Engelli işçi çalıştırana teşvik çalıştırmayana ceza 14 Ağustos 2012


Yaşayan ve engelli olmayan her insan bir engelli adayıdır. Çoğumuza belki uzak gelebilir ama hayatın bir gerçeğide bu. Engeli olmanın zorluklarını, engelli olmayan bizler bilemeyebiliriz. Fakat empati yaparak onların hayatta karşılaştıkları zorlukları anlayabiliriz. İşte bu noktada herkese bir takım görevler düşmektedir. Bu görevlerin en büyüğü ise şüphesiz istihdam sağlayan işverenlerimize ait. Onlar bir engellinin elinden tutup onu iş sahibi yaptığı takdirde onu hayata bağlayacaktır.





Neden engelli işçi çalıştırılmalı?

İşverenlerin ana hedefi kâr elde etmek ya da sürdürülebilir bir büyüme gerçekleştirebilmek olsa da belirli bir büyüklüğe ulaşmış işverenlerin bu hedeflerin yanında içinde bulunduğu topluma karşı sorumluluk bilincinde olması ve sorumluluklarını yerine getirmesi de bir hedef olmalıdır. Sadece ticari anlamda bir kazanç elde etme duygusu veya büyüme tutkusu bir noktadan sonra kendisini tam tersi istikamette gerilemeye bırakacaktır. Zira işletmeler de tıpkı yaşayan canlılar gibidir. Onlar da toplumun birer ferdidir. Nasıl ki; kişiler toplumla sürekli iletişim halindeyse işletmeler de aynıdır ve çevresinden saygınlık bekler. Bu saygınlık ise işletmelerin çevresiyle kuracağı iyi iletişimden geçer. En iyi iletişim ise topluma duyarlı davranıp beklentilere cevap vermekten ve en önemlisi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmekten geçer.

Bu sorumluluklardan bir tanesi de işletmenin içinde bulunduğu toplumda nispeten diğerlerine göre iş bulmada zorluk çeken engelli kişilere istihdam yolu açarak onların da çalışma hayatı içinde yer almasını sağlamaktır. Engelli istihdamına bu gözle bakmak her şeyden önce bir sosyal sorumluluk gereğidir. Çünkü engelli bir kişiyi çalıştırmak sadece istihdam sağlamak değil, o kişiyi hayata bağlamaktır.
 

Kanuni zorunluluk var mıdır?

Engelli olup çalışma hayatında ben de varım diyen birçok kişi vardır. Bu kişiler iş arayışında zorluklarla karşılaşmakta, çoğu zaman engelli olmalarından dolayı iş bulamamaktadırlar. Bu da doğal bir sonuç olarak engelli kişilerin diğer kişilere göre hayatın birçok alanında olduğu gibi iş bulma noktasında da eşitsizliğe yol açmaktadır. Eşitsizliği gidermek için birtakım tedbirlerin alınması gerekmektedir. Nitekim, Anayasamızın 10uncu maddesi de bu bağlamda engelliler (özürlüler) için alınacak tedbirin eşitlik ilkesine aykırı olmayacağını hüküm altına almıştır.

İşverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenleyen 22.05.2003 tarih 4857 sayılı İş Kanununa göre (Md.30) elli ya da daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerlerinde % 3, kamu işyerlerinde ise % 4 oranında işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlü tutulmuşlardır. Bu zorunluluk tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde ise 51 veya daha fazla işçi çalıştıran işverenleri kapsamaktadır. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanacaktır. Diğer taraftan 10.06.2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’a göre kurulan özel güvenlik şirketleri ile kurumların kendi ihtiyacı için kurduğu güvenlik birimlerinde güvenlik elemanı olarak çalışan işçiler, özürlü işçi sayısının tespitinde dikkate alınmayacaktır (Yurt İçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik, Md. 11/3). Ayrıca yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamayacağı gibi, işçi sayısının tespitinde de yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmayacaktır.

İşverenler engelli kapsamında çalıştıracakları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile işe alacaklardır. İşverenler kendi olanakları ile bu kapsamda işçi istihdam etmek isterlerse bu defa işe aldığı engelli işçiyi işe başlama tarihinden itibaren en geç on beş iş günü içinde kuruma bildirmesi ve tescil ettirmesi gerekmektedir. Aksi halde İŞ-KUR tarafından tescili yapılmayan işçi engelli statüsünde değerlendirilmeyecektir.

Engellilik ölçütü
Doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerden çalışma gücünün en az % 40ından yoksun olduğu sağlık kurulu raporu ile belgelenenler çalışma hayatında engelli olarak değerlendirilmektedir.
Engelli işçi çalıştıran işverene sigorta prim teşviki
Özel sektör işverenlerince kontenjan dahilinde, başka bir anlatımla zorunlu tutuldukları engelli kişileri çalıştıranlar için prime esas kazanç alt sınırı (16 yaşından büyükler için belirlenen brüt asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası engelli çalıştıran ya da yükümlü olmadıkları halde engelli çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir engelli için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin % 50’si Hazine tarafından karşılanmaktadır. Diğer bir ifadeyle kontenjan dahilinde engelli çalıştıran işverenler sadece sigortalı hissesini, kontenjan fazlası ya da yükümlü olmadıkları halde engelli çalıştıran işverenler ise sigortalı hissesi ile işveren hissesinin yarısı oranında sigorta primi ödeyeceklerdir. Fakat, işveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilmeleri ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarları ödemesi şarttır.
Zorunlu tutulduğu halde engelli işçi çalıştırmayan işverene ceza
Verilen teşviklere rağmen halen engelli işçi çalıştırmayan işverenlere ise İş Kanunu’nda idari para cezası uygulanması öngörülmüştür. İş Kanunu’nun 101'inci maddesine göre engelli işçi çalıştırmakla yükümlü tutulduğu halde çalıştırmayan işveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her engelli işçi ve çalıştırmadığı her ay için 1700,00 TL idari para cezası uygulanacaktır. Engelli işçi istihdamı ile ilgili idari para cezası uygulama yetkisi ise Türkiye İş Kurumu İl Müdürü’ne ait olup ceza il müdürü tarafından uygulanmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEDEF HASTALIĞI ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ