ENGELLİ ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖNÜNE ‘ATAMA’ ENGELİ KOYAN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINI KINIYORUZ
KINIYORUZ
Bilindiği
gibi Milli Eğitim Bakanlığı, engelli öğretmen alımı yapılması talebiyle TBMM
Dilekçe Komisyonu’na başvuran bir vatandaşımıza, “Geçmişteki uygulamalar
öğretmenlik mesleğinin bedensel engelli bulunanlar tarafından icra edilebilecek
mesleklerden olmadığını göstermiştir. Öğretmenlik engelli tarafından icra
edilemez. Özürlü öğretmen yerine, özürlü personel istihdam ediyoruz ” cevabını
vermişti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu
cevabı Anayasa’ya ve kanunlara aykırıdır.
Şöyle ki; 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nda, “Kurum ve kuruluşlar çalıştırdıkları personele ait
kadrolarda yüzde 3 oranında özürlü çalıştırmak zorundadır” hükmü yer
almaktadır. MEB, bu hüküm doğrultusunda özürlü personel çalıştırdığını ifade
etmektedir. Ancak diplomasında ‘öğretmen’
yazan bir kişi neden kendi mesleğini icra etmek yerine, Milli Eğitim
Bakanlığı’nda başka bir görevde çalışsın? Şayet üniversitelerimiz, engelli
vatandaşlarımıza öğretmenlik diploması veriyorsa, devlet onların mesleklerini
yapmaları için gerekli koşulları sağlamak zorundadır. Dolayısıyla bu hüküm,
‘öğretmen’ unvanı için de geçerli olmalıdır.
Öte yandan Millî Eğitim
Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Atama
çeşitleri” başlıklı 12. Maddesinde “Bedensel engellilerin ataması” ifadesine
yer vermektedir. Konuya ilişkin MEB
Personel Genel Müdürlüğü’nün 25.11.2010 Tarih ve B.O8.0 PGM 0.09.01.01-70034
Sayılı Özürlü Personel Alımı konulu yazısı da bulunmaktadır. Ayrıca Anayasa’da
engelli vatandaşlarımıza pozitif ayrımcılık getirilmiştir. 2010 yılındaki referandumla yapılan değişiklikle, Anayasası’nın
10’uncu maddesine, “Çocuklar, yaşlılar,
özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler
için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz” fıkrası eklenmiştir. Madem öyle, inanmadığınız hususları, neden
Anayasa’ya koyuyorsunuz? Bu tavrınız, insani olmadığı kadar etik de değildir.
Görüldüğü üzere mevzuatta engelli
öğretmenlerimizin, öğretmen olarak atanmasına yönelik herhangi bir engel
yoktur. Hatta geçtiğimiz yıllarda engelli öğretmenlerimizin atanmasına imkân
tanınmıştır. Buna rağmen, engelli öğretmenlerimizin kazanılmış haklarının geri alınmaya
çalışılması inanılır gibi değildir ve utanç vericidir.
Engelli
öğretmenlerimiz, tıpkı diğer öğretmenlerimiz gibi Eğitim Fakültelerini
kazanmış, okullarından başarıyla mezun olmuş, engelli vatandaşlarımız için
yapılan ÖMMS’den yeterli puan almışlardır. Karşılarına çıkan tüm engelleri
aşarak, öğretmenlik diploması alan, ancak bu kez de MEB’in engeline takılan
öğretmenlerimize yapılan bu muamele neyin nesidir?
Milli Eğitim Bakanlığı’na sesleniyoruz: Belki farkında değilsiniz ama bu
gençlerimizin diplomalarında ÖĞRETMEN yazıyor, ÖĞRETMEN… KİMSE SİZDEN LÜTUF
BEKLEMİYOR, ENGELLİ ÖĞRETMENLERİMİZ SADECE HAKKI OLANI İSTİYOR.
ENGELLİ
OLMAYI, ÖĞRETMENLİK YAPMAYA ENGEL OLARAK GÖREN BU ZİHNİYETİ TÜRK EĞİTİM-SEN
OLARAK ŞİDDETLE KINIYORUZ. Buradan soruyoruz: Bir görme engelli öğretmenimiz ya da başka bir bedensel engeli bulunan
öğretmenimiz neden sınıfta öğrencilere ders anlatamasın?
Engelli
öğretmenlerimizin bilgilerini öğrencilerine aktarmasında ne gibi bir sakınca
var ki, engelli öğretmen ataması yapmıyorsunuz?
Bu
gençlerimizi hayattan dışlayarak, mesleklerini yapmaktan alıkoyarak, öğrencileri
ile kucaklaşmalarına engel olarak ne elde etmeye çalışıyorsunuz? Onları
yalnızlığa, çaresizliğe, işsizliğin kucağına ittiğinizin farkında mısınız?
Ne
yazık ki Milli Eğitim Bakanlığı elinde olsa, engelli gençlerimize eğitim
fakültelerinin de kapısını kapatacak. Böyle
bir aymazlık, böyle bir ayrımcılık, böyle bir gaddarlık, böyle bir insan hakkı
ihlali olabilir mi?
Engelli personel çalıştırmak başka bir
şey, engelli vatandaşlarımızın öğretmen olarak görevlerini icra etmesi başka
bir şey. Siz bu hakkı engelli öğretmenlerimizin elinden alırsanız, onların can damarını
kesmiş olursunuz.
Tüm bu nedenlerden dolayı Türk Eğitim-Sen olarak Milli Eğitim
Bakanlığı’na yazı yazdık. Bakanlığın engelli öğretmen adaylarının, tıpkı diğer
öğretmen adayları gibi değerlendirilerek, yasa ve yönetmeliklerin amir
hükümleri doğrultusunda atamalarının yasada belirtilen kontenjanlar dahilinde
yapılmasını istedik. Bakanlık artık ötekileştirme politikalarına son vermeli, tüm öğretmenlerimizi
kucaklamalı, engelli öğretmenlerimize ikinci sınIf insan muamelesi
yapmamalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel
Başkanı İsmail Koncuk’
Yorumlar
Yorum Gönder