ZİHİNSEL ENGELLİLERİN İSTİHDAM SORUNU VE DENGELEYİCİ TEDBİRLER
ZİHİNSEL ENGELLİLERİN İSTİHDAM
SORUNU VE DENGELEYİCİ TEDBİRLER
ÖZET
Zihinsel
engelli bireyler, engelliler arasında çok daha iyi muamelelere ve eğitime
muhtaç olmasına rağmen, kötü muamelelere ve istismara her zaman açıktırlar. Bu
yüzden, hem devletin hem de tüm toplumun, zihinsel engellilere karşı hoşgörülü
ve yardımcı olması gerekmektedir. Ancak bu şekilde söz konusu bireylerin
topluma kazandırılması sağlanabilir.
Sosyal devlet özelliğine sahip olan
ülkeler, ister normal, isterse engelli olsun, bütün vatandaşlarına eşit şekilde
davranmak zorundadır. Bu sosyal devlet özelliğinin en önemli kurallarından
biridir. Yani sosyal devlet, normal vatandaşlara tanınan sosyal hakları,
engelli vatandaşlara da yansıtmalı ve rehabilitasyon hizmetleri, işgücü eğitimi
programları, istihdam faaliyetleri gibi hizmetlerden faydalanmalarına yardımcı
olmalıdır.
Bu
çalışmada, sosyal devlet özelliğini taşıyan ülkelerdeki zihinsel engellilere
yönelik politika ve uygulamalar, ülkemizdekiler ile karşılaştırılmış ve sunulan
hizmetlerle ilgili eksikliklerin giderilmesi için gerekli tedbirlere
yönelik öneriler sunulmaya
çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Zihinsel engelli,
sosyal devlet, istihdam.
ABSTRACT
Although
individuals with mental disabilities are those who need much better treatment
and education than the other disabled persons, they expose to discrimination
and abuse. For this reason, both the state and the whole public should be
tolerant and helpful for mentally
disabled persons. The integration of the persons mentioned may be able to be
obtained in this way.
Countries
with social state characteristics must behave both normal and disabled citizens
equally. This is one of the most significant rule of social state
characteristics. That is to say, a social state must reflect social rights,
which have been given to normal citizens, to the disabled persons in the same
way and should help them so that they might benefit from rehabilitation
services, workforce education programs and employment activities.
In this study, policies and applications for mentally disabled persons
in the countries with social state characteristics have been compared with
those in our country and it has been tried to introduce necessary measures in
order to eliminate shortcomings concerning services given.
Key Words: Mentally disabled persons,
social state, employment.
1.GİRİŞ
Tüm
dünyada sosyal devlet anlayışına sahip olan ülkeler, herhangi bir ayırım gözetmeksizin
bütün vatandaşlarına istihdam alanları açarak, yetenek ve becerilerine göre
işgücü eğitimi ile ilgili faaliyetler sunmaktadır. Bu konuda, normal ve engelli
işgücüne sağlanan imkanlar arasında çok önemli farklılıklar bulunmamaktadır.
Fiziksel,
zihinsel, ruhsal ve sosyal bakımdan belli bir oranda ve devamlı bir şekilde
işlev kaybı veya aksaklığı yaşayan;
normal hayattaki faaliyetlerini gerektirdiği şekilde gerçekleştiremeyen
kişiler olarak, engelli olanların da normal vatandaşlar gibi iktisadi, sosyal
ve kültürel faaliyetlerden faydalanması en doğal haklarıdır ve bu ‘sosyal
devlet’ anlayışını taşıyan ülkelerin önemli ilkelerinden biri olmuştur. Bunun
sağlanması, devletin yönetiminde
bulunanlar başta olmak üzere, tüm ilgili resmi ve özel kuruluşların, gönüllü
teşekküllerin, iş adamlarının, eğitimci ve uzmanların koordineli çalışarak ve
birbirlerine destek vererek faaliyet göstermesiyle mümkün olabilmektedir.
Sosyal
devlet niteliği kazanmış ülkelerde, engellilerin topluma kazandırılmasında
genel olarak aşağıdaki faaliyetlerin sürdürülmesi esas alınmaktadır:
§
Engellilerin topluma entegrasyonu ve
rehabilitasyonu,
§
Durumlarına ve becerilerine göre eğitim ve
öğretim faaliyetleri,
§
Elde ettikleri mükteseplerine göre uygun iş
alanlarında istihdam edilmeleri.
Ülkemizde
de buna benzer faaliyetlerin sürdürüldüğü bir gerçek olmakla birlikte, henüz,
gelişmiş sosyal devletlerin standartlarına uygun bir faaliyetler zincirinin
yürütülmediği de ayrı bir gerçektir.
Bu
çalışmada, sosyal devlet niteliğini kazanmış bazı ülkelerde, engelliler ve
bilhassa zihinsel engelliler için sürdürülen topluma kazandırma faaliyetleri,
ülkemizdeki durumla karşılaştırılacak ve alınması gereken önlemler üzerinde
durulacaktır.
2. ENGELLİLER KAVRAMI
2.1. Tanım
1983
yılında, ILO’nun kabul ettiği, ‘Engellilerin
Mesleki Rehabilitasyon ve İstihdamı Sözleşmesi’nin 1. bölümünde yer alan
tanıma göre, ‘engelli’ terimi, uygun bir iş temini, muhafazası ve işinde
ilerlemesi hususundaki beklentileri, kabul edilmiş fiziksel veya zihinsel bir
özür sonucu önemli ölçüde azalmış olan bir bireyi ifade etmektedir[1].
Engellilik
ise, doğuştan veya sonradan olma herhangi bir hastalık veya kaza sebebiyle
kişinin bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal fonksiyonlarında belirli
bir oranda sürekli azalma ve kayıplara sebep olan, organ yokluğu veya bozukluğu
sonucu normal yaşama gereklerine uyum sağlama ve günlük ihtiyaçlarını
karşılamada güçlük çekme şeklinde tanımlanmaktadır[2].
Diğer
taraftan, 13.08.1998 tarih ve 23432 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe
giren yönetmelikte ise ‘özürlü’ tanımı, ‘Doğuştan ya da kaza etkisi ile altı
aydan fazla süren sağlık bozukluğu sonucunda meydana gelen bedensel, zihinsel,
ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini % 40 ve üstünde bir oranda kaybeden
birey’ şeklinde yapılmaktadır.
M.Jonathan
Grinfel ise ‘engelli’ terimini, ‘Fiziki veya zihni açıdan yaşamsal
faaliyetlerden birini veya birkaçını uygulamada engelli olan birey’ olarak
tanımlamaktadır.
Yukarıda
yer alan tanımların ışığında ‘zihinsel engelli’ tanımını şu şekilde
yapabiliriz: ‘Zihinsel olarak belli bir oranda ve devamlı bir şekilde fonksiyon
yürütme kaybı veya aksaklığı taşıyan ve bunu normal hayatına yansıtarak
faaliyetlerini gerekli şekilde yapamayan bireyler’dir.
Teknik
anlamda zihinsel engelli, bir tanıma göre ‘0-75 IQ arasında yer alan kişi[3]yi
ifade eder. Bir başka sınıflandırmada ise zeka geriliği[4]:
§
IQ : 50-69
olanlar: Hafif
§
IQ : 35-49
olanlar: Orta
§
IQ : 20-34
olanlar: Ağır
§
IQ : 20’nin altında olanlar ise ‘Çok Ağır’ şeklinde tanımlanmaktadır.
2.2. Zihinsel Engellilerin Özellikleri ve
Bu Özelliklerinin Kanalize Edilmesi
Toplumun
bir çok kesiminde çok yanlış değerlendirmelere ve adlandırmalara maruz
bırakılan, ‘deli’ veya ‘geri zekalı’ olarak nitelenerek dışlanan zihinsel
engelliler, yukarıda belirtilen hafif, orta, ağır ve çok ağır engellilik
kategorilerine göre ömürleri boyunca zeka yaşları ve kategorilerinin gösterdiği
yaşta kalan bireylerdir. Bu yüzden onları ‘deli’ olarak nitelendirmek, onlara
yapılan en büyük haksızlıktır. Kaldı ki ‘geri zekalı’ veya ‘özürlü’
yakıştırmaları bile onları negatif şekilde etkileyen ifadeler olduğundan,
onların yerine ‘engelli’ teriminin kullanılması daha uygun olmaktadır.
Zihinsel
engelliler, deli olmadıklarından zeka kategorilerine göre sınırlı da olsa
anlama ve algılama kabiliyetlerine sahiptirler. Hafızaya kaydettiklerini bazen
unuturlar, ancak bilhassa IQ’leri 50 ile 69 arasında olanlar, görsel olayları
kolay unutamazlar. Zihinsel engelliler hassastır, duyarlıdır, kendilerine nasıl
yaklaşılırsa onlar da öyle davranırlar.
Zihinsel
engellilerin her şeyi öğrenmesi, her zaman mümkün değildir. Onların öğrenmeleri
gereken şeyin, kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilmesine yetecek bilgiler ve
beceriler olması gerekir. Dikkat yetenekleri kısa sürelidir ve aynı zamanda
dağınıktır. Bu durum, aileden kaynaklanan bir güdüleme eksikliği ile de
açıklanabilir. Birçok zihinsel engellinin aile özelliği, çok çocuklu, alt
sosyo-ekonomik düzeyde ve yoksul olarak görülmektedir. Bu aileler, günlük yaşam
mücadelesi içinde zihinsel engelli çocuklarına özen ve dikkat gösteremezler ve
çocuğun gelişimi ilgisizlik sebebiyle aksar[5].
Zihinsel
engelli olanların ihtiyaçları, normal insanlarınkinden farklı değildir. Temel yaşam ihtiyaçları, sevgi, bağlanma ve
ait olma ihtiyacı, kendini ispatlama ihtiyacı, sevme ve sevilme ihtiyacı,
evlilik ve neslini devam ettirme ihtiyacı söz konusudur[6] ve bu istekler çoğu zaman normal insanlardan
çok daha fazla şiddetlidir. Onların bu yönleri iyi kanalize edilirse veya
şiddetli arzularına göre uygun motivasyon sağlanırsa, istendik becerileri elde
etmeleri ve bu becerilerine göre istihdam edilmeleri gerçekleştirilebilecek,
böylece engellilerin topluma kazandırılması hızlandırılmış olacaktır. Bu
sayede:
§
Engellilerin ailelerinin yükü hafifletilmesi,
§
Tüm sosyal haklardan faydalanmaları,
§
Toplumdan dışlanmaları önlenecek,
§
GSMH’ya katkıda bulunmaları sağlanmış
olacaktır.
3. ENGELLİLERİN
ÇALIŞMA HAKKI
Engellilerin
Mesleki Rehabilitasyonu ve İstihdamına ait 159 sayılı Sözleşme’yi kabul eden
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 49. maddesine göre, ‘Çalışma, herkesin hakkı
ve ödevidir.’ Yine aynı maddenin açıklama kısmında, ‘....işsizleri korumak,
çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam
oluşturmak ve çalışma barışını sağlamak için (devlet) gerekli tedbirleri alır’,
denmektedir. Diğer taraftan, Anayasanın 61. maddesindeki ‘sosyal güvenlik
bakımından özel olarak korunması gerekenler’ ifadesininin açıklama kısmında,
‘Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı
tedbirleri alır’ ibaresi düşülerek ‘engelliler’ in de normal insanlar gibi
toplumsal, sosyal ve ekonomik haklara sahip olduğu vurgulanmaktadır.
Yukarıda
belirtilen haklar çerçevesinde, engellilerin (özellikle daha fazla desteğe
ihtiyaçları olan zihinsel engellilerin) de, diğer normal insanlara tanınan
çalışma haklarından optimum düzeyde faydalanmaları sağlanmalıdır. Engellilere
tanınan istihdam tahsisatının içinde zihinsel engellilere de yer verilmelidir.
Zira zihinsel engellileri hiçbir işletme çalıştırmak istememektedir. Bu konuda
bazı işletme sahipleri, ‘Körleri çalıştırırım ancak geri zekalıları
çalıştırmam’ şeklinde hitap ve edep kurallarını çiğneyerek görüşler
belirtmektedirler. Bu durumun değiştirilmesi ve zihinsel engellilerin topluma
uyum çalışmalarının yanısıra , toplumun zihinsel engellilere bakış tarzının
değiştirilmesi faaliyetlerine de yer verilmesi gerekmektedir.
4. GELİŞMİŞ ÜLKELERDE VE ÜLKEMİZDE ZİHİNSEL ENGELLİLER İÇİN
YÜRÜTÜLEN İSTİHDAM FAALİYETLERİ
İnsana
ve insanın çalışma hakkına saygılı olan bir
sosyal devlet anlayışına sahip olan
ülkeler, ‘Kişinin ekonomik ve sosyal temel hak ve hürriyetlerinden
faydalanmasını engelleyen sebepleri ortadan kaldırmakla görevlidir. Bu tür
ülkeler, sadece normal insanlar için değil engelliler için de bir takım sosyal politika tedbirleri almakla
mükelleftir. Sosyal politikanın amacı ise[7]:
§
Kapitalist ekonomi içinde oluşan sosyal guruplar
(işçi-işveren) arasındaki istihdamla ilgili ilişkileri düzenleyerek ‘sosyal
barışı’ sağlamak,
§
Üretimi meydana getiren üretim faktörleri
arasında adil bir gelir dağılımını koruyacak tedbirleri alarak toplumda ‘sosyal
adaleti’ sağlamak,
§
Artan üretimden o ülkede yaşayan, çalışan veya
çalışamayacak durumda olan yaşlı, sakat, çocuk, hasta vb. gibi herkesin
faydalanabilmesini kolaylaştıracak ‘sosyal refahı’ sağlamaktır.
Bu
yüzden, sosyal devlet anlayışına sahip olan ülkeler, normal insanların yanı
sıra ‘engelli’ vatandaşlarının da istihdam haklarından faydalanmaları için
ciddi anlamda tedbirler almıştır. Gerek işgücü eğitimi alanları açma konusunda, gerekse istihdam konusunda sistematik ve
etkin faaliyetler sürdürmeyi prensip haline getirmişlerdir. Bu tür ülkelerden
bazılarını model olarak incelemek ve ‘engelli’ vatandaşlar; bilhassa ‘zihinsel engelli’ olanlar için
hazırlamış oldukları fırsatları ve imkanları belirtmekte fayda vardır.
4.1. ABD
ABD’de
engelli vatandaşlarının istihdam edilmeleri için 1955’te, 600 kişiden oluşan ve
her engelli kategorisi için alt birimleri de olan Başkanlığa bağlı bir komite
oluşturulmuştur. Bu takım, işverenlere eğitim ve rehabilitasyon uzmanları,
eğitimciler, işgören rehberleri, tıbbi bakım uzmanları, sosyal rehberler gibi
kalifiye elemanlar temin etmekte ve bunların faaliyetlerini kontrol altında
tutmaktadırlar.
Komite,
engelliler bilhassa zihinsel engelliler ile ilgili envanterler tutarak, onlarla
ilgili ayrıntılı bilgiler elde edip, veri bankası oluşturmuşlar ve istihdamları
konusunda işgücü eğitimi faaliyetlerini, sistematik, planlı ve tüm vilayet ve
kazaları kapsayıcı bir şekilde sürdürmektedirler[8].
Komite,
sadece belli merkezlerde değil, 50 eyaletin tümünde telekonferanslar vermekte,
hem halkın aydınlatılması ve bilinçlendirilmesinde, hem de zihinsel
engellilerin sosyal adaptasyonu ve topluma kazandırılmasında düzenli ve
programlı eğitim ve öğretim faaliyetleri düzenlemektedirler[9].
ABD’de
faaliyet gösteren ‘Psikolojik Engellilere Yapılan Ayırımcılığa Karşı Koalisyon
(The Coalition Against the Discrimination with Psychiatric Disabilities-CADPPD’
adındaki kurum, zihinsel engellilere karşı olumsuz imajları, olumlu hale
getirmek için oldukça fazla yankı bulan ve etkili faaliyetler sürdürmektedirler[10].
Sadece
Massachusetts Bölgesi’nde faaliyet gösteren ‘Zihinsel Engelliler Bölümü
(Department of Mental Retardation)’, 31 bin kişiye, işe yerleştirme, ulaşım
hizmetleri ve ekipmanları, rehabilitasyon ve tedavi hizmetleri gibi konularda
faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bu kurum, çalışmalarını devlet destekli
sürdürmekte ve 265 şubesiyle (Massachusetts Bölgesi’nde) geniş kitlelere hitap
etmektedir[11].
Yukarıda
bahsedilen hizmetlerin dışında çok sayıda özel ve kamu kurum ve kuruluşları, hiçbir ayırım yapmadan
normal insanlara tanınan statü ve hakların engelli vatandaşlara da tanınması ve
uygulanması için mücadele vermektedir.
4.2. ALMANYA
Almanya’da
Zihinsel Engelliler için kurulan iş eğitimi merkezleri ile rehabilitasyon
enstitülerinde, zihinsel engellileri çalışma hayatına entegre etmek amacıyla
eğitim kursları düzenlenmektedir. Bu kursların amacı, katılımcılara ikamet
ettikleri evlerine yakın yerlerde önemli iş fırsatları ve istihdam alanları
sağlamaktır.
Rehabilitasyon
merkezleri, katılımcılara tıbbi tedavi ve çalışma hayatına hazırlık,
oryantasyon ve motivasyon gibi
psikolojik eğitim faaliyetleri sunarken, iş eğitimi merkezleri, mesleki bilgi
ve becerileri edinmelerini sağlamaktadır.Katılımcılar, bilgi ve becerilerini
eğitim amacıyla kurulan atölyelerde uygulamaya dökmekte ve yeterli düzeye
geldikten sonra iş hayatına atılmaktadırlar. Bu eğitim esnasında, katılımcılara
ayrıca davranış biçimleri, görgü kuralları gibi sosyal alışkanlıklar da
kazandırılmaktadır.
Almanya’da
zihinsel engellilere yönelik diğer faaliyetleri aşağıdaki şekilde
özetleyebiliriz[12]:
§
Zihinsel engellilere fiziksel, ruhsal ve sosyal istikrar kazandırma faaliyetleri,
§
Motivasyon ve kendine özgüven kazandırma
faaliyetleri,
§
Gerçekleri olduğu gibi kabullenmesi ve duruma
göre hareket etmesini sağlama faaliyetleri,
§
Yeteneklerine göre iş ve meslek seçimi yaptırma
faaliyetleri.
Yukarıda
değinilen faaliyetlerin sürdürüldüğü kurslar, genellikle iş eğitimi merkezlerinde 12 ile 15 ay arasında düzenlenmekte ve en az
18 yaşında olan kız ve erkekler kabul edilmektedir[13].
4.3. HONG KONG
Hong
Kong’da bir kamu kuruluşu olan ‘Hong Kong Akıl ve Ruh Sağlığı Kurumu (The
Mental Health Association of Hong Kong)’ IQ seviyelerine göre kategorize
ettikleri zihinsel engellilere farklı eğitim faaliyetleri uygulamaktadır.
Kurumun misyonu, kuruma devam eden zihinsel engellilere sağlıklı bir yaşamı,
kendine özgüven kazandırılmasını, iç huzuru kazanmalarını sağlamayı, bakım ve
temizlik kurallarını öğrenmeyi, bağımsız yaşama kurallarını benimsemeyi, eşit
statüde istihdam imkanları sağlamayı teminat altına almaktır. Bu çerçevede
kurumun amacı[14]:
§
Kurumun müdavimlerine ekonomik bağımsızlıklarını
kazanmaları için gerekli olan tüm eğitim ve ekipman desteklerini sağlamak,
§
Sosyal entegrasyon ve rehabilitasyon
faaliyetleri sunmak,
§
Bağımsız yaşayabilmeleri için gerekli bilgi ve
beceri kazanmalarına yönelik bütün imkanları seferber etmek,
§
Kendine güveni sağlamaları amacıyla tüm beceri
faaliyetlerinde katkı sağlamak,
§
Sosyal hayatta cari olan tüm terbiye ve görgü
kurallarına uyum sağlamalarına yardımcı olmak’ tır.
Kategorize
edilen zihinsel engelliler için sürdürülen faaliyetler aşağıda verilmiştir[15]:
İleri Derecede Zihinsel Engelliler: Bu kategoriye giren zihinsel engellilere,
temel ihtiyaçlarını ve faaliyetlerini
yürütebilmek için 50 merkezde eğitim faaliyetleri
gerçekleştirilmektedir.
Orta ve Hafif Derecede Zihinsel Engelliler: Bu
kategorideki zihinsel engelliler için 3 büyük yurdu olan 161 eğitim merkezinde
temel eğitim faaliyetleri sürdürülmektedir. Bunun yanı sıra aldıkları eğitim
doğrultusunda kazandıkları becerilerine göre istihdam edilmeleri
sağlanmaktadır.
İstihdam
edilebilir zihinsel engelliler için ‘Hong Kong Akıl ve Ruh Sağlığı Kurumu’ nun yürüttüğü
faaliyetler ise şunlardır[16]:
§
Kişisel eğitim faaliyetleri,
§
Grup eğitimi,
§
Oyun ve vaka çalışması,
§
Ev içi ve ev dışı faaliyetler,
§
Topluma uyum faaliyetleri,
§
Destekleme faaliyetleri,
§
Günlük bakım faaliyetleri,
§
Bağımsız yaşamak için kişisel ve grup beceri
faaliyetleri,
§
Mesleki eğitim ve psikolojik destekleme
faaliyetleri,
§
Ebeveyn-Kurum işbirliği ile
gerçekleştirilen koordine faaliyetler,
§
Toplu eğitim programı.
Kuruma [17]:
§
15 yaş ve üzeri olanlar,
§
Hafif ve orta derecede zihinsel engelliler,
§
Temel ihtiyaçlarını kendilerinin
karşılayabileceği zihinsel engelli olanlar kabul edilmektedir.
Yukarıda
verilen ülkelerdeki hizmetler kesintisiz yürütülmekte ve geniş halk kitleleri
tarafından kabul görmektedir. Toplumda zihinsel engellilere karşı olası tüm
dışlama davranışları engellenmektedir. Bu durum, sosyal devlet anlayışının
önemli bir gereği ve vazgeçilmez bir olgusudur.
4.4. TÜRKİYE’DE ZİHİNSEL ENGELLİLER İÇİN UYGULANAN FAALİYETLER
Zihinsel
engelliler konusundaki faaliyetlere oldukça geç başlayan Türkiye’de, ilk olarak
1960’lı yıllarda ilk okullar bünyesi içinde öğretilebilir çocuklar için özel
sınıflar açıldı. 1985’te 517 adet özel
sınıf, 6851 öğretilebilir çocuğun eğitim göreceği kapasiteye ulaşmıştı. O
yıllarda zeka düzeyi (IQ) 50’nin altındaki engellilik derecesi, bir tıp sorunu
kabul ediliyordu bu yüzden eğitim programı dışında bırakılmıştı. Hatta, ağır
zihinsel engelli çocuklar için eğitim metotları geliştirilmemiş ve eğitimle
ilgili kurum ve kurluşlar oluşturulmamıştı[18].
Zeka
düzeyi (IQ) 50'nin altında öğretilebilir çocukların eğitimi 1970'de
Öğretilebilir Çocukları Koruma Derneği'nin[19] ,
Ankara Sağlık Sokak'taki kiralık binasının bir odasında dört öğrenci ile
başladı. Uygulanan eğitim programının amacı zeka düzeyi 50'nin altında
öğretilebilir çocukların da kendi kendine yetebilir ve eğitim alabilir duruma
getirilebileceğini kanıtlamaktı. 5-10 yaş grubu arasında öğretilebilir
çocukların eğitimi, kısa sürede olumlu sonuç vererek ailelerde talep artışı
oldu ve eğitim kapasitesi aşağıda belirtildiği gibi hızlı bir artış gösterdi[20]:
Tablo 1: 1970-1985 Yılları
Arasında Zihinsel Engelliler İçin Düzenlenen Kurslar
YILLAR
|
Sınıf Sayısı |
Öğrenci Sayısı
|
1970
|
1
|
4
|
1971
|
2
|
24
|
1972
|
3
|
33
|
1973
|
3
|
45
|
1974
|
3
|
46
|
1975
|
-
|
-
|
1976
|
5
|
55
|
1977
|
5
|
58
|
1978
|
6
|
60
|
1979
|
7
|
70
|
1980
|
7
|
70
|
1981
|
7
|
70
|
1982
|
12
|
96
|
1983
|
12
|
96
|
1984
|
12
|
140
|
1985
|
16
|
152
|
Kaynak: İŞKUR, http://www.gt.com.tr (Erişim Tarihi:
09.09.2003)
1982' de benzer
nitelikli komşu bina satın alınarak 16 yaş sonrası gençlik çağına adım atan
öğretilebilir çocukların öz bakım eğitimi başlatıldı. Eğitim ne kadar erken
başlarsa o derece yararlı olur ilkesinden hareketle 1978'den itibaren 3 yaş
grubu da eğitim programına dahil edildi. Zihinsel engellilik alanında eğitimin
yalnız çocuğa yönelik olmayıp, aileyi de kapsamı içine alması gerektiğinden
Derneğin bünyesinde ayrıca " Aile Rehberlik " birimi oluşturuldu.
Dernek, o yıllarda üniversitelerimizde zihinsel engellilerin eğitimi ile ilgili
öğrenim birimi açılmamış olduğu için, bugün öğretim üyelerinin pek çoğunun
deneyimlerinin artmasına ve tez çalışmalarını hazırlamalarına hizmet etmiştir.
Ayrıca yılda bir kez "Uyanış" adlı bir dergi çıkartılarak, zihinsel
engellilik alanında teori ile pratik arasında köprü kurulmaya çalışıldı.
Milli
Eğitim Bakanlığının 1990'da zeka düzeyi 50'nin altında öğretilebilir
çocuklarıda programa dahil etmesi bu yönde devletin ve gönüllü kuruluşların
ilgi alanının genişlemesine katkıda bulundu.
1990’lı
yıllarda sürdürülen bu hizmetlere 1997’de yeni bir boyut eklendi ve
Başbakanlığa bağlı olarak ‘Özürlüler İdaresi Başkanlığı’ kuruldu. Bu kurum,
engellilere yönelik hizmetlerin düzenli, etkin ve verimli bir şekilde
yürütülmesi için, ulusal ve uluslar- arası kurum ve kuruluşlar arasında
işbirliği ve koordinasyonu sağlamak, engelliler ile ilgili ulusal politikanın
oluşmasına yardımcı olmak, engellilerin problemlerini tespit etmek ve bunların
çözüm yollarını araştırmayı amaç edinmiştir.[21]
‘Özürlüler
İdaresi Başkanlığı’ ile ‘Zihinsel Öürlüler Federasyonu’ birlikte bazı çalışmalar
yaparak 2002 tarihinde ‘Özürlülerle İlgili Mevzuat’ isimli bir kitap
yayınlamıştır. Diğer taraftan, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı 29
Kasım-02 Aralık 1999 tarihleri arasında ‘1. Özürlüler Şurası’ düzenlemiş, geniş
bir katılımla engellilerin sorunları, dengeleyici tedbirler ve geleceğe yönelik
çeşitli tavsiye kararları almışlardır. Ancak o tarihten sonra 2. Şura bir türlü
yapılamamıştır. 1. Şura’nın etkinlikleri,
Özürlüler İdaresi Başkanlığınca
‘Çağdaş Yaşam ve Özürlüler-Komisyon Raporları, Genel Kurul Görüşmeleri’
adı altında bastırılmıştır.
Ayrıca
Çocuk Esirgeme Kurumu, zihinsel engelliler için bazı merkezlerde rehabilitasyon
ve eğitim merkezleri kurmuştur. Bunların içinde en işlevsel olan ‘Saray
Rehabilitasyon merkezinde, zihinsel engelliler içinde
eğitilebilir-öğretilebilir olanları, çeşitli eğitim ve öğretim kurslarına tabi
tutarak topluma kazandırma faaliyetleri sürdürülmektedir. Bu merkezin
bünyesinde galoş üretme, seramik yapımı, tarımsal rehabilitasyon, makrame
üretimi, resim yapma faaliyetleri gibi etkinlikler düzenlenmekte ve başarılı
olan öğrenciler çeşitli kurumlarda istihdam edilmektedir. Ayrıca bir pilot
uygulama niteliği taşıyan ‘Cafe Down’ örneği, istihdama yönelik olarak pilot
uygulama işlevi gören önemli bir faaliyet alanı olma yolunda ilerlemektedir.
Örnek Olay
Engelli
bireylerin istihdam edildiği ve proje çalışmalarının uzman Sercan ÖZDEMİR ,
uzman Hasan GÜNEŞ ve Nörolog Dr. Harika ALBOĞA tarafından yürütüldüğü ‘Engelli
Bireylerin İstihdam Edildiği Cafe Down Projesi’, Kızılay’da halen uygulanmakta
olan ve başarıyla yürütüldüğünü izlediğimiz önemli bir olaydır. Açılmasında
yukarıda adları geçen şahısların oldukça zorluk çektikleri, yazdıkları ‘İş
Becerisi Kazandırma Programı Örneği: Cafe Down’ isimli makaleden
anlaşılmaktadır.
Ekibin
ilk faaliyeti, Ocak 1998 yılında başlatılan projenin metninin yazılması
olmuştur. 24 Nisan 1998’de eğitilebilir ve öz bakımlarını kazanmış 14 çocukla
başlatılan eğitim, 5 yıl kadar sürmüştür. Bu faaliyet, aşağıdaki birimlerin
koordineli eğitim faaliyetleri ile
gerçekleştirilmiştir:
1)
Çocuk gelişimi eğitimi (çocuk gelişimi ve eğitimi
uzmanı tarafından),
2)
Özel eğitim faaliyeti (özel eğitim öğretmeni
tarafından)
3)
Sosyal hizmet eğitimi (sosyal hizmet uzmanı tarafından)
4)
İş ve meşguliyet birimi terapisi (fizik tedavi
rehabilitasyon uzmanı tarafından).
Yukarıdaki eğitim sürecini geçiren
14 çocuk, hijyen ağırlıklı 3 aylık servis ve müşteri ilişkileri eğitimine tabi
tutulduktan ve MEB Anadolu Turizm ve Otelcilik Lisesi müdürünün katkıda
bulunmasıyla gerçekleştirilen ve %40’ı teorik, %60’ı ise uygulama olmak üzere
yapılan eğitim faaliyetini tamamladıktan sonra adı geçen okulun bahçesinde
bulunan kafeteryada staja tabi tutulmuşlardır. Bunlardan 3 tanesi fire vermiş,
yani başarılı olamadığından guruptan ayrılmıştır.
Bu staj devresi, servisin tanımı,
önemi, servis personelinin görevleri, kişisel temizlikleri ve uyması gereken
sağlık kuralları, giysileri, servis yaparken kullanacakları araçlar, mekan
temizliği ve düzeni gibi konulardan oluşmuştur. Bu staj eğitiminden sonra
zihinsel engelli elemanlar, Cafe Down ismi verilen mekanda göreve başlamışlar
ve şu anda servis faaliyetlerini sürdürmektedirler. Toplum tarafından oldukça
fazla rağbet gören bu işletmede önceleri bazı aksaklıklar olmasına rağmen, şu
anda gerçekleştirilen faaliyetler optimum düzeyde fayda ve tatmin sağlamakta,
müşteri memnuniyetini sağlayacak hizmetler sunulmaktadır. Bu işletmede,
önceleri kendi hizmetlerini aksatan engelliler eğitimden sonra birbirlerine
‘Senin ayakkabın neden boyasız?’, ‘Pantolonun neden ütüsüz?’ gibi ifadelerle
uyarılarda bulunarak kendileri eğitim vermeye başlamışlar, müşteriler gelince
de oturmalarını, üstlerini çıkarmalarını bekledikten sonra arzularını sorma
alışkanlığını elde etmişlerdir.
Yukarıdaki
örnek olay, dünyada nadir olan bir istihdam garantili eğitim faaliyetleri
zinciri olmasına rağmen, belli bir merkezde gerçekleştirilen, ancak zihinsel
engellilerin bulunduğu diğer bölgelerde mevcut olmayan bir etkinliktir. Bu tür
faaliyetlerin tüm Türkiye’de uygulanması ve istihdam garantili eğitim
faaliyetlerinin etkin bir şekilde yaygınlaştırılması gerekmektedir.
4.4.1. TÜRKİYE İŞ KURUMUNUN (İŞKUR)
ZİHİNSEL ENGELLİLER İÇİN YÜRÜTTÜĞÜ FAALİYETLER
Türkiye
İş Kurumu, engellilerin işe
yerleştirilmelerini veya bağımsız çalışmalarını sağlamak amacıyla da mesleki
eğitim kursları düzenlemektedir. Bu bağlamda 1978 - 2002 yılları arasında 6171
özürlünün katıldığı 445 kurs düzenlenmiştir. Buna ilişkin istatistiki tablo
aşağıdadır[22].
Tablo 2: Özürlülere Yönelik İşgücü Yetiştirme Kursları (1978-2002)
YIL
|
KURS SAYISI
|
KURSİYER SAYISI
|
1978 - 1987
|
76
|
1.374
|
1988
|
19
|
322
|
1989
|
15
|
211
|
1990
|
26
|
352
|
1991
|
26
|
327
|
1992
|
17
|
180
|
1993
|
16
|
175
|
1994
|
27
|
360
|
1995
|
55
|
765
|
1996
|
20
|
215
|
1997
|
20
|
249
|
1998
|
35
|
416
|
1999
|
34
|
443
|
2000
|
29
|
382
|
2001
|
10
|
138
|
2002
|
20
|
262
|
TOPLAM
|
445
|
6171
|
Yukarıda
verilen tabloda görüldüğü gibi, Türkiye’de 1978 ile 2002 arasında engelliler için düzenlenen işgücü
eğitimi kurs sayısı 445 ve katılımcı sayısı ise 6171’dir. Bu miktarları
Türkiye’de bulunan milyonlarca engelliyle mukayese ettiğimizde, düzenlenen
işgücü eğitimi kurslarının sayısının ne kadar cılız kaldığını görmekteyiz. Bu
kursların içinde zihinsel engelliler için ayrılan kontenjan ise yok denecek
kadar azdır.
Tablo 3’te
2002 yılında genel olarak engelliler için açılan kursların ayrıntısı
verilmiştir.
* Yrd. Doç.
Dr. Erciyes Üniversitesi, Nevşehir İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi (E-posta: koren25@ hotmail.com)
[1] Gökçe, Fikret, vd. ‘Özürlülerle İlgili Mevzuat’, T.C.
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı Yayınları/19, Ankara, 2002, s. 7
[2] Enez, Saniye Ceylan,
‘Özürlü Ailelerinin Eğitiminde Sosyal Hizmet Mesleğinin Yeri ve Önemi’, Sosyal Hizmet Dergisi, Ekim, Kasım,
Aralık 2001 Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi Yayını, Ankara s.39.
[3] Gökçe vd, a.g.e, s.344
[4] Gökçe vd. a.g.e, s.231
[5] Küçükkaraca, Nilgün,
“Zihinsel Engellilik ve İletişim” Sosyal
Hizmet Dergisi, Ocak, Şubat, Mart 2003, s.5, Ankara.
[6] Küçükkaraca, Nilgün, Veli
Duyan ve Aliye Aktaş, “Sosyal Hizmette
Yeni Yaklaşımlar ve Sorun Alanları” Prof.
Dr. Nihal Turan’a Armağan, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Y.O.
Yay.No: 8, Ankara, 2001, s. 50.
[7] Andaç, Faruk, “İş Hukuku Açısından Türk Sosyal Politika
Uygulaması” E.Ü. İ.İ.B.F Yayın No:
8, Kayseri, l999, s.7.
[8] Goldston, Tames, “The
Situation of Mentally Disabled People in the Region” http://www.mdac.ee/region/
article/html Erişim Tarihi: 23.08.2003
[9] Goldston, a.g.m.
[10] http://www.ilo.org/public/english/employment/skills/disability/papers/usapart231.html
Erişim Tarihi: 17.08.2003
[11] http://www.mdac.ee/region/article.html
(Erişim Tarihi: 23.08.2003)
[12] http://www.ilo.org/public
/english/employment/skills/diasability/papers/germanpart2/germanpart 313.htm
(Erişim Tarihi: 10.07.2003)
[13] http://www.ilo.org/public
/english/employment/skills/diasability/papers/germanpart2/germanpart 313.htm
(Erişim Tarihi: 10.07.2003
[14] http://www.mhahk.org.hk/E_mh.htm
(Erişim Tarihi: 24.08.2003)
[15] http://www.mhahk.org.hk/E_mh.htm
(Erişim Tarihi: 24.08.2003)
[16] http://www.mhahk.org.hk/E_mh.htm
(Erişim Tarihi: 24.08.2003)
[17] http://www.mhahk.org.hk/E_mh.htm
(Erişim Tarihi: 24.08.2003)
[18] http://www.gt.com.tr (Erişim Tarihi:
09.09.2003)
[19] O zamanki adı ‘Geri
Zekalı Çocukları Koruma Derneği’ idi.
[20] http://www.gt.com.tr (Erişim Tarihi:
09.09.2003)
[21] http://www.yargitay.gov.tr/bilgi/kanun_liste/PC4571.HM5.text:html
(Erişim Tarihi: 09.09.2003)
SONUÇ VE ÖNERİLER
İnsana, insanın sosyal,
siyasi haklarına, din ve vicdan hürriyetine saygılı bir anlayışa sahip olan
sosyal bir devletin en önemli görevlerinden biri de, vatandaşlarına iş
imkanları sağlamaktır. İş imkanlarını bizzat devletin oluşturması şart
değildir. Ancak gerek kamu sektörünün, gerekse özel teşebbüslerin istihdam
alanlarını sağlamaları için doğrudan ya da dolaylı destekler sunması ve bir
takım sosyal politika tedbirleri almasıdır. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası'nın 49. maddesinde '..işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek,
işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam oluşturmak ve çalışma barışını
sağlamak için gerekli tedbirleri alır' şeklindeki ifadeyle vurgulanarak, sosyal
devletin önemli misyonları arasında yerini almıştır.
Anayasa'nın
aynı maddesine göre 'çalışma herkesin hakkı ve ödevidir'. O halde sadece fiziki
ve fikri açıdan sağlam olanların değil, aynı zamanda sakat olanların da aynı
haklardan faydalanması gerekir. Yine Anayasa'nın 61. maddesindeki 'sosyal
güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler' ifadesinin açıklama
kısmında, 'devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını
sağlayıcı tedbirleri alır' ibaresi düşülmüş, engellilerin de normal insanlar
gibi toplumsal, sosyal ve ekonomik haklara sahip olduğu vurgulanmıştır.
Engelliler içerisinde, yardıma ve desteğe en çok muhtaç olanlar ise zihinsel engellilerdir. Devletimiz bu kesim için elbette bazı tedbirler almıştır. Ancak ABD, Almanya gibi gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde, bu tedbirlerin ve engelliler için uygulanan sosyal politikaların oldukça cılız kaldığını görmekteyiz. Yukarıda belirtildiği gibi, Almanya'da zihinsel engelliler için kurulan iş eğitimi merkezleri ile rehabilitasyon enstitülerinde, zihinsel engellileri çalışma hayatına entegre etmek amacıyla eğitim kursları düzenlenmektedir. Bu kursların amacı, katılımcılara ikamet ettikleri yerlere yakın olan iş imkanları ve istihdam alanları sağlamaktır. İş eğitimi alanlarına yakın yerlerde kurulan rehabilitasyon merkezleri ise, katılımcılara tıbbi tedavi ve çalışma hayatına intibak hazırlıkları ile ilgili oryantasyon kursları vermektedir. Kursiyerler, yeteneklerine göre ikamet ettikleri yerlere yakın iş alanlarında istihdam edilmektedir. Bu koordineli organizasyonun unsurlarını üç aşamalı olarak sayabiliriz.
Engelliler içerisinde, yardıma ve desteğe en çok muhtaç olanlar ise zihinsel engellilerdir. Devletimiz bu kesim için elbette bazı tedbirler almıştır. Ancak ABD, Almanya gibi gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde, bu tedbirlerin ve engelliler için uygulanan sosyal politikaların oldukça cılız kaldığını görmekteyiz. Yukarıda belirtildiği gibi, Almanya'da zihinsel engelliler için kurulan iş eğitimi merkezleri ile rehabilitasyon enstitülerinde, zihinsel engellileri çalışma hayatına entegre etmek amacıyla eğitim kursları düzenlenmektedir. Bu kursların amacı, katılımcılara ikamet ettikleri yerlere yakın olan iş imkanları ve istihdam alanları sağlamaktır. İş eğitimi alanlarına yakın yerlerde kurulan rehabilitasyon merkezleri ise, katılımcılara tıbbi tedavi ve çalışma hayatına intibak hazırlıkları ile ilgili oryantasyon kursları vermektedir. Kursiyerler, yeteneklerine göre ikamet ettikleri yerlere yakın iş alanlarında istihdam edilmektedir. Bu koordineli organizasyonun unsurlarını üç aşamalı olarak sayabiliriz.
- İş eğitimi kursları,
- Rehabilitasyon çalışmaları,
- Katılımcıların (Zihinsel engelliler) yeteneklerine göre ikametlerine yakın yerlerde istihdam edilmeleri.
Türkiye'de
gerçekleştirilen kurslar ise yukarıdakilerden farklıdır. Zira, kurslar belli
merkezlerde ve sınırlı sayıda düzenlenmektedir. Rehabilitasyon çalışmaları
yetersiz ve özel şirketlerin inisiyatifine bırakılmıştır ve denetimler
yetersizdir. Ayrıca istihdam politikası eksik ve aksak işletilmektedir.
İstihdam
politikasında zihinsel engelliler için en önemli handikap, eğitim durumudur.
Kurumların engelli kadroları için eleman alımlarında ilköğretim ya da ortaokul
mezunu şartı aranmaktadır. Oysa zihinsel engelliler okuma yazmayı bile çok zor
öğrenmektedir. Yakın zamandaki İŞKUR ilanlarında ,eleman alımı için öngörülen
şartlar içinde, hep bu şart ön plandaydı. Zihinsel engelliler için tek bir iş
ilanı bile yoktu, zira ilanlarda hep ilköğretim veya ortaokul şartı
aranmaktaydı. Bu durum Anayasa'nın 49. maddesinde yer alan 'çalışma herkesin
hakkı ve ödevidir' ilkesiyle çelişmektedir.
Unutulmamalıdır
ki, zihinsel engellilerin istihdamı, onların toplumdan soyutlanmasını
engellemekte, onları sosyal ve psikolojik açıdan topluma kazandırmaktadır. Bu
çerçevede zihinsel engellilerin topluma
kazandırılmasında yapılacak faaliyetleri ise aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
- Zihinsel engellilerin hayata gülümsemeleri için motivasyon sağlamak,
- Gerçekleri olduğu gibi kabullenmeleri ve duruma göre hareket etmelerini sağlamak,
- İş eğitimi ve rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde yeteneklerine göre iş ve meslek seçimi yaptırmak,
- Gerçek çalışma dünyasında zihinsel engellilere yer vermek ve onları topluma kazandırmak.
- Zihinsel engellilerin ailelerine psikolojik ve maddi destek sağlamak,
- Zihinsel engellilerin ebeveynlerine tayin kolaylığı sağlamak (Örneğin zihinsel engelli sbir çocuğa sahip olan bir babanın tayinini, zihinsel engelliler için kurslar düzenlenen merkezlerin olduğu yerlere yapılması konusunda yasal düzenlemeler yapmak gibi)
Bütün
bunların gerçekleştirilmesi için devletin öncülük etmesi ve gerekli yasal
düzenlemeleri yaparak yürürlüğe koyması ayrıca gönüllü kuruluşların ve
işletmelerin gerekli olan bütün destekleri sağlaması gerekmektedir. Bunların
gerçekleştirilmesine yönelik yapılacak bu koordineli çalışmaları yürütmek,
gerçek anlamda sosyal devlet olmanın olmazsa olmaz kurallarındandır.
Yorumlar
Yorum Gönder