SÜLEYMAN ER: Benim oğlum özürlü!

Benim oğlum, 23 günlükken geçirdiği havale nedeniyle konuşma merkezi tahrip oldu. Bunun için konuşamıyor. Ayrıca zihinsel özürlü ve spastik bir genç. Annesi öldükten, kız kardeşi evlendikten sonra benimle beraber yaşamaya başladı ve bu durum devam ediyor. Özel bir rehabilitasyon merkezinde aralıksız eğitim görüyor. Kendilerini normal, onu anormal görenlerden farklı kılan özelliklerini sizinle paylaşmak istiyorum. Banyosunu, tıraşını ben ve kız kardeşi yapıyoruz. Okul saatleri dışında kalan zamanının büyük bir kısmını 20 senedir felçli olan babaannesiyle geçiriyor.


YARDIM DUYGUSU

Babaannesinin küçük taleplerini yerine getiriyor ve sonra eve gelip yatıyor. Mahallenin muhtarı gibi. Onunla iletişim kuran herkesle süper diyalogu var. Alışverişten gelen yaşlı ve yürüme zorluğu çeken insanlara, ellerindeki yükü taşımalarında yardım edip evlerine kadar eşlik ediyor. Mahalledeki komşuların sokak ve bahçe kapıları açık kaldıysa, onları kapatmaları konusunda uyarıyor, buna rağmen açık kalanlar olursa gidip kapatıyor. Garaj kapısına araç park edenleri uyarıyor. Gerekirse araçlarını çektiriyor. Her gün okuldan geldikten sonra kendisinden önce gelip çöpleri toplayan görevlilerin rastgele koydukları konteynırları düzenli bir şekilde yerlerine koyuyor. Okul sonrası evlerine dönen çocukların ve sokaktan geçen yetişkinlerin rasgele sokağa attıklarını toplayıp çöp bidonlarına atıyor. Engelliler arasında düzenlenen atletizm, ve yüzme yarışlarında kendisi bitiş noktasına en yakın olduğu zaman dahi arkasında kalanları bekliyor, yardıma gereksinimi olanlara yardıma gidiyor!

ATA'YA SELAM

Birisin hasta ve üzüntülü olduğunu hissederse, ağladığını görürse, onlarla beraber üzülüyor ve ağlıyor. Türk bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün posterlerini gördüğü yerde asker selamına duruyor. Onu anormal görenlerin bir kısmı sahte çürük raporu alıp vatani görevlerinden kaçarlarken o, engelliler için düzenlenen bir günlük askerlik görevini büyük bir coşkuyla yerine getirmekten kaçmıyor! Arabaya biner binmez önce emniyet kemerini takıyor ve hatalı solama yapan sürücüleri el kol işaretleriyle ikaz ediyor! Her gün beslenme çantasına koyduğum bisküvi ve meyve suyunu okuldaki arkadaşlarıyla paylaşıyor. Her bayram kendisine verilen harçlıkları el öpme karşılığı kız kardeşine veriyor. Annesinin ve dedesinin mezarlarını ziyaret ettiğimizde ağlayarak ellerini açıp kendisine özel ama bizim anlamadığımız bir dilde dua ediyor.

VEFANIN BÖYLESİ
Ölüm kavramını bilmediği için, işaretle onların iğne olmaya gittiklerini ve uçakla geri geleceklerini söylüyor. Ne zaman nerede bir mezar ve cami görse ellerini açıp dua ediyor. Ona alınan küçücük bir hediye için bile onlarca sefer sarılıp öpüyor, teşekkür ediyor. Benim ve sevenlerin dışında hiç kimseden bir şey istemiyor ve almıyor. Ölüm, yalan, ihanet, hırsızlık, dolandırıcılık, dedikodu, iftira, aldatma v.b kavramları hiç bilmiyor. Bütün bu yazdıklarımı okuduktan sonra ne dersiniz! Benim oğlum gerçekten "özürlü." Değil mi!!!
 http://www.sabah.com.tr/Egeli/2013/01/23/suleyman-er-benim-oglum-ozurlu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEDEF HASTALIĞI ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ