İbadet, engelli insana yaşama sevinci verir


İbadet, engelli insana yaşama sevinci verir
S.D.Ü. Din Psikolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr Hüseyin Çertel :” Engellilerin dinin gereklerini yerine getirme konusunda da birtakım engellerle karışılacakları bir gerçek. Ancak dinimiz birtakım kolaylıklar sağlayarak herkes gibi onlardan da güç yetiremeyecekleri bir şey istememektedir.”



SON DEVİR/  Fahri Sarrafoğlu
Diyanet İşleri Başkanlığı Camiler Haftası münasebetiyle bu yıl haftayı “Engellilere “ ayırdı. Çeşitli toplantı ve etkinliklerle de engellilerin de camiye kazandırılması için çalışmalar yapılıyor. S.D.Ü. Din Psikolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr Hüseyin Çertel ile engellilerin ibadet etmelerinin psikolojik faydaları ve dinde engelilerle ilgili yargıları konuştuk: Çertel’in konu ile ilgili cevapları şöyle:
Hocam, engelli olmak ibadet yapmaya engel mi?
Din, insanın kayıtsız kalamadığı, farklı gelişim dönemlerine göre öncelik sırası değişmekle birlikte en çok ilgi duyduğu alanlardan biridir. Bazı özel anlar ve durumlar bireyi dinle daha da ilgili kılabilir, onu dine yaklaştırabilir. Böylece din, onun hayatında çok daha önemli ve anlamlı olabilir. Engellilik de kişinin dine yaklaşmasını sağlayabilecek özel durumlardan biridir. Din, engelli bireye ve onun yakınlarına engellilik haline uyum ve ondan kaynaklanan sorunlarla başa çıkma konusunda manevi destek sağlayan muazzam bir başa çıkma vasıtası olabilir.
Bir engellinin hayatında “dinin” desteği ve motivasyon gücü hakkında neler söyleyebiliriz?
İnsan için hayatı anlamlı ve değerli kılan, dünyevi ve uhrevi birtakım hedefler göstererek onu aksiyona yönelten, hayatın zorlukları karşısında ona ümit telkin ederek dayanma gücü veren bir motivasyon kaynağı olarak her insan için faydalı ve gerekli olan din, engellilerin hayatında daha önemli bir yere sahiptir. Nitekim engellilerin toplumun diğer kesimlerinden daha az dindar olmadığı, hatta daha dindar olduğu söylenebilir.
Engellilerin de dinin gereklerini yerine getirirken birtakım engellerle karşılaştıkları gerçek. Bu konuda ne yapılması gerekiyor?
Engellilerin dinin gereklerini yerine getirme konusunda da birtakım engellerle karışılacakları bir gerçek. Ancak dinimiz birtakım kolaylıklar sağlayarak herkes gibi onlardan da güç yetiremeyecekleri bir şey istememektedir. Fiziki engel durumunun elverdiği tarzda namazlarını kılabilirler, oruçlarını tutabilirler, dua edebilir, zikredebilir, tefekkür edebilirler. Dindarca bir yaşantı, engelli insanın maneviyatını güçlendirir, ona yaşama sevinci verir, Allahın yardım ve desteğini arkalarında hissetmelerini sağlar. Onun dindar oluşu, dindarların ona ilgi, sevgi ve saygılarını artırır, böylece sosyal çevreyle uyumları kolaylaşır, içe dönük olmaktan kurtulurlar.
Allah’ın muhatabı engelli ya da engelsiz herkesi kapsıyor değil mi hocam?

Allahın muhatabı kul olarak engelli engelsiz ayırt etmeksizin tüm mü’minlerdir. Allah katında kulun değeri, sosyal statüsü değil, takvası ve dindarlığının kalitesi nispetindedir. Din eğitimi ve din hizmeti sunanların engelli insanlara özel ilgi ve ihtimam göstermeleri gerekir. Bu konuda Abese suresinin nüzul sebebi olan şu olayı hatırlatmamızı yeterli olacağını düşünüyorum.
Sanırım bu konuyla ilgili olarak Kuran-ı Kerim’de çok bilinen bir ayet var, ondan da bahsede bilir miyiz hocam?

Hz Peygamber (s.a.v.), Velîd, Ümeyye b. Halef, Utbe b. Rabîa gibi Kureyş'in ileri gelenlerine İslâm'ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b. Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûlallah! Allah'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret" der. O esnada Resûlullah (s.a.v.) cevap vermez. Çünkü Kureyş'in ileri gelenleri olan bu kimseler, kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardı. Rasulullah(s.a.v.) onları gücendirmek istemedi. Abdullah tekrar seslenince Hz. Peygamberin yüz hatları değişti. Bu sırada onlar kalkıp gittiler. Biraz sonra şu âyetler geldi:
“Yüzünü ekşitti ve öteye döndü;(1). Yanına kör adam geldi diye.(2) Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.(3) Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.(4) O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince,(5) Ki sen ona yöneliyorsun (6) Sana ne onun arınmasından!(7) O, koşarak sana gelen var ya; (8) Odur içine ürperti düşen. (9) Sen ona aldırmazlık ediyorsun.(10)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEDEF HASTALIĞI ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ