır durumumuz, çoğu zaman dikkat çekmek için kötüye kullanılmakta
ve böylece sözde-sorunlar ortaya çıkmaktadır. Başka bir meşgalesi olmayan ve
herhangi bir hobi ile uğraşmayan çalışanlar, çalışma alanını sosyal buluşma
alanına, bir kulübe çevirmek isteyebilirler.
Çözüm -
bir faaliyet eğitmeninin görevi, davranış normlarını, etik sınırları ve
toplumda kabul gören kuralları açıklamaya devam etmektir. Bunlar belki bu
zamana kadar, öylesine kendiliğinden doğal olarak karşılanmış olabilir ve bu
tür bir açıklama gereksiz görülmüş olabilir ve de işverenlerin bu konu hakkında
bilinçsiz olmasının sebebi de bu olabilir.
İstekler ve eleştiri için hoşgörü azlığı Özürlü kişiler, kendi takdirlerine bırakıla
gelmişlerdir ve onların ürettikleri belirli, özel bir marka haline gelmiştir.
Bu madalyonun bir yüzüdür. Destekli hizmetlerin amacı, herhangi ürünün kalite
seviyesini arttırmaktır. Böylece, bizden ayrılırken, çalışan herhangi bir işi
tam olarak doğru yapacak normlara sahip olmuş olacaklardır. Bir işi dikkatsizce
ve hızlı bir şekilde tamamlama alışkanlığı özürlüler arasında çok yaygındır.
Çünkü bu zamana kadar, hiç kimse onlarla ilgili bir talepte bulunmadı ve ilk
başta önemli kalite sorunları ortayaçıkabilecektir
Özürlülerin eleştiriye karşı hoşgörüleri çok
zayıftır, bununla birlikte çalışma arkadaşları eleştirmekten geri kalmamaktadır.
Çözüm - Faaliyet eğitmeninin görevi,
övgü yolu ile eksikliklere dikkat çekmek. Eleştiri her zaman özel olarak
yapılmalı, böylece sonraki olası tartışma ve rahatsızlık kaynakları önlenmiş
olur.
Sorumluluk almaktan korkma Bir çalışana bir işin, belli bir süre zarfı
içerisinde tamamlanması için verilmesi önemli bir sorundur. Son teslim tarihini
duyduktan sonra, ilk tepki, bu işi o zamana kadar tamamlamanın gerçek dışı
olduğudur. Anında hastalanıveren çalışanlar bile var.
Çözüm- Faaliyet eğitmeni
sakinleştirmeye, teşvik etmeye, desteklemeye ve önceki çalışmalarıyla
kıyaslamalar yaparak, o iş için gereken olası zamanı hesaplama çalışır.
Çalışan, tek başına olmadığı, yalnız olmadığı konusunda ikna edilmeye
çalışılır.
İşe yerleştirme sisteminde sorunlar Bir işi bırakma/bir işi sürdürmede
yetersizlik (isteksizlik/ilgisizlik); özürlü
kişilerin istihdamına ilişkin önyargılar; uzun- vadeli işsizlik, yerleşmiş
davranışlar, davranış şekilleri, yetersiz ya da uygun olmayan nitelikler, belge
eksikliği (kanıtlayamama), yetersiz sosyal arka plan sistemi, ya da bu sistem
eksikliği (finansal araçlar ve tutumlar), bağımlılık ve sağlık sorunları,
motivasyon eksikliği (emeklilik varlığı, gayri resmi iş, küçük çocuklar,
bırakma), davranış şekilleri, hayat tarzları, iş yokluğu, ulaşım sorunları, yasal
zorunluluktan kaynaklanan özel durumların dikkate almaması (iş normları, çalışma
saatleri, saat ücreti), özel ihtiyaçlar, işverenlerin iş alanı uyumu için
ayrılan mali kaynakları kullanmaması sorunların başlıcalarıdır.
Bürokrasi sebebiyle, rehabilitasyon planı
sadece resmiyette kalmıştır. Plan yapılmış durumda, sadece plan iyi, fakat
müşteriler için amaca ulaşmada oldukça zorluklar yaşanmaktadır. Talep, arzın
üzerinde, bu da bekleme süresinin neden uzun olduğunu açıklıyor. Bazı hizmetler
mevcut değil, bazılarına ise uzun bekleme sürelerinden sonra ulaşılabiliyor.
Sunulan para, hizmet birimleri arasında esnek olarak bölünmüş durumda değil;
kişisel isteklere dayalı olarak değil şematik olarak sabit şekilde düzenlenmiş
durumdadır.
Sistemin gelişimi, bazı durumlarda müracaatçılarının
gelişiminin gerisinde kalıyor–örneğin, müracaatçıi hazır ve eğitilmiş durumda,
fakat uygun iş bulamamakta. Vasıfsız işçi ihtiyacı gittikçe düşmekte ve
sunabileceğimiz vasıflı işçi sayısı ise oldukça düşük.
FİNLANDİYA
Mesleki eğitime ilişkin sorunlar ortaöğrenimde okuyan özürlü öğrenciler, her zaman ihtiyaç duydukları özel pedagojik
desteği alamıyorlar ve eğitim birimleri her zaman yeterli hizmet sağlamadığı
gibi, yorumlama(açıklama) hizmeti ya da kişisel yardımcılar (asistanlar) gibi özürlü
öğrencilerin gereksinim duyduğu desteği de sağlamaktan yoksunlar. Mesleki
eğitim göz önüne alındığında, arzın talebi etkilediği görülmekte ve
öğrencilerin mesleklerini seçme konusunda çok da bir seçeneği var gibi
gözükmüyor. Mesleki birimler bu tür hizmetleri sağlama ve öğrencilerin
gereksinim duydukları desteği sağlama konusunda yeterli ön koşula sahip gibi
görünmüyor. İsveççe konuşan özürlü kişilere eğitim ve öğretim sağlama
konusundaki eksiklikler, özürlü genç insanların İsveç’teki post-kapsamlı eğitim
yollarına yönelmesine zorlandığı bir durum ile sonuçlanmakta. İş geliştirme ve
yasalar, eğitimde yerel ve içerikle ilişkili eşitliği ve tercüman ya da kişisel
yardım hizmetleri sağlanması gibi, çalışmalarda gerekli olan destek
önlemlerinin geliştirilmesini iyileştirmelidir.
İstihdam sistemindeki sorunlar Bir yılı aşkın kesintisiz olarak işsiz
durumda bulunanların sayısı 2006 yılı itibariyle ortalama 64 800 kişi idi.
Bunlardan 28 900 kişi aralıksız 2 yılı aşkın süredir işsiz. 2006’da işsiz ve iş
arayanların yarısından fazlası, ya da ortalama 146 500 kişinin işe alınması
zordu (uzun süreli ya da tekrar tekrar işsiz, bir dereceden sonra işsiz
kalanlar ya da başka bir dereceye geçirilenler). Uzun süreli işsizlik özellikle
yaşlanma ile ilgili. Aralıksız uzun süreli işsiz olanların %66’sı 50 yaşının üzerindeydi. Beş yıl
aralıklı yaş gruplarında, uzun süreli işsizliğin bulunduğu en geniş (%41 ) yaş
grubu 55–59 idi ve en düşük payı da (%0,9) ile 25 yaşın altındakiler
oluşturmaktaydı.
Çalışma Bakanlığı işçi mübadele
istatistiklerine göre, 2006'da ortalama 249 500 işsiz ve iş aramakta olan kişi,
işçi bulma bürolarına kayıtlıydı. İşsiz ve iş arayan kişilerin yarısından
fazlası, uzun süreli işsiz olanlar ya da tekrar tekrar işsiz kalanlar, özürlüler,
yaşlılar ve göçmenler gibi çalıştırılması zor olan kişilerdi.
İstihdam Politikaları Programı, istihdam bürolarının
hizmet modellerindeki, işçi mübadelesi ve açık iş pazarındaki istihdamı
destekleyecek diğer iş gücü hizmetlerinin geliştirildiği bir değişiklik yolu
ile iş imkanının sağlanması sorununu hedef almakta. Yetişkin eğitimi
kaynakları, çalışma hayatı hedefli eğitime ve yetişkinler için rehberlik ve
danışmanlık ile ilgili eğitim ve öğretime odaklanmakta. Düşük standartlarda
temel eğitim bilgisi olan ve yaşlanmakta olan işçiler gibi, yetişkin eğitiminde
yeteri kadar temsil edilememiş gruplarda bulunanlar için dolaysız fon yönlendirme
adına bir girişimde bulunuldu. Gelecekte, artan çalışma hayatına yönelik
yetişkin eğitimi ve bölgesel ve yerel seviyelerde ön çalışma temel öncelikler
olarak kalacak.
Uzun süre boyunca, iş varlığı imkanı, çalışma
hayatı için eğitim ve öğretim gören genç insanların hızlandırılmış gelişimini
destekleyecek eğitim idaresinin sorumluluğu kapsamında, İstihdam Programı’na
dahil edilen önlemler tarafından desteklenecek. Bunlar, üniversiteye giriş ve
mezuniyet yaşının düşürülmesini, eğitimi bırakma olayının azalmasını ve
eğitimin genel kalitesini yükseltmeyi hedeflemekte. Fakat Sosyal Girişimlere
ilişkin kanun, özürlü ve uzun süreli işsiz kişiler için iş imkanı sağlama
konusundaki beklentileri yerine getiremedi. Değiştirilmesi gereken en önemli
konu, ücret sübvansiyonlarının
miktarlarının arttırılması ve sübvansiyon yardımının süresinin özürlü kişilerin
istihdamına ilişkin olan orijinal amaç ile örtüşecek şekilde yeterli olarak
uzatılmasıdır. Ayrıca, özellikle akıl sağlığı ile ilgili sorunları olan
kişilerin istihdam imkanı olasılıkları, önemli ölçüde iyileştirilmelidir.
Ulusal ölçümlerde uzun süreli işsizlerin
ortalama sayısı yaklaşık 19 080 kişi idi., bunların 5870 i belediye sektöründe,
870 i devlette ve 12 340 ı da özel sektörde. 2006’da , ölçümlerde yer alan özürlü
kişilerin ortalama sayısı 2 220 idi, Bunlardan ortalama 840ı belediye
sektöründe, 160 ı devlette ve 1220si de özel sektörde idi.
6. SORU FORMU ANKETİ SONUÇLARI
Bu soru formu anketi, Türkiye’de, Çek Cumhuriyeti’nde, İrlanda’da ve
Polonya’da uygulanmıştır. Sorular projenin üçüncü toplantısında oluşturuldu. İrlanda’da
gerçekleşen dördüncü toplantıda anketin sonuçları dile getirildi. Anketler, iş
yerlerinde özürlülere iş hizmeti sağlayan bu kuruluşlarda, okullarda ve kurumlarda
çalışan öğretmen, iş koçu, eğiticiler ve ilgili diğer profesyonellere
uygulandı. Polonya’da 31, Türkiye’de 42, Çek Cumhuriyeti’nde 33 ve İrlanda’da
14 kişiye bu anketler dağıtıldı. Ankette 20 soru bulunmaktadır ve sorulara
verilen cevaplar aşağıdaki gibidir.
1. İş yerindeki pozisyonunuz
nedir?
Türkiye: Katılımcıların çoğu öğretmen (%70). Geri
kalanını, danışmanlar (%12), izleme görevlileri ( %12) ve müdürler (%5)
oluşturmaktadır
Çek Cumhuriyeti: Ankete katılanların çoğu öğretmen (6), iş
koçları (5), Danışmanlar (5), Sosyal çalışmacı (3), Sağlık hizmeti ekipleri
(2), İşveren /müdür (3), Psikoterapist (1), iş kurumu çalışanı (2), ve diğer
ilgili mesleklerdendi (6).
İrlanda: Katılımcıların çoğu iş koçları (%77) ve
geri kalanı da destekli istihdam şirketlerinde koordinatör olarak
çalışmaktadır.
Polonya: Çoğu iş terapisti (18), danışmanlar/
terapistler (4), sosyal çalışmacı (1), sağlıkla ilgili meslekler (2),
psikoterapist (1), iş koçu (1) ve diğer personel (4).
2. Tek seferde kaç özürlü ile
çalışıyorsunuz?
Türkiye: Katılımcıların yarısı (%50) tek seferde 6
ile 10 kişi arasında insanla çalıştıklarını söyledi. Katılımcılardan bazıları
(%17) 11 ile 15 kişi arasında değişen rakamlarda özürlü ile çalıştıklarını
belirttiler.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcılardan 13 kişi tek seferde 1 özürlü
ile çalıştıklarını söyledi, 12 kişi 2 ile 5 kişi arasında, 4 kişi 6 ile 10 kişi
arasında, 3 kişi 11 ile 15 kişi arasında değişen rakamlarda özürlü ile
çalıştıklarını belirtti. Ankete katılanlardan biri 16 ile 20 arası özürlü ile çalıştığını
ve 2 kişi de tek seferde 21 ve daha fazla özürlü ile çalıştığını belirtti.
İrlanda: Koordinatörlerin hepsi tek seferde 21 den
fazla özürlü ile çalıştıklarını söylediler. Fakat iş koçları (%40) 11 ile 15
arası özürlü ile % 60’ının ise 16 ile 20 arası özürlü ile çalıştığını
belirttiler.
Polonya: Katılımcıların çoğu (% 56,3) tek seferde 2
ile 5 arası özürlü ile çalıştıklarını, %21,8’i 1 özürlü ile çalıştıklarını, %
6.3 ü 6 ile 10 arası özürlü ile çalıştıklarını ve %9,4 ü ise tek seferde 21 ve
daha fazla özürlü ile çalıştıklarını söyledi.
3. Bir yılda kaç özürlü ile
çalışıyorsunuz?
Türkiye:
Katılımcıların % 40 ı bir yıl içinde 502in üzerinde kişiyle
çalıştıklarını belirttiler. Bir yıl içinde 2 ile 10 arası özürlü ile çalışan
katılımcıların yüzdesi % 22. bununla birlikte, katılımcıların % 152i de 21 ile
35 arası özürlü ile çalışıyor.
Çek Cumhuriyeti: Bir yıl içerisinde katılımcıların 8 tanesi
50’nin üzerinde kişiyle çalışmış, 6 tanesi bir yıl içinde çalıştıkları özürlü
sayısının 2 ile 6 arasında olduğunu belitti, 5 tanesi bir yılda 11 ile 20
arasında özürlü ile çalışıyor, katılımcılardan 6 tanesi 21 ile 35 arasında
özürlü ile çalışıyor ve 3 katılımcı ise bir yılda 36 ile 50 arası kişi ile
çalışıyor.
İrlanda:
Koordinatörlerin hepsi bir yıl içinde 51 den fazla özürlü ile
çalıştıkları cevabını verdiler. İş koçlarının %70’i 21 ile 35 arasında özürlü
ile çalıştığını, %20’si 11 ile 20 arasında özürlü ile çalıştığınıi, %10’unun da
36 ile 50 arasında özürlü ile çalıştıklarını belirttiler.
Polonya: Katılımcıların çoğu (24 katılımcı) bir yıl içinde 21 ile 35
arasındaki sayılarda özürlü ile çalışmaktadır.
4. Özürlüler ile yalnız mı
çalışıyorsunuz?
Türkiye:
Katılımcıların çoğu özürlüler ile yalnız çalışmakta (%84).
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların yaklaşık yarısı yalnız
çalışmakta.
İrlanda: Özürlüler ile yalnız çalışma konusunda
insanların %92 si yalnız çalıştıklarını belirttiler.
Polonya: Katılımcıların çoğu (%80) özürlüler ile
yalnız çalıştığını belirtti.
5. Hangi tür özürlüler ile
birlikte çalışıyorsunuz? ( birde fazla seçim yapılabilir)
Türkiye:
Katılımcılar çeşitli gruplardaki engeller ile ilgilenmekteler. İşlerini
yaparken karşılaştıkları en sık görülen engel, akıl sağlığı ile ilgili engeller
(%62). Ortopedik engelleri olan insanlar % 36 ile ikinci grubu oluşturuyor.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların karşılaştıkları engel
çeşitleri farklılık göstermekte. Katılımcılardan 22 tanesi ortopedik engelleri
olan kişilerin müracaatçıları olduğunu belirtti. 20 tanesi, konuşma ve dil
alanında patoloji hastalarının çalıştıkları engel grubu arasında olduğunu
belirtti. Öğrenme bozukluğu çeken müşterilerin olduğunu 14 katılımcı belirtti.
Aynı şekilde görme duyusu ile ilgili sakatlıkları olan müşterilerin olduğu 14
katılımcı tarafından, duyma ile ilgili engelleri olan müşterilerinin olduğu ise
16 katılımcı tarafından belirtildi. Katılımcılardan 17 tanesi de çalıştıkları
kişiler arasında akıl sağlığı yerinde olmayan hastaların olduğunu da söyledi.
İrlanda:
Katılımcıların %100’ü öğrenme bozuklukları ve akıl sağlığı ile ilgili
konular üzerinde çalıştıklarını belirtti. Katılımcıların tamamı birden fala
engel ile çalışmış.
Polonya: Görevlerini yerine getirirken en çok
karşılaştıkları engel çeşidinin öğrenme bozukluğu olduğunu belirttiler.
Katılımcıların tamamına yakını (%30) öğrenme bozukluğu olan kişilerle
çalıştıklarını söylediler. Ayrıca, konuşma ve dil patolojisi de 31 katılımcıdan
24 tarafından söylendi. Katılımcılar ayrıca, kronik hastalıkları (23) ve
ortopedik sakatlıkları (23) da belirttiler. Katılımcılardan 20 si akıl sağlığı
yerinde olmayan hastalarla çalıştıklarını söylediler. Görme duyusu ile ilgili
sorunları olan kişilerle çalıştığını belirten 17, duyma duyusu ile ilgili
engelleri bulunan kişilerle çalıştığını söyleyen 13 ve otizm gibi duyusal
engelleri olanlarla çalıştığını belirten 3 kişi var.
6. Özürlülük ile ilgili
konularda eğitim aldınız mı?
Türkiye: Özürlülük konusunda hiçbir eğitim almadığını
belirten katılımcı yüzdesi % 60. %14’ü hizmet eğitiminde yetiştirilmiş. Özürlülük
konusunda üniversite eğitimi aldıklarını ya da mezun seviyesinde bilgi sahibi
olduklarını belirten çok kişi var.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların 8 tanesi özürlülük ile ilgili
konularda hiç eğitim almamış. 3 tanesi sertifika seviyesinde eğitim düzeyine
sahip, 4 tanesinin diploması var, 4 tanesi de lisans eğitimlerine devam
etmekte, 1 tanesi lisansüstü eğitim çalışmasına sahip ve 3 tanesi de hizmet içi
eğitilm almış.
İrlanda: Katılımcıların %15 i özürlülük ile ilgili
konularda hiç eğitim almamış. Özürlülük eğitiminin çoğu hizmet içi eğitim yolu
ile edinilmiş.
Polonya: Bu çalışanların eğitim durumu
incelendiğinde, katılımcıların büyük çoğunluğunun özürlülük konusunda
eğitildiği görüldü. 4 tanesinin sertifika seviyesinde eğitimi var, 6 tanesinin özürlülük
ile ilgili konularda diploması bulunmakta, 8 tanesi ilgili alanlarda lisans
eğitimine sahip, 5 tanesi lisansüstü eğitim yapmış ve 11 tanesi de hizmet içi
eğitim almış. Katılımcılardan sadece 3 tanesi özürlülük konusunda hiç eğitim
görmemiş.
7. Özürlülük ile ilgili
konularda eğitim alınmasını gerekli buluyor musunuz?
Türkiye: Özürlülük
ile ilgili konularda eğitim alınmasını gerekli bulup bulmadıkları sorulduğunda,
çoğu gerekli bulduklarını belirtti. Katılımcılardan % 79’u özürlülük konusunda
eğitimin gerekli olduğunu düşünmektedir.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcılardan % 93’ü özürlülük ile ilgili
konularda eğitim alınmasını gerektiğini düşünüyor.
İrlanda: Katılımcılardan % 92 si özürlülük ile ilgili
konularda eğitim alınmasını gerektiğine inanıyor.
Polonya: Özürlülük ile ilgili konularda eğitim alınmasını
gerekli bulup bulmadıkları sorulduğunda, çoğu gerekli bulduklarını belirtti.
Katılımcılardan % 86,7’si özürlülük konusunda eğitimin gerekli olduğunu
düşünmektedir.
8. Çevrenizde /civarınızda
hangi tür eğitim/ yetiştirme imkanları mevcut?
Türkiye: öğretmenlerin %43’ü temel olarak hizmet içi
eğitim programlarının olduğunu belirtti. Katılımcıların %30’u bu tür
imkanlardan haberleri olmadığını söyledi. Katılımcıların %18’i de, engel ile
ilgili bu işe başladıktan sonra bilgi sahibi olduklarından bahsederek iş
esnasında eğitimden söz etti. Katılımcıların çok azı sertifika programlarına
katılmış.
Çek Cumhuriyeti: İşlerinin çevresinde, aşağıdaki eğitim/yetiştirme
olanakları mevcut: 11 katılımcı hizmet içi eğitimin olduğunu belirtti, sertifika
programları (üniversiteden ya da bir
kurumdan) 10 katılımcı tarafından söylendi. Birkaç katılımcı da (10) lisansüstü
eğitim olanağını belirtti, katılımcılardan 11 tanesi iş esnasında da eğitim
olanaklarının olduğunu belirtirken katılımcılardan 6 tanesi de eğitim ve yetiştirme
hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtti.
İrlanda: İnsanlar, çevrelerinde eğitim olanaklarının
mevcut olduğundan haberdarlar, fakat eğitimin eğitmenler için mi yoksa
özürlüler için mi olduğu sorusuna cevap vermede karışıklık yaşandı. %69 ile %77
arasında katılımcı bu tür bir eğitimin resmi eğitim yapısı çatısı altında değil
de hizmetiçi ya da iş esnasında olmak üzere sağlandığını düşündüklerini
belirtti.
Polonya: Çevrelerinde eğitim ve yetiştirme
olanaklarının mevcut olup olmadığı konusunda, katılımcılar genellikle ( %19)
hizmet içi eğitim ve yetiştirme imkanlarının olduğunu belirttiler, bu oranı %
16 ile lisans üstü eğitim olanaklarını belirten katılımcılar takip etti.
Katılımcılardan 8 tanesi sertifika programları olduğunu söylediler. İş esnasında
eğitim sadece 3 katılımcı tarafından seçildi.
9. özürlülere sunulan eğitimin
onları açık iş pazarına hazır hale getirecek kadar yeterli olduğunu düşünüyor
musunuz?
Türkiye: Katılımcıların %72’si özürlülere sunulan
eğitimin onları iş pazarında çalışmaya
hazır hale getirmeye uygun olmadığını söyledi.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların çoğu özürlülere sunulan
eğitimin onları iş pazarında çalışmaya hazır hale getirmeye uygun olmadığını
söyledi
İrlanda: Katılımcıların %77 si özürlülere sunulan
eğitimi, onları açık iş pazarında çalışmaya hazır hale getirmede yetersiz
bulduklarını belirttiler.
Polonya: Özürlülere sunulan eğitimin onları açık iş
pazarına hazır hale getirecek kadar yeterli olup olmadığı sorulduğunda,
katılımcıların %46,7’si, özürlülere sunulan eğitimin özürlülerin zeka
seviyesine uygun olduğundan, yeterli olduğunu düşündüklerini belirttiler. Temel
kuralları biliyorlar ve farklı türden işler ile ilgili bilgiye sahipler. Özürlüler
için yeterli. Atölyelerde işler hakkında bilgi önemlidir. Özürlü kişiler,
dakiklik, kesin doğruluk, yeterli oranda iş gibi temel alışkanlıkları
öğreniyorlar, Ayrıca özürlüler farklı atölyelerde çalışıyor.
10. Sizce bu eğitim uygun mu
değil mi? Ne düşünüyorsunuz? Ve bu konuda önerileriniz nelerdir?
Türkiye: Katılımcıların belirttiği öneriler eğitim,
yetiştirme ve istihdam olanakları arasında uyumu arttırma; eğitim planlaması
yapma; iş çevresinin düzenlenmesi; Çalışma saatlerinin düzenlenmesi; ulaşım
sorunu; iş takibi sisteminin oturtulması
Çek Cumhuriyeti: Eğitim ile iş piyasası arasında yeterli bir
bağ olmadığından, sunulan eğitim yeterli görülmüyor; bireysel yaklaşım
eksikliği mevcut; uygulama ile yeterli bağlantı yok; kendi kendini teşvik
eksikliği var; bilgi erişimi yetersiz; özürlüler için eğitim ve yetiştirme
olanakları eksik.
İrlanda: Sistem çok basit, gerçeğe dayalı değil;
kariyere yönelik değil; standartlar çok düşük; genel kabul görmüş akreditasyonu
yok ve boşluklarla dolu. Hiç kimse fonlardan ya da kaynaklardan bahsetmedi.
Polonya: Eğitimin uygun olup olmadığı konusunda ne
düşündükleri sorulduğunda, katılımcıların çoğu (% 53,3) aşağıdaki sebeplerden
dolayı, sundukları eğitimin uygun olmadığını söylediler: Eğitim eksikliği,
özürlüler için atölye eksikliği; özürlülerin pasif davranması; zihinsel özürlü
kişilere sadece birkaç durumda etkili mesleki rehabilitasyon uygulanması.
11. Özürlüler ile çalışırken
hangi profesyonel grup ya da hizmetler size destek sağlıyor?
Türkiye:
Katılımcıların yarıdan fazlası ( %56) hiçbir destek almamakta. Geri
kalanı danışmanlardan (%17), sosyal çalışmacılardan (%5) ve İş Kurumundan (%7)
destek gördüklerini belirttiler.
Çek Cumhuriyeti: Katılımcıların cevabı şöyle: 6 tanesi destek görmekte, 5 tanesi danışman ya da terapist desteği
almakta, 1 tanesi mesleki terapistten destek görmekte, 4 tanesi sosyal çalışmacıdan,
3 tanesi iş koçundan, 12 tanesi işçi bürosundan ve 2 tanesi diğer yollardan
destek görmekte. İlginç olarak 11 tanesi hiçbir şekilde profesyonel grup ya da
hizmet desteği kullanmış değil.
İrlanda: Önerilen destek teklifleri resmi değil,
genellikle iş arkadaşları ve koordinatörlerden.
Polonya: Katılımcıların cevabı şöyle: 1 tanesi hiç destek almamış, 8 tanesi
danışmanlardan ya da terapistlerden destek görmekte, 21 tanesi mesleki
terapistlerden destek gördüklerini belirttiler, 6 tanesi sosyal çalışmacılardan,
1 tanesi iş koçundan, 18 tanesi de diğer yollardan (psikolog 10, konuşma terapisti 7,
fizyoterapist 1) destek görmekte.
12. Bugüne kadar profesyonel
grup ya da hizmetten destek aldınız mı?
Türkiye: Katılımcıların çoğu (%76) daha önce destek
hizmetinden yararlanmamış.
Çek Cumhuriyeti: İlginç olarak 11 tanesi hiçbir şekilde
profesyonel grup ya da hizmet desteği kullanmış değil.
İrlanda: Çoğu kişi hiçbir profesyonel destek almamış,
%50 den fazla kişi de herhangi bir profesyonel grup ya da hizmet desteği
kullanmamakta.
Polonya: Katılımcıların %63,3 ü profesyonel grup ya
da hizmet desteği kullanmış.
13. Masrafları kim karşılamakta ya da
karşılıyordu?
Türkiye: Sunulan destek hizmetlerinin masrafları
temel olarak hükümet tarafından karşılanmaktadır. Destek hizmeti aldıklarını
belirtenlerin % 59 u bu masrafların devlet fonları ile karşılandığını bildirdi.
Çek Cumhuriyeti: Eğitmenler, masrafların çoğunun (% 55) işverenler
tarafından karşılandığını belirtmekte, masrafların % 40’ı devlet tarafından
karşılanmakta, sadece geri kalan kısım kendileri tarafından karşılanmaktadır.
İrlanda: İyi haber şu ki, kullanılan hizmetleri ya
devlet ya da işveren karşılıyor.
Polonya: Profesyonel grup ve destek hizmeti ve
masraflar devlet tarafından karşılanmakta.
14. özürlüleri eğitirken ne
tür eğitim uygulamaları kullanıyorsunuz? (birden fazla seçenek işaretlenebilir)
Türkiye: Katılımcıların % 55 i standart müfredatı
takip ettiklerini ve standart malzemeleri kullandıklarını söylediler.
Bireyselleştirilmiş Öğrenme Programlarını kullandıklarını belirten katılımcı
yüzdesi %43, katılımcıların % 57 si
düzenlenmiş müfredatı kullanıyor ve yine eğitim için kendi malzemelerini
geliştirenlerin yüzdesi % 57. Eğitim için yeni teknolojiler, nadiren eğitim
tekniği olarak belirtildi. Katılımcıların % 23 ü eğitim esnasında teknolojiden
de faydalandıklarını belirttiler.
Çek Cumhuriyeti: Çalışırken müracaatçılar ile kullanılan
malzemelere ilişkin söyledikleri şunlar: katılımcılardan 15 tanesi özürlüleri
eğitirken standart müfredat ve malzemeleri kullanmakta, 22 tanesi
bireyselleştirilmiş öğrenim programlarını, 16 tanesi müfredatı öğrenim
ihtiyaçları ve seviyelerine göre yeniden düzenlemekte, 20 tanesi eğitim için
kendi malzemelerini geliştirmiş ve 17 tanesi eğitim için yeni teknolojileri
kullanmaktadır.
İrlanda: Katılımcıların çoğu, bu sorunun
sağladıkları/sağladığımız hizmete uygun olmadığı görüşünde; fakat bununla
beraber, yeni teknoloji ve müfredat değişikliği küçük bir azınlık tarafından kullanılmakta.
Sonra insanlar, yeni ya da yardımcı
teknoloji” bilincinin ve böylece uygulamasının gelecekteki eğitimin ya da
süregelen eğitimin parçası olmalı görüşünde.
Polonya: Özürlülerin eğitiminde hangi tür eğitim
uygulamalarını kullandıkları sorulduğunda, 5 katılımcı özürlülerin eğitiminde
standart müfredat ve malzeme kullandıklarını belirttiler. 26 katılımcı
bireyselleştirilmiş öğrenim programlarını kullanmakta, 8 i müfredatı öğrenim
ihtiyaçları ve seviyelerine göre yeniden düzenlemekte, 15 i eğitim için kendi
malzemelerini oluşturmakta, 2 tanesi eğitim için yeni teknolojileri
kullanmakta, 1 katılımcı da diğer çeşit malzeme kullanmaktadır.
15. özürlülerin eğitim
ihtiyaçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye: Katılımcıların yarısı, değerlendirme
ekibinin üyeleri olduğunu belirtti. % 38 i eğitim ihtiyaçlarını kendilerinin
değerlendirdikleri belirttiler.
Çek Cumhuriyeti: Eğitimcilerin % 36 sı ihtiyaçları kendileri
değerlendirmekte, geri kalanı bir takımda yer almakta ya da değerlendirme
sürecine dahil olmamakta. Ne yazık ki, bazıları ise hiç değerlendirme
olmadığını belirttiler.
İrlanda: İnsanların % 85 i “ ihtiyaç
değerlendirmesi”ni kendi başlarına yaptıklarını belirttiler. Katılımcıların %20
si aynı zamanda çeşitli paydaşlara, özellikle özürlülere danıştıklarını
belirttiler. %85 in çoğu, konuları koordinatörleri ve arkadaş iş koçları ile
tartışıp değerlendirdiklerini söylediler.
Polonya:
özürlülerin eğitim ihtiyaçlarını nasıl değerlendirildiği sorulduğunda,
katılımcıların çoğu değerlendirme süresince kendilerinin yer aldığını
belirttiler. Katılımcıların % 50 si eğitim ihtiyacı incelemesi sırasında
değerlendirme takımında olan üyeler.
16. Eğitim çevresinin gerçek çalışma ortamını
yansıttığını düşünüyor musunuz?
Türkiye: Katılımcıların % 55 i eğitim çevresinin
gerçek çalışma çevresini yansıttığına inandığını belirtse de, geri kalanı bu
fikre inanmamakta.
Çek Cumhuriyeti: Yaklaşık olarak yarısı, eğitim çevresinin
gerçek çalışma çevresini yansıttığını düşünüyor, geri kalanı bu fikri
paylaşmıyor.
İrlanda: Katılımcıların % 90 ı eğitim çevresinin gerçek
çalışma çevresini yansıtmadığını açıkça belirttiler.
Polonya: Katılımcıların % 66,7 si eğitim çevresinin gerçek
çalışma çevresini yanıttığını düşünüyor.
17. İş piyasasıtalepleri ile ilgili bilgiye nasıl
ulaşıyorsunuz?
Türkiye: Katılımcıların % 58 i işverenler ile doğrudan
iletişime sahip olduklarını belirttiler. %25 i iş piyasasına ilişkin düzenli
olarak istatistik ve rapor tuttuklarını belirttiler. İnterneti, gazeteleri ve isithdam
bürolarını bilgi kaynağı olarak kullandıklarını söyleyen katılımcıların yüzdesi
ise % 15.
Çek Cumhuriyeti: İş pazarının talepleri ile ilgili bilgiyi,
katılımcıların 21 tanesi istihdam bürolarından almakta, 9 tanesi işverenlerle
doğrudan iletişim halinde, 9 tanesi iş piyasası ile ilgili istatistik, analiz
ve rapor kullanmakta ve 6 tanesi de diğer yöntemleri kullanmaktadır.
İrlanda: İrlanda’da iş koçları ve koordinatörler
bilgilere çeşitli kaynaklardan ulaşıyorlar; bununla beraber, işverenlerle doğrudan
iletişim ve internet (diğer bölümde) en popüler kaynaklar arasında.
Polonya: İş piyasasının talepleri ile ilgili olarak,
katılımcılardan 10 tanesi istihdam bürolarından bilgi edinmekte, 12 tanesi
işverenler ile doğrudan irtibat halinde, 8 tanesi iş piyasasına ilişkin
istatistik, analiz ve rapor kullanmakta ve 1 tanesi de diğer yolları (internet)
kullanmaktadır.
18. İşe alındıktan sonra özürlüyü takibe devam
ediyor musunuz?
Türkiye:
Katılımcıların % 44 ü eğitim sürecinin ardından müracaatçılarını ya da
öğrencileri takip etmediklerini belirttiler. % 28 i işverenler ile düzenli
toplantılar düzenlemekte, %16 sı da çalışma
ortamının düzenlenmesinde de rol almaktadır.
Çek Cumhuriyeti: Özürlü nihayet işe alındığında,
katılımcılardan 11 tanesi onu daha fazla takip etmediklerini söyledi, 2 tanesi
işverenler ve meslektaşları ile düzenli toplantılar düzenlemekte, 3 tanesi
özürlülerin ihtiyaçlarına göre çalışma çevresini düzenleme üzerinde çalışmakta,
1 tanesi evden işe ulaşım problemi üzerinde çalışmakta ve 5 tanesi diğer
yolları izlemekte.
İrlanda: Tüm katılımcılar, özürlü işverenleri ve
meslektaşları ile düzenli toplantılar düzenlediklerini belirtti; çoğu hem
çalışma ortamını hem de çalışma saatlerini düzenleme konusunda çalıştıklarını
belirtti ve bazıları da seyahat eğitimini belirtti.
Polonya: Özürlü işe alındıktan sonra, 22 katılımcı
onu artık takip etmediklerini belirttiler, 5 tanesi çalışma ortamını
özürlülerin ihtiyaçlarına göre düzenleme üzerinde çalışmakta, 2 tanesi çalışma
saatlerini özürlülerin ihtiyaçlarına göre düzenlemeye çalışmakta, 1 tanesi de
diğer yolları izlemekte.
19. Sizin göre, özürlüler ile çalışan bir
eğitimcinin ya da bir profesyonelin sahip olması gereken en önemli üç özellik
nedir?
Türkiye: Pedagoji bilgisi, iletişim becerileri, yeterlilik
katılımcıların en çok sözünü ettikleri yetenekler arasında. Katılımcıların % 66
sı bu özelliklerden herhangi birini belirtti. %35 i özürlüler ile çalışan
profesyonellerin sabır ve hoşgörü gibi özelliklere sahip olması gerektiğini
belirtti.
Çek Cumhuriyeti: Özürlüler ile birlikte çalışan bir eğitimcinin
ya da bir profesyonelin sahip olması gereken en önemli beceriler, empati (16
cevap), iletişim becerileri ve kararlılık dahil olmak üzere sosyal beceriler
(15 cevap), yeterlilik ve eğitim (14 cevap), sabır (11 kere söylendi, istek,
heyecan (6 kere söylendi), güvenilirlik (5 kere söylendi), sorumluluk ve
tutarlılık, strese karşı koyabilme (3 kere söylendi) ve diğer 5 tane.
İrlanda: Özürlülerle çalışan insanların sahip olması
gereken en önemli becerilerin bazıları: empati, dinleme becerileri, iletişim
becerileri, anlama, sabır, hoşgörü, bilgi, uyum sağlayabilme, önyargıdan
kurtulma.
Polonya: Özürlüler ile çalışan eğitimcilerin ya da
profesyonellerin sahip olması gereken en önemli beceriler: uygulama becerileri,
empati, özürlülerin bireysel tedavisi, sabır, özürlü kabulü, eğitimi özürlüye
uyarlama, özürlünün ihityaçlarını, açıklık, anlayış, kibarlık, sebat, bireysel
kontrol, grupla çalışma yeteneği, stresle mücadele etme, iyi iletişim bilgisi,
anlaşmazlıkların çözümü, kararlılık, belli bir mesafede durabilme, hoşgörü,
sorumluluk, vicdan sahibi olma, güveni sağlama.
20. Özürlülerle çalışan
profesyonelleri ve eğitmenleri eğitmek için, eğitim programında sizce nelere
yer verilmelidir?
Türkiye: Aile eğitimi ve aile ile nasıl iletişim
kurulması gerektiği, drama, özel eğitim teknikleri, özürlü ile nasıl iletişim
kurulması gerektiği, engel ve çeşidi ile ilgili bilgi, teknikler, iletişim
becerisi, özürlüler ile çalışan kişilerin eğitim programına dahil edilmesi
gereken konular olarak belirtildi.
Çek Cumhuriyeti: Özürlüler ile birlikte çalışan eğitmenler ve
profesyoneller için eğitim programına psikoloji bilgisi, ilk yardım, mevzuat
bilgisi, iletişim kurma bilgisi ve uygulama yeteneği eklenmelidir.
İrlanda: Katılımcılar, eğitim programına aşağıdaki
konuların dahil edilmesi gerektiğini tavsiye etmekte: kişiler arası ilişkiler
becerisi, yasalardan haberdar olma, eşitlik ilkesinin bilincinde olma, belli
engeller üzerinde belli bilgilere sahip olma, yasal haklar, kişisel bilinç.
Polonya: Özürlüler ile birlikte çalışan eğitmenler ve
profesyoneller için eğitim programına dahil edilmesi gereken konular:
disiplinler arası eğitim, bireysel durumlar ile ilgilenme, iş yöntem ve
teknikleri, özürlülerin karakteristik özellikleri, yeni terapi yöntemleri,
etkili iş arama yöntemleri, proje hazırlama ve program becerileri, bireylerle
ve gruplarla ilgilenme yolları; anlaşmazlıkları çözme yolları, özürlülerin iş
piyasası ile ilgili bilgi, işin belli yöntemleri; özürlülerin diğer insanlarla
kaynaştırılma yöntemleri.
ANKETİN
ÖZET SONUÇLARI
TÜRKİYE
Katılımcıların büyük bir
çoğunluğu (%60) engel konusunda eğitim almamıştır. Buna ilişkin olarak,
katılımcıların %79’u engel konuları üzerine eğitim almayı gerekli görmektedir.
Katılımcıların %72’si, önerdikleri eğitimin özürlülerin iş gücü pazarında
istihdam edilmelerini sağlamaya uygun olmadığını dile getirmektedir ve
katılımcıların bu sorunu çözümünde ortaya koydukları öneriler; eğitim, öğretim
ve iş fırsatları arasındaki uyumun artırılması; eğitimin planlanması, iş
ortamlarının düzenlenmesi; iş saatlerinin düzenlenmesi; ulaşım sorunları; iş
takibi sisteminin uygulamaya konulması doğrultusundadır. özürlüler ile çalışan
insanların ihtiyaç duyduğu en yaygın aranan vasıflardan bazıları; pedagojik
eğitim, iletişim becerileri, yeterlilik, sabır ve hoşgörüdür. Aile eğitimi ve
aile ile nasıl iletişim kurulması gerektiği, drama, özel öğretim teknikleri,
özürlü ile nasıl bir iletişim kurulması gerektiği, engel ve türü ile ilgili
bilgi, teknikler, engel bilgisi ve iletişim becerileri gibi hususların eğitim
programına dahil edilmesi katılımcılar tarafından tavsiye edilmektedir.
İRLANDA
Katılımcıların %15’i engeller
konusunda hiç eğitim almadıklarını belirtti. Engel eğitiminin büyük bir
çoğunluğu hizmet içinde alınmıştır. Katılımcıların %92’si engel konuları
üzerine eğitim almanın şart olduğuna inanmaktadır. Katılımcıların %77'si
özürlülere sağlanan eğitimin, özürlüleri açık iş pazarına hazırlamada yetersiz
kaldığını sezinlemiştir. özürlüler ile çalışan kişilerin ihtiyaç duyduğu en çok
aranan vasıflar; empati, dinleme becerileri, iletişim becerileri, anlayış,
sabır, hoşgörü, bilgi, uyumluluk, satış mümessilliği ve önyargısız olmaktır.
Eğitim programına şu hususların dahil edilmesi katılımcılar tarafından tavsiye
edilmektedir: kişiler arası beceriler, engel mevzuatı bilinci, ve eşitlik
bilinci, özel engeller hakkında özel bilgi, yasal haklar, ve kişisel bilinç.
POLONYA
Katılımcıların %92 oranında bir
çoğunluğu engel sorunları üzerine eğitilmiştir ancak yine de bu alanda eğitim
görmeleri gerektiğini düşünmektedirler. Eğitimciler, alanlarındaki eğitim
fırsatlarının bilincindeler. En bilinenleri mezuniyet sonrası çalışma ve servis
hizmet içi eğitimdir. Anket sonuçları, özürlülere sunulan eğitimin gerçek
çalışma ortamını yansıtmadığını göstermektedir. Bu da özürlülerin istihdam
düzeyini aşağıya çekmektedir.
ÇEK CUMHURİYETİ
Özürlü eğitimcilerinin eğitimi
yetersizdir. Üniversite düzeyinde bir eğitim özelliği taşımalıdır. Özellikle
önemli olan nokta ise sürekli eğitimdir. Bunun yanı sıra eğitimciler, ekipman
yetersizliği sorunu ile karşı karşıyadırlar- örneğin; eğitimciler kendi öğrenme
materyallerini geliştirmek zorundadırlar. İş gücü pazarına ilişkin bilgiler
genellikle iş kurumu aracılığıyla elde edilmektedir. Sosyal beceriler en önemli
beceriler olma özelliğine sahiptir.
7. EĞİTİM PROGRAMI ÇERÇEVESİ
Adı: Uzman
Becerilerinin Geliştirilmesi: Özürlü Bireyleri Daha İyi Anlamak
|
|||||||||||||
Amaç: Avrupa
Nezdinde Standart Olabilecek ve Özürlü Bireylerin Mesleki Eğitiminden
İstihdamına Kadar Olan Süreçte Yer Alan Uzmanların Özürlülüğü Ve Özürlüyü
Daha İyi Anlamalarını Sağlayacak Bir Eğitim Programı Hazırlamak
|
|||||||||||||
Süre: Esnek Uygulama Süresi
|
|||||||||||||
Konu A. Kendini
Tanıma
|
|||||||||||||
Kapsam
|
Beceriler
|
Performans
Göstergeleri
|
|||||||||||
Özürlü bireylerle çalışan kişilerin kendilerini daha iyi
tanımaları için ve mesleki tükenmişliği önlemek için yapmaları gerekenler
|
A.1.Kişisel
Değerlendirme
A.2. Kendinin
Farkında Olma
A.3. Başa Çıkma
Becerileri
|
- Kontrollü empathi kurma
- Yapılan işe inanç
- İyi muhakeme yapabilme
- Başkalarının değerlerine saygı duyma
- Birebir süpervizyon alma
|
|||||||||||
- Gözlem yapma
- Sabır gösterme
- Motivasyon düzeyini kontrol etme
- İş ve özel hayat arasında denge kurmak
|
|||||||||||||
- Beyin fırtınası yapma
- Fiziksel rahatlama, egzersiz, yoga programları
- Sağlıklı kalma programları
- Meslek grubu danışmanlık ağı kurmak
|
|||||||||||||
Konu B. Kişisel Beceriler ve İletişim Becerileri
|
|||||||||||||
Kapsam
|
Beceriler
|
Performans Göstergeleri
|
|||||||||||
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlülük
ve özürlü bireyleri daha iyi anlayabilmeleri için gerekli bilgi ve beceriler
|
B.1. Kişisel
Beceriler
B.2 İletişim
Becerileri
|
- Psiko sosyal açıdan özürlü bireyleri anlamak
- Alan bilgisini sürekli olarak güncellemek
- Son gelişmeleri takip etmek
- Danışmanlık becerileri
- Mesleki gelişim için motivasyon
- Faal listeleme (tanıma, karar mekanizmalarını harekete
geçirme, ve yerleştirmeleri takip etme)
|
|||||||||||
- Özürlü bireyle iletişim kurma
- Ailelerle iletişim kurma
- Gerekli iletişim becerileri
- İkna etme becerileri
- Organizasyon becerisi kazandırma
- Motive edici görüşme becerileri kazandırma
- İstihdam otoriteleri ve iş bulma görevlileri ile direkt
iletişim kurma
- Yerleştirme sonrası izleme değerlendirme
|
|||||||||||||
Konu C. Özürlülük
ve Sağlanan Hizmetler
|
|||||||||||||
Kapsam
|
Beceriler
|
Performans
göstergeleri
(becerilerin
kazandırılması için yapılacaklar)
|
|||||||||||
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlülük
ve özürlü bireyleri daha iyi anlayabilmeleri bilmeleri gereken yasal
düzenleme ve hizmet bilgisi
|
C.1. Özürlülük
C.2. Sınıflandırma
C.3. Özürlülere
yönelik hizmetler C.4. AB ve
ulusal düzeyde yasal haklar
C.5. Pratik bilgiler
hizmetler
|
- Özürlü birey kimdir.
- Özürlülük sınıflandırması
- Özürlü bireylerle ilgili yasal düzenlemeler
- Avrupa birliği ve ulusal düzeyde özürlü bireylerin
hakları
- Özürlü bireye sağlanan hizmetler
- Özürlü bireylere yönelik hizmetler
- Faydalı pratik bilgiler
|
|||||||||||
Konu D.
Pazarlama
|
|||||||||||||
Kapsam
|
Beceriler
|
Performans Göstergeleri
|
|||||||||||
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlü
bireylerin istihdam edilebilirliğini arttırmak için sahip olması gereken
bilgi ve beceriler
|
D.1. İş olanakları
D.2. Uygun işe
yerleştirme
D.3. Görüşme teknikleri
D.4. Farklı iş
alanlarını tanıma
|
- Pazarlama nedir?
- Var olan iş fırsatlarını değerlendirme
- Yeni iş alanları yaratabilme
- İş piyasasındaki eğilimleri araştırma
- Uygun işe uygun kişi yerleştirme
- İşin gerekliliklerini ve kişinin iş becerilerini
değerlendirme
- İş ortamını uyumlaştırabilme
- İş piyasasında bir bilgi ağı oluşturma
- Özürlü bireylerin iş arama becerilerini geliştirecek
temel bilgi (görüşme becerileri, CV hazırlama, başvuru belgesi hazırlama vs.
- Sunum teknikleri
- İş tanıma ve iş yeri ortamlarını tanıma
|
|||||||||||
Konu E. Teknoloji Bilgisi
|
|||||||||||||
Kapsam
|
Beceriler
|
Performans Göstergeleri
|
|||||||||||
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlü
bireylerin istihdam edilebilirliğini arttırmak için sahip olması gereken
teknoloji bilgisi
|
E.1. Bilgisayar
okuryazarlığı
E.2. Bilgi ve
iletişim teknikleri
E.3. Destek teknolojileri
ve destek araçları hakkında bilgi
|
- İnternetin etkin kullanımı
- İnterneti etkin kullanabilmeleri için özürlü bireylere
internet becerileri kazandırmak
- E-öğrenme, ilgili bilgi araştırma, iş portallarını
tarama )
-Özürlü bireylerin
kullanımı için hazırlanmış destek teknolojiler hakkında bilgi sahibi olmak
- Tüm iletişim kanallarını kullanabilme, fax, PC, cep
telefonu)
|
|||||||||||
Konu F.
Değerlendirme
|
|||||||||||||
Kapsam
|
Beceriler
|
Performans Göstergeleri
|
|||||||||||
Özürlü bireylerle çalışan meslek elemanlarının özürlü
bireyi daha iyi değerlendirebilmeleri için gerekli bilgi ve beceriler
|
F.1. İş kapasitesinin
ölçümü
F.2. Eğitim
kapasitesinin ölçümü
F.3.
Psiko-sosyal değerlendirme
|
- Özürlü bireyin ilgi ve becerilerinin değerlendirilmesi
- Özürlü bireyin güçlü ve zayıf yanlarının
değerlendirilmesi
- Özürlü bireyin çalışma ve işbirliği konusunda
motivasyonunun düzenli olarak izlenmesi
- gözlem
- Temel eğitim değerlendirmesi
- Mesleki profil çıkarma
- Gerekli istatistik ve kayıt tutma becerisi
- İşe yerleştirme ve istihdam sürecinin düzenli gözden
geçirilmesi
|
|||||||||||
Konu G. Simulasyon
|
|||||||||||||
Kapsam
|
Beceriler
|
Performans Göstergeleri
|
|||||||||||
Kurs boyunca öğrenilen şeylerin gerçek hayat yansımalarına
şahit olmak ya da simulasyonlarını yapmak
|
G.1. İşveren ve
çalışacak özürlü birey açısından olayı görebilme ve deneyimleme
|
- Rol deneyimleme
- Bilgi değiş tokuşu
- Değerlendirme testlerinden
örnekler uygulamak
|
|||||||||||
8.
KAPANIŞ NOTLARI
Özürlü bireyler (özürlü) birçok
nedenden ötürü ekonomik ve sosyal hayatta yer almada zorluk çekmektedirler. İş
verenlerin önyargıları, toplum bilincinin yetersizliği, mesleki eğitim ve
rehabilitasyon dahil olmak üzere sınırlı veya yetersiz eğitim olanakları ve
seyahat zorlukları bu nedenlerden bir kaçı olarak sayılabilir.
İnsan haklarına ilişkin bir konu
olması itibariyle, özürlü tüm vatandaşlara verilen haklardan
faydalanmalıdırlar. Daha iyi bir mesleki eğitimin ve iş gücü piyasasına
entegrasyonun gerçekleştirilmesi doğrultusunda özürlülerin iş gücü piyasasına
katılımlarını sağlayan sistemler ile ilgili bilgi alış verişinde bulunmak
amacıyla çok sayıda Avrupalı ortaklar ile proje kapsamında çalışılmıştır.
Projenin hedefleri, sisteme ilişkin sorunları genel olarak belirleyecek, en iyi
uygulamaların paylaşılmasını sağlayacak ve mesleki eğitimden özürlülerin
istihdamına kadar olan süreçte önemli bir rol üstlenen profesyonellerin
ihtiyaçlarını belirleyecek şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla öğretim
kapasitelerini artırılması isteniyorsa söz konusu profesyoneller için de bir
eğitim programı oluşturulmalıdır.
Özürlüler İdaresi Başkanlığı (Türkiye
Cumhuriyeti) koordinatör kurum işlevi görürken, Náchod Labour Office (Çek
Cumhuriyeti), Dublin South Supported Employment Ltd (İrlanda), Radość Życia Association for the
Disabled “Joy of life” (Polonya), MTÜ Viljandimaa Singel (Estonya) ve Tuettu
työllistyminen ry Supported Employment Association (Finlandiya) ortak
kuruluşlardır. İlk toplantıdan beri gerçekleştirilen toplantılarda katılımcı
kuruluşlar, mevcut özürlü istihdam sistemlerini ve engel konusu ile ilgili mevzuatlarını
tanıtmışlardır. Sonraki aşamalarda, özürlü istihdam sitemine dair sorunlar
tartışılmıştır; bu alandaki profesyonellerin sorunları ve gereksinimleri bir
anket aracılığıyla analiz edilmiştir. En iyi uygulamalar tanıtılmış ve her
toplantıda yerel ve ulusal kuruluşlara ziyaretler gerçekleştirilmiştir.
İlk toplantı 21–24 Kasım 2005
günleri arasında Türkiye’de, ikinci toplantı 13–16 Mart 2006 günleri arasında
Çek Cumhuriyetinde, üçüncü toplantı ise 19–22 Haziran 2006 günleri arasında
Polonya’ da düzenlendi. Projenin ikinci yılında İrlanda ilk ev sahibi ülke oldu
ve toplantılar 27–30 Kasım 2007 günleri arasında düzenlendi, beşinci toplantıya
14–17 Mayıs 2007 günleri arasında Estonya ev sahipliği yaptı ve son toplantı da
19–22 Haziran 2007 günleri arasında Finlandiya’da düzenlendi.
Projenin beklenen sonuçları:
projede görülen tüm ilerlemeleri kapsayan final raporu, proje boyunca paylaşılan
tüm materyalleri içerecek bir interaktif CD ve bir taslak projedir. Proje
çıkışında sergilenen materyal ve dokümanların tümü için telif hakkı söz konusu
olmamakla beraber izin alınmadan kullanılabilir. Fakat tüm kullanımlar APA
(American Psychiatric Association) formatına uygun bir şekilde belirtilmelidir.
Tüm materyaller projenin web sitesinde (www.pwdemployment.com)
görüntülenebilir ve yine buradan indirilebilir. Ayrıca proje ile ilgili
dokümanlara Özürlüler İdaresi Başkanlığı (www.ozida.gov.tr)
sayfasından da ulaşılabilir.
Bu proje Avrupa Komisyonu (EC)
tarafından finanse edilmiş olup materyallerin içeriği Avrupa Komisyonu’ nun
düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder